Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/191 E. 2023/775 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/191 Esas – 2023/775
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/191
KARAR NO : 2023/775
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KAR. YAZIM TARİHİ : 03/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacının Mahkememize sunmuş olduğu 09.04.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı sigorta şirketi ile 21.09.217 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yeni tüm işyeri sigorta poliçesini imzaladığını, müvekkilinin 01.04.2016 tarihinde oto yedek parça işi yapmak üzere yeni bir işyeri açtığını, bu işyerinin davalı ile imzalanan 21.09.2017 tarihli yeni tüm işyeri sigorta poliçesi kapsamında sigortalandığını, işyerinde 16.10.2017-29.10.2017 tarihleri arası bir tarihte hırsızlık olayı meydana geldiğini, müvekkiline ait çok miktarda ve değerli mal sigortalı işyerinden çalındığını, buna ilişkin Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/4956 hazırlık numarası ile soruşturmanın halen devam ettiğini, hasarın sigorta poliçesi kapsamında olması nedeni ile davalı sigorta şirketinin Hasar Müdürlüğüne hasarını bildirdiği, davalı sigorta şirketi tarafından hasar dosyasının oluşturulduğu, hırsızlık olayından kaynaklanan zararın davalı tarafınan ödenmemesi nedeniyle hırsızlık olayından kaynaklanan zararın davalıdan tahsilinin temini için mahkemeye başvurmak zorunluluğunun doğduğunu, davalıdan olan alacakları belirli hale geldiğinden dava değeri artırılmak üzere fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL alacağın davalının temerrüde düştüğü ve ödeme yapmayacağını bildirdiği 15.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili 24.05.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle alacağın davacı yönünden belirli olup, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, ancak davayakonu 0001-0110-03489648 numaralı poliçede muhteviyat hırsızlık başlığı altında 412.500 TL’ye kadar teminat tutarı belirlendiği, işyerinde yapılan eksper çalışması yapılmış, davacının hasar bedelini 368.201,53 TL olduğunu beyan ettiğini, bu sebeple eldeki davanın 10.000 TL üzerinden belirsiz alacak davacı açılmasında hukuki yararı olmadığını, ihbarın ardından olay yerine gidilerek ilgili tüm kişiler hakkında yapılan görüşme neticesinde ekspertiz raporu düzenlendiği, düzenlenen raporda söz konusu hırsızlık hasarı öncesinde …’ın yetkili olduğu 2 adet benzer hırsızlık hasarı olduğu öğrenilmiş, Samsun C.Başsavcılığının 2018/4956 soruşturma nolu dosyasında elde bulunan görüntülerde herhangi bir şüpheli şahıs yada duruma rastlanılmadığı, ekspere ve sigorta şirketine sunulan faturaların görüldüğü ve fotoğraflarının çekildiği, fatura koçan suretlerinin görülmediği, fatura tarihsel sürecinin anlaşılamadığı ve hep aynı kalem ile yazı stiline rastlanıldığı, seri bir şekilde sonradan oluşturulmuş olabileceği, çalındığı iddia edilen malzemelerin ebat ve hacimsel olarak hırsızlık olayının meydana geldiği beyan edilerek tek odalı işyerine sığdırılmasının imkansız olduğu bu nedenle kaybın çok fazla abartılmış olabileceği, davacı tarafın bildirdiği faturalar ile talebinin fahiş olduğunu, ne kadar zararının olduğunun ispatının davacı tarafa ait olduğunu, alacağın belirli hale getirilmesi ve eksik harcın tamamlanması için davacı tarafa kesin süre verilmesine, süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde haksız ve hukuka aykırı davacının hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 07.06.2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava tarihi itibari ile müvekkilin alacak miktarını tam ve kesin olarak belirlemesinin mümkün bulunmadığını, ancak yapılacak yargılama ile bunun mümkün olduğunu, hırsızlık olayına ilişkin tutanak ve olay yeri inceleme raporunun incelenmesinde asma kilidi kesmek sureti ile kırılarak yapıldığı, bahse konu hasarın poliçe teminatı kapsamı dışında olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalının tüm cevaplarının reddi ile davalıdan olan alacakları belirli hale geldiğinde dava değeri artırılmak üzere, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL alacaklarının temerrüde düştüğü ve ödeme yapmayacağının bildirdiği 15.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 27.06.2019 tarihli 2. cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dosyaya sunulan cevaba cevap dilekçesindeki belirtilen hususların tamamının haksız ve gerçeğe aykırı olup kesinlikle kabul etmediklerini, cevap dilekçesinde tablo üzerinden ayrıntılı olarak gösterildiği üzere mal alım satımlarının kendi yakınları olan hep aynı kişler arasında olması, mal alımlarının rizikonun gerçekleşmesinden önce rutinin ve olağanın üzerinde artış göstermesi, çalındığı iddia edilen malzemelerin ebat ve hacimsel olarak hırsızlık olayının meydana geldiği beyan edilen tek odalı işyerine sığdırılmasının imkansız olduğu, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
20/12/2022 tarihli celsede davanın değerine göre heyete tevdiine karar verilmiş, bundan sonra yargılama heyet halinde yürütülmüştür.
Toplanan deliller.
Davacı vekilinin 17/10/2019 tarihli delil listesi, arabuluculuk son tutanağı, fatura suretleri, davalı sigorta şirketinin 15/11/2018 tarihli yazısı, Samsun İl Emniyet Müdürlüğünün 29/10/2017 tarih 1854 nolu olay yeri inceleme raporu, 02/08/2018 tarihli araştırma tutanağı, banka ödeme dekontları, ödemeye ilişkin senetler ve posta çekleri, davacının ticari defter ve kayıtları, vergi dairesi kayıtları, vergi levhası, hasar dosyası ve … nolu işyeri poliçe sureti, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/4956 soruşturma nolu dosyası (daimi aramada), dava dışı …’a ait BA-BS formları, KDV beyannamesi, davacı tanığı …’ın beyanları.
Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiden alınan 09/11/2020 tarihli rapor, davacı adına düzenlenen faturalar sebebi ile fatura düzenleyen …’ın 2017 yılına ait ve …’nın 2016 yılına ait şirket kayıtlarının incelenmesi amacıyla Çarşamba 3.Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla mali müşavir bilirkişiden alınan 23/09/2021 tarihli rapor ve 15/06/2022 tarihli ek rapor, … tarafından düzenlenen 09/01/2018 tarihli rapor, tarafların beyan ve itirazları ile Meydana geldiği iddia edilen hırsızlık olayının hırsızlık hakkındaki sigorta genel şartlarına göre taraflar arasında düzenlenen poliçe kapsamında olup olmadığı, zararın teminat kapsamında kalıp kalmadığı hususlarında mali müşavir, makina mühendisi ve hukukçu’dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 17/04/2023 tarihli rapor, davacının bedel arttırım dilekçesi, tarafların raporlara karşı beyan ve itirazları, TTK, HMK, TBK, poliçe genel şartları ve tüm dosya kapsamı.
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve GEREKÇE;
Dava, sigortalı işyerinde oluşan zararın poliçe kapsamında olup olmadığıyla zarar miktarına ilişkindir.
1-Tüm dosya kapsamından; davacıya ait … adresinde bulunan oto yedek parça satışı yapılan işyerinin 21/09/2017-2018 tarihleri arasında …3489648 nolu ”Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığı, davacının 16/10/2017 yada 17/10/2017 tarihinde işyerinin kepenklerini kapatıp asma kilidini kilitlemek suretiyle işyerinden ayrıldığı, 29/10/2017 tarihinde 20:30 sıralarında işyerine gittiğinde asma kilitlerin kesilmek suretiyle işyerinde hırsızlık yapıldığını tespit ettiği, işbu davayla oluşan hasarın tazminini talep ettiği anlaşılmıştır.
