Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/757 E. 2019/236 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/757 Esas – 2019/236
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/757 Esas
KARAR NO : 2019/236 Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ :
DAVALI : 1- …
VEKİLİ :
DAVALI : 2- …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 3- …
4- …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/11/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 30/03/2019
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 05/11/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; 05.10.2016 günü davalı …’in müteahhit, … …’in şantiye şefi ve diğer davalıların usta olarak çalıştıkları inşaattan davacı …’nın kafasına kalaslar düştüğünü, …’nın Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü, bu olayla ilgili olarak Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/1379 esas sayılı dosyasından dava açıldığı, davacı Sefanın yaralanması sebebiyle davacı … için 150.000 TL babası davacı … için 50.000 TL manevi zararın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … vekili 04/12/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, inşaatta şantiye şefi olarak çalışmak üzere anlaştığını, görevinin yapı ruhsatı alınması ile başlayıp yapı kullanma izin belgesinin alınması ile sona erdiğini, kendisine maaş ödenmesi yapılmadığını, kendisine husumet ehliyetinin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte kusur tespiti yaptırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Samsun Gaziler Vergi Dairesine yazılan yazıya 13/11/2018 tarihli yazı ile …’in 21/04/2016 tarihinden itibaren inşaat müteahhitliği faaliyetinden dolayı Gaziler Vergi Dairesi mükellefi olduğu, … …’in 12/12/2013 tarihinde Gaziler Vergi Dairesi mükellefi olarak başladığı mimarlık faaliyetine 15/01/2018 tarihinden itibaren 19 Mayıs Vergi Dairesi mükellefi olarak devam ettiği, serbest meslek hesabı esasına göre defter tuttuğundan bahisle cevap verilmiştir.
Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya 08/11/2018 tarihli yazı ile …’in 28876 sicil numarasında kayıtlı … firmasının sahibi olduğu, firmanın 04/05/2016 tarihinde kurulduğu, …, …, … ve …’un sahibi olduğu firma veya şirket ortağı olmadığı, … …’in 27158 sicil numarasında kayıtlı bulunan … …-… … Mimarlık firmasının sahibi olduğu, firmanın 20/01/2014 tarihinde kurulduğundan bahisle cevap verilmiştir.
Atakum Şehit Recep Tokur Polis Merkezi amirliği’nin 13/11/2018 tarihli yazısı ekinde … hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırması tutanağının, 19/11/2018 tarihli yazısı ekinde … hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırması tutanağının gönderildiği görülmüştür.
Denizevleri Polis Merkezi Amirliği’nin 14/11/2018 tarihli yazısı ekinde … ve … hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırması tutanağının gönderildiği görülmüştür.
İlyasköy Polis Merkezi Amirliği’nin 16/11/2018 yazısı ekinde … … hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırması tutanağının, 19/11/2018 tarihli yazısı ekinde … hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırması tutanağının gönderildiği görülmüştür.
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine yazılan yazıya 30/11/2018 havale tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde 10 adet tedavi evrakı ve 1 adet CD gönderilmiştir.
Davalı vekili 11/03/2019 tarihli tanık isimlerinin bildirilmesi konulu dilekçe sunmuştur.
Dava, haksız fiil hukuki sebebine dayalı manevi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davacı …’in davacı …’nın babası olduğu, 05.10.2016 günü davalı …’in müteahhit, … …’in şantiye şefi ve diğer davalıların usta olarak çalıştıkları inşaattan davacı …’nın kafasına kalaslar düştüğü ve davacının yaralanması sebebiyle uğranılan manevi zararın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi için eldeki davanın açıldığı anlaışmıştır.
Mahkememizce öncelikle dava şartları yönünden değerlendirme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Eldeki davada uyuşmazlık konusu; davacının 05/11/2016 tarihinde kafasına kalas düşmesi sebebiyle davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davacıların olay sebebiyle manevi zarar görüp görmediğine ilişkindir.
Uyuşmazlığa göre somut davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğü ve ilgili Vergi Dairesi Müdürlüklerinden yapılan araştırmaya göre davanın taraflarının tacir sıfatını taşımaması sebebiyle davanın tacirler arasındaki haksız fiile dayalı talebe dayalı olduğunun kabul edilemeyeceği, nispi ticari dava kapsamında da bulunmayan eldeki davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanının görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20.maddesi gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,( ihtarat yapıldı)
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nun 20 ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise, talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına.
Dair, davacılar vekili, davalılar vekilleri ile tüm davalıların yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.