Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/711 E. 2019/144 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/711 Esas – 2019/144
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/711 Esas
KARAR NO : 2019/144

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, dava dışı borçlu … ile kredi sözleşmesi ile ticari krediler kullandırıldığını, borçlunun borcunu ödememesi, sözleşmeye riayet etmemesi üzerin ihtarname çekilerek hesabın kat edildiğini, asıl borçlu hakkında Samsun 7. İcra Müdürlüğünün 2014/1893 esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile, davalı … ve diğer kefiller hakkında ise Samsun 7.İcra Müdürlüğünün 2014/1894 esas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, davalı icra dosyasında takibe, ödeme emrine, borca ve tüm ferilerine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ederk takibi durdurduğunu, icra dosyasında talep edilen tüm borç tutarı imzalanan sözleşmede kararlaştırılan şartlara ve orana uygun olarak doğru bir şekilde hesaplandığını, davalının sırf zaman kazanmak amacıyla takibe, ödeme emrine, borca ve ferilerine faize v.s. yapmış olduğu tüm itirazlarının iptali ile takibe devam edilmesi ve itiraz edilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini mahkememizden talep ve daa etmiştir.
Davalının mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinnde özetle, açılan itirazın iptali davası tamamen mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun ve Samsun 7.İcra Müdürlüğünün 2014/1894 esas sayılı icra takip dosyasına dayanak teşkil eden kredi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların hiçbirini kabul etmediğini, hiçbir yasal mesnedi olmayan davanın reddine ve davacı bankanın inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini savunmuştur.
Deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava konusu edilen taraflar arasında imzalanmış kredi genel sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi, hesap ekstreleri ve Samsun 7. İcra Müdürlüğünün 2014/1894 Esas sayılı dosyası dosyamız içerisine alınmıştır. Takibin dayanağı sözleşme incelendiğinde; genel kredi sözleşmesi olup, asıl borçlunun …. olduğu, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı, kredi limitinin 400.000,00 TL olduğu, sözleşme tarihinin 26/12/2012 tarihi olduğu, borcun ödenmemesi üzerine Samsun 1. Noterliğinin 06/02/2014 tarih ve 2256 yevmiye nolu ihtarı ile hesabın kat edildiği anlaşılmıştır.
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dava dilekçesi, Samsun 7.İcra Müdürlüğünün 2014/1894 esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı uyarınca, davacı banka ile dava dışı şirket arasında kredi sözleşmesi düzenlendiği, genel kredi sözleşmesine istinaden davalının kefil olduğu, borcun ihtara rağmen ödenmemesi üzerine Samsun 7.İcra Müdürlüğünün 2014/1894 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacının, yasal bir yıllık süre içerisinde mahkememize takibin devamı konusunda itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 01.03.2016 tarih ve 2015/5 E. 2016/192 K. Sayılı kararı ile davacının davasının kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 25.10.2016 tarih ve 2016/6288-13915 E.-K. Sayılı ilamı hükmün bozulmasına karar verilmiş, dosyanın yeniden mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizin 12.02.2019 tarihli celsesinde usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/6288-13915 E.K. Sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/6288-13915 E.K. Sayılı bozma ilamında;” Dava konusu olarak iki ayrı sözleşmeye dayanılmıştır. 25.02.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalı kefilin imzası bulunmadığından bu sözleşme kapsamında kullandırılan banka kredisinden dolayı davalının kefil olarak sorumluluğu bulunmamaktadır.Öte yandan davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı 26.12.2016 tarihli kredi genel sözleşmesinde kefalet tarihi olarak 24.12.2012 tarihi kefilin el yazısı ile yazılmıştır. Görüldüğü gibi kefalet tarihi itibariyle ortada henüz bir kredi genel sözleşmesi mevcut değildir. Kefalet, ferilik niteliği itibariyle geçerli bir asıl borca ihtiyaç duyar. Henüz ortada asıl borcun dayanağını oluşturan genel kredi sözleşmesi bulunmadıkça kefalettende söz edilemez. Somut olayda kefalet tarihi ile birlikte düzenlenmiş bir sözleşme de bulunmamaktadır. Kefilin sorumluluğundan söz edilebilmesi için kefalet tarihinde mevcut olan ve kefil tarafından teminat altına alınan bir sözleşme olması ve öyle bir sözleşmeye istinaden kredi kullandırılması gerekir. Olayımızda dayanılan kredi sözleşmesi kefaletten sonraki bir tarihte düzenlenmiş olup sözleşme tarihi itibariyle verilmiş bir kefalete de rastlanılmadığından” bahisle mahkememiz kararının bozulmasına karar verildiğinden ve mahkememizce bozma ilamına uyulduğundan, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/6288-13915 E.K. Sayılı bozma ilamında belirtildiği üzere, takibe konu olan 25.02.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalı kefilin imzası bulunmadığından dolayı, 26.12.2016 tarihli kredi genel sözleşmesinde ise kefalet tarihinin 24.12.2012 olduğu, bu durumda kefalet tarihi itibariyle ortada henüz bir kredi genel sözleşmesi mevcut olmadığı anlaşıldığından, hukuken geçerli olmayan kefalet hükmünden dolayı davalın kefilin sorumluluğu bulunamayacağından davanın reddine, davacı alacaklının takip yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1.Davanın REDDİNE,
2.Davalının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3.Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan 2.924,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.879,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 16.223,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
5.Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6.Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7.Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzünde tebliğden itibaren 15 gün içindeYargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi.12/02/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza