Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/250 E. 2021/292 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/250 Esas – 2021/292
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/250
KARAR NO : 2021/292

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- ….
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 3-
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/05/2019
KARAR TARİHİ : 21/05/2021
KARAR YAZIM T. : 27/05/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan tazminat davasının yapılan açık yargılamasının
sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili Mahkememize verdiği 06/05/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle;davacının 08/01/2015 tarihinde davalı … üzerine kayıtlı … plakalı davalı … sevk ve idaresindeki aracın kendisine çarpnması sonucu ağır yaralandığını, Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Karar sayılı ilamıyla davalı sürücüye ceza verildiğini ve kararın kesinleştiğini, kazaya karışan aracın davalılardan … tarafından … numaralı poliçe ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yapıldığını beyanla davalı …, davalı … … Pazarlama ve Ticaret A.Ş. adına kayıtlı araçlar ve gayrimenkuller üzerine teminatsız olarak dava kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen kazanın olduğu 08/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini, 150.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve … … Pazarlama ve Ticaret A.Ş.’den kazanın olduğu 08/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili Mahkememize verdiği 31/05/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle;davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davacıya 01/02/2019 tarihinde 13.896,20 TL ödeme yapıldığını, müvekkil şirketin poliçe dahilinde davacının geçici iş göremezlik giderlerinden sorumlu olmadığını beyanla müvekkili şirketin davacı tarafça yapmış olduğu ödeme nedeniyle herhangi bir maddi tazminat sorumluluğu kalmadığından davanın reddini, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde SGK tarafından yapılan/yapılacak ödemelerin müvekkil şirketin sorumluluğundan tenzilini talep etmiştir.
Davalı … Tav. Üret. Paz. Ve Tic. A.Ş. vekili Mahkememize verdiği 10/06/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle;görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini, davacının talep ettiği 150.000,00 TL manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu beyanla görevsizlik kararı verilmesini aksi halde müvekkil şirketin davacının maruz kaldığı kazaya ilişkin ceza mahkemesinde yapılan yargılamanın tarafı olmaması sebebiyle bu dosyada alınan raporların ve verilen kararın aleyhe delil olabilmesi mümkün olmadığını, davacıya yapılan ödemeye yönelik davalı sigorta şirketi ve davacı tarafından bugüne kadar bilgilendirilmemiş olması ve talep edilen manevi tazminat tutarının da fahiş olması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davaya cevap vermediği görüldü.
Davacı vekili 17/06/2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle;davalı ….. vekilinin görev itirazının yerinde olmadığını, davanın trafik kazası sebebiyle mali mesuliyeti bulunan sigorta şirketine, araç malikine ve sürücüye karşı açıldığını, TTK hükümleri uyarınca görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, ceza davası sırasında araç malikine haber verme mecburiyetinin olmadığını, arabuluculuk aşamasında araç maliki şirket yetkililerinin de sürece dahil olduklarını beyanla dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Toplanan deliller:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde, arubuluculuk son tutanağını sunmuştur, 4. ACM’nin … Karar sayılı kesinleşmiş dosya örneğinin gönderildiği anlaşılmıştır.
İlkadım Sosyal Güvenlik Merkezi’nden verilen cevapta davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı, iş kazası geliri bağlanmadığı anlaşılmış, … A.Ş.’den hasar dosyası ve davacıya yapılan ödemeye ilişkin tüm bilgi ve belgeler celp edildiği görülmüş, davacı ve davalının ekonomik ve sosyal durum araştırmaları yapılmıştır.
Kusur oranının tespiti yönünden makine mühendisi bilirkişi …’ndan 23/10/2019 tarihli rapor alınmıştır.
Tüm tıbbi belgeler celp edilerek, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden 29/01/2020 tarihli rapor düzenlendiği görülmüş, yapılan itiraz üzerine bu kez Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan 02/12/2020 tarihli rapor alınmıştır.
Maddi tazminat miktarının tespiti yönünde aktüerya uzmanı Av. …’ tarafından 31/03/2021 tarihli düzenlenmiş, davacı vekili 15/04/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini arttırmış, davalı … A.Ş. vekili itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, TBK 54 ve 56. maddelerine dayanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, 08/01/2015 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki davalı ….. A.Ş. adına kayıtlı … plakalı araç ile davacıya çarpması neticesi yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, davacı tarafın kaza sebebiyle oluşan zararın tazmini hususunda davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı, davalı sigorta şirketi tarafından 01/02/2019 tarihinde ödeme yapıldığı ancak davacı tarafın yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek KTK 111/2 maddesi gereği iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından davalı …’ın … plakalı aracın sürücüsü, davalı … A.Ş.’nin işleteni davalı … A.Ş.’nin ise … nolu poliçe ile KTK ZMS sigortacısı olduğu, yasal şartların gerçekleşmesi halinde davacının maddi ve manevi zararlardan müştereken müteselsilen sorumlu oldukları görülmektedir.
