Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/294 E. 2022/473 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/294 Esas – 2022/473
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/294 Esas
KARAR NO : 2022/473

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 28/04/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili …’ın üzerine kayıtlı olup malik ve zilyedi olduğunu, …. Üzerine kayıtlı bulunan … plaka sayılı arcın … tarafından sigortalandığını, 01.09.2016 günü … üzerine kayıtlı bulunan ve sürücü … sevki ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, müvekkil …’ın üzerine kayıtlı olan ancak … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sol yan kapı kısımlarına çarpması sonucunda müvekkilinin yaralandığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, değer kaybı yönünden 50 TL, geçici iş göremezlik nedeniyle daha sonra artırılmak üzere 50 TL maddi tazminatın ve 7.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkil şirket tarafından 27/08/2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, talep edilen manevi tazminat tutarına da itiraz ettiklerini, açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücülerine atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar vermek gerektiğini, müvekkili …’nın olay günü alınan ifadesinde kazada ihmalinin olduğunu düşünmediğini, müvekkilinin kazadan sonra karşı tarafın durumunu kontrol ettiğini, davacının kardeşi …’a maddi yardımda bulunduğunu, her türlü desteği sağladığını, kişilerin kusurları nedeniyle tazmin etmekle yükümlü olduğu zararın zarar-kusur ilişkisine bağlı olduğunu, zararın sigorta teminatı kapsamında ödenmiş olup, müvekkillerinin oluşan bu zarardan sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, mezkur olayda müvekkillerine izafe edilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkilleri aleyhine ikame edilmiş haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, … plakalı araca ilişkin hasar tespit raporu ve fotoğraflar, ihtarname, araç satış sözleşmeleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 06/05/2018 tarihli delil dilekçesi ile ekinde delilleri sunulmuştur.
Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne, İlkadım İlçe Emniyet Müdürlüğüne, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine, … Şirketine yazılan yazılara cevap verilmiştir.
Makine mühendisi bilirkişiden 06/02/2019 havale tarihli rapor aldırılmıştır.
Samsun 6 Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/820 esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celb edilmiştir
Ankara ATK’dan 19/07/2019 tarihli rapor aldırılmıştır.
Makine mühendisi bilirkişiden 23/10/2020 havale tarihli rapor ve 07/12/2021 tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi sunulmuş, harcı tamamlanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; davacının maliki bulunduğu … plakalı araç ile davalı ….’ne ait olan davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 01/09/2016 tarihinde çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına karışması nedeni ile davacının yaralandığı ve aracının hasara uğradığı, oluşan geçici iş göremezlik zararı, değer kaybı ve manevi tazminat talepleri ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının görmüş olduğu tedavilere ilişkin evrakların toplanmasının akabinde iş göremezlik hususunun belirlenmesi amacıyla dosyanın hastaneye sevkine ilişkin ara karar kurulmuş ise de; davacı vekili 19/03/2019 tarihli celsede iş göremezlik adı altında belirttiği tazminatın müvekkilinin hastanede yattığı süre içerisinde yoksun kaldığı kazanç kaybı olduğunu, maluliyet ve geçici iş göremezlik taleplerinin bulunmadığını belirtmiş, yine 11/06/2019 tarihli celsede hastaneden rapor aldırılması taleplerinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
Geçici iş göremezlik zararı, kişinin sağlık kuruluşunda tedavi gördüğü süre boyunca kazancından mahrum kalması sebebi ile uğradığı zarar olup, davacı vekilince her ne kadar kazanç kaybı olarak ileri sürülmüş ise de, talebin aslen geçici iş göremezliğe ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşın, davacı yanın iş göremezlik talebine ilişkin delil ikamesinden açıkça vazgeçmiş olması nazara alınarak ispatlanamayan geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yanın değer kaybı talebine ilişkin yapılan yargılamada; davacıya ait aracın, önceki hasar kayıtları da dikkate alınarak, meydana gelen hasar ile değer kaybı ve kusur durumlarının belirlenmesi için dosya makine mühendisi bir bilirkişiye verilmiş, düzenlenen 30/01/2019 tarihli raporda kusur durumunun oransal olarak belirlenmemesi nedeni ile bu kez dosya Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, düzenlenen 19/07/2019 tarihli kusur raporunda davalı …’nın %75, dava dışı …’ın %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup, mahkememizce tüm dosya kapsamı ve olayın meydana geliş şekli nazara alındığında tespit edilen oranların uygun olduğu anlaşılmış, taraf vekillerinin kusur raporuna karşı itirazlarına itibar edilmemiştir.
Değer kaybı hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor düzenlenmesi amacıyla dosya yeni bir makine mühendisine tevdi edilmiş, düzenlenen 23/10/2020 tarihli raporda; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları çerçevesinde değer kaybı hesabı yapılarak davacının talep edebileceği değer kaybı bedelinin 804,50 TL olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklı değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmış ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir (Bkz; Samsun BAM 3. HD’nin 12/07/2021 tarih, 2021/860 Esas, 2021/979 Karar sayılı ilamı).

Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı ayrı ayrı itiraz dilekçeleri sunulmuş, raporun yukarıda açıklanan sebeplerle hüküm kurmaya elverişli olmadığı değerlendirilmiş ve objektif değer kaybının belirlenmesi amacıyla dosya ek rapor için bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 07/12/2021 tarihli ek raporda davacının objektif değer kaybının 1.250,00 TL olduğu tespit edilmiş, buna karşın davacı vekilince sunulan bedel artırım dilekçesinde 333,45 TL’ye artırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekilince bedel artırım dilekçesine karşı zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ise de, 2918 s. KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Somut olayda kazanın 01/09/2016 tarihinde meydana geldiği, davacının kazada yaralandığı, davanın 25/04/2018 tarihinde HMK m.107 kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşılmakla, zamanaşımı süresinin dolmadığı görülmüş, davalı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir. Yine davalı sigorta şirketi vekili ödeme hususunun dikkate alınmasını belirtmiş olup, sigorta şirketine yazılan müzekkereye verilen 07/11/2019 tarihli cevapta davacıya hasar dosyası kapsamında herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiş olup, değer kaybı zararına ilişkin ödeme yapıldığı hususu ispatlanamadığından bu itiraz da kabul edilmemiştir.
Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine 30/03/2018 tarihinde başvuru yapıldığına ilişkin evrakların dosya içerisine sunulduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi yönünden 8 iş günü sonrasına tekabül eden 12/04/2018 tarihinde, diğer davalılar yönünden kaza tarihinde temerrüt gerçekleştiği anlaşılmakla bu tarihlerden itibaren faiz işletilmesi gerektiği değerlendirilmiş, kazaya karışan araçların ruhsat bilgileri incelendiğinde kullanım şekillerinin yolcu nakli-hususi olduğu anlaşılmış, bu nedenle kabul edilen bedellere temerrüt tarihlerinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirme: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 90’ıncı maddesinde Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanacağı düzenlenmiştir.(2918 s KTK 90)
Hakim, manevi tazminat miktarını özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak belirler. Manevi tazminat, zarara uğrayan da, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 tarih 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesi nazara alınarak dosyanın özelleştirilmesi gerekmektedir. Buna göre somut olayda özellikle davalı …’nın kusuru ve davacının maluliyetinin bulunmadığı tazminatın tayininde en önemli etken olarak değerlendirilmiştir. 01/09/2016 tarihinde meydana gelen kazada davalı sürücü …’nın %75 oranında kusurlu olması, tarafların ekonomik sosyal durumları ve davacının kaza sebebi ile BTM ile giderilebilir şekilde yaralandığı hususu nazara alınmış, manevi tazminatın zenginleşmeye yol açacak nitelikte olmaması değerlendirilerek talep miktarının fazla olduğu anlaşılmıştır. Ancak meydana gelen zarar sebebiyle duyulan acı, elem, kederin bir nebze de olsa giderilmesine yönelik olarak tarafların ekonomik sosyal durumlarıyla, kaza tarihindeki paranın alım gücüyle, ülkenin ekonomik gerçekleriyle manevi tazminatın niteliğiyle ve kusur durumuyla uyumlu olacak şekilde manevi tazminata hükmetmek gerektiğinden ve davacı …’ın manevi tazminat talep edebileceği kanaatine varılarak talebin kısmen kabulü ile davacı için 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve ….’den 01/09/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-333,45 TL değer kaybı bedelinin davalılar … ve ….’den 01/09/2016 kaza tarihinden, davalı … Şirketi’nden 12/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve ….’den 01/09/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 91,09 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 55,90 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 35,19 TL’nin (davalı … Şirketi yönünden 22,78 TL sınırlı olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 91,09 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından ödenen 369,15 TL tebligat ve posta gideri, 1.364,50 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.733,65 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 277,40TL’nin (davalı … Şirketi’nin 69,37 TL sınırlı olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2.maddesince hesaplanan 333,45 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/1-4.maddesince belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve ….’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar … ve … manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2.maddesince belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve ….’ye ödenmesine,
10-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda maddi tazminat yönünden HMK 341/2 gereğince KESİN, manevi tazminat yönünden kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.21/04/2022

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.