Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/513 E. 2019/13 K. 08.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/513 Esas – 2019/13
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/513 Esas
KARAR NO : 2019/13

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- …,
2- …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 08/01/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle, Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun uyarınca, özel güvenlik birimi kurulması veya güvenlik hizmetlerinin şirketlere gördürülmesi özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine valinin iznine bağlı olduğunu, İdarelerince Valilik Makamından alınan karara göre özel güvenlik hizmeti satın almak suretiyle güvenlik görevlileri çalıştırıldığını, bu kapsamda Özel Güvenlik görevlilerinin kurumlarında istihdamı için, kurumumuz ile davalı şirketler arasında özel güvenlik hizmeti alımı ihalesi yapılarak Sözleşme ve Şartmane imzalandığını, güvenlik ihalesini üstlenen her bir yüklenici firma, ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendilerinin belirlediği, söz konusu firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumlulukların bu firmalara ait olduğu, dava dışı üçüncü kişi konumundaki … adlı güvenlik görevlisinin müvekkili kurumun güvenlik işlerini üstlenen davalı şirketlerin bünyesinde 01.02.2014-31.05.2016 tarihleri arasında çalıştığını, dava dışı …’un çalışmış olduğu 3 yıl 3 ay 21 günlük hizmeti karşılığında 7.577,50 TL ile 57,95 TL damga vergisi olmak üzere brüt toplam 7.635,45 TL nin kurumları tarafından ödendiğini, müvekkili kurumun ihale yapan bir kamu kuruluşu olmasına ve dava dışı …’un müvekkil kurumun değil de davalı şirketlerin işçisi olmasına binaen, müvekkil kurum tarafından ödenen miktarın davalılardan tahsilinin gerektiğini, fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydı ile müvekkil kurum tarafından ödenen 7.635,45 TL nin ödeme tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketlerin ilgili dönemlere ilişkin sorumlulukları oranında tahsili, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı …. Vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde, dava dışı işçiye kıdem tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketlerin adresinin Uşak olup, davanın Uşak’ta açılmasının gerektiğini, davanın davalının yerlemiş yerinde açılması gerektiğini, davacı ile yetki sözleşmesi yapıldığını ve yetkili yer olarak Ankara’nın belirlendiğini, İş Kanunu 2. Maddesine göre işveren ile hükmü amir olup, asıl işverenin alt işveren ile birlikte sorumlu olduğunun gösterildiğini, ayrıca asıl işverinin alt işverene rücu etmesine imkan veren bir kanun maddesinin olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmelerin yada teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverinin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, ihale makamının kıdem tazminatı yönünden müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, söz konusu alacağın ihale makamı olan davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, aksi durumun ihale şartnamesine aykırılık oluşturduğunu, özellikle kamu sektöründe iş alan alt işverenlerin ihale konusu işin maliyetini hesaplarken kıdem tazminatını bu hesaplamaya dahil edemediği, sözleşme gideri veya genel giderler için ayrılan tutarın ise ihale bedelinin yüzde üçü ile sınırlandığı, dolayısıyla kıdem tazminatını ödemek isteyen alt işverenlerin dahi bu ödemeyi yapamadığı, işçilerin dava yoluna başvurmaları halinde ise işçilerin kıdem tazminatlarının faizi ile birlikte asıl işveren kabul edilen kamu tarafından ödenmesine karar verildiği, bu durumun kamu kurum ve kuruluşları için ciddi mali külfet doğurduğunu, davacının ödediği vergileri de talep ettiğini, davacının ödediği vergi müvekkili şirketi ilgilendirmeyip, iş bu dava sonunda haklı çıkmaları şartıyla vergi dairesinden geri ödenmesi yada mahsubu için talepte bulunabileceklerini, davacının yaptığı ödemeden huzurdaki dava ile haberdar olduğunu, alacaklının zararını tanzim eden davacı, taraflarına rücu etmiş ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunmadığını, taraflarına hiçbir ihtarda bulunmayan davacının dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olup reddinin gerektiği, davacının davasının haksız ve hukuka aykırı olması sebebiyle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Ödemeye ait dekontlar, dava dışı işçiye ait kurum kayıtları ve özlük dosyası, 2014-2016 yılları arasında davalı şirketlerle imzalanmış sözleşme ve şartnamelerin sunulduğu anlaşılmıştır.
Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından dava dışı …’un çalışmalarını gösterir hizmet cetveli ve işten ayrılış bildirgeleri mahkememize gönderilmiştir.

Dava taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince dava dışı …’a ödenen 7.635,45 TL nin davalı şirketlerden rücuen tahsili talebidir.
Dosyada uyuşmazlık öncelikle mahkememizin davaya bakmakta yetkili olup olmadığıdır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde, davacı vekilinin dava dışı …’a ödenen 7.635,45 TL nin rücuen tahsili talebinde bulunduğu, davalı vekilinin ise cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunarak, taraflar arasında bulunan sözleşme uyarınca Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürdüğünden, yetki itirazı yönünde yapılan değerlendirmede; taraflar arasında yapılan ve dosyaya sunulan Özel Güvenlik Hizmeti Alımına Ait Sözleşmeler incelendiğinde, sözleşmenin 37.1.1 maddesinde “Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkilidir.” hükmünün bulunduğu, 6100 sayılı HMK’nın Yetki Sözleşmesi başlıklı 17. Maddesi uyarınca “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarındaki doğmuş veya doğabilecek birden fazla mahkemeyi sözleşmede yetkili kılabilirler.Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmü nedeni ile davacı ve davalıların tacir oldukları, taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi tacir olan taraflar arasında bağlayıcı olacağından ve yetki sözleşmesi uyarınca yetkili mahkeme Ankara Mahkemeleri olarak belirlendiğinden, davalı vekilinin cevap süresi içerisinde yapmış olduğu yetki ilk itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş, davaya bakmakta yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu görüş ve kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1.Davalılar vekilinin yetki ilk itirazlarının kabulü ile Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE
2. Davaya bakmakta yetkili mahkemenin Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna, HMK’nın 20/1 maddesi gereğince kararın kesinleşmesi ve iki haftalık başvurusu süresinde talep halinde dava dosyasının belirtilen yetkili mahkemeye gönderilmesine, aksi taktirde dosyanın ele alınarak Açılmamış Sayılması hususunda karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3.HMK’nın 331/2 maddesi de gözetilerek harç ve yargılama giderlerinin iki haftalık başvuru süresi içerisinde talep olması halinde görevli mahkemede gözetilmesine, bu süre içerisinde başvuru olmaması halinde ise, HMK 20/(1) son cümlesine göre daha sonra talep halinde gerektiğinde mahkememizce karar verilmesine,
4-Sair hususların gerekçeli kararda yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzünde davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 08/01/2019

Katip

Hakim

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-imza ile imzalanmıştır.