Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/689 E. 2019/222 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/689 Esas – 2019/222
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/689 Esas
KARAR NO : 2019/222 Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : … –
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 19/03/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 12/10/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari alım satım işi için müvekkili tarafından düzenlenen 07/03/2018 tarihli irsaliyeli faturaya ilişkin borcun ödenmemesi sebebiyle icra takibi başlattıklarını, davalının borcu olmadığından bahisle icra takibine ve icra takibinin yetkisizliğine itiraz ettiğini, faturanın irsaliyeli fatura olup, fatura konusu malların teslimi anlamına geldiğini, takibe konu borcun para borcu olduğundan icra dairesinin yetkisine itirazın yersiz olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 15/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı kurumun mal ve hizmet alımının KİK’ye göre yaptığını, mal ihale tutarının altında ise doğrudan temin ile hizmet alındığını, davacıdan 20/04/2015 tarihinde temin yolu ile hizmet alındığını, bedelinin ödendiğini, 04/11/2015 tarihli satın almaya da 3. Sırada teklif verdiğinin tespit edildiğini, başkaca akdi ilişki bulunmadığını, faturanın tek başına alacağı ispatlayamayacağını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde, davalı adına düzenlenen 07/03/2018 tarihli 10.045,87 TL bedelli irsaliyeli fatura, Samsun icra dairesinin 2018/112188 sayılı dosyasına konu takip talebi, ödeme emri fotokopilerini sunmuştur.
Samsun İcra Dairesi’nin 2018/112188 sayılı dosyası uyaptan dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı vekili 15/11/2018 havale tarihli dilekçesi ekinde satın alma talep formu, görevlendirme, yaklaşık maliyet tutanağı, piyasa fiyat araştırma tutanağı, onay belgesi, muayene kabul komisyon tutanağı, taşınır işlem fişi suret belgeleri sunmuştur.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davacı tarafından davalıya mal teslim edildiği ve fatura bedelinin ödenmediği gerekçesiyle Samsun İcra Dairesi’nin 2018/112188 sayılı dosyası üzerinden fatura alacağına dayalı genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca itiraz etmesi üzerine icra dosyasına vaki itirazın iptaline karar verilmesi için eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Eldeki davada uyuşmazlık konusu; icra dairesinin yetkili olup olmadığı, davacının icra takibine konu fatura sebebiyle alacaklı olup olmadığına ilişkin olup dava mutlak ticari davalardan değildir. Davanın davalısı kurumun tacir sıfatı bulunmadığından nisbi ticari dava kapsamında da bulunmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu görüşüne varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanının görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nun 20 ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise, talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına.
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/03/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.