2-02/08/2018 tarihli polis tarafından hazırlanan tutanağa göre güvenlik kamera görüntüsü tespit edilemediği, olay yeri inceleme raporunda işyerinin giriş kapısının kilit tertibatının kırıldığı, şüphelilerin tespit edilemediği, Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/4950 hazırlık dosyasıyla yapılan soruşturmada evrakın 02/03/2018 tarihinde daimi aramaya alındığı, tespit edilmiştir. Davacı tarafından hırsızlık olayı 02/11/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine ihbar edilmiş, 09/01/2018 tarihli ekspertiz raporuyla davacını 355.343,53 TL zararı tespit edilmiştir. …’nin hazırladığı 19/02/2018 tarihli raporda olayla ilgili bir takım şüpheli durumların bulunduğunun belirtilmesi üzerine davalı sigorta şirketi 15/11/2018 tarihli yazı ile hasarın HSGŞ (Hırsızlık Sigortası Genel Şartları) kapsamında kalmadığından ödeme yapılamayacağını davacıya bildirmiştir.
3-Hırsızlık olayının poliçe kapsamında kalıp kalmadığının tespiti; işyeri sigortası işyerlerini ve işyerlerinde bulunan stok, muhteviyat ve demirbaşları maddi zararlara karşı güvence altına almak için kullanılan sigorta türüdür. Aynı zamanda bu sigorta ile bazı özel risklerde güvence altına alınabilir. Örneğin işyerinde çıkabilecek ani bir yangın, hırsızlık, cam kırılmaları, doğal afetlerin oluşturabileceği zarar ve olumsuzluklar bu kapsamda güvence altına alınmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen ”Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi’nin incelenmesinden anlaşılacağı üzere davacıya ait işyerinin davalı sigorta şirketi nezdinde 21/09/2017-2018 tarihleri arasında hırsızlık sigorta rizikolarını da kapsayacak şekilde sigortalandığı, teminatın 412.500,00 TL olduğu görülmektedir. Hırsızlık sigortası genel şartlarına göre sigortanın konusu ve kapsamı A.1 maddesinde belirtilmiştir. Sigorta poliçesinin özel şartlarında da HSGŞ’de belirtilen düzenlemeye paralel olarak hırsızlık klozu düzenlenmiştir. Düzenleme ”sigortalı riziko adresinde hırsızlık önlemi olarak demir-çelik kapı (1.kat ve üzeri rizikolar için) bulunduğunu beyan etmiştir. Hırsızlık sonrası beyan edilen önlemlerden herhangi birinin bulunmadığının anlaşılması halinde asgari 500 TL olmak üzere hasar tutarı üzerinden %20 muafiyet tenzil edilecektir. HSGŞ diğer maddeleri ve poliçede yazılı özel şartlar ile ilişki klozları saklı kalmak kaydıyla ile aşağıda belirtilen hallerden herhangi birinin varlığını fırsat bilerek yapılan hırsızlığın …dolaylı sigorta kıymetlerde doğrudan meydana gelen kayıp ve zararlar poliçe kapsamına dahil edilmiştir. Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek yapılan hırsızlıklar” şeklindedir.
4-Görüldüğü üzere gerek HSGŞ ve gerekse poliçe özel şartlarında yer alan hırsızlık klozuna göre sigortalı işyerinin demir, çelik kapısının ve kilidinin kırılarak veya delme suretiyle yapılan hırsızlıkların ve bu nedenle sigortalının uğradığı maddi kayıp ve zararlar poliçenin teminat kapsamına dahil olduğu anlaşılmaktadır. 02/08/2018 tarihli olay yeri inceleme tutanağı kapsamına göre 29/10/2017 tarihli olay yeri inceleme tutanağına göre davacıya ait işyerinde yapılan incelemede işyerinin demir kepenk ile kapalı olan giriş kapısının asma kilidinin kesilmiş ve kırılmış olduğunun tespit edildiği ve içeride kapak raflarının açık olduğu, bu şekilde hırsızlık yapıldığının tespit edildiği görülmekle davacıya ait işyerinde meydana gelen hırsızlık olayının poliçe kapsamında olduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim hükme esas alınan 17/04/2023 tarihli raporda da aynı hususlar tespit edilmiştir.
5-Davalı hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu ileri sürmüş olup gerekçe olarak … tarafından düzenlenen 19/02/2018 tarihli araştırma raporuna dayanılmıştır. TTK’nun 1409/2.maddesine göre sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükü sigortacıya aittir. Davalı sigorta şirketi ise ispat kapsamında araştırma raporu dışında delil ibraz etmemiştir.
6-a) 19/02/2018 tarihli araştırma raporunda belirtilen hususların değerlendirilmesi: davacının daha önce başka işyerlerinde 2 defa bu tür olayın olması başlı başına hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu göstermez. Nitekim önceki olaylar sebebiyle sigorta şirketlerince gerekli inceleme ve araştırmalar yapılarak ödemede bulunulmuştur. Davacının işyerinde yalnız çalışması, psikolojik sorunlarının olması, 13 gün süreyle işyerinin açılmaması da hasarın teminat kapsamında olmadığına delalet etmez. Poliçede HSGŞ A.5 maddesindeki haller teminat dışı tutulmuş olup, bu maddede yer alan 30 günden fazla boş kalma şartı dahi gerçekleşmemiştir.
b)Sigortalı işyerinin giriş kapısı üzerindeki kamerayla yakındaki WC kameralarının etkisiz hale getirilmesinde davacının dahli olduğu hakkında dosyada bilgi, belge, delil mevcut değildir. Kameraların davacıya ait işyerini görmemesinin sonuçları davacıya yüklenemez. Keza olay yerini gören bir kamera görüntüsüne ulaşılamaması da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Çalındığı iddia edilen malzemelerin ebat ve hacimsel olarak olayın meydana geldiği davacıya ait tek odalı işyerine sığmasının mümkün olduğu 17/04/2023 tarihli raporda açıklanmıştır.
c)Teminat dışı kalan haller HSGŞ A.5’te ve poliçede açıklanmış olup, bu hususların varlığı yasal ve yeterli delillerle davalı tarafından yukarıda açıklandığı üzere ispatlanamadığından hasarın teminat kapsamında kaldığı tespit edilmiştir.
7-Hasar miktarının tespiti: oluşan hasarın poliçe kapsamında kalmadığının davalı tarafından yasal delillerle ispatlanamadığı tespit edildikten sonra hasar miktarının tespiti gerekmektedir. Bu yönden ispat yükü davacı tarafa aittir. 17/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere mal/zarar sigortalarında asıl amaç sigorta ettirenin uğradığı gerçek zararın karşılanmasıdır. Sigorta poliçesinde gösterilen limit ise, sigortacının rizikonun gerçekleşmesi halinde sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmesi amacıyla konulur. Sigorta ettirene ödenecek sigorta tazminatının belirlenmesinde, taraflar arasında ki sigorta poliçesinin ayrılmaz bir parçası olan HSGŞ’nin dikkate alınması gerekmektedir. HSGŞ’nin buna ilişkin hükümleri incelendiğinde görüleceği gibi, ödenecek tazminat miktarı belirlenirken B.4. maddesinin ikinci fikrasına göre, sigorta tazminatının hesabında, ticari emtiada, rizikonun gerçekleşmesinden bir önceki iş günü piyasa alım fiyatı esas alınacağı belirtilmiştir.
8-17/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda gerek davacının gerekse alım yaptığı F.Y, U.G, B.D ve A.T isimli tacirlerin ticari defterleri ve diğer kayıtları ayrıntılı olarak incelenmiş, ödemeler tespit edilmiştir. Raporda açıklandığı üzere davacının alış faturaları usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu gibi karşı taraf defterlerinde dahi kayıtlıdır. Defterleri incelenemeyen satıcı U.G yönünden ise vergi dairesine bildirilen beyannameler, BS formları incelenerek değerlendirme yapılmıştır. Satıcı FY yönünden işyerindeki hırsızlık olayı sonucu kalan stokuna göre yapılan satışın sonuçta davacıya yapılmasına ilişkin değerlendirmelerin doğrudan dava konusuyla ilgili olmadığı, davacıyı bağlamayacağı, davacının malı A.H.C isimli kişiden satın aldığı, her iki taraf defter kayıtlarının bu yönden birbirini doğruladığı görülmekle davalı tarafın bu yöne ilişkin itirazlarına ve 17/04/2023 tarihli raporun bu kısmına itibar edilmemiştir.
9-Davacının yapılan alım satımlar sonrası stoğunda 4252 adet mal/emtiasının bulunduğu ve olaydan 1 gün önceki piyasa alım fiyatının 359.995,00 TL olduğu, 09/01/2018 tarihli ekspertiz raporuna göre hırsızlık olayı sonrası yapılan sayım sonucu davacı işyerinde 12.758,00 TL tutarlı mal kaldığı anlaşıldığından bu kısmın tenzili ile kalan 347.237,00 TL’nin davacının gerçek zararı olduğu 17/04/2023 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporundan anlaşılmış, davanın kısmen kabulü gerekmiştir.
10-TTK 1427 maddesine göre sigorta tazminatı TTK 1446.maddesine göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olur. 09/01/2018 tarihli ekspertiz raporuna göre ihbar 02/11/2017 tarihinde yapılmış olup 45 gün sonrası 18/12/2017 tarihinde muaccel olmakla ve davalı TTK 1427/4 maddesi gereği aynı tarihte temerrüde düşmekle bu tarihten itibaren ticari (avans) faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
11-Poliçeye göre sigorta bedeli 412.500 TL sigorta menfaat değeri ise 359.995 TL olup TTK 1463.maddesine göre aşkın sigorta var ise de poliçe özel şartlarındaki ”hırsızlık veya pert/tam hasarlarda ya da sigortacının talep etmesi halinde kısmi hasarlarda, hasar anında sigortalının ve /veya bilgisayar kayıtlarında yer almayan, bu kayıtlarda yer almakla birlikte, usulüne uygun düzenlenmiş fatura, irsaliye, makbuz gibi ilgili mevzuatça öngörülen geçerli belgeler ile teyit edilmeyen emteaya dair hasar taleplerine konu tutar, işbu sigorta poliçesi çerçevesinde ödenecek sigorta tazminatı miktarının hkesaplamasında dikkate alınmaz ve konu tutar için hiçbir şekilde sigortacının sorumluluğuna gidilmez” hükmünün yer alması sebebiyle herhangi bir indirim yapılmamıştır.
12-Davalı vekili cevap dilekçesiyle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürmüştür. Poliçe bedeli yani sigorta bedeli belirli ise de, sigortalının menfaatinin değeri davanın başında belli değildir. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporlar ve diğer delillerle tespit edilmiştir. Bu nedenle belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğu kanaatine varılmıştır. Nitekim benzer bir davada mahkememizin 2013/490 Esas 2014/152 Karar sayılı ilam ile verilen karar Yargıtay 17.Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir.
13-Davalı vekili cevap dilekçesiyle zararın poliçe teminat dışında olduğunu ileri sürmüş ise de yukarıda açıklandığı üzere bu hususu yasal delillerle davalı sigorta şirketi ispat edememiştir. Davanın belirsiz alacak olarak açılmasının mümkün olduğunun kabulü karşısında davalı vekilinin 01/12/2022 tarihli zamanaşımına yönelik talepleri yerinde görülmemiştir.
14-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalı vekilinin görüşmelere katıldığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 347.237,00 TL’nin 18/12/2017 temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
2-Alınması gerekli 23.719,76 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL ve ıslah sonucu alınan 6.873,70 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 7.044,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.675,28 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 51.613,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 10.442,08 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 322,60 TL ve bilirkişi ücreti 4.700,00 TL olmak üzere toplam 5.022,60 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 4.227,96 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarf edilen posta masrafı 28 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 4,43 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç, başvuru harcı ve vekalet harcı toplamı 221,58 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 6.873,70 TL olmak üzere toplam 7.095,28 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır