Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/616 E. 2019/360 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/616 Esas – 2019/360
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/616
KARAR NO : 2019/360

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2018
KARAR TARİHİ : 10/04/2019
KAR. YAZIM TARİHİ : 15/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 13/09/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. ile müvekkili bankanın İstasyon şubesi arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca ticari krediler kullandırıldığını, davalının işbu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçluların borcunu zamanında ödememesi üzerine hesabın kat edildiğini ve kefiller hakkında Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2018/20028 Esas sayılı dosyasından BK 586.maddesi gereğince tahsilde tekerrür olmamak üzere genel haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, davalının icra dosyasına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, bu nedenlerle davalının Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2018/20028 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline takibin devamına, davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin usulune uygun olarak tebliğ edildiği, davalının süresi içinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, dellilerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde 11/07/2014 tarihli GKS örneğini, faiz oranlarını, Beşiktaş 26. Noterliğinin 26/01/2018 tarih 3892 yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ şerhli suretini, ödeme planını ibraz ettiği, davacı banka 03/10/2018 tarihli cevabi yazısıyla davaya konu GKS’nin tamamının bir suretini ibraz ettiği görülmüştür.
Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2018/20028 Esas sayılı dosyasının suretinin UYAP’tan çıkartılarak dosya arasına alındığı, Sivas Ticaret Sicil Müdürlüğünün 14/02/2019 tarihli cevabi yazısıyla dava dışı asıl borçlu şirketin sicil kayıtlarının gönderildiği, davacı vekilince 05/02/2019 tarihli dilekçesi ekinde hesap kat ihtarını, faiz genelgelerini ve depo talebine konu çekleri gösterir çek icmal listesini ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Ticaret Sicil Gazetesinin 18/11/2015 tarihli sayısından davalının şirket ortaklığındaki hisselerini devrederek şirketten ayrıldığı anlaşılmış, davacı bankanın 05/02/2019 tarihli cevabi yazısından ise ortaklıktan ayrılmaya ilişkin bankaya herhangi bir bildirimde bulunmadığı görülmüştür.
Bankacı bilirkişi Filiz Gök’ten 07/03/2019 tarihli rapor alınmış, raporda asıl alacak ve kefil yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapıldığı görülmüş, davacı vekili bilirkişi raporuna karşı 27/03/2019 tarihli itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
Sözlü yargılama günü davalıya bildirilmiş, duruşmaya katılmadığı anlaşılmıştır.
Dava, Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2018/20028 Esas sayılı dosyasına karşı yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafından davalı ve diğer dava dışı borçlular aleyhine Samsun 9. İcra Müdürlüğünün 2018/20028 Esas sayılı dosyası ile toplam 1.010.454,98 TL alacak için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 08/03/2018 tarihinde takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu, davacı tarafın ise takibin devamı için işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
İcra dosyasında takibin dayanağı olarak “kredi sözleşmesi” gösterilmiş, icra dosyası ve dava dosyasından takibin dayanağı kredi sözleşmesinin 11/07/2014 tarihli Kredi Genel Sözleşmesi olduğu, sözleşmeye göre asıl borçlunun … olup, davalının ise müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu 11/07/2014 tarihli Kredi Genel Sözleşmesi incelendiğinde; davalının müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı görülmektedir. TBK’nun 583.maddesinde kefalet sözleşmesinin şekli açıklanmıştır. Buna göre kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin gösterilmiş olması ve bu hususlar ile müteselsil kefil olunması durumunda bu kelimelerin el yazısı ile belirtilmiş olması gerekmektedir. TBK 584.maddesine göre ise ancak eşin rızası ile kefil olunabilecektir. Söz konusu maddede 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı kanunun 77.maddesi ile yapılan değişiklik ile ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yönetici tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler için eşin rızası aranmayacaktır. İncelenen Ticaret Sicil kayıtlarından davalının asıl borçlu şirketin sözleşme tarihinde ortağı olduğu gibi evli olmadığı anlaşılmakla kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.
07/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; ihtarnameye göre dava dışı asıl borçlunun temerrüt tarihinin 02/02/2018 olduğu, akdi faiz oranının sözleşme hükümlerine göre belirlenerek 16,20 olduğunun tespit edildiği, temerrüt faiz oranının ise %39 olduğu, yapılan hesaplamalar sonucu asıl borçlu yönünden borç miktarının toplam 900.307,57 TL olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda davalı kefil yönünden ayrı hesaplama yapılmıştır. Buna göre davalıya çıkarılan ihtarnamenin yetkili daimi işçisine 31/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen süreye göre temerrüt tarihinin 02/02/2018 olduğu, kredi sözleşmesi ve geri ödeme planına göre akdi faiz oranının yıllık 16,20 , temerrüt faiz oranının %39 olduğu, kefalet miktarının 15.000.000,00 TL olduğu belirlenmiş olup dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda davalı yönünden ayrıca hesaplamalar yapılmış olup, 21/05/2017 vadeli taksitten sonra ödeme yapılmadığı tespit edilmekle, bu tarih ile hesap kat tarihi 11/09/2017 arası akdi faiz uygulanmış, kat tarihinden 02/02/2018 temerrüt tarihi arasında yine akdi faiz uygulanarak hesaplama yapılmış, temerrüt tarihinden 23/02/2018 takip tarihi arasında ise %39 temerrüt faizi uygulanarak yapılan hesaplama sonucu kefilin sorumlu olduğu borç miktarının 750.284,90 TL asıl alacak, 65.149,74 TL işlemiş faiz, 2.233,31 TL ihtar masrafı, 3.257,49 TL BSMV olmak üzere toplam 820.925,44 TL alacak olarak tespit edilmiş, hesaplanan bu miktar kefalet miktarı sınırlarında kaldığı görülmekle ve hesap yönteminin doğru olduğu anlaşılmakla hüküm kurmaya elverişli yasal ve yeterli görülerek bu kısım yönünden davanın kabulü gerekmiştir.
Çek depo bedeli yönünden bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmede kefil yönünden açık hüküm bulunmadığından davacı bankanın talebinin yerinde olmadığı değerlendirmesi yapılmış, müstekar Yargıtay kararlarında da çek depo bedelinden kefilin sorumluluğu için açık hüküm arandığından ve incelenen sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmadığından çek depo bedelinin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
Takibe konu toplam alacağın ihtar masrafı dışındaki kısmının likit olduğu anlaşılmakla %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Davalı 03/11/2015 tarihinde asıl borçlu şirketteki ortaklığından ayrıldığını, bu nedenle borçlu olmadığını ileri sürmüş ise de, davacı bankanın yazısından ortaklıktan ayrıldığının bankaya bildirilmediği anlaşıldığı gibi KGS tarihinin 11/07/2014 olması ve kefalet sözleşmesinin niteliği gereği takip itibariyle borçtan sorumlu olduğu anlaşılmakla bu beyanına itibar edilmemiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporundaki faiz hükümlerine ve depo talebiyle ilgili tespitlere itiraz etmiş ise de, bilirkişi raporunda davalı kefil yönünden akdi faiz oranının ödeme planında gösterilen yıllık 16,20 olarak ve faiz genelgelerinde gecikme faiz oranının ticari kredi faiz oranının %50 fazlası olduğu bildirildiğinden, ticari kredi faiz oranının ise en yüksek olarak %26 tespit edildiğinden %50 fazlası %39 oranında temerrüt faizi üzerinden hesaplama yapılmasının yasal olduğu, davalının kefil olması sebebiyle bilirkişi raporundaki kefil yönünden yapılan hesaplamanın nazara alınmasının gerektiği anlaşılmakla, davacı bankanın itirazlarıda yerinde görülmemiş, aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 750.284,90 TL asıl alacak, 65.149,74 işlemiş faiz, 3.257,49 TL BSMV, 2.233,31 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 820.925,44 TL nakdi alacak hakkındaki itirazın iptaline takibin devamına, fazla talebin reddine,
2-Asıl alacağa takip tarihi sonrası %39 temerrüt faizi ile faizin %5’i gider vergisi uygulanmasına,
3-Toplam nakdi alacağın likit kabul edilen kısmı 818.692,13 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Çek depo bedeli hakkındaki talebin reddine,
5-Davacı taraf harçtan muaf olup, dava açılırken harç alınmadığından, alınması gerekli 56.077,42 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 46.787,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 136,00 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 736,00 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 597,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/04/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip