Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/183 E. 2021/1049 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/183 Esas – 2021/1049
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/183
KARAR NO : 2021/1049

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : 1-…
DAHİLİ DAVACI : 2-…
DAHİLİ DAVACI : 3-…
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : ….
VEKİLİ :
DAVA : Tapu İptali ve Tescil (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
KAR. YAZIM TARİHİ : 20/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali ve Tescil (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yapı kooperatifinin Samsun Merkez İncesu mevkiinde bulunan ve tapuda … numarası ile anılan taşınmaz üzerinde 1.etap ve 2.etap halinde konut inşa etmek amacı ile kurulduğunu, davacının eşi …’ın 32 numarasında kooperatif ortağı olduğunu, kooperatif borcu olduğu gerekçesiyle ortaklıktan çıkartıldığını, Samsun Ticaret Mahkemesinin 2018/434-475 Esas Karar sayılı ilam ile ortaklığının tespitine karar verildiğini ve davacının 61 sıra numarasında kooperatif ortağı olarak kaydedildiğini, müvekkilinin 1.etap 17 nolu bina nedeni ile kooperatife hiçbir borcunun bulunmadığını, 001 numaralı arsa için geçmişe yönelik borcun bulunmadığını da verilen kararla kesinleştiği gibi 17.500,00 TL alacağı olduğunu, 2. Etap konutlara aradan 13 yıl geçmesine rağmen başlanamadığından tapuların ferdileştirildiği ve satışa çıkarıldığını beyanla ortaklıktan gelen hakları saklı tutularak haklı davalarının kabulü ile davalı S.S. Altunkum Tepe Evleri Konut Yapı Kooperatifinin 1. Etap konutlarından 17 nolu binanın ve 2. Etap konut alanındaki 001 numaralı arsanın kooperatif üzerine olan tapusunun iptali ile davacı üzerine tesciline, dava sonuçlanıncaya kadar taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı kooperatif üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalı kooperatifin 01.11.2000 yılında kurulduğu ve arazilerinin 24.09.2002 tarihinde aldığını, alınan arazilerin imar çalışmaları yapılarak arsa haline dönüştürüldüğünü, arsalar üzerinde imar çalışmaları ve proje çalışmaları yapılarak Belediyeden 30.12.2005 tarihinde 52 nolu inşaat ruhsatının alındığını, ortak sayısı yeterli olmadığından ve 2006 yılında Orman Genel Müdürlüğü kooperatif arsasının tapusuna Orman ve 2 B şerhi koyarak tapuları iptal edip , ruhsatı askıya aldığından kooperatif 27 konutun inşaatlarını 1. ve 2. etap diye 2 etaba bölerek yapma kararı aldığını, ortak sayısı 22 olan kooperatifin 26 bağımsız konutun hak sahiplerinin belli olduğunu, kooperatifin 1 nolu konut arsasının boşta kaldığını, kooperatif Genel Kurulu orman davasının uzun süreceğini tahmin ederek Milli Emlak Müdürlüğüne 2 B orman hakkını yatırıp imar çalışmalarına 2016 yılında başladığı, 09.112018 tarihinde inşaat yapı ruhsatını yeniden çıkarttığını, …’ın mirasçısı …, sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen yine olan ve 2006 tarihli Genel Kurul kararı ile belirlenen 73.500 Amerikan Doları tutarındaki katılım tutarı ile 07.01.2017 tarihli genel kurulunda alınan kararlar doğrultusunda ödemesi gereken aidatlar ile 2B orman davası sonucu Milli Emlak Müdürlüğüne ödenmek üzere alınan bedellerini ödemediğini, 17 nolu taşınmaz yönünden kabul beyanları doğrultusunda hüküm kurulmasına, HMK 312/2 gereğince davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine, diğer taşınmaz yönünden davanın reddine, ihtiyati tedbir talebi hukuka aykırı olduğunun reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 2.Etap konut alanındaki 001 nolu arsanın 2/B kapsamında yeniden satın alınmasından kaynaklanan ve aidat borcu bulunduğunun bilirkişi marifeti ile tespit edilmesi halinde bu borcu ödeyecekleri dikkate alınarak haklı davalarının kabulüne, SS Altınkum Tepe Evleri Konut Yapı Kooperatifinin 1.Etap konutlarından 17 nolu binanın ve 2.Etap konut alanındaki 001 numaralı arsanın kooperatif üzerine olan tapusunun iptali ile davacı üzerine tesciline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı kooperatif üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde sonuç olarak; 17 nolu taşınmaz yönünden kabul beyanları doğrultusunda hüküm kurulmasını, diğer taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller.
Davacı vekilinin 10/06/2019 tarihli dilekçesi ile, davalı vekilinin ise 01/11/2019 tarihli dilekçesi ile verdiği delil listeleri, arabuluculuk son tutanağı, Çarşamba 2.Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi, Samsun 4.Noterliğinin 3102 ve 3103 Yevmiye nolu ihtarnameleri, Mahkememizin 2014/434 Esas 2014/475 Karar Sayılı kesinleşmiş ilamı, 1.Etap konutlardan 17 nolu binanın ortaklık senedi, 2.etap konut alanındaki 001 nolu arsanın ortaklık senedi, kooperatif ana sözleşmesi, ticaret sicil kayıtları, genel kurul kararları, kooperatifin satmış olduğu arsanın tapu kaydı, Samsun 1.Noterliğinin 29/04/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, kooperatifin 12 arsayı satışa sunduğuna dair gazete ilanı, Samsun 4.Noterliğinin 26/02/2019 tarih 03103 yevmiye ve 15/03/2019 tarih … yevmiye nolu ihtarnameleri, Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/106-139 Esas Karar sayılı …’a ait veraset ilamı, ruhsat bilgileri, yapı kullanım izin belgesi, dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (17 nolu bina için Samsun ili Atakum ilçesi İncesu mahallesi … parsel 15 nolu tripleks mesken niteliğindeki bağımsız bölüm, 001 nolu arsa için Samsun ili Atakum ilçesi İncesu mahallesi … parsel 1 nolu dubleks mesken niteliğindeki bağımsız bölüm)
Mali müşavir bilirkişi Kenan Çelik’ten alınan 17/04/2020 tarihli rapor ile 01/11/2021 tarihli ve 06/12/2021 tarihli ek raporlar, mahallinde 08/02/2021 tarihinde yapılan keşif ve Ömer Tozlu, Necmi Hacıoğlu ve Levent Coşkun’dan alınan 25/03/2021 tarihli rapor ve 17/05/2021 tarihli ek rapor ve tüm dosya kapsamı.
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, davalı kooperatif adına kayıtlı 2 adet bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; kooperatif ortaklığına dayalı olarak davalı kooperatif adına kayıtlı olan ve ortaklık senedinde bina no:17 arsa no:001 olarak geçen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Aktif dava ehliyeti değerlendirmesi: Mahkememizin 22/10/2020 tarihli celsesinde …’ın terekesinin elbirliği hükümlerine tabi olduğundan bahisle diğer mirasçılarının davaya katılmalarının sağlanması için süre verilmiş ve bu kişiler adına vekaletname ibraz edilerek dahili davacı olarak yargılamaya katılmaları sağlanmış ise de dosya kapsamından …’ın 032 ortaklık numarası ile kooperatif ortağı olduğu, sonrasında ortaklıktan çıkartılması üzerine açılan dava sonucu ortaklığın tespitine karar verildiği, ölümü üzerine kooperatif yönetim kurulunun 13/02/2017 tarih ve 2017/3 sayılı kararı ile … mirasçıları adına davacı … kooperatif ortağı olarak ortaklık pay defterinin 61.sırasına kaydının yapılmasına karar verilmiştir. Bu durumda aktif dava ehliyeti davacı …’a ait olup, dahili davalıların aktif dava ehliyet bulunmadığından haklarındaki davanın bu nedenle usulden reddine karar verilmiştir.
