Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/784 E. 2022/119 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/784 Esas – 2022/119
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/784 Esas
KARAR NO : 2022/119

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : Menfi Tespit (Satım Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; Davalı tarafından davacı aleyhine Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacının takibe süresinde itiraz edemediğini ve takibin kesinleştiğini, ancak daha önce davalı ile yapılan alışverişlerin ödemesinin yapıldığını ve davacının böyle bir borcunun bulunmadığını beyanla, davacının Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip dosyasının tedbiren durdurulmasına veya icraya yatırılacak paraların alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir verilmesine, davalının % 20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yasal süresinden sonra açıldığından zaman aşımı yönünden reddinin gerektiğini, davacının takibe itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, davacının yalnızca asıl alacağı ödediğini ve takibi sürüncemede bıraktığını, ödeme emrinin borçluya 25/02/2011 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davacı tarafından 15/04/2011 tarihinde borcun ödendiğini, davacının icra takibini sürüncemede bırakmak için yalnızca asıl alacağı ödediğini beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, vekaletnamenin ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin … tarihli cevap dilekçesi ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 15/11/2018 tarihli ara kararı ile Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip miktarı olan 14.487,90 TL alacağın %20 ‘si oranında teminat mukabilinde icra veznesine yatan/yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır.
Gümüşhane Köse Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığına yazılan müzekkereye 26/11/2018 tarihinde cevap verildiği anlaşılmıştır.
Gümüşhane Ticaret Sicili Müdürlüğüne yazılan müzekkereye 11/12/2018 havale tarihli dilekçe ile cevap verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin … havale tarihli cevap dilekçesine karşı beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Köse Kaymakamlığı Mal Müdürlüğüne yazılan müzekkereye 09/04/2019 tarihinde cevap verildiği anlaşılmıştır.
Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına kapak hesabı yapılması talepli yazılan müzekkeremize 19/06/2019 tarihinde cevap verildiği ve kapak hesabının gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 24/06/2019 tarihli ticari defterlerin bulunduğu yeri bildirir beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 25/06/2019 tarihli ticari defterlerin bulunduğu yeri bildirir beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin 20/02/2020 havale tarihli raporunu dosyamıza ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 01/03/2020 tarihinde 20/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 04/03/2020 tarihinde 20/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/75 Talimatı ile bilirkişi …’a tevdi edildiği ve bilirkişinin 24/06/2020 tarihli raporunu ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 17/07/2020 tarihinde 24/06/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 15/07/2020 tarihinde 24/06/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına kapak hesabı yapılması talepli yazılan müzekkeremize 20/10/2020 tarihinde cevap verildiği ve kapak hesabının gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 16/01/2021 tarihli beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 13/11/2021 tarihli ek rapor alınması talepli beyan dilekçesi sunduğu ve ekinde ödeme yapıldığına ilişkin 2 adet ödeme dekontu örneğinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 29/11/2021 tarihli ödeme yapıldığına ilişkin beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; cari hesap alacağından kaynaklı başlatılan icra takibi nedeni ile borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında bir ticari ilişki olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmış olup, davacının borcun ödendiğinden bahisle cari hesap alacağı bulunmadığı iddiası ile eldeki davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti, borçlunun … olduğu, takibin cari hesap alacağına dayalı olarak 14.487,90 TL üzerinden başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı hakkında tacir araştırması yaptırılmış, Samsun 19 Mayıs Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazı cevabına göre davacının tacir sıfatını haiz bilanço esasına göre defter tutmakla mükellef olduğu bildirilmiş, mahkememizin eldeki davaya bakmakta görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde, zamanaşımı def’inin ileri sürmüş olup, bilindiği üzere İİK’nun 72.maddesine dayalı menfi tespit davalarında kanun koyucu dava açılmasını belirli bir süreye tabi tutmamıştır. Davacı tebliğ edilen ödeme emrine itiraz edemediği takdirde genel zamanaşımı süresi içinde menfi tespit davası açması önünde hukuken bir engel yoktur (Bkz: Yargıtay HGK’nun 19.11.2014 tarih ve 12-2240 /929 sayılı kararı). Davalı vekili davanın zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürmüş ise de yapılan açıklamaya göre bu yöndeki itirazına itibar edilmemiştir.
Davalı vekilince cevap dilekçesinde takip başlatıldıktan sonra asıl alacağın ödendiği, ancak takibin fer’ileri niteliğinde olan vekalet ücreti, faiz ve masraflara ilişkin ödemenin yapılmaması nedeni ile borcun devam ettiğini ileri sürmüş, davacı yanca ödemelerin zamanında icra dosyasına bildirilmemiş olması sebebi ile eldeki davanın açıldığı belirtilmiştir. Eldeki davada taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı hususu uyuşmazlık konusu olmadığından borçlu olmadığı hususunda ispat yükü davacı üzerindedir.
Mahkememizce Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına müzekkere yazılarak yapılan ödemelerin tarihleri ile bildirilmesi ve dosya kapak hesabının mahkememize gönderilmesi talep edilmiştir. İcra Dairesi tarafından 20/10/2020 tarihinde gönderilen dosya hesabına göre 26/04/2018 tarihinde 7.240,00 TL, 04/07/2018 tarihinde 3.600 TL ve 400,00 TL ve 29/08/2018 tarihinde 3.240,00 TL olmak üzere toplamda 14.480,00 TL ödeme yapıldığı, fer’iler ile birlikte kalan toplam 4.642,88 TL bakiye borç miktarı bulunduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili takipten önce makbuz karşılığı 28/08/2017 tarihinde 1.500,00 TL, 25/09/2017 tarihinde 1.500,00 TL olmak üzere toplam 3.000 TL ödeme yapıldığı, takipten sonra da 14.480 TL ödeme yapıldığı, ancak yapılan tüm ödemelerin takip başlatılırken dikkate alınmadığı iddia edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda mahkememizce ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş olup, davalı yanın ticari defterlerine ilişkin alınan 20/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafından davacıya 27.037,90 TL’lik mal satışı yapıldığı, 12.550,00 TL’lik kısmın 2017 yılında bankalar aracılığı ile ödendiği, kalan 14.487,00 TL’nin ise 2018 yılında ödendiği, dolayısıyla tutarın tamamının davalı tarafından kapatıldığı, davacının bahsetmiş olduğu 1.500 TL’lik makbuz kayıtlarına rastlanılmadığı, takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 14.487,90 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yanın ticari defter incelemesine ilişkin alınan 24/06/2020 tarihli raporda özetle; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının davacı tarafa 27.030,90 TL fatura düzenlediği, davacının ticari defterlerine göre 3.000 TL makbuz ile, 7.240,00 TL banka dekont havalesi ile ödeme yapıldığı, davacının davalıya 16.790,90 TL borçlu olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı yanın takip tarihinden sonra alacağa istinaden 7.240,00 TL bedelli iki adet senet düzenleyerek toplam 14.480,00 TL’lik senedi davalı yana verdiği ve karşılığı bedelleri ödediği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı yanca her ne kadar takipten önce 3.000 TL elden ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ise de, bu iddianın davalı defterinde yer almadığı, bu bakımdan taraf defterlerinin birbiri ile örtüşmediği, ödeme makbuzlarında borç sebebinin açıkça yazılmaması ve davacının takipten sonra yapmış olduğu ödemeleri ihtirazı kayıt ileri sürülmeksizin ödemiş olması hususları birlikte değerlendirilmiş, davacının davaya konu takip dayanağı borç bakımından fazla ödeme yaptığı hususu ispatlanamadığından, davalının takip tarihi itibariyle davacıdan takip miktarı kadar alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Diğer yandan, istirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İlk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. İkinci şart ise, maddi hukuk bakımından aslında borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehditi altında ödemek zorunda kalmış olmasıdır (İİK.m.72/Vll). Eldeki davada takipten önce yapılan ödemenin dava dilekçesinde ileri sürülmemesi ve iadesinin açıkça talep edilmemesi karşısında takipten önce ödendiği iddia edilen 3.000 TL’nin eldeki menfi tespit dosyasını resen istirdat davasına dönüştürmediği değerlendirilmiştir.
Davacı vekiline takip sırasında yaptığı tüm ödemeleri belgeleri ile birlikte mahkememize bildirmek üzere süre verilmiş olup, davacı vekilince sunulan 29/11/2021 tarihli dilekçesinde, takipten sonra 20/06/2018 tarihinde 7.240 TL, 04/07/2018 tarihinde 4.000,00 TL ve 29/08/2018 tarihinde 3.240,00 TL olmak üzere toplamda 14.480,00 TL ödeme gerçekleştirdiğini beyan etmiş, buna ilişkin belgeleri mahkememize sunmuştur. İcra dosyasından alınan 20/10/2020 tarihli dosya hesabında 4.000,00 TL ve 3.240,00 TL’lik ödemelerin davacının da kabul ettiği ödeme tarihleri itibariyle icra dosyasına bildirildiği, 7.240,00 TL’lik ödemenin ise davacının da kabul ettiği tarihten önceki bir tarih belirtilmek suretiyle icra dosyasına bildirildiği, şu halde davacının başlatılan takip nedeni ile faiz ve fer’iler bakımından herhangi bir hak kaybının olmadığı anlaşılmış olup, dosyanın hesap uzmanı bilirkişiye tevdinin gerekmediği değerlendirilmiştir.
Mahkememizce her ne kadar 03/06/2021 tarihli celsede davacı yana cari hesap alacağının ödenip ödenmediğine ilişkin yemin teklif edip etmeyeceği sorulmuş ise de, cari hesap alacağının tamamının ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaması, takipten önce yapılan 3.000 TL’lik ödemenin takipten sonra takip bedelinin tamamı ödenirken ihtirazı kayıt olarak ileri sürülmemesi ve açıkça dava dilekçesine konu edilmemesi, yine takipten sonra yapılan ödemelerin ödeme belgelerindeki tarihlere göre icra dosyasına doğru olarak bildirilmesi ve davacı aleyhine hak kaybına sebebiyet verilmemiş olması hususları hep birlikte değerlendirilmiş, yemin ara kararından dönülmüştür.
Dosya içerisine alınan 19/06/2019 tarihli icra dosya hesabı raporunda 3.600,00 TL’lik ödemenin dava tarihi itibariyle icra dosyasına bildirilmediği, bildirimin dava tarihinden sonra doğru tarih (04/07/2018) belirtilerek geçmişe dönük olarak icra dosyasına yapıldığı anlaşılmıştır. Şu halde davacının dava tarihinden sonra icra dosyasına bildirilen 3.600 TL’lik ödeme sebebi ile dava açmakta hukuki yararı olduğu sonucuna varılmış, dava tarihindeki haklılık durumu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir (Yargıtay 19. HD, 2016/9276 Esas, 2017/2818 Karar sayılı ilamı).
Davacı, dava dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir. İİK’nın 72/5 maddesine göre menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için icra takibinin haksız olması ve kötüniyetli başlatıldığının anlaşılması gerekir. Davalının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş olup, davacı tarafından ihtiyati tedbir kararının uygulanmadığı, bu nedenle alacağa geç kavuşulmasının söz konusu olmadığı, dolayısıyla davalı yönünden kötü niyet tazminat talebi şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla, bu talebin de reddi gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının dava tarihi itibariyle 3.600,00 TL bakımından borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine,
2-Davacının tazminat talebinin davalının haksız ve kötüniyetli olduğu sabit olmadığından reddine,
3-Davalının tazminat talebinin icra takibi tedbir yoluyla durdurulmadığından yasal şartları oluşmamakla reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 245,92 TL karar ilam harcının peşin alınan 247,42 TL’den mahsubu ile bakiye 1,50 TL’nin talep halinde veya karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 247,42 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından ödenen 106,25 TL tebligat ve posta gideri, 1.450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.556,25 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 386,72 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 3.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı tarafından ödenen 10,35 TL pasta giderinin kabul/red oranına göre 7,78 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, fazla kısmın davalı üzerinde bırakılmasına ,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
10-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, davalı yönünden HMK m.341/4 uyarınca KESİN, davacı yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı….
Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.