Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/521 Esas – 2022/19
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/521
KARAR NO : 2022/19
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZ. TARİH :
Mahkememizde görülmekte bulunan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu 25.07.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle, elektrik dağıtım faaliyeti yürüten davacı şirketin alçak gerilim ve yüksek gerilim elektrik dağıtım şebekelerinin arıza onarımı, perdodik bakımı, montajı, demontajı konusunda ilgili mevzuatın öngördüğü şekilde ihaleye çıktığını ve ilçeleri arıza onarım ve bakım ihalesi isteklileri arasında en uygun teklifi vermiş bulunan davalı …. A.Ş ile şirketleri arasında 03.05.2010 tarihinde… Şebekelerinde Arıza Onarım ve Bakım İşleri için teklif birim fiyatlı hizmet alımı sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında sözleşme süresince ilgili bölgelerde elektrik dağıtım şebekesinin arıza onarım ve bakım işlerinin davalı şirket eliyle davalı şirket çalışanları tarafından yürütüldüğünü, akdedilen sözleşme uyarınca işi alan davalı şirket ilgili mevzuatın emredici hükümleri gereğince işveren sıfatı ile hareket edildiği, sözleşme kapsamında yapacağı işte çalıştıracağı işçileri işe aldığını, kendi bünyesinde çalıştırılmak üzere SGK bildirimlerinin yapıldığını ve sözleşme konusu işte çalıştırmaya başladığını, davalı şirketin Yedaş ile imzalamış olduğu hizmet alım işi kapsamında çalıştırmış olduğu işçilerin bir kısım tarafından, iş akitlerinin haksız olarak fesih edildiği iddiası ile Bafra Asliye Hukuk Mahkemesinde pek çok dava açıldığı, davalı şirket işçileri tarafından açılan davalarda ödenmeyen ücret alacakları, kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma ve UBGT alacakları ödemesi talep edildiğini, davalı şirket işçilerinin bir kısım tarafından açılan kıdem ihbar ve işçilik alacakları talepli 11 adet davada, davalı olarak diğer davalı … nin gösterilmekle, davacı şirketin de üst işveren olarak yer aldığını, açılan davaların işçilerin lehine sonuçlandırılarak davaların kabul yada kısmen kabul kararları ile neticelendirildiğini, kararların temyiz talebi üzerine Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini, davacı şirketle ilgili icra takip dosyalarının ödenmesi nedeniyle davacı şirketin borcun asıl yükümlüsü olmamasına karşın mahkeme ilamında üst işveren olarak kabul edilmesi neticesi işçilere karşı sorumlu sayıldığı 11 adet işçilik alacaklarına ilişkin ilamlara dayanan icra takip dosyalarına toplam 63.046,25 TL ile mahkeme karar ilam harcı olarak (1/2 oranında talepleri bulunduğundan) 1.460,41 TL ödendiğini, davalı şirket tarafından işçilik alacaklarının ihale sürecinde zaten sunulan teklife dahil edildiğini ve maliyet kalemleri içerisine katılarak oluşturulan teklifin davacı şirkete sunulduğunu, davalı şirket tarafından ihale teklif tutarına dahil edilen ve dolayısı ile zaten finanse edilen işçilik alacakları, çalıştırılan işçilere hak ettiği zamanda ödenmemiş ve davaların açılmasına sebebiyet verilerek şirketin ödeme yapmak mecburiyetinde bırakıldığını, dava yolu ile davacı şirketten tahsil olunan ödemelerin iadesinin gerekmekte olduğunu bu tutarların iade edilmemesinin davalı şirketin sebepsiz zenginleşmesi sonucunu doğuracağını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak asıl borçlusu davalı şirket iken davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan 64.506,66 TL ödemenin şimdilik 5.000 TL’sinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 06.09.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacı kurumun sözleşmeye bağlı bir hak talep etmekte olup davalı şirket ile yaptığı hizmet alımı sözlemesine göre yaptığı ödemeyi rücu imkanı olmadığını, davacı kurumun dayandığı hizmet alımı sözleşmesinde genel şartnamede işçilerin kıdem ihbar tazminatlarının üst işveren tarafından ödendiği takdirde rücu edileceğine dair bir düzenleme olmadığı gibi, mahkeme kararlarından kaynaklanan kurumun işçilere yapacağı ödemeleri alt işveren olan davalı şirkete rücu edilebileceğine dair hüküm bulunmadığını, davacı kurumun işçilere ödemeyi müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu için yaptığını, davalı şirketin toplam 135.039 TL olan miktarın 71.993 TL sini ödeyerek kendi payına düşenin fazlasını ödediğini, bu nedenle yeniden ödeme talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulunun kesinleşen kararına göre, işçiler üst işveren olan davacının sorumluluğu altında olup davalıya ihale edilen ve sözleşmesi imzalanan işin 4857 Sayılı İş Kanunu 2. maddesi ve Alt İşverenlik Yönetmeliğinin 3. ve 4. maddeleri gereği alt işverene ihale edilemeyeceğinin ve dolayısıyla muvazaa teşkil ettiğine dair karar verildiğini, bu nedenle işçilerin tüm işçilik alacaklarından davacı kurumun sorumlu olduğunu, davacı kurumun muvazaa içeren sözleşme yapmaması halinde dava konusu yaptığı alacakları ödemek zorunda kalmayacağını, iyi niyet kuralı gereğince kendisinin sebebiyet verdiği zararı talep hakkında sahip olmadığından açılan davanın haksız olduğunu, davacının açmış olduğu kısmi alacak davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller:
Mahkememizce delil ve belgeler toplanmış,… kesinleşmiş mahkeme kararları, Bafra İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyaları, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının dava dışı …Sgk hizmet dökümü ile çalıştıkları şirketlerin dönemlerinin ve isimlerini gösteren cevabı yazı, ödemeye dair dekontlar, özlük dosyası, davacı ev davalı şirket arasında imzalanmış sözleşme, teknik şartname, hizmet işleri genel şartnameleri dosyamız arasına alınmıştır.
…. Sayılı takip dosyaları Uyap sisteminden dosyamız arasına alınmış,…. sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının dava dışı …. olduğu, takibin … TL toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağı olarak…. Esas 2… K. Sayılı ilamının gösterildiği, …. Sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının dava dışı …. olduğu, takibin 26.12.2014 tarihinde 7.185,23 TL toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağının …. sayılı ilamı olarak gösterildiği, … E. sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … olduğu, takibin 21.03.2018 tarihinde 7.476,45 TL toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağının….sayılı ilamı olarak gösterildiği, …sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının dava dışı …. Şti. olduğu, takibin ….toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağının …sayılı ilamı olarak gösterildiği, …. E. sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının dava dışı … olduğu, takibin ….toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağının… sayılı ilamı olarak gösterildiği,…. sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının dava dışı …. olduğu, takibin …tarihinde … TL toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağının ….Sayılı ilamı olarak gösterildiği, … sayılı dosyasının incelenmesinde, …. toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağının …sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının dava dışı…. olduğu, takibin … TL toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağı olarak ….sayılı ilamının gösterildiği, … sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının… toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağının Bafra 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin …ı ilamı olarak gösterildiği, Bafra İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının dava dışı .. olduğu, takibin 0… toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağının Bafra 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin … olarak gösterildiği, …dosyasının incelenmesinde, alacaklısının …olduğu, takibin 8.928,15 TL toplam alacak miktarı üzerinden açıldığı takip dayanağının…sayılı dosyası olarak gösterildiği, icra dosyalarına taraflarca ödemeler yapıldığı görülmüştür.