Husumet değerlendirmesi: Dosya kapsamından …’ın 032 ortaklık numarasıyla kooperatif ortağı olduğu ancak mali yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle ortaklıktan çıkartıldığı, açılan dava sonucu derecattan geçerek kesinleşen mahkememizin 2014/434-475 Esas Karar sayılı ilamı ile ortaklığın tespitine karar verildiği, yargılama aşamasında …’ın ölümü üzerine kooperatif ana sözleşmesinin 16.maddesine uygun olarak kooperatif yönetim kurulunun 13/02/2017 tarihli kararı ile davacı …’ın 61 sıra numarasında kooperatife ortak olarak kaydedildiği, kooperatif yönetim kurulunun 30/04/2019 tarihli kararı ile de mali yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle ortaklık kaydının silinmesine karar verildiği görülmektedir.
Kooperatif ana sözleşmesinin 14.maddesinde ortaklıktan çıkartma usul ve esasları düzenlenmiş olup, buna göre parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktirenler yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan çıkarılır. Çıkarma kararı gerekçeli olarak yönetim kurulu karar defteri ile ortaklar pay defterine kaydedilir. Kararın onaylı örneği çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere tevdii edilir. Ortak çıkartma kararının tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içerisinde dava açabilir yada genel kurula itiraz edebilir. Davalı kooperatif Samsun 4.Noterliğinden 26/02/2019 tarihinde 1.ihtarnameyi, 15/03/2019 tarihinde ise aynı nitelikte 2.ihtarnameyi çekmiştir. Yapılan incelemede 1.ihtarnamede ana sözleşmede geçen 10 günlük yükümlülükleri yerine getirme süresinin gösterilmediği, borç miktarının açık ve net bir şekilde tespit edilmediği ve ortaklıktan çıkartma kararının tebliğ edildiğine dair herhangi bir tebligat parçasının bulunmadığı, böylece 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununa ve ana sözleşmeye uygun bir şekilde çıkartma işleminin bulunmadığı, davacı …’ın halen ortak sıfatını taşıdığı, dolayısıyla husumet ehliyetinin bulunduğu, ortaklıktan çıkartma kararının yasal nitelikte bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Hisselerin güncel tapu kayıtları: yapılan keşif sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporları, davalı kooperatif vekilinin beyanları, kooperatif kayıtları ve tapu kayıtlarından ortaklık senedinde geçen 17 nolu binanın halen … parsel bodrum kat, zemin kat, 1.kat tripleks niteliğindeki 15 nolu bağımsız bölüm olup, iç kapı numarasının 6-U olduğu; 001 nolu arsanın ise … parsel zemin kat, 1.kat dubleks niteliğindeki 1 nolu bağımsız bölüm olup 6-C iç kapı no ile kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Ortaklık senedinde bina no:17 olarak geçen halen tapuda 15 nolu bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmaz yönünden değerlendirme: dava dilekçesine ekli ortaklık senedinden kooperatif yönetim kurulunun 28/04/2006 tarih 46 nolu kararı ile davacı murisi …’ın 17 nolu bina için kooperatif ortaklığına kabul edildiği, ortaklıktan çıkartılması üzerine mahkememizin kesinleşen 2014/434-475 Esas Karar sayılı ilamı ile ortaklığın tespitine karar verildiği, yargılama aşamasında …’ın vefatı üzerine 13/02/2017 tarihli yönetim kurulu kararıyla bu kez davacı …’ın 61 nolu ortak olarak kaydı yapılmıştır. Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesiyle 17 nolu konut ortaklığıyla ilgili borcun bulunmadığını, tapusunun verilmeye hazır olduğunu bildirmiş, 09/12/2021 tarihli beyan dilekçesiyle de 17 nolu mesken yönünden davayı kabul ettiğini daha önce bildirdiklerini beyan etmiş, son celsede 17 nolu taşınmaz için kabul beyanı doğrultusunda hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu bilirkişi Kenan Çelik’ten alınan rapor ve ek raporda bu hisse için davacının kooperatife 1.996.000,00 TL borcu olduğu, ancak diğer bir kısım ortaklarında bu meblağa yakın borçları olduğu bildirilmiş ise de, davalı vekilinin bu hisse yönünden kabul beyanları doğrultusunda davanın kabulü gerekmiş, güncel tapu kaydına göre Samsun ili Atakum ilçesi İncesu mahallesi … parsel 15 nolu bağımsız bölümde kayıtlı tripleks mesken niteliğindeki taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ortaklık senedinde arsa no 001 olarak geçen halen tapuda 1 nolu bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmaz yönünden değerlendirme: Dava dilekçesine ekli ortaklık senedinden kooperatif yönetim kurulunun 11/06/2007 tarih 64 nolu kararı ile davacı murisi …’ın 001 nolu arsa için kooperatif ortağı olduğu, ortaklıktan çıkartılması üzerine mahkememizin kesinleşen 2014/434-475 Esas Karar sayılı ilamı ile ortaklığın tespitine karar verildiği, yargılama aşamasında …’ın vefatı üzerine 13/02/2017 tarihli yönetim kurulu kararıyla bu kez davacı …’ın 61 nolu ortak olarak kaydının yapıldığı, sonrasında ortaklıktan çıkartılmış ise de, yukarıda izah edildiği üzere usulüne uygun bir çıkartma kararı olmadığından ve tüm dosya kapsamı itibariyle işbu yer için ortaklığın sabit olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak ortaklığın tespiti otomatik olarak hissenin davacı adına devir edilmesini gerektirdiği şeklinde yorumlanamaz. Davacı tarafın talebine göre ayrıca tapu iptali tescil şartlarının da mevcut olduğunun tespiti gerekir. Bu kapsamda ise ilgili genel kurul kararlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
25/03/2016 tarihli genel kurul kararının değerlendirilmesi: Davacı murisi 001 nolu arsaya 11/06/2007 tarih 064 nolu kooperatif yönetim kurulu kararıyla ortak olmuştur. Kooperatifin 25/03/2016 tarihli genel kurulunda ise yapılacak konutlar için müteahhit firmaya Nisan 2016 sonuna kadar ödenmek kaydı ile her bağımsız konut için 73.500 Amerikan Doları ödeneceği hüküm altına alınmış, ayrıca ödemenin vadesi ile diğer hususlarda açıklanmıştır. Alınan bilirkişi raporlarından ve dosya kapsamından işbu genel kurul kararının iptali hakkında dava açılmadığı tespit edilmiş, böylece bağlayıcı hale geldiği anlaşılmıştır.
Bu noktada 25/03/2016 tarihli genel kurul kararının sonradan 001 nolu arsaya ortak olan davacı murisi dolayısıyla davacıyı bağlayıp bağlamadığının tespiti gerekir. Davacı taraf hissenin kooperatif yöneticisi Yusuf Yılmaz’dan satın alındığını ileri sürmüş, bu hususta yasal delil ibraz süreleri geçtikten sonra kooperatifin 11/05/2007 tarihli kararını ibraz etmiştir. İbraz edilen karar incelendiğinde 1 nolu dairenin Yusuf Yılmaz’a ait olduğu bilgisinin bulunduğu görülmektedir. Ancak hissenin satın alınmasıyla ilgili herhangi bir bilgi belge sunulmamış, kooperatif kayıtlarında da tespit edilememiş, hissenin kooperatiften alındığı kanaatine varılmıştır. Aynı sonuca 25/03/2006 tarihli genel kurul tutanağında geçen ”…geriye kalan 1, 2, 3… nolu konutlar” ibaresinden varılmaktadır.
Kooperatifler Kanununun 35.maddesinde ”Ortakları şahsan sorumlu, veya ek ödemelerle yükümlü bir kooperatifte, durumunu bilerek yeni giren kimse, girişinden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olur. Buna aykırı mukavele hükümleriyle ortaklar arasındaki anlaşmalar üçüncü şahıslar hakkında hüküm ifade etmez.” hükmü mevcuttur. Kooperatif ana sözleşmesinin 20/3.maddesi ise ”kooperatife giren her ortak girişinden önce doğmuş olan kooperatif borçlarından dolayı diğer ortaklar gibi sorumlu olur” hükmüne havidir. 001 nolu arsa payı için 25/03/2016 tarihindeki genel kurulda alınan katılım payına ilişkin ve diğer ödemelere ilişkin hususlar kesinleşmiş, davacı murisi bu tarihten sonra 2007 tarihinde ortak olmuştur. Bu noktada hisseyi kooperatiften satın alması yahut dava dışı Yusuf Yılmaz’dan satın alması arasında fark yoktur. Zira kooperatiften aldığının kabulü halinde genel kurulda alınan karar doğrultusunda ödemenin kooperatife davacı tarafından yapılması gerekmektedir. Hissenin Yusuf Yılmaz dan satın alınması halinde ise bu kişi tarafından ödemenin kooperatife yapıldığının sabit olması gerekir. Dosya kapsamından bu nitelikte bir belge mevcut değildir. Davacı taraf her ne kadar Yusuf Yılmaz’a ödeme yapıldığını ileri sürmüş ise de, ödemeye ilişkin bilgi belgede bulunmadığı gibi işbu ödemenin kooperatife yapılması gerektiğinden bu yöne ilişkin beyanlar yerinde görülmemiştir.
Bir kooperatif hissesinin karşılıksız alınması hayatın olağan akışına uygun değildir. Davacı murisinin ilgili genel kuruldan sonra aldığı ortaklık hissesi sebebiyle ödemesi gereken çeşitli ad altında bedel olup olmadığını bilmesi ise hayatın olağan akışına uygun düşmektedir. Kaldı ki muris sonrasında kooperatif yöneticiliği yapmış olup 001 nolu arsa hissesi için bedel ödemesi gerektiğini bildiğinin kabulü gerekir. Öte yandan murisin kooperatife gönderdiği 29/04/2013 tarihli ihtarname içeriğinden de dava konusu hissenin bedeli olduğunu bildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle 25/03/2016 tarihli genel kurulda alınan mali yükümlülüklere ilişkin kararın davacı tarafı da bağladığı tespit edilmiştir.
Davacının borcu olup olmadığının tespiti: davacı taraf kooperatife gönderdiği Çarşamba 2.Noterliğinin 05/01/2019 tarihli ihtarı ile hiçbir borcu olmadığını bildirmiş, dava dilekçesinde aynı hususu tekrarlamakla birlikte 001 nolu arsa için eksik ödemenin tespiti halinde hemen ödeneceğini beyan etmiştir. Yine muhtelif tarihli dilekçeleri ile mahkememizin kesinleşen 2014/434-475 Esas Karar sayılı ilamı ile borcun olmadığının tespit edildiğini ileri sürmüştür.
Hemen belirtelim ki mahkememizin kesinleşen 2014/434-475 Esas Karar sayılı ilamı üyeliğin tespitine ilişkin olup, gerek hükümde gerekse gerekçede 001 nolu hisse için borcun bulunmadığına yönelik tespit yoktur. Kararın gerekçe kısmında özetine yer verilen bilirkişi raporunda ise 17 nolu arsa payı için davacının borcu/alacağı bulunmadığı bilgisine yer verilmiş, 001 nolu hisse için bu şekilde bir tespit yapılmamış, mahkemece de karar verilmemiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ve ek raporlarında ise 001 nolu hisse için 73.500 USD borcun olduğu (kooperatif kayıtlarına 436.590,00 TL olarak kaydedilmiş olup gecikme zammıyla birlikte ödenmediği), bu borca mahsuben ödemede yapılmadığı, Milli Emlak’tan arsa satın alınması esnasında ortaklardan talep edilen 29.500 TL’den 12.000 TL borcun kaldığı bilgisi verilmiştir. Davacı tarafından söz konusu borcun gecikme zamlarıyla birlikte ödendiğine dair dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmemiş, yemin deliline de dayanılmamış, dolayısıyla ödenmeyen borcun bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacının kooperatife borç miktarının tespiti yönünden yapılan incelemede ise; alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarına göre 73.500 USD ( 436.590,00 TL) ile 12.000,00 TL borcun varlığı sabit olup, kooperatif tarafından çekilen ihtarlarda ayrıca 16.000 TL aidat borcu görülmektedir. Ancak kooperatif defterlerinin incelenmesi sonucu verilen rapor ve ek raporlarında aidat borcuna ilişkin bir açıklama bulunmadığından bu kısmın davacı borcu olarak kabulü mümkün görülmemiştir. Öte yandan mahkememizin kesinleşen 2014/434-475 Esas Karar sayılı dosyasında 05/03/2008 tarihli 15.000 TL’lik tahsilat makbuzu bulunmaktadır. Davalı kooperatif bu makbuzun 17 nolu hisse için olduğunu ve üzerinde oynama yapıldığını ileri sürmüş ise de, makbuzun üzerinde 1 nolu arsa payı ibaresinin olması, tahrifat iddiasının o dosyada ileri sürülmemesi ve kararın kesinleşmiş olması karşısında bu iddiaya itibar edilmemiş, bu ödemenin 001 nolu arsa için yapıldığı ve davacının borcundan mahsup edilmesi gerektiği ve ödenmeyen önemli miktarda borcun bulunduğu kanaatine varılmıştır.
01/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda davalı kooperatifin eşitlik ilkesine uygun hareket edip etmediği hususu incelenmiş, diğer ortakların aynı genel kurul kararı gereği olan bedelleri tamamen ödedikleri, ortaklara eşit davranıldığı, aykırı bir işlemin varlığının tespit edilemediği bildirilmiş, mahkememizce de aksine bir delil, bilgi belgeye ulaşılamamıştır.
Böylece davacı tarafın 001 nolu hisse için ödenmeyen ve ödenmesi gereken borcunun bulunduğu görülmektedir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2017/1113 Esas 2020/2011 tarihli ilamında açıklandığı üzere bağımsız bölüm tapusunu almaya hak kazanabilmesi için dava tarihi itibariyle borcun bulunmaması gerekmektedir. Üyeye mevcut borcu ödeme olanağı sağlamak amacıyla borcun depo ettirilmesi de doğru değildir. Açıklanan işbu gerekçelerle 001 nolu hisse için tapu iptali tescil şartlarının gerçekleşmediği kanaatine varılmış, bu kısım yönünden davanın reddi gerekmiştir.
Diğer hususların değerlendirilmesi: Cevap dilekçesiyle zaman aşımı definde bulunulmuş ise de, davanın mülkiyet hakkına ilişkin olması ve süresi nazara alınarak zamanaşımının gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Yargılama sırasında …’ın diğer mirasçıları davaya dahil ettirilmiş ise de, işbu ara karar kooperatifin eş …’ı üye olarak kaydettiğine ilişkin yönetim kurulunun 13/02/2017 tarihli kararının dosyaya ibraz edilmemesi sebebiyle kurulmuş olduğu, sonradan anılan genel kurul kararı ibraz ettirildiğinden, dahili davalılar hakkındaki dava aktif husumet yokluğu sebebiyle reddedilmiş olmakla bu yönden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davalı taraf bina no:17 (15 nolu bağımsız bölüm) nolu hisse yönünden cevap dilekçesiyle davayı kabul etmiş olmakla bu kısım yönünden vekalet ücreti ve yargılama gideri HMK 312 ve AAÜT 6.maddesi nazara alınarak tespit edilmiş, bu kapsamda kabul edilen kısım yönünden ayrı bir yargılama giderinin bulunmadığı görülmekle yargılama giderleri haklılık oranına göre paylaştırılmıştır.
Davacı taraf 1 nolu hissenin Yusuf Yılmaz’dan satın alındığını bildirmiş ve süresinden sonra 11/05/2020 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararı ibraz etmiş ise de, yukarıda izah edildiği üzere hissenin 25/03/2006 tarihli genel kurul kararından sonra iktisap edildiği, hangi şekilde iktisap edilmesinin öneminin bulunmadığı, kesinleşen genel kurul kararındaki ödemelerin yapılmasının gerektiği, gerek davacının gerekse hisseyi satın aldığını iddia ettiği Yusuf Yılmaz’ın söz konusu ödemeleri yaptığına ilişkin bilgi belge sunulmadığı, kooperatif defterlerinin incelenmesi sonucu alınan raporlarda bu hususun tespit edilmediği, muris …’ın Samsun 1.Noterliğinin 29/04/2013 tarihli ihtarına konu ödemeleri yaptığına ilişkin de kayıt, bilgi belgenin bulunmadığı, yemin deliline dayanılmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin beyanlara itibar edilmemiştir.
Davacı vekili yasal delil ibraz süresinden sonra davalı kooperatifin 27/07/2020 tarihli kararını ve ekinde ödeme belgesi ile senet örneği ibraz etmiş ise de, yapılan ödemelerin hangi hisseye mahsuben olduğunun açıkça belli olmadığı gibi, 001 nolu hisse yönünden yukarıda açıklanan borçların ödenmediği görülmekle bu hisseye mahsuben ödeme olarak değerlendirilmemiştir.
Dava açılmadan önce davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış ve son tutanak tanzim edilmiş ise de, 7155 Sayılı Yasanın 20.Maddesiyle değişik 6102 sayılı yasanın 5/A maddesi gereği ancak konusu bir miktar paranın ödenmesi ve alacak olan davalarda arabuluculuk dava şartı olup, işbu davanın konusu ise tapu iptali tescil niteliğinde olduğundan zorunlu arabuluculuk kapsamında kalmamaktadır. Bu nedenle zorunlu olmadığı halde arabuluculuk yoluna başvuran davacıdan arabuluculuk ücretinin yargılama gideri olarak tahsili gerekmiştir.
Davacı taraf cevap dilekçesiyle 15 nolu bağımsız bölüm yönünden davayı kabul etmiş ise de, bu kısım yönünden yapılan ayrı bir yargılama giderinin bulunmadığı anlaşılmış, yargılama giderleri haklılık oranına göre paylaştırılmış, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Dahili davacılar Berçin Doğan ve … yönünden davanın HMK 114/1-d, 115/2 gereğin aktif husumet yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı … yönünden 001 arsa payıyla ilgili talebin REDDİNE,
3-Samsun ili Atakum ilçesi İncesu mahallesi … parsel’de bodrum kat, zemin kat, 1.kat 15 nolu bağımsız bölüm olarak tapuya kayıtlı 1/30 arsa paylı tripleks mesken niteliğindeki taşınmazın davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya tesciline,
4-Kararın tapu iptaliyle ilgili kısmının İİK 28.madde uyarınca derhal ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesine,
5-Alınması gerekli 109.108,83 TL harçtan Harçlar Kanunu 22.maddesi gereğince hesaplanan 36.369,61 TL harcın peşin alınan 1.707,75 TL ve ıslahla alınan 44.864,23 TL olmak üzere toplam 46.571,98 TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla yatan 10.202,37 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 6.maddesi uyarınca hesaplanan 88.704,10 TL vekalet ücretinin 1/2’si olan 44.352,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 72.344,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Dahili davacılar yönünden davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-Davacı … tarafından sarf edilen posta masrafı 287,85 TL, bilirkişi ücreti 1.550,00 TL ve keşif harcı 419,90 TL olmak üzere toplam 2.257,75 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.322,36 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç, başvuru harcı ve vekalet harcı toplamı 1.831,65 TL ve ıslah sonucu yatırılan 44.864,23 TL olmak üzere toplam 46.695,88 TL harçtan iadesine karar verilen harç düşüldükten sonra kalan 36.493,51 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
11-1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
13-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekillerinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2021

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır