Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/279 E. 2019/131 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/279 Esas – 2019/131
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/279 Esas
KARAR NO : 2019/131 Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : … –
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 22/02/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 19/04/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından taraflar arasındaki ticari faaliyete istinaden düzenlenen 5 adet fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, davalı hakkında fatura alacağına dayalı Samsun 9 İcra Müdürlüğünün 2018/4382 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptaline, davacı lehine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde 5 adet fatura örneğini sunmuştur.
Samsun 9. İcra Müdürlüğünün 2018/4382 sayılı dosyası uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 20/11/2018 tarihli müzekkere cevabında davalının firma veya şirket kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Gaziler Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 20/11/2018 tarihli müzekkere cevabında davalının Gerçek usulde vergilendirildiği, serbest meslek kazanç defteri tuttuğu ve 16/02/2018 tarihinde faaliyetini terk ettiği, ticari kazancının VUK. 177/1 maddesince belirtilen sınırların altında kaldığı bildirilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davacı tarafından davalıya sondaj hizmeti verildiğinden bahisle kesilen fatura alacağının ödenmediğinden bahisle davalı hakkında Samsun 9. İcra Müdürlüğünün 2018/4382 sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca itiraz etmesi üzerine icra dosyasına vaki itirazın iptaline karar verilmesi için eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi ve davalının eldeki davaya cevap dilekçesi sunmayarak davacının iddialarını inkar etmiş sayılması karşısında dosyadaki uyuşmazlık taraflar arasında akdi ilişki bulunup bulunmadığı, davacının icra takibine konu faturalar sebebiyle alacaklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce öncelikle dava şartları yönünden inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmeyecektir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Eldeki davada davacının tacir olduğu sabit olmakla birlikte tarafı da tacir olmakla birlikte Gaziler Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 20/11/2018 tarihli müzekkere cevabından davalının tacir sıfatını taşımadığı anlaşılmıştır. Mutlak ve nisbi ticari dava kapsamında bulunmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu görüşüne varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanının görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nın 20 ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına.
Dair, davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı
.12/02/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.