Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/562 E. 2019/21 K. 09.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/562 Esas – 2019/21
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/562
KARAR NO : 2019/21

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 13/08/2018
KARAR TARİHİ : 09/01/2019
KAR. YAZ.TAR. : 16/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 13/08/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı …’nin ortağı olduğunu, işbu şirketin 17/06/2013 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiğini, dava dışı …’nin adına kayıtlı … plakalı araçların nerede olduğunun bilinmediğini, ayrıca …, plakalı araçlar üzerinde Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifinin 27/01/2003 tarihli rehni bulunduğunu belirterek, … plakalı araçların 7020 Sayılı Kanun’un geçici 1.maddesinin 4.fıkrası uyarınca işlem yapılmak üzere davaya konu …’nin ihyasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğü 28/08/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu şirketin 17/06/2013 tarihi itibariyle ticaret sicil müdürlüğündeki kaydının resen silindiğini, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 25/06/2013 tarih ve 8349 sayısında ilan edildiğini, yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun yapıldığını, müdürlüklerinin herhangi bir kusuru bulunmadığını beyan etmiş, davalı vekili 31/08/2018 tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin cevap dilekçesini tekrar ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller, dellilerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi sureti, Yargıtay kararları, … plakalı araçların engel kayıtlarını gösterir belge sureti sunduğu, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 03/09/2018 tarihli dilekçesi ekinde şirketin resen silinmesi hakkında belge sureti ibraz ettiği görülmüştür.
Samsun İl Emniyet Müdürlüğünün 29/08/2018 tarihli yazı cevabında; davaya konu olan … plakalı araçların trafik kayıtlarının gönderildiği ve araçların 8710063052 vergi nolu …. üzerine kayıtlı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünün 10/12/2018 tarihli yazı cevabında;… sicil numarası ile kayıtlı …’ne ilişkin istenilen şirket merkez adresine ve yetkilisine gönderilen ihtar yazıların, posta evraklarının, ticaret sicil müdürlüğü internet sayfasında 09/04/2013 tarihli duyuru ilanının, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 15/04/2013 tarihli ihtar ve 25/06/2013 tarihli resen terk ilanının gönderildiği görülmüştür.
Dava, şirketin ihyasına ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı …’nin kaydının 17/06/2013 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından resen silindiği ve 25/06/2013 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, davacının ise davaya konu şirket adına kayıtlı … plakalı araçlar üzerindeki rehinlerin kaldırılması, … plakalı araç ile diğer … plakalı araçlar hakkında 7020 sayılı yasadan faydalanmak için gerekli işlemleri yapmak için işbu şirketin ihyasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabi yazılarından davaya konu şirketin 30/12/2012 tarih 28513 sayılıResim gazetede yayınlanan “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin” tebliğ 5/d maddesi gereği Ticaret ve Sanayi Odasından kaydının 05/03/2009 tarihinde silindiği, tebliğin 6.maddesi gereği şirket müdürü ile şirketin tescilli adreslerine ihtar gönderildiği, Türkiye ticaret sicil gazetesin 15/04/2013 tarih 8300 sayılı gazetesinde ilan edildiği, odanın internet sitesinde duyurulduğu, ihtar ve ilana rağmen 2 ay içeresinde cevap verilmediği, tasfiye memuru bildirilmediği ve durumunun kanuna uygun hale getirilmediğinden 17/06/2013 tarihi itibarıyla ticaret sicil müdürlüğünün kaydının resen silindiği tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTK’ nun geçici 7.maddesinin 15 bendine göre “ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” TTK’nun 547 maddesine göre de “tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa ve mahkemece istemin yerinde olduğuna kanaat getirilirse şirketin ek tasfiyesi için yeniden tesciline karar verilir ve bu işlemi yapmaları için son tasfiye memurlarını veya bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atarak tescil ve ilan ettirilir.”
Dosya kapsamından, davacının ihyası istenen şirketin ortağı olduğu, şirket adına kayıtlı araçlardaki rehin kaydının kaldırılması ve 7020 sayılı yasadan faydalanmak için gerekli işlemleri yapmak üzere şirketin ihyasının talep edildiği, dolayısıyla işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu görülmektedir.
6102 sayılı TTK’nun geçici 7/15 maddesine göre terkin tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirket veya kooperatifin ihyası talep edilebilecektir. İhyası istenen şirket ise 17/06/2013 tarihinde ticaret sicilden resen terkin edilmiş olup dava 5 yıllık süre geçtikten sonra açılmıştır. Yasa metninden 5 yıllık sürenin hak düşürücü süre olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Yasa hükmünün bu şekilde yorumlanarak davanın hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle reddi halinde ise ortaya bir çözümsüzlük durumu çıkacaktır. Oysa hukukta çözümsüzlük söz konusu olmamalıdır. Yasa koyucunun da 5 yıllık süreyi ön görürken amacının resen terkin edilen şirket ve kooperatiflerle ilgili hukuki sürecin bir an önce tamamlanması olduğu düşünülmektedir. Ancak bu aşamada yasada ön görülen 5 yıllık sürenin geçmesi halinde haklı taleplerin dahi yerine getirilememesi ve hak kayıpları oluşması söz konusu olacaktır. Böyle bir sonuç ise yasa koyucu tarafından amaçlanmış olamaz. Nitekim geçici 7/15 madde “bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin ünvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığı ünvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren 10 yıl sonra hazineye intikal eder” hükmü mevcut olup bu hükümde nazara alındığında dava açmak için ön görülen 5 yıllık süre geçmiş olmasına rağmen 10 yıllık süre içerisinde açılan davaların kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile davacı vekilinin ihya amacı olarak gösterdiği “… plakalı araçlar üzerindeki rehinlerin kaldırılması ve … araçlar yönünden 7020 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”‘dan faydalanması amacıyla sınırlı olmak üzere” ihyaya karar vermek gerekmiştir.
TTK’nun 547. Maddesi ek tasfiye düzenlemekte olup 2. fıkrasına göre şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verilmesi halinde bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç kişi tasfiye memuru olarak görevlendirilebilecektir. Maddenin gerekçesi incelendiğinde ek tasfiyenin sadece tasfiyenin kapanmış olmasına rağmen halen alınması zorunlu ek tedbirlere gereksinim duyulması halinde söz konusu olacağı, ek tasfiye başlatıldığında tasfiye memurlarının yeniden atanacağının açıklandığı görülmektedir. Mahkememizce davaya konu şirketin belirli işlerin yapılması ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildiğine göre ve tamamen ihya edilmediğine göre söz konusu işlemleri yapmak üzere tasfiye memuruna ihtiyaç duyulacağından davacının ek tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermek gerekmiştir.
Ticaret sicil müdürlüğü tarafından dava konusu şirketin kaydının kanun ve tebliğ hükümlerine uygun olarak resen terkin edildiği , gerekli tebliğ ve ilanların , duyuruların usulüne uygun olarak yapıldığı görülmektedir. Bu durumda işbu davanın açılmasında davalı ticaret sicil müdürlüğünün kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı taraf sorumlu tutulmamış, davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.
Dava resen terkin sebebiyle açılmış olduğundan ticaret sicil müdürlüğünün davada yasal hasım olduğu, davanın yalnızca ticaret sicil müdürlüğüne açılmış olmasının gerekli ve yeterli olduğu anlaşılmış, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE, Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı ”…’nin” adına kayıtlı … plakalı araçlar üzerindeki rehinlerin kaldırılması ve … araçlar yönünden 7020 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”‘dan faydalanması amacıyla sınırlı olmak üzere gerekli tüm işlerin yapılması yönünden İHYASINA,
2-Davacı …’nın TTK 547/2 maddesi gereği EK TASFİYE MEMURU OLARAK ATANMASINA,
3-Kararın Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil ve ilanına,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davalı yasal hasım konumunda bulunduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılmakla davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-Davalı yasal hasım konumunda bulunduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılmakla davacı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgiliye iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/01/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip