Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/166 E. 2022/210 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/166 Esas – 2022/210
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/166 Esas
KARAR NO : 2022/210

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : ..
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/07/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 16/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş yerinde çalışan dava dışı …’ın 06/04/2013 tarihinde … plakalı iş yerine ait motosiklet ile dava dışı … kullanmakta olduğu … plakalı araç ile çarpışması neticesinde meydana gelen kazada çalışanın malul kaldığını, çalışan tarafından Samsun 2. İş Mahkemesinin 2014/338 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, İş Mahkemesi tarafından verilen karar uyarınca müvekkilinin 77.622,05 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıya ödenmesine hükmedildiğini, müvekkili tarafından davacı tarafından ilama dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle 153.478,00 TL ödeme yapıldığını, sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigorta şirketi tarafından müvekkiline 59.500,00 TL ödeme yapıldığını belirterek işveren sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında bakiye poliçe teminat alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olay ve poliçe yönünden husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili şirkete ait poliçeye gidilmeden önce trafik kasko, gerekirse güvence hesabına başvuru yapılması ve poliçelerin teminat limitlerinin tüketilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından kaza nedeniyle davacıya 59.500,00 TL ödeme yapıldığını, bu kapsamda aynı olay nedeniyle Samsun 3. İş Mahkemesinin 2015/506 Esas sayılı dosyası ile dava açılmış olduğunu belirterek, dava konusu taleplerin zamanaşımı nedeniyle reddine, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar olmadığından davanın reddine, kusura isabet eden tutarın ödenmiş olması nedeniyle sorumluluğun yerine getirilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, ibraname, ödemeye ilişkin dekont, takip talebi, sigorta şirketine başvuru evrakı, Samsun BAM 7 Hukuk Dairesinin 2017/2491 esas 2018/670 Karar sayılı kararı, Samsun İş Mahkemesinin 2014/338 Esas 2017/63 Karar sayılı kararın bir suretinin sunulduğu görülmüştür.
Samsun 9 İcra Müdürlüğünün 2017/58063 Esas sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden celb edildiği görülmüştür
… A.Ş’ye yazılan yazıya 29/10/2018 tarih ve 42/HUK-61 sayılı yazı ile cevap verildiği, ekinde hasar dosyasının bir suretinin gönderildiği görülmüştür.
Samsun 2. Tüketici Mahkemesinin 2018/202 Esas 2019/120 Karar sayılı 04/03/2019 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verildiği, dosyanın Mahkememizin iş bu esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 26/12/2019 tarihli delil dilekçesi sunulduğu, ekinde Samsun 3. İş Mahkemesinin 2015/506 Esas sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi raporlarının sunulduğu görülmüştür.
Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne yazılan yazıya 27/12/2019 tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde …’a ait aktif hizmet dökümü ve işyeri ünvan dökümünün bir suretinin gönderildiği görülmüştür.
Nitelikli hesap uzmanı bilirkişi heyetinden 16/07/2020 tarihli rapor aldırılmıştır.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 27/07/2020 tarihli dilekçe sunmuştur.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 02/09/2020 tarihli dilekçe sunmuştur.
Ankara 10 Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla işletme hesap uzmanı ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişi heyetinden 16/02/2021 tarih ve 2021/10 Talimat sayılı rapor aldırılmıştır.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 22/03/2021 tarihli dilekçe sunmuştur.
Samsun 3. İş Mahkemesine yazılan yazıya 05/11/2021 tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde 2021/536 Esas sayılı dosyadan aldırılan gerekçeli karar, istinaf ilamı ve tensip zaptının bir suretinin gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili aldırılan bilirkişi raporları arasında çelişki olduğundan bahisle yeni rapor aldırılması talepli 05/11/2021 tarihli dilekçe sunmuştur.
