Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/257 E. 2019/97 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/257 Esas – 2019/97
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/257 Esas
KARAR NO : 2019/97 Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2018
KARAR TARİHİ : 31/01/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 7/02/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı 02/04/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının Samsun 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/7182 Esas sayılı dosyası ile borçlu oğlu … aleyhinde 3.842,95 TL’lik icra takibi başlattığını, daha sonra bu dosyanın Samsun 9. İcra Dairesi’nin 2016/80802 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, davalının alacağı oğlundan tahsil edemeyeceğini anlayınca aynı dosya üzerinden kendi adına İİK 89/1 maddesi gereğince 1.haciz 2.haciz ve 3.haciz ihbarnameleri göndererek borçlu duruma düşürüldüğünü, ihbarnamelerin hiç birisinin kendisine tebliğ edilmediğini, bu haciz ihbarnamelerinden süresinde de haberi olmadığını için borçlu duruma düştüğünü, alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığını, herhangi bir alış verişinin olmadığını, davalının alacaklı olduğuna dair herhangi bir yazılı belge de mevcut olmadığını, borçlandırılma durumunun okuryazar olmadığını ve kimsesinin de yanında olmadığından kaynaklandığını, yaşlı kişiliğinden ve mağdur oluşundan ve tebligatlardan haberi olmadığından kaynaklandığını belirterek, hakkındaki icra takibinin durdurulmasını mahkememizden talep ile dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 18/05/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firma adına borçlular … ve … adına Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2016/80802 esas sayılı dosyasında başlatılan ilamsız takipte takibin kesinleşmesi üzerine takip borçlusunun davacı nezdinde alacağı olduğunun bildirilerek davacı/borçlu 3.kişi adına 2004 sayılı İİK nın 89/1 maddesi uyarınca 1 ve 2. Haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, davacı/borçlu 3. Kişi tarafından süresinde haciz ihbarnamelerine bir itirazın yapılmadığı ve bu nedenle 2004 sayılı İİK 89/3 maddesi uyarınca 3. Haciz ihbarnamesinin 27/09/2016 tarihide TK 21. Madde hükmüne göre muhtara tebliğ edildiği, birici ve ikinci haciz ihbarnamelerine yedi gün içinde itiraz edilmemesi nedeniyle yasal kural gereği borç zimmetinde sayılmış olan davacı/borçlu 3. Kişinin bu borcu ödemekten kurtulmak için onbeş günlük süre içinde menfi tespit davası açması gerektiğini, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve resen dikkate alınması gerektiğini, bu davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden ve esas yönlerden reddinin gerektiğini, davacının davayı açmakta kötü niyetli olduğu anlaşıldığından dava değerinin %20 si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve HMK nın 329/2 maddesine göre disiplin para cezası ile mahkum edilmesine, mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Mahkememizin 10/04/2018 tarihli ara kararı ile davacının takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Samsun (Kapatılan 6.İcra Dairesinin 2015/7182 esas sayılı takip dosyası ve 9. İcra Dairesinin 2016/80802 esas sayılı takip dosyaları) icra dairelerine ait birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderildiği görüldü.
Ordu Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Ünye Vergi Dairesine yazılan yazılara cevap verildiği görüldü.
Dava, 3. haciz ihbarnamesine karşı açılan menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamından, Samsun 9. İcra Müdürlüğünün 2016/80802 sayılı dosyası üzerinden davacının oğlu olan dava dışı … hakkında icra takibi başlatıldığı, İİK’nın 89. Maddesine göre davacıya haciz ihbarnameleri gönderildiği, itiraz edilmemesi sebebiyle gönderilen 3. Haciz ihbarnamesi sebebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık davacının Samsun 9. İcra Müdürlüğünün 2016/80802 esas sayılı takip dosyası borçlusuna borçlu olup olmadığı, buna göre icra dosyasından gönderilen haciz ihbarnameleri dolayısıyla davalıya borçlu olup olmadığı noktasındadır. Zira eldeki davada davacı öncelikle icra dosyası borçlusu olan oğluna haciz ihbarnamelerinin tebliği tarihinde borçlu olmadığını ispat yükü altındadır.
Öncelikle dava şartları yönünden inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağına dair bir düzenleme bulunması gerekir.
Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini gerektirmeyecektir.
Somut davanın TTK’da düzenlenen hususlardan olmaması veya özel bir kanunda eldeki davaya ticaret mahkemesinde bakılacağına dair özel düzenleme bulunmaması sebebiyle mutlak ticari davalardan olmadığı, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari davalardan sayılan TTK’nın 4. Maddesinde düzenlenen hallerden bulunmadığı, nispi ticari dava yönünden değerlendirme yapılması gerektiği, Ünye Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Ünye Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevaplarından …’nın tacir sıfatının ve mükellefiyet kaydının bulunmadığı, dolayısıyla eldeki davanın nisbi ticari davalardan da sayılamayacağı anlaşılmakla HMK’nın 114/1- c ve 115 maddeleri doğrultusunda davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatine varılmış, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanının görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nın 20 ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına.
Dair, davacı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 31/01/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.