2918 sayılı yasanın 109. maddesine göre motorlu araç kazalarından doğan tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise dava cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa bu süre tazminat talepleri içinde geçerlidir. Dosya içeriğinden kazanın 08/01/2015 tarihinde gerçekleştiği davalı …’ın Samsun 4. ACM’nin kesinleşen … Karar sayılı ilamıyla TCK 89/1 maddesi gereği cezalandırıldığı buna göre zamanaşımının TCK 66 maddesi gereği 8 yıl olduğu, dava tarihi itibari ile uzamış zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin defin reddi gerekmektedir.
Davalı sigorta şirketi tarafından 01/02/2019 tarihinde ödeme yapıldığı sabit ise de KTK 111/2 maddesi gereği “Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmüne göre davanın süresi içerisinde açıldığı görülmektedir.
Davalı …… A.Ş. vekili görev itirazında bulunmuş ise de davalılar arasında sigorta şirketi olması sebebiyle TTK hükümleri gereği davanın mutlak ticari dava olduğu anlaşılmakla bu yöne ilişkin itiraz yerinde görülmemiştir.
Meydana gelen kazada kusurluluğun tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 23/10/2019 tarihli makine mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda, davalı sürücü …’ın KTK 67/b, 137/b ve 84 maddesi gereği asli (%70) kusurlu olduğu, davacının ise aynı yasanın 68/a-2 ve 3 maddeleri gereği tali (%30) kusurlu olduğu, tespiti yapılmıştır. Aynı olaya ilişkin ceza yargılaması sırasında alınan raporda da davalı …’ın asli, davacının tali kusurlu olduğu bildirilmiş, mahkemece davalı …’ın asli kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş, karar kesinleşmiştir. Böylece her iki raporun birbirini doğrulaması, ceza mahkemesince verilen kararın kesinleşmiş olması nazara alınarak mahkememizce de davalı …’ın %70 oranında, davalının ise %30 oranında kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin 29/01/2020 tarihli raporunda, davacının %12 oranında özürlü olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğu bildirilmiş, itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulundan alınan yeni raporda özürlülük oranı %17 geçici iş göremezlik süresi 4 ay olarak tespit edilmiştir. Yargıtay İçtihatlarında da açıklandığı üzere kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre tıbbi raporların düzenlenmesi gerekmektedir. 08/01/2015 kaza tarihinde ise 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte ise de Adli Tıp raporunda açıklandığı üzere söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanmak gücü kaybı belirlenemeyeceğinden bir önceki yönetmelik olan 11/10/2008 tarih 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre rapor verilmesi gerekmektedir. Nitekim Adli Tıp Kurulu İkinci İhtisas Dairesi’nin 02/12/2020 tarihli raporu açıklanan yönteme uygun olmakla hükme esas alınması gerekmiş, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan raporun ise kaza tarihinde geçerli yönetmeliğe uygun hazırlanmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının tespiti için aktüerya bilirkişisi Av. … tarafından 31/03/2021 tarihli rapor düzenlenmiştir. Anılan raporda davacının %30 davalı sürücü …’ın %70 kusurlu olduğu, sürekli iş göremezlik oranının %17, geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğu, SGK’dan herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davacının ev hanımı ve emekli olmasına göre AGI’siz net asgari ücret esas alınarak ve olay tarihine göre PMF yaşam tablosuna göre bakiye ömür belirlenerek öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmış, toplam 49.982,76 TL zarar hesabı yapılmış, bu miktar ödeme (13.896,20 TL) ile karşılaştırıldığında ödemenin yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Bu kez rapor tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmış, yapılan ödeme güncellenerek mahsup edilmiş ve 2.405,09 TL geçici iş göremezlik, 45.568,75 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam zarar miktarı 47.973,83 TL bulunmuş, rapor dosyadaki verilere göre yasal, yeterli bulunarak itirazları reddedilmiştir.
Davalı sigorta şirketi geçici iş göremezlik giderinden sorumlu olmadığını ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamı ile 2918 sayılı Kanunun 6704 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değiştirilen 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “… ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ve ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş ve iş bu karar tarihi öncesi Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasa’nın 153/6 maddesi hükmüne göre Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararının Resmi Gazete’de yayınlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile de kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda açıklanan iptal kararı sebebiyle davacının zararının ve bu zarar kapsamının 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Aktüerya bilirkişi raporu da bu yöntemle hazırlandığından davalı sigorta şirketinin itirazı yerinde görülmemiştir.
SGK’nun cevabi yazılarından davacıya iş kazası geliri bağlanmadığı, rücuya tabi ödeme yapılmadığı anlaşılmış, ceza mahkemesinin kesinleştiği görülmekle bekletici mesele yapılması gerekmemiştir.
Davalılar … ve …… A.Ş. yönünden eylemin haksız fiil olması sebebi ile 08/01/2015 kaza tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekirken, davalı Sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinin ayrıca tespiti gerekir. Kaza tarihine göre 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Poliçe Genel Şartları mer’i olmadığından genel hükümlere göre temerrütün tespiti gerekmektedir. KTK 99/1 maddesine göre “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Dosya kapsamından, dava tarihi öncesi sigorta şirketine başvurunun yapıldığı ancak ulaşma tarihi ile ilgili belge bulunmadığı görülmekle birlikte, sigorta şirketi tarafından bu hususa ilişkin 21/01/2019 tarihli cevap ulaşma tarihi kabul edilerek 8 iş günü sonrası belirlenen 01/02/2019 tarihi sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olarak tespit edilerek ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere sorumluluğuna hükmetmek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen kaza sebebi ile davacının yaralandığı, bu nedenle manevi tazminat hakkının bulunduğu sabittir. Manevi tazminata karar verilirken hakimin özel halleri gözönüne alarak tespit edilecek miktar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekletirecek tazminata benzer bir ceza fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Buna göre tazminatın sınırı amacına göre belirlenebilir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 tarih 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının gerekçesinden takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden bu konudaki takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenler kararda objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat miktarının tespitinde takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik sosyal koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi, ölen ile davacıların yakınlıkları, beşeri ilişkileri gibi özellikler gözönünde tutulmalıdır.
Dosya kapsamından meydana gelen kazada davacının %30 oranında kusurlu olduğu ve %17 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği görülmektedir. Yapılan zabıta araştırmasında da davacının ev hanımı olduğu, çalışmadığı eşi ile birlikte yaşadığı 2.000,00 TL emekli maaşının bulunduğu, davalı …’ın ise evli üç çocuk sahibi olduğu, sabit işinin olmadığı, aylık 800,00 TL kira verdiği tespit edilmiştir. Açıklanan bu maddi olgulara göre talep edilen manevi tazminat miktarının oldukça yüksek olduğu, haksız zenginleşmeye yol açabileceği değerlendirilmiştir. Yukarıdaki maddi veriler ve manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağına ilişkin müstekar Yargı İçtihatları nazara alınarak, manevi tazminatın fonksiyonu da değerlendirilerek ve verilen maddi tazminat miktarı da gözetilmek suretiyle 10.000,00 TL manevi tazminata karar vermenin hak, nesafet, adalet kurallarına uygun olacağı kanaatine varılmış, davacı vekilinin bedel arttırım tarihi ve 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresi ile kaza tarihi nazara alındığında arttırılan kısmın dahi zamanaşımına uğramadığı tespit edilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalı …’ın görüşmelere katılmadığı, diğer davalıların vekilleri aracılığıyla görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalıdan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-2.405,09 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 45.568,75 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 47.973,84 TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı … A.Ş. yönünden faiz başlangıç tarihi 01/02/2019 temerrüt tarihi olmak üzere) müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … A.Ş. poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere)
2-10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … … Pazarlama ve Ticaret A.Ş.’den kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 3.960,19 TL harcın peşin alınan 515,75 TL ve ıslahta alınan 161,00 TL olmak üzere toplam 676,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.283,44 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına.
4-Davacı tarafça başlangıçta ödenen peşin 515,75 TL ve ıslahta alınan 161,00 TL olmak üzere toplam 676,75 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
5-a)Davacı tarafça maddi tazminat yönünden yapılan 632,83 TL posta masrafı, 1.090,00 TL bilirkişi ve 687,00 TL Adli Tıp ücreti olmak üzere toplam 2.409,83 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
b)Davacı tarafça manevi tazminat yönünden yapılan 20,00 TL posta masrafının kabul/red oranına göre hesaplanan 1,33 TL’nin davalılar … ve … … Pazarlama ve Ticaret A.Ş.’den alınarak davacı tarafa verilmesine, fazla kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.036,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-a)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … … Pazarlama ve Ticaret A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
b)Davalı … … Pazarlama ve Ticaret A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine.
8-1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına.
9-Kararın talep halinde yazı işleri müdürü tarafından taraflara tebliğine.
10-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, karar davacı vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin yüzünde diğer davalıların yokluğunda tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi.21/05/2021

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!