Dosyamız rapor hazırlanmak üzere E,SGK Denetmeni/M.Müdürü, İş Sağlığı Güvenliği Uzmanı Hesap Bilirkişisine tevdii edilmiş, bilirkişinin 16.07.2019 tarihli raporunda özetle, davacı ile davalı şirketin dava dışı işçilere karşı ödenmesi gereken ücret ve tazminatlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, dava dışı işçilerin alacaklarının mahkeme ilamı neticesinde kesinleştiği ve ödemelerin icra yolu ile yerine getirildiği, bu alacakların kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve UBGT ücreti olduğunun anlaşıldığı, davalı ve davacının dava dışı işçilere yapılan ödemelerden 4857 sayılı İş Kanunu ve 6098 Türk Borçlar Kanununun değerlendirme bölümünde açıklanan maddeleri yarı yarıya sorumlu olmaları gerektiği, ödenen tazminat ve ücretlerin toplamı 135.093,46 TL, taraflara düşen ödeme miktarının 67.519,73 TL, Ye…olduğu, bu durumda davacı …’nin herhagni bir alacağının olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosyamız Nitelikli Hesap Bilirkişi … tevdii edilerek bilirkişi 25.12.2019 tarihli raporunda özetle, davaya konu icra dosyası ödemelerinin, işçilik alacaklarına ilişkin kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden yapıldığı, iş bu mahkeme kararlarına konu işçilik alacaklarının davacı kurumun üst işveren, davalı şirketin alt işveren olduğu dönemler içerisinde tahakkuk etmiş olduğu, ihbar tazminatından ve ferilerinden, iş akdini sona erdiren son alt işverenin tek başına sorumlu olduğu, diğer işçilik alacaklarından ise sözleşmede “İşçilik alacaklarından alt işverenin sorumlu olacağına dair açık düzenleme bulunması” halinde bu alacaklardan sadece alt işverenin; açık düzenleme olmaması halinde ise, TBK m.167 uyarınca, alt işverenin işçiyi çalıştırdığı süre için geçerli olacak şekilde (işçinin alt işverende çalıştığı dönem/kıdem itibari ile alt işverenin sorumlu olacak şekilde) alt işveren ile üst işverenin yarı yarıya sorumlu olacağı, ödemeyi yapan üst işverenin bu durumda payına düşen yasal sorumluluk miktarından fazla miktarda yaptığı ödemeyi, alt işverenden rücu edebileceği, her ne kadar taraflar arasında yapılan sözleşmede “yüklenici İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ve diğer mevzuat hükümlerini yerine getirmekle yükümlüdür.” düzenlemesi bulunmakla birlikte, dosyaya sunulan sözleşmede işçilik alacaklarından yüklenicinin tek başına sorumlu olacağı yönünde açık hüküm tespit edilmediği, belirtilen düzenlemenin davalı yüklenicinin işçilik alacaklarından tek başına sorumlu tutulmasına yeterli olup olmadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, davalı alt işverenin işçilik alacaklarından tek başına sorumlu kılınmasına yeterli olduğu kanaati hasıl olduğunda; davacı kurumun icra takip dosyalarına yaptığı toplamda 62.745,81 TL ile 1/2 karar harcı toplamı olan 1.460,41 TL olmak üzere toplamda 64.206,22 TL yi rücu edebileceği, davacı kurumun ihbar tazminatı ve ferileri ile yasal sorumluluk payının fazlasına denk gelen toplamda 29.551,10 TL yi talep edebileceği, 1/2 karar harcı toplamı olan 1.460,41 TL yi ise rücu imkanı bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi 03.06.2020 havale tarihli raporunda özetle, davalı alt işverenin işçilik alacaklarından tek başına sorumlu kılınmasına yeterli olduğu kanaati hasıl olduğunda; davacı kurumun icra takip dosyalarına yaptığı toplamda 62.745,81 TL ile 1/2 karar harcı toplamı olan 1.460,41 TL olmak üzere toplamda 64.206,22 TL yi rücu edebileceği, sözleşmede açık hüküm bulunmadığının kabulü halinde ise davacı kurumun ihbar tazminatı ve feleri ile yasal sorumluluk payının fazlasına denk gelen toplamda 22.668,78 TL yi talep edebileceği ile 1/2 karar harcı toplamı olan 1.460,41 TL yi ise rücu imkanı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı vekilince 09.06.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri 11.244,89 TL ye yükseltilmiştir.
Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, asıl işverenin alt işverenlere rücusundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık … İlamlarının takibe konulup dava dışı işçilere ödenen bedelden hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğuna, davalının sorumlu olduğu kısmı ödeyip ödemediğine ve talebe ilişkin kesin hüküm bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığından davanın TBK hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Gerek davacı, gerekse davalılar tacir olup, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğundan TTK 4. maddesi gereği mahkememiz iş bu davada görevlidir.
Davalı yargılama sırasında talebe ilişkin kesin hüküm olduğunu belirtmiştir. Kesin hüküm bulunup bulunmadığının tespiti için Mahkememizin 2018/247 esas sayılı dosyası gerekçeli karar ve bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır. …dosyasının incelenmesinde; davacının ve davalının iş bu davanın tarafları ile aynı kişiler olup davanın ticari nitelikli hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak davası olup dava konusunun … sayılı dosyasında alacaklının …, borçluların eldeki davanın davacısı ile davalısı olduğu, … Esas sayılı ilamının icraya konulduğu, …sayılı dosyasında alacaklının…borçluların eldeki davanın davacısı ile davalısı olduğu, B… Esas sayılı ilamının icraya konulduğu,… sayılı dosyasında alacaklının …, borçluların eldeki davanın davacısı ile davalısı olduğu, … Esas sayılı ilamının icraya konulduğu, … sayılı dosyasında alacaklının …, borçluların eldeki davanın davacısı ile davalısı olduğu, …Esas sayılı ilamının icraya konulduğu, … sayılı dosyasında alacaklının…, borçluların eldeki davanın davacısı ile davalısı olduğu, … Esas sayılı ilamının icraya konulduğu, …. sayılı dosyasında alacaklının … borçluların eldeki davanın davacısı ile davalısı olduğu,… Esas sayılı ilamının icraya konulduğu, … sayılı dosyasında alacaklının …, borçluların eldeki davanın davacısı ile davalısı olduğu,… Esas sayılı ilamının icraya konulduğu, … dosyasında alacaklının…, borçluların eldeki davanın davacısı ile davalısı olduğu,… Esas sayılı ilamının icraya konulduğu, … sayılı dosyasında alacaklının …, borçluların eldeki davanın davacısı ile davalısı olduğu, Bafra Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2012/684 Esas sayılı ilamının icraya konulduğu takiplere davacı tarafça yapılan ödemeler olduğu, Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 17.560,56TL’nin 23/03/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği verilen kararın 11/09/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 114/1-i maddesi uyarınca, “kesin hüküm” dava şartı olup, kesin hüküm oluşturan bir mahkeme kararının varlığının tesbiti halinde, aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerekir.
Eldeki davaya konu alacağa esas teşkil eden … esas sayılı dosyaları ile takdir edilen bedellerin takibe konulması sonrasında davacının yaptığı ödemelere ilişkin Mahkememizin … karar sayılı dosyası ile karar verildiği anlaşıldığından bu ilamlara konu ödeme hakkında kesin hüküm dava şartı sebebiyle karar verilmemiştir.
Yukarıda belirtilen dosyaya konu edilmeyen … esas sayılı dosyaları kapsamında … esas sayılı takip dosyalarında davacı tarafından yapılan ödemelere ilişkin rücu talebi dava konusu yapılmış ve bu kapsamda inceleme yapılmıştır. Belirtilen icra dosyalarının incelenmesinde davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı tespit edildiğinden buna ilişkin savunmaya itibar edilmemiştir.
Bir alacak hakkında daha fazla bir miktar için tam dava açma imkanı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya “kısmi dava” denir. Kısmi dava açılabilmesi için talep kısmının bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez.
Kısmi dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109 uncu. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasında; talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği; üçüncü fıkrasında ise, dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında, kısmi dava açılmasının, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Cevap dilekçesi ile her ne kadar davacının 64506,66 TL üzerinden harç yatırması gerektiği belirtilmiş ise de dava dilekçesinin lafsızdan talebin kısmi dava olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
Taraflar arasında imzalanan 03/05/2010 tarihli sözleşmenin 9. Maddesinde ihale dökümanlarının sözleşmenin eki olduğu belirtilmiş olup ihale dökümanlarını oluşturan belgelerin öncelik sırası düzenleme altına alınmıştır. 03/05/2010 tarihli sözleşmenin 23. Maddesinde yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukların mevzuatın emredici hükümleri ve genel şartnamenin 6. Bölümünde belirlendiği düzenlenmiş olup, sözleşmede personelin işçilik alacaklarına ilişkin sorumluluklar yönünden başkaca düzenleme bulunmadığı görülmüştür. Şartnamenin idarenin yapacağı işlerde sorumluluğu başlıklı 6. Bölümünde işçi alacakları ile ilgili düzenleme bulunmadığı, yine şartnamenin 16. Maddesinde yüklenici personeli ile ilgili hususların düzenlendiği, bu kısımda da işçilerin mesai başlangıç ve bitiş saatlerinin, ücretli izinlerin yüklenici sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir. Sonuç olarak taraflar arasındaki sözleşme ve ihale şartnamesinde işçilik alacaklarının kimin sorumluluğunda olduğuna ilişkin açık düzenleme bulunmadığı anlaşılmıştır.
Esasen sözleşmelerde işçi alacaklarından hangi tarafın sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmaması bu alacakların bir kısmından asıl işveren davacının sorumlu olacağı sonucunu da doğurmaz. Hizmeti yerine getiren davalılar kendi işçileriyle hizmeti vermesi sözleşmenin bir unsuru olması nedeniyle işçi ücreti ve sair ödendiler davalıların sorumluluğundadır. Hizmet sözleşmesi bedeli içinde bu ücretler bulunmaktadır. (Yargıtay 23. HD’nin 2016/7428 Esas 2019/4869 Karar ve 2016/30035 Esas 2018/52022 Karar sayılı ilamı)
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre, hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen 18/03/2020 tarihli ek rapor dikkate alınarak davacının … esas sayılı dosyasında davacının 02/04/2018 tarihinde 8.568,84 TL ödeme yaparak, Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2018/792 esas sayılı takip dosyasına 02/04/2018 tarihinde 13.920,94 TL ödeme yaparak dosyayı infaz ettirdiği dosyayı infaz ettirdiği, sözleşme teknik şartname ve genel şartname dikkate alındığında sözleşmede işçilik ücretlerinden kimin sorumlu olacağına ilişkin açık hüküm bulunmadığı, ödenen bedellerden davalının sorumlu olduğu anlaşılmış taleple bağlılık ilkesi gereği ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davanın kısmi dava niteliğinde olduğu, davalının icar dosyasında da borçlu olarak gözükmesi nedeni ile ödeme tarihi itibariyle temerrüte düştüğü değerlendirilmiş, dava tarihi itibariyle talep edilen 5.000,00 TL yönünden ödeme tarihinden (ödeme tarihi 02/04/2018 olmasına rağmen dava dilekçesinde 06/04/2018 belirtildiğinden taleple bağlı kalınarak 06/04/2018 tarihi esas alınmıştır.) geri kalan 6.244,89 TL yönünden ıslah tarihinden itibaren işin ticari nitelik arz etmesi nedeni ile avans faizine hükmedilmiştir.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
11.244,89 TL nin 5.000 TL sinin 06.04.2018 tarihinden itibaren, 6.244,34 TL sinin ıslah tarihi olan 09.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 768,14 TL harçtan peşin alınan 85,39 TL ve ıslah ile alınan 106,65 TL harcın mahsubu ile bakiye; 576,10 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 85,39 TL peşin harç, 106,65 TL ıslah harcı ve 35,90 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 1.150,00 TL bilirkişi ücreti ve 71,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.221,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından posta ve tebligat gideri olarak yapılan 38,50 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
8-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.06/01/2022