Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/560 E. 2019/65 K. 18.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/560 Esas – 2019/65
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/560
KARAR NO : 2019/65

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ :
DAVALI : 1- … –
VEKİLLERİ :
DAVALILAR : 2- …
3- …
4- …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 18/01/2019
KARAR YAZIM T. : 24/01/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 09/08/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle;davacıların oğlu müteveffa …’ın kazanan meydana geldiği gemide D/B (miço) olarak çalışmaktayken 01/06/2014 tarihinde akşam saatlerinde davalı işverenin işlettiği Alastair adlı gemide görevli olduğu gemide çalışırken dava dışı …’in kullanımında olan ve yanında müteveffanın bulunduğu forkliftin ön tarafındaki yük kaldıran ayakların zemine fazla yakın olmasından dolayı gemi zeminine takılması ve forkliftin müteveffanın oturmuş olduğu tarafa doğru devrilmesi neticesinde kabinenin demiri altında kalan müteveffa …’ın hayatını kaybettiğini, kaza nedeniyle forklifti kullanan … ve geminin birinci ve ikinci kaptanları … ile … hakkında taksirle ölüme neden olmak suçundan Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/1153 Esas 2016/958 Karar sayılı dosyasının sonucunda kusurlu bulunarak cezalandırılmalarına karar verildiğini beyanla davacının herhangi bir hak kaybına uğramaması için davalı şirkete ait olan taşınır ve taşınmaz mallar üzerine tedbir konulmasını, kaza sonucu destekten yoksun kalan müteveffanın annesi ve babası olan davacıların her biri için belirsiz alacak niteliğinde 1.000,00’er TL maddi tazminat ile 20.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/06/2014’ten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili 10/09/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle;davacılar murisinin akşam yemeği saatinde yemek salonuna gitmesi gerekirken, forkliftin bulunduğu garajda, foklifti kullanan …’in forklifti kullanma isteğini kubal etmiş, forkliftin anahtarını …’e vermiş ve kendisi forkliftin çamurluğu üzerine binererk forkliftle birlikte ana garajda forklifti sürme deneme ve gösterileri yaparken forkliftin ön tarafında bulunan ve bıçak olarak adlandırılan yük kaldırma ayaklarının gemi zeminine takılmasına sebep olarak forkliftin devrilmesi, tamamen davacıların murisinin ve davalılardan …’in kusuru ile vuku bulduğunu, kazanın oluşunun kusurlu kişilerinin … ile davacıların murisi olduğunu, davalı …’ın davacıların murisinin hayatını kaybettiği kaza ile ilgili herhangi bir ilgisi olmadığını, gemide ikinci kaptan olarak görevli olduğunu, işveren vekili olmadığı gibi işvereni temsil yetkisi de olmadığını, müvekkili ile meydana gelen sonuç arasında illiyet rabıtasının bulunmadığını, müvekkilinin ve diğer davalıların çalıştığı geminin Moldova bayraklı yabancı gemide, gemi personeline ve gemi içerisinde uygulanması gereken mevzuatın Türk mevzuatı olmayıp, Moldova mevzuatı olduğunu beyanla, müteveffanın kazanın oluşumunda asli tam kusurlu olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmeye hakları bulunmadığını, destekten yoksun kalma tazminatı veya başka bir nam altında maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesini, kabul anlamına gelmemek şartıyla tazminat miktarının fahiş olduğunu, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, reeskont faiz oranı üzerinden faiz talebinin de yasal olmadığını, davacının ihtiyati tedbir talebinin yasada belirtilen hallere girmediğinden reddi gerektiğini talep etmiştir.
Davalı … 11/09/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle;olay sırasında görev dışı olarak forklifti kullandığını, söz konusu kazada …’ın forkliftin koluna zamansız olarak müdahalesiyle meydana gediğini, forkliftin kullanılması hususunda işverence alınmış önlemler yada işyerinde aracın kullanımına ilişkin bir disiplin olmadığını, işverenlerin disiplinsizliğinden kaynaklı olarak aracı kimin kullanacağına dair alınmış kararlar yada ehliyet durumunun mevcut olmadığını, gemide forklift ile yapılan yükleme ve boşaltmaları forklift kullanma ehliyeti olmamasına rağmen müteveffa …’ında yaptığını, işverenlerin bu konuda işçileri takip etmediğini, işverence gerekli tedbirlerin alınmaması ve işyerinde forklift kullanımına ilişkin herhangi bir eğitim verilmediğini beyanla meydana gelen kaza sonucu yaralandığını, belindeki leğen kemiği kırığı nedeniyle 6 ay çalışamadığını, işverenin kendisi ile ilgilenmediğini, maddi olarak zor duruma düştüğünü herhangi bir gelirinin olmadığını, istenen maddi ve manevi tazminatı ödeyecek durumunun olmadığını, istenen tutarların fahiş olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili 01/10/2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle;davalılardan …’in “olay sırasında forklifti kullanıyordum ancak bu kullanma görevimden kaynaklı değildir” beyanının öncelikle görevi ile alakası olmadığı yere forklift kullandığını açıkça beyan ve kabul eden …’in tazmin sorumluluğu yönünden kusurunun açık olduğunu, davalı …’ın cevap dilekçesindeki beyanı geminin ikinci kaptanı olduğunu, ikinci kaptanın gemide önemli bir çok görevi bulunduğunu, ikinci kaptanın geminin güverte bölümünde idari bakımdan kaptandan sonra gelen en üst amir olduğunu, yükleme, boşaltma ve personelin disiplin işlerinden sorumlu amir olduğunu, dava konusu kazada açıkça bir ihmalin söz konusu olduğunu, gemi kaptanları tarafından herhangi bir önlem alınmadığını, gemi adamlarının iş sözleşmesinden kaynaklanan parayla ölçülebilen hakları kendilerine gemi alacaklısı hakkı verdiğini, bu nitelikteki dava ve işlerde Mahkememizin görevli olduğunu beyanla davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı … 02/11/2018 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle;müteveffa …’ın gemide bulunması için miço ehliyetine sahip olduğunu, gerçek görevi geminin yükleme ve tahliye edilmesinden görevli forklitçi olduğunu ve forklit ehliyeti olmadan bu görevi yaptığını, kaza sırasında müteveffa …’ın araç anahtarını kendisine verildiği iddiasının gerçek olmadığını, park halinde olan aracın anahtarının üzerinde olduğunu, araç çalışma yapmıyorsa anahtarın …’ın kendisinde, gemide değilse kamarasında veya görevlendirdiği vardiya zabitinde olduğunu beyan etmiştir.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Davalı … vekili cevap dilekçesi ekinde, kaza sonrası devrilen forkliftin durumu ve devrilme öncesi zeminde bıraktığı tekerlek izlerini, fren durumunu gösterir fotoğraf çıktılarını ibraz etmiş, Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesi 2014/1153 Esas 2016/958 Karar sayılı dosyanın bir örneği uyap üzerinden dosya içerisine eklenmiştir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Samsun Liman Başkanlığı’ndan davaya konu gemiye ilişkin bilgi/belge celp edilmiştir.
Dava, iş kazası sebebiyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından davacıların oğlu …’ın, miço olarak çalıştığı gemide 01/06/2014 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki forkliftin devrilmesi sonucu yaşamını yitirdiği, davacıların bu sebeple destekten yoksun kaldığı ve manevi zarara uğradıkları iddiasıyla iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalılardan … ve ‘nin iş kazasının meydana geldiği Alastair isimli geminin işleteni olduğu, davalı Zeynel’in kazanın meydana gelmesine sebebiyet veren forkliftin kullanıcısı davalılar …’ın ise 1. ve 2. kaptan olduğu anlaşılmaktadır.
Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı Samsun Liman Başkanlığı’na ait 28/08/2018 tarihli cevabi yazıdan kazanın meydana geldiği Alastair adlı geminin kazanın meydana geldiği tarihte Moldovya bayraklı olduğu anlaşılmaktadır. Davacılarda hizmet sözleşmesi ve İş Hukuku hükümlerine dayalı olarak talepte bulunmuştur. Davacıların murisinin miço olarak çalıştığı yani hizmetin ifa edildiği geminin Türk bayraklı olmayıp, yabancı bayraklı olması nedeniyle uyuşmazlık, Türk bayraklı gemilerde bir hizmet akdi ile yapılan çalışmaları düzenleyen 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 1. maddesi kapsamı dışında kalmaktadır. Bu durumda, taraflar arasındaki temel ilişkinin hizmet akdinden kaynaklanıp, uygulanacak hükümlerin de hizmet sözleşmesine ilişkin TBK 393 vd hükümleri olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar gösterilmiştir. Maddede belirtilen davalar mutlak ticari dava olup, tarafların sıfatına davanın niteliğine bakılmaksızın bu tür davalarda ticari mahkemeleri görevlidir. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır. Somut olay TTK 4. maddesinde yazılan dava türlerinden olmayıp, davacılarda tacir olmadığından mutlak ve nispi ticari dava niteliğinde değildir. Uyuşmazlığın dayanağı TBK’nın 393. maddesindeki hizmet sözleşmelerine ilişkin davalarda görevli mahkemelerde genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemeleridir. (Yargıtay 11. HD’nin 2016/3980 Esas 2016/4282 Karar sayılı ilamı)
Görev hususu dava şartı olup aynı zamanda kamu düzenine ilişkindir. Yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması gerekmektedir. Son celse davalı vekili mazeret dilekçesi vermiş ise de görev hususunun resen incelenmesinin gerekmesi nazara alınarak, HMK 114. maddeye göre dava şartı olması nedeniyle, yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerektiğinden, iş bu davada mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. madde gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nun 20. ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise, talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına.
Dair, davalı … ve … vekilinin yüzünde davacı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere usulen ve alenen tefhim olundu.18/01/2019

Katip

Hakim