Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/359 E. 2019/215 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/330 Esas – 2019/226
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/330
KARAR NO : 2019/226

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : ….
VEKİLİ :
DAVALI : ….
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/05/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2019
KARAR YAZIM T.: 15/03/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 11/05/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle;davalının müvekkil şirkete olan borcu dolayısıyla Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6610 Esas sayılı dosyası ile davalı şirket hakkında icra takibi başlataldığını ancak davalı tarafından 02/02/2018 tarihli dilekçe ile yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın tamamen haksız olduğunu ve hiçbir hukuki dayanağı olmadığını beyanla Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6610 Esas dosyasına yaptığı itirazın iptalini, davalının takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, borçlunun taşınır araç ve taşınmaz malları üzerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 07/06/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirketle ticari ilişki içinde olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketle mal alışverişine başlamadan önce dava dışı …. ile ticaret yaptığını, daha sonra dava dışı şirketin ekonomik sıkıntıları ve borçları nedenile aynı yerde aynı ortaklarla kurulan davacı şirketli ticari faaliyetlerine devam ettiğini, bu süreçte belli tarihten sonra alınan beton faturalarının davacı şirket tarafından tanzim edildiğini, müvekkili şirketin ise ödemeleri şirketler arasında organik bağ olması her iki şirkette de ticari faaliyetleri yöneten kişilerin aynı olması, aynı yerde faaliyette bulunması v.s. ve daha öncesinden de mal faturalarının dava dışı …. adlı şirket tarafından tanzim edilmesi hasebiyle ödemeleri sözkonusu şirkete yaptığını, bu hususa ilişkin olarak da ödeme dekontları sunduğunu, ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile de bu durumun açığa çıkacağını belirterek, davanın reddine, kötü niyetli davacı hakkında %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Davacı vekili, dava dilekçesi ekinde borçlu itiraz dilekçesi, itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına yönelik tensip zaptı, fatura örnekleri ve sevk irsaliyeleri ibraz etmiş, davalı vekili cevap dilekçesi ekinde ödeme dekont örnekleri ile 12/10/2018 tarihli dilekçesi ekinde tahsilat makbuzları ibraz etmiştir.
Samsun 9. İcra Dairesi’nin 2018/6610 Esas, 2018/7761 Esas sayılı takip dosyaları uyap üzerinden dosya içerisine eklenmiştir.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için mali müşavir bilirkişi Adem Temiz’den 29/11/2018 tarihli rapor alınmış, raporda takip ve dava konusu 3 adet 6.635,00 TL tutarındaki faturalardan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı bilirkişi raporuna karşı beyan/itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
İspat yükü nazara alınarak davalı vekiline yemin delili hatırlatılmış, beyan için süre talep edilmiş, verilen kesin süre içerisinde yemin delili konusunda beyanda bulunulmamıştır.
Dava, faturaya dayalı takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı tarafından davalı aleyhine Samsun 9. İcra Dairesi’nin 2018/6610 Esas sayılı takip dosyası ile 6.635,00 TL asıl alacak yönünden ilamsız takibe geçildiği ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalının süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, davacının ise takibin devamını sağlamak için iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6610 sayılı takip dosyasından, takibin dayanağının davacı şirket tarafından kesilen 29/10/2016 tarih ve … seri nolu 4.680,00 TL, 14/11/2016 tarihli … seri nolu 1.385,00 TL ve 31/12/2016 tarih … seri nolu 570,00 TL bedelli, örneği dosyada bulunan faturalar olduğu görülmektedir.
Davacı taraf, davalı şirkete satılan mal bedelinin tahsil edilemediğini ileri sürerken davalı taraf cevap dilekçesi ile ödemelerin davacı şirketle organik bağı olan aynı yerde faaliyet gösteren dava dışı …. adına yapıldığını beyan etmiştir. Bu durumda, davalı taraf ödemeyi ispat etmekle yükümlüdür.
Davalı taraf ödemeyi ispat zımmında delil listesine ekli tahsilat makbuzu asılları ibraz etmiştir, ancak ibraz edilen makbuzların hangi faturaya istanaden ödendiğine ilişkin herhangi bir açıklama makbuzlarda bulunmamaktadır.
Davacı ve davalı tarafın ticari defterleri mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla incelenmiş 29/11/2018 tarihli raporda her iki tarafında 2016 ve 2017 yılı defterlerinin yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve yevmiye defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve dava konusu yapılan faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğu belirtilerek davacının davalıdan 6.635,00 TL bakiye alacağı olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sabit olduğu, dava konusu yapılan faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğu buna göre fatura konusu malların davalı tarafından teslim alındığının sabit olduğu, esasen ödeme savunmasında da bulunulduğu için davalının ödemeyi ispat etmesi gerektiği sunulan örneği dosyada bulunan 5 adet ödeme belgesinin takip konusu faturalara ait olmadığı, başkaca ödeme belgelerinin sunulmadığı gibi yapılan ödemelerin bir başka tüzel kişi adına yapıldığı her ne kadar bu şirket ile davacı şirket arasında organik bağ olduğu bu nedenle dava dışı şirkete ödemenin yapıldığı ileri sürülsede ayrı tüzel kişilik olan dava dışı şirkete yapılan ödemenin davacı şirkete ödeme olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gibi davacı tarafında bu hususu kabul etmediği cevap dilekçesindeki delillere göre 25/01/2019 tarihli celsede davalı tarafa yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hususunda beyanda bulunmak için kesin süre verildiği, davalı tarafın süresi içerisinde yemin delili hususunda beyanda bulunmadığı bu şekilde ödeme iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Asıl alacak faturaya dayalı olup, hesap edilebilir yani likit kabul edilmekle %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş, tarafların tacir olması ve takip talebi nazara alınarak takip tarihi sonrası asıl alacağa %9,75 ve değişen oranlarda avans faize hükmetmek gerekmiş, takip öncesi temerrütün gerçekleşmediği bu hususta delil sunulmadığı anlaşılmakla işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
Son celse davalı vekili mazeret bildirmiş olup, yoklunduğu davanın reddine karar verilmesini talep etmiş olmakla, yargılamaya devam edilerek karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜNE,
1-6.635,00 TL asıl alacak hakkındaki itirazın iptaline takibin devamına,
2-Asıl alacağa takip tarihi sonrası %9,75 ve değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına,
3-İşlemiş faiz talebinin takip öncesi temerrüt gerçekleşmediğinden reddine,
4-Asıl alacak likit kabul edilmekle %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gerekli 453,24 TL harçtan peşin alınan 113,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 339,93 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına.
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Davacı tarafça yapılan başlangıçta ödenen 113,31 TL toplam harç, 84,35 TL posta gideri olmak üzere toplam 197,66 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına.
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
10-Kullanılmayan gider avansın ve teminatın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair, karar davacı vekilinin yüzünde davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi.
08/03/2019

Katip

Hakim