Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/285 E. 2019/110 K. 05.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/285 Esas – 2019/110
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/285
KARAR NO : 2019/110

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : … A.Ş.
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 05/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ: 26/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili …, davalı bankanın … şubesinde 20/05/2016 tarihinde hesap açtığı, bu hesaptan da dönem dönem kredi kullandığı, kullanmış olduğu toplam kredi miktarının 85.000,00 TL olduğunu, hesap açılış tarihinden 2 yıl sonra müvekkilinin hesabından davalı bankanın 1.837,50 TL gibi bir ücret kestiğini, müvekkilinin bu kesintiye itiraz ettiğini ancak herhangi bir geri ödeme yapılmadığını beyanla haksız ve hukuksuz bir şekilde müvekkilinden alınan 1.837,50 lik ücretin şimdilik 1.412,50 TL sinin yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkili bankanın dava konusu ücreti tahsil edebileceğini, alınan paranın sözleşmeye ve yasaya uygun olduğunu, söz konusu kredinin ticari mahiyette olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

DELİLLER :
1-03/12/2018 Tarihli Bilirkişi raporu İncelendiğinde; Davacıdan yapılan kesinti miktarlarının tarafımızdan takdiri mahkemeye ait olmak üzere diğer bankalar tarafından alınan komisyon ve masraf oranları ile karşılaştırıldığında fahiş olmadığı gibi, taraflar arasındaki sözleşme ve davalı bankanın masraf genelgesine uygun olduğu, bu bağlamda davacıya iadesi gereken bir miktar bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığının beliritldiği anlaşılmıştır.
2-Davacı ile davalı banka arasında imzalanan 5004799 nolu hesaba ait Genel Kredi Sözleşmesi,
3-Temel Bankacılık Sözleşmesi,
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKÇE:
Mahkememiz önünde görülmekte olan davanın hukuki niteliği itibari ile bankacılık işlemleri nedeniyle davacıdan tahsil edilen bir kısım masrafların davalı bankadan tahsili talebine ilişkin olarak alacak davasıdır.
Somut olayda uyuşmazlık davalı banka tarafından davacı hesabından kesilen ücretin yasal dayanağı olup olmadığı, banka ile davacı arasında imzalanan sözleşmede davacıdan ücret alınacağına dair hükümlerin niteliği ve davacıya iade edilecek bir ücret olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere Standart sözleşmeler, içeriğini kısmen veya tamamen genel işlem koşullarının oluşturduğu, tarafların karşılıklı müzakereleri sonucu değil, aksine, taraflardan biri veya üçüncü kişi tarafından önceden hazırlanmış hükümlerin kullanıldığı sözleşme tipi olarak tanımlanmakta olup, Avrupa Konseyi’nin 05/04/1993 tarihli, 1993/13/AET Yönergesinde ve bu yönergeyi iç hukuklarına aktaran Avrupa Birliği ülkelerinde, standart sözleşmelerde yer alan hükümlerin ve özellikle bu sözleşmelerin içeriğini oluşturan genel işlem koşullarının, haksız şart olduğuna ilişkin bir karine öngörülmüştür.
Genel işlem şartları, sözleşme taraflarından birinin, ileride kuracağı sözleşmelerde karşı âkidine değiştirmeden kabul edilmek üzere sunma niyetiyle, önceden, tek yanlı olarak saptadığı sözleşme koşullarıdır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için bazı unsurların gerçekleşmiş olması aranır. Genel işlem şartları kural olarak bir sözleşmenin içeriğini düzenlemek üzere hazırlanırlar ve bu faaliyet tek taraflı olarak sözleşmenin kurulmasından önce gerçekleşir. Amaç, birden fazla sözleşme ilişkisinde kullanılacak şartları saptamak ve bunları karşı âkidin müdahalesine imkan tanımadan bir kül olarak sözleşmeye dahil etmektir. Bu şartların nasıl hazırlandığı, kağıda dökülüp dökülmediği, yazı türü, metnin sözleşme metnine dahil olup olmadığı gibi hususlar genel işlem şartı nitelendirmesi açısından önem taşımaz. Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için karşı âkidin bunların içeriğine etki edememiş olması gerekir.
Bu nedenle genel işlem şartlarının unsurları; a) Bir sözleşmenin şartlarını oluşturmaları, b) Sözleşmenin kurulmasından önce düzenlenmeleri, c) Birden fazla sözleşme ilişkisinde kullanılmak üzere düzenlenmeleri, d) Genel işlem şartları kullanan tarafından sözleşmeye dahil edilmek niyetiyle karşı akide sunulmalarıdır (Yeşim M. Atamer, Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Sorunu Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, 2. Bası, İstanbul 2001, s. 61 vd.).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir.
Genel işlem koşulları incelenirken, genel işlem koşulları çerçevesinde kapsam (yürürlük), yorum ve içerik denetimi adı altında üç ayrı denetimin yapılması gerekmektedir. Bu denetimlerden ilki olan kapsam denetimi, genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına dâhil (yürürlükte) olup olmadıklarının belirlenmesi anlamını taşır, bir başka ifade ile bazı hükümlerin şeklen sözleşme metninde yer almasına rağmen, denetim sonucunda sözleşme kapsamından çıkarılmaları ya da bu sözleşme hükümlerinin sözleşme kapsamında (yürürlükte) olmadıklarının tespiti anlamına gelmektedir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş olması ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır.
Somut olaya gelince, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi 6098 sayılı TBK yürürlük tarihinden sonra, 30.06.2016 tarihinde imzalanmış olup anılan Kanun hükümlerine tabidir
6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden sonra akdedilmiş olan sözleşmeler yönünden 20. madde ve devamındaki genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına dair ilkeler doğrultusunda sözleşmenin genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve yukarıda belirtilen 2006/1 sayılı Tebliğ hükümlerine göre gerekli ilan ve yayımlar yapılıp yapılmadığının da değerlendirilerek ortaya çıkan boşluğun da doldurularak varsa davacıdan kesilen fazla masrafların iadesine karar verilmesi gerekir.
Açıklamalar doğrultusunda Davacının kredi kullandırılmadan ön bilgilendirme formu ile bilgilendirilip bilgilendirilmediği, davacı tarafından imzalanan sözleşmedeki maddelerin genel işlem koşulu kapsamında kalıp kalmadığı, kredi tarihi itibariyle emsal krediler için alınan kredi tahsis ve değerlendirme ücreti üye iş yeri hizmet bedelinin diğer bankalarla karşılaştırılması, bu doğrultuda talep edebileceği ortalama miktarın ne olabileceği, merkez bankasına yapılan bildirim oranları var ise bu oranları aşıp aşmadığı, davacıya iade edilmesi gereken bir miktar olup olmadığı hususlarında mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya ekleriyle birlikte bankacı bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından hazırlanıp dosyaya sunulan 03/12/2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacı ile banka arasında 30.06.2016 tarihinde Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden davacıya 30.06.2016 tarihinde 50.000 TL taksitli kredi kullandırıldığı buna karşılık davacıdan 105 TL Kredi tahsis ücreti 539 TL Kobi paketi ücreti kesintisi yapıldığı, 28.12.2016 tarihinde 15.000 TL taksitli kredi kullandırıldığı buna karşılık davacıdan 105 TL Kredi tahsis ücreti 539 TL Kobi paketi ücreti kesintisi yapıldığı, 01.08.2016 tarihinde 25.000 TL taksitli kredi kullandırıldığı buna karşılık davacıdan 105 TL Kredi tahsis ücreti kesintisi yapıldığı ve ayrıca 0604.2018 tarihinde davacıdan 1837,50 TL limit tahsis ücreti kesintisi yapıldığı , kullandırılan krediler nedeniyle alınacak masraflara ilişkin olarak dosyada bilgilendirme formuna rastlanılmadığı, bu durumda bankaca yapılan kesintilere ilişkin hükümlerin genel işlem koşulu olduğunun kabulü gerekeceği, dolayısıyla genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükümlerin yazılmamış sayılmasının gerekeceği, ancak buna rağmen davacıdan yapılan kesinti miktarlarının diğer bankalar tarafından alınan komisyon ve masraf oranları ile karşılaştırıldığında fahiş olmadığı gibi, taraflar arasındaki sözleşme ve davalı bankanın masraf genelgesine uygun olduğu, bu bağlamda davacıya iadesi gereken bir miktar bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
Açıklamalar ve mahkememizce denetlenen ve benimsenen 03/12/2018 tarihli bilirkişi raporu, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve tüm bilgi ve belgeler bir arada düşünüldüğünde davacı hesabından yapılan kesinti miktarının diğer bankalar tarafından alınan komisyon ve masraf oranlarına yakın olması, yapılan kesintinin davalı bankanın masraf genelgesine uygun bulunması nedenleriyle davacıya iade edilmesi gereken bir miktar bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
Harçlar :
Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına.
Yargılama giderleri :
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinden bırakılmasına,
Vekalet ücretleri :
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 1.415,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.

Sair hususlar :
a)Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
b)Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, karar taraf vekillerini yüzünde kesin olarak açıkça okunup usulüne anlatıldı 05/02/2019

Katip
¸

Hakim
¸

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-imza ile imzalanmıştır.