Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/201 E. 2022/506 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/201 Esas – 2022/506
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/201
KARAR NO : 2022/506

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI :…
VEKİLLERİ : …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/04/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 02/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 11/04/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı alacaklı tarafından 18/01/2016 tarihinde yapılan hisse devrinde hisseyi devralmadığı halde hisse bedelini ödemeyen davalı borçlu aleyhinde Samsun İcra Müdürlüğü tarafından 2018/154492 sayılı ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davacı … ile davalı …ın kardeş olduğunu aynı zamanda devir tarihi öncesi üç ortaklı … nin babaları … ile birlikte ortakları olduklarını, davalı …ın aynı zamanda büyük hisse sahibi ve şirketin müdürü olduğunu, ….Noterliği’ nin … tarih … yevmiye numarası ile müvekkilinin hissesini bedel karşılığı devretmiş gibi gösterildiğini, bedel olarak da yine müvekkilinin herhangi bir bilgisi ve iradesi olmaksızın ticaret sicil gazetesindeki beher hisse bedelinin 2.500,00 TL den 6560 pay karşılığı 164.000,00 TL ödenmiş gibi gösterildiğini, davacının kardeşi olan şirket müdürü ve hissedarının diğer davalının şirketle ilgili işlemler yapılması gerektiği beyanıyla notere gittiğini, müvekkilinin şirket hissedarlığı haricinde aktif bir görevinin olmadığını, ticaretle ilgisi, bilgisi ve tecrübesi olmadığını, her türlü işlemi kardeşi davalı … tarafından yapıldığını, davacının hissesinin satın alındığını, 164.000,00 TL bedel biçildiğinden haberinin olmadığını, bu nedenlerle; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, Samsun İcra Müdürlüğü’ nün 2018/154492 esas sayılı dosyasında davalı borçlunun icra takibine itirazının iptali ile icra takibinin devamına, … nin hisse devir tarihi olan 18/01/2016 tarihi itibariyle öz varlık tespiti de yapılarak gerçek hisse bedelinin tespitine , davalının suiniyetli itirazı sebebiyle %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 14/05/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında pay devir sözleşmesi akdedildiğini, davacının …’ ndeki hisselerinin şirket müdürü olan müvekkiline 164.000,00 TL bedel karşılığında devredildiğini anılan bedelin müvekkili tarafından davacıya ödendiğini, davacının hisselerinin bedelinin kendisine ödendiğini, resmi evrak ile kayıt altına alınan bu hususunun aksinin yazılı delil ile ispatlanması gerektiğini, müvekkiline karşı asılsız bir borç ileri sürmekte olan davacı tarafın tüm iddialarının ise soyut nitelikli olduğunu, ispatı kabil olmadığını, davacı tarafından da karşılıklı borç doğuran sözleşmenin varlığı ve geçerliliğinin kabul edildiğini ancak sözleşme ile kararlaştırılan bedelin ifasının gerçekleşmediğinin iddia edildiğini, görülmekte olan davanın bahse konu devir sözleşmesinin iptali istemiyle değil, sözleşme bedelinin tekrar tahsili talebiyle ikame edildiğini ancak davacı tarafın okumadığı içeriğinden haberdar olmadığı bir evrakı anladığını beyan ederek, irade fesadı nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia ettiğini, davacının talep ve iddialarının bu yönüyle çelişki içerdiğini, keza belgeyi okumadan imzalayan davalının kendi hatasından yararlanarak hataya düşürüldüğünü veya hile iradesinin sakatlandığını ileri süremeyeceğini, buna göre davacı tarafın hisselerini kanunun aradığı usule uygun devrettiğini ve hisselerine karşılık gereken bedeli aldıklarını, noter belgesi ile tevşik edilmekte bu bağlamda davacı tarafın aksi tüm iddialarını aranan ispat ölçüsünden uzak ve soyut nitelikte kaldığını, bu nedenlerle davacı tarafın hukuki mesnette yoksun iddia ve taleplerine itibar edilmeyerek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile birlikte vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14/05/2019 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkilinin küçük kardeşi aynı zamanda …müdürü olan davalının, müvekkilini kandırmış olduğunu, müvekkilinin bunu Aralık 2018 de yapılan araştırma neticesi öğrendiğini ve öğrenme tarihi itibari ile sürenin dolmadığını, hileye ve hataya dayanan işlemlerde kanun koyucu öğrenme tarihi olarak sürenin başlangıcını kabul ettiğini, müvekkilinin hisse değerinin 164.000,00 TL den kat kat fazla olduğunu, resmi hisse değeri üzerinden satış yapılmış gibi gösterildiğini, halbuki …sermaye değerinin milyonlarla ölçülmekte olduğunu, bu durumda müvekkilinin cüzi resmi bedel ile satış yapmasının da olağan hayatın akışına aykırı olduğunu, çünkü müvekkiline ait reel hisse değeri en az on kat fazla olduğunu, bu da müvekkilinin kandırıldığını gösterdiğini, şirketin devir tarihindeki öz sermaye değerinin tespiti ile durumun açıkça anlaşılacağını, davalının suiniyetli itirazlarının reddi ile delillerin toplanarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 11/06/2019 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın bir zamanlar paydaşı olduğu şirkete ticari ve içtimai hiçbir katkısının olmadığı gerçeğinin bu kimsenin davacı tarafın iddia ettiği gibi naif, bilgisizliği bulunan ve bu bilgisizliğinin de mazur görülebilir bir kimse olduğu anlamına gelmeyeceğini, zira davacı asilin üniversite mezunu birisi olarak profesyonel çalışma hayatının içerisinde bulunduğu ve yıllarca aile şirketinde şirket ortaklığı yaparak kararlar aldığının göz ardı edilmemesi gerektiğini, davacı asilin eğitim durumunun, konumunun ve tecrübesi itibariyle tarafı olduğu hukuki iş ve işlemlerin evsafını anlayabilecek durumda olduğunun sabit olduğunu, bu nedenle kısıtlanan babasının hukuki iş ve işlemlerini yapmaya aday olduğunu, kendisini vasi olarak atadığını, bununla da yetinmeyerek bayramlarda dahi yanına uğramadığı ve herhangi bir ihtiyacının olup olmadığını sormadığı babası adına, şirket genel kurul kararlarının iptalini dava edilmediğini, bu nedenlerle; davanın reddine, tahsil edilmiş bir borç için kötü niyetli olarak mükerrer icra takibi yapan davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller;
Arabuluculuk tutanağı, pay devrine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi örneği, Mahkememizin 2019/62 E.2019/444 sayılı kararı, … Noterliği tarafından düzenlenmiş … sayılı limited şirket pay devri sözleşmesi, Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen 26/01/2017,28/02/2017 ve 30/03/2017 tarihli genel kurul kararları, Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/251 E. Sayılı dosyası, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, hisse devir bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından …Noterliğinin … tarih ve… sayılı …Sözleşmesinde gösterilen bedelin ödenmediğini, davalı tarafından iradesinin sakatlandığını ve paylarının bu sözleşme ile devredildiğinin sonradan farkına vardığını ödenmeyen hisse bedelinin tahsili için başlatılan Samsun İcra Müdürlüğünün 2018/154492 E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve … varlık tespitinin yapılarak devir tarihi itibariyle şirket hisselerinin gerçek değerinin tespiti talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında davalının dava dışı …’deki 6560 adet hissesini 164.000,00 TL bedel ile davacıya devrine ilişkin limited şirket hisse devri sözleşmesi imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, pay devir sözleşmesini imzalarken davalının iradesinin fesada uğrayıp uğramadığı, sözleşmeye aykırılık ile birlikte irade sakatlığı hükümlerine aynı anda dayanılıp dayanılmayacağı, dava konusu icra takibine dayanak limited şirket hisse devri sözleşmesi nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, tarafların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının takip tarihi itibarıyla alacağı var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2018/154492 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının … borçlunun … olduğu, borç miktarının 164.000 TL asıl alacak, 56.155,40 TL faiz olmak üzere toplam 220.155,40 TL hisse devri alacağına ilişkin olduğu, ödeme emrinin borçluya 07.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresinde sunmuş olduğu 14.01.2019 tarihli borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, açılan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
…Noterliğinin … tarih ve … sayılı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı tarafa … 6560 payını tüm hak ve borçlarıyla birlikte davalı …’a devrettiği, devir bedelini nakten ve tamamen aldığına dair imzalarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Ticaret Sicil Gazetesinin 18.01.2016 tarihli gazete ilanı ile davacının hisselerini davalıya devrederek ortaklıktan ayrıldığına dair ilanın yapıldığı anlaşılmış, Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirkete ait genel kurul kararları dosyamıza eklenmiştir.
Mahkememizin 2019/62 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı davalı …in 26/01/2017, 28/02/2017 ve 30/03/2017 tarihli Genel Kurul Kararlarının iptaline karar verildiği ve kararın 25/10/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı tanığı … duruşmada alınan beyanında, tarafları kuzeni olması sebebi ile tanıdığını, pay devri sözleşmesinin yapıldığı gün davacının sahibi olduğu eczaneye geldiğini ve tüm hisselerini babasının adına devrettiğini söylediğini, pay devri sözleşmesi yapılırken Noterde bulunmadığını, davacı tarafın şirkette hissesi olması sebebi ile bildiği veya bilmediği tüm belgelerde imzasının bulunduğu, bu şirketin aile şirketi olduğu için davacının belgeye çok dikkat etmediğini, davacının pay devrinin yapıldığı gün herhangi bir şekilde hisse satış amacının olmadığını, pay devri sözleşmesi kapsamında da herhangi bir para almadığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı …duruşmada alınan beyanında, davacının eşi olduğunu, eşinin işi gereği şirketin işleri ilgilenmediğini ve bu konuda çok bilgi sahibi olmadığını, şirketin aile şirketi olması sebebiyle eşinin tüm belgeleri imzaladığını, eşinin hisse satışı sebebi ile notere gittiğini bilmediğini, böyle bir şey olması halinde kendisine bilgi vereceğini, eşinin hisse devri satışı sebebi ile herhangi bir bedel almadığını bildiğini beyan etmiştir.
Dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesindeki iddia ve talep sonucunu açıklayan 02/01/2020 tarihli beyan dilekçesindeki iddia gözetildiğinde ispat külfeti hisse devir sözleşmesini imzalarken iradesinin sakatlandığını ve bedelin ödenmediğini ileri süren davacı üzerindedir.
Tarafların kabulünde bulunan limited şirket hisse devri sözleşmesinde “… Devir bedelini kendisinden nakden ve tamamen aldım… ” ibarelerine yer verilmiştir. Noterde imzalanan hisse devir sözleşmesi, aksi ispatlanmadığı sürece, hisse devir bedelinin davalı tarafından davacıya ödendiğini gösterir yazılı belge niteliğindedir.
Davacı noter sözleşmesindeki hisse devir bedelinin nakten ve tamamen alındığı ibaresinin aksine, hisse devir bedelinin ödenmediğini savunmuştur.Davacı hisse devir sözleşmesinde yer alan 164.000,00 TL hisse devir bedelinin ödenmediğini usulüne uygun delillerle ispatlamakla yükümlüdür. Bu durumda, dava konusu icra takip dayanağı hisse devir sözleşmelerinde dava konusu devir bedellerinin davacı tarafından alındığı açıkça belirtildiğine göre bu yazılı belgenin aksini iddia eden davacı iddiasını HMK’nun 201. maddesine göre yazılı belge veya kesin delille ispat ispat yükü altına girmiştir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/12/2014 tarih ve 2014/13019 Esas 2014/20066 Karar sayılı ilamı).
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; davacının hisse devir bedelinin ödenmediğine ilişkin yazılı bir delil sunamadığı, davacının 18/01/2016 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısına katılarak hisse devrine onay verdiği ve bu kararı imzaladığı, bu genel kurul kararının Ticaret Sicil Gazetesi’nde 25/01/2016 tarihinde yayınlandığı, iddianın ileri sürülüş biçiminden her ne kadar davacı sözleşmeyi imzalarken iradesinin sakatlandığını ileri sürmüş ise de davaya konu icra takip dosyasında ve arabuluculuk tutanağında pay devir sözleşmesindeki hisse devir bedelini istediği, sözleşmenin iptalini talep etmediği dikkate alınarak sözleşmeye geçerlilik tanıdığı kanaatine varılmıştır. Nitekim TBK’nun 39. Maddesinde “1 yıl içinde sözleşme ile bağlı olduğunu bildirmez veya sözleşme ile verdiği şeyi geri istemezse sözleşmeyle bağlı kalır” hükmü mevcut olup davacı verdiğini geri istememekle sözleşmeyi onamış kabul edilmesi gerekmektedir. Kaldı ki dava dilekçesindeki, davalının acelesi olduğunu söyleyerek ve davalıyı telaşlandırarak noterde imza attırdığı iddiası belgeyi okumadan imzaladığını belirten davacının kendi hatasından yaralanarak hataya düşürüldüğünü ve davalının hile ile iradesini yanılttığını ileri sürememesi karşısında dinlenmemiş, irade sakatlığı bulunup bulunmadığına yönelik dinlenen tanık beyanlarında da davacı lehine bir kanaat mahkememizde uyanmamıştır.
Davacının dava dışı …i’nin öz sermayesinin tespitinin yapılması talebi, cevaba cevap dilekçesi ve talep açıklama dilekçesi göz önüne alındığında buna ilişkin davanın pay devir sözleşmesinde gösterilen bedelin reel hisse bedelini yansıtmadığının tespitinin davacının iradesinin hile ile sakatlığa uğratıldığı iddiasına dayanak olmak üzere ne ilişkin olarak ilk talebin delili mahiyetinde olmak üzere açılması, davanın pay devir sözleşmesinde gösterilen bedelin tahsiline ilişkin başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davası olduğu ilk talebin de mahkememizce yerinde görülmemesi sebebi ile incelenmemiştir.
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış davalının vekili aracılığı ile arabuluculuk görüşmelerine katıldığı anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 2.800,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.720,01 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 19.530,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
7-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip…

Hakim …