Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/489 E. 2019/105 K. 05.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/489 Esas – 2019/105
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/489 Esas
KARAR NO : 2019/105

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TARİHİ : 05/02/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 07/02/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 17/07/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalıya ait apartmanın depreme dayanıklı olup olamadığı yönünde inceleme yapıldığını, rapor düzenlendiğini, hizmet bedeli olarak düzenlenen faturanın ödenmediğini, Samsun 9. İcra müdürlüğünün 2018/57998 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını belirterek icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 26/07/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde riskli yapıların tespit edilmesine ilişkin esaslara göre riskli bina tespit raporu inceleme formu, davalı adına kesilen fatura örneğini sunmuştur.
Samsun 9. İcra Müdürlüğünün 2018/5798 sayılı dosyası uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır.
19 Mayıs Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 25/07/2018 tarihli müzekkere cevabında davalının mükellefiyet kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davacı tarafından davalıya ait apartmanın depreme dayanaklı olup olmadığı yönünden inceleme yapıldığı, verilen hizmet gereği kesilen faturanın ödenmediği, faturaya dayalı Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/57998 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine hak düşürücü süresi içinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık davacının icra takibine konu fatura sebebiyle alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
Öncelikle dava şartları yönünden inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağına dair bir düzenleme bulunması gerekir.
Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini gerektirmeyecektir.
Somut davanın temeli verilen hizmete karşılık kesilen faturaya dayalı alacağa ilişkin olup TTK’da düzenlenen hususlardan olmaması veya özel bir kanunda eldeki davaya ticaret mahkemesinde bakılacağına dair özel düzenleme bulunmaması sebebiyle mutlak ticari davalardan olmadığı, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari davalardan sayılan TTK’nın 4. Maddesinde düzenlenen hallerden bulunmadığı, nispi ticari dava yönünden değerlendirme yapılması gerektiği, limited şirket olan davacının tacir sıfatını haiz olduğu sabit ise de mükellefiyet kaydı bulunmayan davalının ticari iş ile iştigal etmediğinin anlaşıldığı, tacir sıfatının bulunmadığı, dolayısıyla eldeki davanın nisbi ticari davalardan da sayılamayacağı anlaşılmakla HMK’nın 114/1- c ve 115 maddeleri doğrultusunda davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatine varılmış, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nın 20 ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına.
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 05/02/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.