Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/698 E. 2019/283 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/698 Esas – 2019/283
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/698 Esas
KARAR NO : 2019/283 Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2018
KARAR TARİHİ : 21/03/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 28/03/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine Samsun 9 İcra Müdürlüğünün 2017/106613 Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine takibe konu miktar ve ferilerinin 16/10/2017 tarihinde müvekkili tarafından ödendiğini, ancak faturada belirtilen malların müvekkiline teslim edilmediğini, yapılan ödemenin haksız olduğunu belirterek, istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının süresi içerisinde icra takibine itiraz etmediğinden ispat yükünün davacıya ait olduğunu, ürünlerin davacıya teslim edildiğine ilişkin faturaların mevcut olduğunu, ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının süresi içerisinde icra takibine itiraz etmediğinden ispat yükünün davacıya ait olduğunu, ürünlerin davacıya teslim edildiğine ilişkin faturaların mevcut olduğunu, ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2017/106613 sayılı dosyası uyaptan dosyamız arasına alınmıştır.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davacı yönünden tacir araştırması yaptırılmıştır.
Dava, istirdat davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davalı tarafından davacı hakkında Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2017/106613 sayılı dosyası üzerinden faturaya dayalı genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından icra dosyasına konu borcun 17/10/2017 tarihinde dava açma hakkı saklı kalmak üzere açıklamasıyla ödendiği ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki istirdat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle dava şartları yönünden değerlendirme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Eldeki davada uyuşmazlık konusu; davacının fatura alacağına dayalı Samsun 9 İcra Müdürlüğünün 2017/106613 sayılı dosyasından başlatılan icra takibi sebebiyle haksız ödeme yapıp yapmadığı, yaptı ise istirdadının gerekip gerekmediği ve miktarına yönelik olduğundan dava mutlak ticari davalardan değildir.
Sermaye şirketi olan davalının tacir olduğu sabit ise de … Ticaret Sicil Müdürlüğü ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevaplarından davalının tacir sıfatını haiz olmadığı anlaşılmıştır. Davanın her iki tarafının tacir olmaması sebebiyle nisbi ticari dava kapsamında da bulunmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu görüşüne varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanının görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20.maddesi gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,( ihtarat yapıldı)
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nun 20 ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise, talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına.
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/03/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.