Ankara 10 Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla aynı bilirkişi heyetinden 14/01/2022 tarih ve 2021/259 Talimat sayılı rapor aldırılmıştır.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 07/02/2022 tarihli dilekçe sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının dava dışı işçisine ödediği ve taraflar arasındaki işveren mali mesuliyet sigorta poliçesi gereği davalının sorumlu olduğunu iddia ettiği bakiye bedelin tahsili talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; davacı ile davalı sigorta şirketi arasında 501883311 poliçe numaralı 24/11/2012-2013 tarihlerini kapsayan kişi başına 100.000,00 TL teminat limitli “İşveren Sorumluluk Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, 06/04/2013 tarihinde meydana gelen kazada davacının sigortalı çalışanı dava dışı …’ın yaralanması sebebi ile Samsun 2. İş Mahkemesi’nin 2014/338 Esas sayılı dosyası ile iş kazasından kaynaklanan tazminat davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava dışı …’a 77.622,05 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, kararın 01/06/2018 tarihinde kesinleştiği, davacının başlatılan ilamlı icra takibi neticesinde dava dışı …’a gerçekleştirdiği 153.478,00 TL ödeme tutarını davalı sigorta şirketinden talep ettiği, davalının 13/07/2018 tarihinde 59.500,00 TL ödeme gerçekleştirdiği, kalan bakiye alacak için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde taleplerin zamanaşımına uğradığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davalı müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğine ilişkin savunmalar ileri sürülmüş olup, öncelikle bu hususlar yönünden inceleme yapılacaktır.
İşveren sorumluluk sigortası ile esas itibariyle işçilerin işverene karşı hakları teminat altına alındığından, işçi ile işveren arasındaki zararın giderilmesine ilişkin davalar TBK 146 maddesinde belirtilen 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olduğundan ve yine İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 15.maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğünden davalının zamanaşımı def’ine itibar edilmemiştir.
Bilindiği üzere yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörülmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlenmiştir. Ancak davaya konu işveren sorumluluk sigortaları bakımından böyle bir düzenleme genel şartlarda yer almamaktadır. Şu halde davalının husumet itirazının da reddi gerekmektedir.
Davalı şirketten hasar dosyası celbedilmiş olup, hasar dosyası içeriğinde yer alan davacı asilce imzalanan 06/07/2018 tarihli “İbraname ve Taahhütname” başlıklı belge incelenmesinde; Samsun 2. İş Mahkemesi’nin 2014/338 Esas sayılı kararı çerçevesinde başlatılan icra takibi nedeni ile ödeme yapıldığı, söz konusu iş kazası nedeni ile ödenen bedelin rücusu kapsamında sigorta şirketine başvurulduğu, kusur oranına tekabül eden 59.500 TL’nin karşılanması konusunda mutabık kalındığı, SGK rücu davası hariç olmak üzere sigorta şirketine karşı hiçbir talep ve dava hakları kalmadığına ilişkin kabul ve taahhüt verildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK’nun Borçların “Sona Erme Halleri” ana başlıklı bölümünde “İbra” alt başlıklı 132. Maddesi; “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” şeklindedir. İbra sözleşmesi ile taraflar, mevcut bir borcu kısmen veya tamamen ortadan kaldırarak borçlunun borçtan kurtulmasını sağlamaktadırlar. Bu özelliğiyle ibra, borcu sona erdiren sebeplerden birini oluşturmaktadır.
Somut olayda, TBK. nun 132. maddesi hükmü karşısında taraflar arasında tanzim edilen ibra sözleşmesi ile borç ilişkisinin sona erdiği, davacı tarafın davalı şirketi ibra ettiği açıkça anlaşılmaktadır. İbra tasarrufi bir işlemdir ve aksine hüküm yoksa asıl borç ile birlikte tüm fer’ileri açısından sonuç doğuracaktır.
Eldeki dava taraflar arasındaki 6102 sayılı TTK kapsamındaki sigorta sözleşmesi ilişkisine dayanmakta olup, haksız fiil hukuki sorumluluğu çerçevesindeki 2918 sayılı KTK’nun ibranameye ilişkin hükümlerinin somut olayda uygulama imkanının bulunmaması, zarar gören dava dışı üçüncü kişiye ödenen bedelin mahkeme kararı ile kesinleşmiş olması, davacı tarafın herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin davalı sigorta şirketini ibra ederek 59.500,00 TL ödemeyi kabul etmiş olması karşısında artık borcun sona erdiği anlaşılmakla, davacı yanın ödediği bedelin bakiye kısmı için talepte bulunamayacağı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ilam harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.24/02/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.