Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/20 E. 2019/53 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/20 Esas – 2019/53
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/20
KARAR NO : 2019/53

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2019
KARAR YAZIM T. : 17/01/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan menfi tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddianın özeti;
Davacı 04/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle;KPSS eğitim hizmeti almak için 2015 yılının ekim/kasım aylarında davalı kuruma müracaat ettiğini, bu sırada davalı ile bir sözleşme imzaladığını, özel durumu dolayısıyla eğitime başlayamadığı, bu durumunu davalı kuruma bildiremediğini, eğitim süresinin son ayına denk gelen bir tarihte borcu olduğu gerekçesiyle ile arandığını, devamında davalı kurumdan hiç bir hizmet almamasına rağmen kurs döneminin sonunda kurs eğitim bedelinin tahsili amacıyla hakkında haksız yere icra takibi başlatıldığını beyanla Samsun 9. İcra Dairesinde başlatılan takibin durdurulmasını, davanın kabulü ie 16/11/2015 keşide tarihli, 15/07/2016 ödeme tarihli 1.250,00 TL bedelli senet ile ilgili olarak davalı kuruma borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Dava, senede dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacının davalı ile arasında eğitim hizmeti almak için sözleşme imzalandığını, özel durumları nedeniyle eğitime katılamadığını, ancak davalının eğitim ücreti sebebiyle verdiği 1.250,00 TL’lik senedi icraya koyarak aleyhine Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2017/24394 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, davacının iş bu takip ile borçlu olmadığının tespitinin ve takibin iptaline karar verilmesinin talep ettiği anlaşılmaktadır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
7063 Sayılı Kanun değişikliği sonrasında ise tüketici kanunun kapsamındaki uyuşmazlıklarda tüketici işleminin tarafları bakımından İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla belli değerlerin altındaki uyuşmazlıklar için Tüketici Hakem heyetlerine başvuru zorunluluğu, belli miktarların üzerindeki uyuşmazlıklarda bu heyetlerin görevli olmadıkları belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre uyuşmazlık tarafların THH’na başvuruda zorunluluk teşkil eden miktarlar içindeki uyuşmazlıklarda İcra İflas kanundaki İlamsız genel haciz yolu ile icra takibinde bulunup borçlunun itirazı üzerine alacaklının icra takibinin devamını sağlamak için ise İİK madde 67/1 uyarınca “Mahkemeye” başvuruda bulunabileceğinden itirazın iptali taleple olarak Tüketici Mahkemelerine dava ile başvuru yolu açılmıştır. Dosya kapsamından, davacının davalıyla eğitim ücreti karşılığı olmak üzere 16/11/2015 düzenleme tarihli 15/07/2016 vade tarihli 1.250,00 TL bedelli senet verdiği, senedi davalı namına yazıldığı ve eğitim hizmeti için olduğunun senette açıklandığı buna göre taraflar arasında tüketici ilişkisinin bulunduğu ve mahkememizin görevli olmadığı tespit edilmiştir.
Öte yandan, görev hususu HMK 114/1-c maddesine göre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerekmektedir. HMK 138. maddesine göre de dava şartları yönünden dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olduğundan ve iş bu davada mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. madde gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nun 20 ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise, talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına.
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.16/01/2019

Katip

Hakim