Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/980 E. 2019/7 K. 07.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/980 Esas – 2019/7
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLET ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/980
KARAR NO : 2019/7

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
DAVA :Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 07/01/2019
KARAR YAZIM T. : 09/01/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 27/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle;davalı sigorta şirketine … poliçe numaralı birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …’ın maliki olduğu … plakalı araca …’ün maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalı araç için anlaşmalı servise 100.001,20 TL alacağın ödeme tarihi olan 20/04/2018 tarihinde ödendiğini beyanla dava konusu kazada … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğundan iş bu davanın sonuna kadar davalı adına kayıtlı uyap üzerinden tespit edilecek araçlar ve taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasını, 100.001,20 TL alacağın ödeme tarihi olan 20/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde, ödeme dekontları ve OSİ belgeleri suretini, ihbar föyü suretini, kasko sigorta poliçesi suretini, trafik kaza tespit tutanağı suretini, trafik tescil belgeleri ve kimlik belgeleri suretini, kasko ekspertiz raporu suretini, fatura suretini ve fotoğraf çıktılarını ibraz etmiştir.
Dava, rücuen alacak talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı şirkete … poliçe numarasıyla ZMSS poliçesi ile sigortalı olan dava dışı …’ın maliki olduğu … plakalı araca 15/02/2018 tarihinde davalının maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davacı sigorta şirketinin hasarlanan sigortalı araç için 100.001,20 TL’yi 20/04/2018 tarihinde sigortalı araç için anlaşmalı servise ödediğini bahisle davalıdan ödediği bedelin tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davada taraf ehliyetinin bulunması dava şartıdır. Davalının nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde dava tarihinden önce 15/02/2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. HMK’nun 124. maddesi “bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür, bu konuda kanunlarda yer alan özel düzenlemeler saklıdır. Ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralarına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi taraf rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” hükmüne amir olup, bu düzenlemeye göre maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralarına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilecektir ve devamında dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya (mesela kısa süre önce işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi halinde mirasçılara değil ölen kişiye dava açılması olduğu gibi.) dayanıyorsa hakim karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/09/2013 tarihli ve 2013/14-612 Esas 2013/1297 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının “sağ” olup olmadığını tespit edememiş ise, ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı, davaya devam edilmesi mümkün olmalıdır.
Somut olayda ise, davalının meydana gelen trafik kazasında öldüğü anlaşılmaktadır. Her ne kadar kaza tespit tutanağında davalının ölmüş olduğu açıkça gösterilmemiş ise de kazanın ölümlü ve yaralamalı olduğu belirtildiği gibi davacı tarafından sunulan belgelerden 15/02/2018 tarihli olay tutanağından davalının ölü olduğu (eks olduğu şeklinde yazılmış) açıkça anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı taraf davalıya 10/04/2018 tarihli rücu talebine ilişkin yazı göndermiştir. Her ne kadar bu yazının tebliğine dair belge sunulmamış ise de muhtemelen muhatabın ölü olduğu dönen tebliğ evrakından da tespit edilebilecektir. Böylece dava tarihinden önce davalının öldüğü bizzat davacı tarafından sunulan belgelerden anlaşıldığından davacının mirasçıların tespit edilerek bu kişiler aleyhine dava açması gerekirken ölü kişiye karşı dava açtığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yukarıdaki kararında açıklandığı üzere kendisinden beklenen tüm çaba özen ve önlemi göstermiş olsa idi dava tarihinden önce davalının ölü olduğunun çok kolayca tespit edilebileceği (zira bizzat sunduğu olay tutanağından ölü olduğu açıkça bellidir) bu nedenle yanılgıyla davanın açıldığının kabul edilemeyeceği, HMK 114/1-d maddesi gereği davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı ve HMK 115 maddesi gereği de giderilmesi mümkün bir eksiklik olarak görülmediğinden dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.Davanın HMK 114 1/d, 115/2 gereği usulden REDDİNE,
2.Peşin alınan 1.707,78 TL harçtan, alınması gereken 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.663,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
4.Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
5.Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair, davalı vekilinin yüzünde, davacı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi.07/01/2019
Katip

Hakim