Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/608 E. 2019/147 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/608 Esas – 2019/147
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/608 Esas
KARAR NO : 2019/147 Karar
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2018
KARAR TARİHİ : 14/02/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 01/03/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 17/03/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme gereği davacı müvekkili şirketin … numarası ile abone olduğunu, davalı şirketin üzenlediği faturalar ile kendilerinden kayıp-kaçak vb. Bedeller adı altında haksız bedeller tahsil ettiğini ileri sürerek, Kayıp Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, Personel Satış Hizmet Bedeli, Personel Sayaç Okuma Bedeli, İletişim Sistemleri Bedeli , TRT Fonu ve sair adlar altında yapılan kesintilerin haksız olarak kesildiğini ve kesintinin yapılmaya başladığı tarihten itibaren yapılan kesintinin miktarlarının tespiti ile haksız olarak tahsil edilen fazlaya ilişkin ve sair tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.000,00TL’nin kesintinin yapılmaya başlandığı tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 04/05/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının söz konusu olayda dava değerini belirleyebilecek durumda olduğundan, iş bu davanın belirsiz alacak yahut kısmi dava olarak açılamayacağını, öncelikle EPDK kararlarının iptal edilmesi için idari yargıda davanın açılması gerektiğini, müekkili şirketin adresinin … olduğundan … Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının serbest tüketici olduğunu, davaya konu kayıp kaçak bedelinin tamamen yasadan kaynaklanmakta olup yasal mükellefiyetler gereği uygulanmakta olduğunu, bunu uygulamamanın idari müeyyidedesi bulunmakta olduğunu, kayıp kaçak bedelinin tıpkı diğer bedellerde olduğu gibi kurul tarafından düzenlenen, yasal mevzuat uyarınca davacıdan tahsili zorunlu olan bir bedel olduğunu, EPDK tarafından düzenlenmiş tarife kalemleri dışında bir unsur tüketiciye yansıtılamayacağı gibi EPDK tarafından belirlenmiş bir tarife uyulanmamasının seçeneği de olmadığını, bir tarife kalemini uygulamamakda aynı cezai müeyide ile karşılaşmaya vesile olacak bir ihlal hali olduğunu, önlerinde icrası zorunlu olan bir idari karar olduğunu, buna uyulmasının zorunlu olduğunu, şayet bu idari kararın yansıması niteliğinde olan maliyet kalemlerinin haksız olduğu düşünülüyorsa o takdirde bu kalemlerin varlığını doğuran ve nispetlerini belirleyen yasal düzenlemelerin ve idari tasarrufların ilgili bulundukları yargı yerleri düzeyinde iptalini talep etmek gerektiğini belirterek, talepleri kabul edilmezse davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davanın reddine, yargı yolu sebebiyle davanın reddedilmemesi halinde usule ve esasa ilişkin diğer açıklamaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Deliller, delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Davacı vekili 17/03/2015 havale tarihli dava dilekçesi ekinde EnerjiSA ile yapılan yazışma ve bir kısım Yargıtay içtihatları ibraz etmiştir.
EnerjiSA’ya yazılan yazıya cevap verildiği, müşteri bilgi detayı gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından 15/05/2015 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi, davalı vekili tarafından 11/06/2015 havale tarihli 2. Cevap dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından 28/07/2015 havale tarihli delil dilekçesi ve ekinde dava konusu … nolu aboneliğe ait 21/07/2012 tarihi itibariyle 2012, 2013, 2014 yılı elektrik faturaları ve 2015 yılına ilişkin 1,2,3 ay elektrik faturaları sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 2015/244 Esasına kaydı yapılan dosyanın 05/10/2015 tarihli 2015/244 Esas 2015/749 Karar sayılı kararı ile Mahkememizin Yetkisizliğine, dosyanın yetkili … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 13/11/2015 havale tarihli temyiz dilekçesi ile dosya temyiz edilmiş, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21/05/2018 tarihli 2018/3344 Esas 2018/5511 Karar sayılı ilamı ile yetkili mahkemelerin Samsun Mahkemeleri olduğundan bahisle bozma kararı verilmesi üzerine dosyanın Mahkememizin 2018/608 Esasına kaydı yapılmıştır.
EnerjiSA’ya yazılan yazıya 28/12/2018 tarihli yazı ile cevap verilmiş, dava konusu edilen fatura suretleri gönderilmiştir.
Ara karar gereği dosya elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … 21/01/2019 havale tarihli raporunu sunmuştur.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı 23/01/2019 havale tarihli beyan dilekçesi, davalı vekilinin 25/01/2019 havale tarihli itiraz dilekçesi sunmuştur.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin istirdadı davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davacının davalıdan … abone numarası ile ticarethane tarifesi üzerinden elektrik hizmeti aldığı, faturalarda yer alan kayıp bedeli, iletim bedeli, perakende satış bedeli, sayaç okuma ve dağıtım bedeli adı altındaki tahakkukların haksız olduğundan bahisle kesintilerin tespiti ile HMK’nın 107. Maddesine göre 15.000,00-TL’nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi için eldeki belirsiz alacak davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dava tarihinden önce 04/06/2016 tarihinde kabul edilen 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6446 sayılı yasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 17 Haziran 2016 tarihli Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesine göre EPDK kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmü uygulanacaktır. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik, 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.
Yürürlükteki 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. maddesi gereği bu Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda da uygulanması gerekmektedir. Bu sebeple açıklığa kavuşturulması gereken husus 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı yasanın 17/10 maddesi gereği davalı kurum tarafından yapılan tahakkukların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Mahkememizce aldırılan 21/01/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; 6446 sayılı yasayı değiştiren 6719 sayılı yasanın 21. Maddesi hükmü ile 6446 sayılı yasanın 17. Maddesine eklenen 10. fıkra gereğince dağıtım şirketleri tarafından tüketicilere gönderilen elektrik faturalarına karşı yapılan başvuru ve açılan davalarda hakem heyeti ve mahkemelerin yetkisinin iş bu faturalarda yapılan fiyatlandırmanın EPDK tarafından onaylanıp belirlenen fiyatlara uygun olup olmadığının denetlenmesi ile sınırlandırıldığı, aynı yasanın geçici 20. Maddesine göre de eldeki dava ve başvurularda da 17. Madde hükmünün uygulanması gerektiğinin açıkça belirtildiği, buna göre halen derdest olan davalarda da hakem heyeti ve mahkeme tarafından yalnızca faturadaki fiyatlandırmanın EPDK kararlarına uygun olup olmadığının denetlenme imkanının olduğu yani yalnızca yerindelik denetimi yapılacağı, içerik denetimi yapılamayacağı, davalı dağıtım şirketi tarafından davacı şirkete gönderilen elektrik faturalarındaki fiyatlandırmanın EPDK’nın onaylayıp belirlediği tarifelere uygun olduğu ve bu bağlamda davacı şirketin abonelikleri için davalı Yelişırmak Elektrik Dağıtım A.Ş’den “kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti, sayaç okuma, iletim ve dağıtım bedeli ve TRT payı bedeli” alacağının olmadığı kanaati belirtilmiş, davalı tarafından gönderilen faturalara göre dava konusu kesintiler yönünden toplam 551,77-TL bedel düzenlendiği rapor edilmiştir.
Böylece yukarıda açıklanan yasa hükümleri doğrultusunda dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa hükümleri gereği davanın konusunun kalmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 3. HD’nin 08/02/2017 tarih 2016/16610 Esas 2017/1011 Karar sayılı örnek ilamı)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda yargılamaya devam edilerek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunun tespit edilmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafa yargılama giderinin yükletilmesi gerekmektedir.(Y.3HD 2016/16610 E 2017/1011 K örnek ilamı)
Somut olayda, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin kararları gereği dava açmakta haklı olduğu, Yasa değişikliğinin 17 Haziran 2016 tarihli Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe girdiği, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Anılan yasa maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinde belirtilen hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre davanın görülmesi sırasında geçmişe yürür yasa gereğince davanın konusuz kalması dikkate alınarak davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmaması yanında davanın esastan kabulle sonuçlanmayıp konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmediği görülmekle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiştir.(Y.3HD 2016/16610 E 2017/1011 K sayılı örnek ilamı)
6719 sayılı yasanın iptali yönünden Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmış ve 15/02/2018 tarih ve 30333 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/150 Esas, 2017/179 Karar sayılı kararı ile 6446 sayılı yasanın 17. Maddesine eklenen 10. Fıkranın iptaline karar verilmiş ise de 21.1.2004 tarih, 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı HGK kararı gereğince Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiğinden ve aldırılan bilirkişi raporunda da davacıdan yapılan kesintilerin EPDK tarafından onaylayıp belirlenen tarifelere uygun olduğu belirtildiğinden davanın konusuz kalmış olması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 373/4 maddesi ve Geçici 3/2 maddesinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır. Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Eldeki davada yapılan yargılama sonucu Mahkememizce verilen 05/10/2015 tarihli karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21/05/2018 tarihli 2018/3344 Esas 2018/5511 Karar sayılı ilamı ile yetki yönünden bozulmuş ise de Yargıtay’ın yetki yönünden bozma ilamından sonra Yargıtay dosyadan el çekmiş ve bozma ilamından sonra Mahkememizce esasa geçilerek yargılama yapılmak suretiyle karar verilmiş olması sebebiyle kanun yolu denetimi olarak istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiştir, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Konusuz Kalan Davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 256,17TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 211,77 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan 27,70-TL başvurma harcı, 44.40-TL red harcı, 219,90-TL tebligat ve posta gideri, 400,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 692,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin oykluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 14/02/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.