Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/239 E. 2021/405 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/239 Esas – 2021/405
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/239
KARAR NO : 2021/405

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Yöneticinin sorumluluğu iddiasına dayanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2021
KAR. YAZIM TARİHİ : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Yöneticinin sorumluluğu iddiasına dayanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 02/04/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının davacı şirketin ortağı ve münferiden şirketin sorumlu müdürü aynı zamanda muhasebe, mali müşavirlik işlerini üstlenmiş iken önce Ocak 2016 tarihinde şirketin müdürlüğü görevinin sona erdiğini, sonra Nisan 2016 tarihinde şirketin ortaklığından ayrıldığını ve Ağustos 2016 tarihinde de muhasebe, mali müşavirlik görevinin sona erdiğini, davalının şirket müdürü iken aynı zamanda şirketin tüm mali işlerini yürüttüğünü, tüm muhasebe, gelir-gider tablosunu tuttuğunu, bu esnada şirketin tüm SGK ve vergi borçlarının ödenmiş olarak bilinmesine rağmen mali müşavirlik görevinin sona ermesinden şirketin hayli vergi borcu ve SGK borcu olduğunun ortaya çıktığını ve bu borçların yapılandırılmak zorunda kalındığını, şirketin banka hesaplarında yapılan araştırmalarda vergi ve SGK borçları adı altında şirketten paralar çekildiğini ancak bu miktarların ilgili Vergi Dairesine ve SGK’ya ödenip ödenmediğinin tespit edilemediğini, davalının şirket hesaplarını kendi hesabı gibi kullandığını, şirket hesaplarını şahsi borçları ve çıkarları için kullandığını, davalının şirkete ait olan defter, fatura ve belgeleri teslim etmemesi nedeni ile hakkında Samsun 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/1153 E. Sayılı dosyasında güveni kötüye kullanma suçu iddiasıyla dava açıldığını, bir dönem şirket müdürü, ortağı ve mali müşaviri olan davalının şirket hesaplarından haksız ve hukuku aykırı olarak para geçirdiğini beyanla şirketi açıkça zarara uğratması nedeniyle ortak olduğu dönemlere ilişkin şirketin borçlarından sorumlu olması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 17/04/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuka aykırı olduğunu, şirketin tüm parasal işlemlerinin kayıt altında olduğunu, SGK ve vergi borçlarının kesin olarak öğrenilebileceğini, bu nedenle belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davalının davacı şirketin %20 hisse ile ortağı olmakla beraber, 39 ay mali müşavirliğini, 35 ay müdürlüğünü yaptığını, sadece şirket ortağı olması halinde belli dönemlerde kar payı alacağını, ödemelerin tamamının hizmetlerinin ve ortak olarak kendisine düşen kar paylarından ibaret olduğunu, her ortağın hesabına muhtelif zamanlarda para transferlerinin yapıldığını, para transferlerinde ortaklar arası paydaşlık hukukunun gözetildiğini, bazı durumlarda şirket hesaplarında 6736 Sayılı Kanun kapsamında Maliyeye verilen beyanlar ile düzeltmeler yapıldığını, düzeltmeler sonucu oluşan vergilerin şirkete ait olduğunun açık olduğunu, yıllık yapılan toplantılarda yönetimin ibraz edildiğini, şirket genel kurulunda, kar paylarının öncelikle ayrılan ortaklara tamamen ödenmesi kararlaştırıldığı halde, halen davalının hakkı olan ödemenin yapılmadığını, davalının 2016 dönem sonu müdürlük maaşından 8.000 TL, SMMM ücreti olarak 1.180 TL alacaklı olduğunu, şirkete ait tüm kayıtların şirketin idare merkezinde bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 22.05.2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının savunma ve beyanlarını kabul etmediklerini, davalının banka hesabından mali müşavirlik ücreti adı altında kendine ait ödemeleri aldığını, davalı tarafça kullanılan ve çekilen meblağlarda şirket müdürü görevi nedeniyle şeklinde hiçbir açıklama olmadığını, limited şirketlerde yasal formalitelere ve ana sözleşmelere uyularak kar dağıtımı yapılacağını ve dağıtım tablosu düzenleneceğini, yapılan ödemelerin kar payı olarak alındığına dair savunmaların hukuken hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, tüm resmi kayıt ve belgelerin şirketin merkezinde olduğuna yönelik iddianın mesnedsiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalının görevlerini zamanında yerine getirmediğinden şirketi açıkça zarara uğrattığını, şirketin borçlarından şirket ortağı olması nedeniyle hissesi oranında sorumlu olması gerektiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini beyan etmiştir.
Toplanan deliller,
Samsun Sosyal Güvenlik Kurumunun 16.04.2018 tarihli cevabi yazısı,19 Mayıs Vergi Dairesi 14/11/2017 tarihli vergi ceza ihbarnameleri, Samsun Ticaret ve Sanayi Odasının 17.10.2018 tarihli yazı cevabı, 19 Mayıs Vergi Dairesinin 15.10.2018 tarihli yazı cevabı, Halk Bankası Çiftlik Şubesinden temin edilen .. tarih aralığı hesap ekstreleri, Atakum Sosyal Güvenlik Merkezinin 22.01.2019 tarihli yazı cevabı, Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünün 23.09.2019 tarihli cevabi yazısı, ticaret sicil kayıtları, genel kurul kararları, Samsun 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/82 E. 2017/971 K. sayılı dosyası, Mali Müşavir … ve Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 04.08.2020 tarihli bilirkişi raporu ve 10.11.2020 tarihli ek raporu, 14.01.2021 tarihli sorumluluk davası açılması yönünde alınan ortaklar kurulu kararı, … ve Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi ..tarafından düzenlenen 01.04.2021 tarihli bilirkişi raporu, 03.05.2021 tarihli ek raporu, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
Dava, TTK 644 maddesinin yollaması ile TTK 553 ve devamı maddelerine dayanan sorumluluk davasıdır. Tüm dosya kapsamından, Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünün .. sicil numarasında kayıtlı davacı şirkete davalının 27/05/2013 tarihinde ortak olduğu aynı zamanda mali müşavirlik görevini yürüttüğü, şirketin merkezinin de davalıya ait iş yeri olduğu ve ortaklığının 05/04/2016 tarihinde sona erdiği, davalının şirket müdürü ve mali müşavirlik görevinin bulunduğu dönemlerde görev ve yetkilerini suiistimal ederek şirket kazançlarından elde edilen gelirleri kendisine mal ederek ve ödenmeyen SGK ve vergi borçları nedeni ile şirketi zarara uğrattığı iddiası ile tazminat talebinde bulundukları anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanunun Limited Şirketlerle ilgili uygulanacak hükümler başlıklı 644. maddesinin yollaması ile TTK. 553. ve devamı maddeleri limited şirketler yönünden de uygulama alanı bulmaktadır. TTK.’nın 553. maddesine göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine, hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Aynı yasanın 555. maddesi gereği şirketin uğradığı zararın tazminini şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini talep edebilir.
TTK nın 553 ve devamı maddelerine dayanan sorumluluk davasında aktif husumet zarara uğratıldığı iddia edilen şirkete, pasif husumet ise zarara uğratan kurucu yönetim kurulu üyesi, yönetici ve tasfiye memuruna aittir. TTK nın limited şirketlere ilişkin 618/3.c maddesi uyarınca sorumluluk davası açılabilmesi için yasada öngörülen nisapla alınmış karar bulunması gerekmekte olup, bu husus dava şartıdır. Davacı şirket tarafından dava açılmadan önce ortaklar kurulunca bu yönde alınmış bir karar sunulmadığından dava açma koşulu oluşmamış ise de bu husus yargılama aşamasında da tamamlanabilir nitelikte bir eksikliktir. Nitekim mahkememizce davacı şirkete bu yönde alınmış karar ibrazı için süre verilmiş davacı şirket ortaklar kurulunun 14.01.2021 tarihli ve 19 nolu kararı ile sorumluluk davası açılması, açılmış bir dava var ise icazet verilmesi yönünde karar alındığı görülmekle eksikliğin giderildiği tespit edilmiştir.
Ticaret sicil kayıtları ve dosyadaki bilgi ve belgelerden davalının 23.05.2013 (kuruluş tarihi) tarihinde davacı şirkete ortak ve yönetici olduğu aynı zamanda mali müşavirlik görevini yürüttüğü, 05.04.2016 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ortaklıktan ayrıldığı, kararın 19.04.2016 tarihinde tescil ve ilan edildiği, mali müşavirlik görevinin ise 2016 yılı 8. ay sonuna kadar devam ettiği tespit edilmiştir. Buna göre davalının 27.05.2013 ile 05.04.2016 arası yaklaşık 35 ay (34 ay 12 gün) şirket ortağı ve müdürü olarak görev yaptığı, yaklaşık 39 ay ise mali müşavirlik görevini sürdürdüğü, bu sürelere tarafların itirazlarının olmadığı dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmıştır.
Davalının davacı şirkette ortak/müdür olduğu dönemde şirketi zarara uğrattığı iddiası yönünden ayrı değerlendirme, mali müşavirlik hizmeti vermesi sebebiyle alacağının olup olmadığı yönünden ayrı değerlendirme yapılması gerekmektedir. Davalının kusuruyla davacı şirketi zarara uğrattığı iddiası yönünden öncelikle davacı şirketin zararını ispatlaması bundan sonra ise davalının kusurlu olmadığını ispat etmesi gerekmektedir.
Alınan bilirkişi raporlarından, davalının davacı şirketin banka hesaplarından toplam 187.279,21 TL para çektiği anlaşılmaktadır. Yine bilirkişi raporları ile davalının mali müşavir olarak görevini gereği gibi yerine getirmemesi sebebi ile ödenmeyen SGK primleri gecikme zammı 5.034,75 TL, SGK asgari ücret desteğinden yararlanılamaması sebebi ile 14.385,60 TL zarara uğrattığı, böylece davalının uhdesinde toplam 206.699,56 TL para olduğu ve bu miktar kadar davacı şirketi zarara uğrattığı tespit edilmiştir. Ancak davalı banka hesaplarından çekilen 187.279,21 TL nin huzur hakkı ödemesi, kar payı ödemesi, müdürlük ücreti, mali müşavirlik ücreti ve kira bedeli olduğunu ileri sürmektedir. Bu durumda yapılan ödemelerin niteliklerinin tespiti ile davacının uhdesinde kaldığı kabul edilen bedelden mahsup edilip edilemeyeceğinin ve bu şekilde davacı şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığının tespiti gerekmektedir.
Kar payı ile ilgili yapılan değerlendirme: Kar payı ile ilgili hükümler TTK 608 ve 616/1-e maddesinde düzenlenmiştir. Limited Şirketlerin kar dağıtılabilmesi için ortaklar kurulunun kar dağıtımına ilişkin karar alması gerekmektedir. TTK 508. maddesine göre yıllık kar bilançoya göre belirlenir. Aynı yasanın 507. maddesinde yer alan net dönem karı ifadesi birlikte değerlendirildiğinde ortaklara dağıtılabilecek kar dönem net karıdır. Nitekim TTK 509. maddesine göre de kar payı ancak dönem karından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu alınan 04.08.2020 tarihli bilirkişi raporu ile aynı heyet tarafından verilen 10.11.2020 tarihli ek raporda davacının hak kazandığı kar payı 27.957,05 TL tespit edilmiş, itirazlar üzerine alınan 30.03.2021 tarihli raporda ise 12.998,52 TL belirlenmiş, davalı tarafın itirazı ve itiraza eklediği belgeler üzerine 03.05.2021 tarihli ek rapor alınmıştır. Alınan bu ek raporda davacı şirketin 2014 ve 2015 yılı kurumlar vergisi beyan sureti ile şirketin bilanço ve gelir tablosu bilgileri nazara alınarak 2014 yılı ticari karının 71.017,14 TL 2015 yılı ticari karının 4.315,48 TL olduğu, 2015 yılı kurumlar vergisi beyanı eki bilanço ve gelir tablosunda dönem karının 4.315,48 TL olarak resmi kayıtlara yansıması sebebi ile 2015 yılı dağıtılabilir kar bu veriler esas alınarak hesaplanmıştır. Gerçekten kar payı hesaplamalarında esas alınması gerekenin davacı şirketin yıllık faaliyetleri sonucu oluşan mali tablolara göre vergi dairesi resmi kayıtlarına yansıyan beyanlar olup bu beyanlar esas alınmak üzere 03.05.2021 tarihli raporda 2015 yılı için dağıtılabilir kar payı 550,22 TL belirlenmiş, 2014 yılı kar payı ise 6.934,56 TL olarak daha önceki raporda tespit edildiğinden toplamı olan 7.484,78 TL nin davalının kar payı olduğu kanaatine varılmıştır. Hükme esas alınan 03.05.2021 tarihli ek rapordan hesaplamaya esas kayıt ve beyanlar altında bilgilerin doğruluğu konusunda sorumluluğu olan aynı zamanda davacı şirketin mali müşavirliğini yapan davalının imzası bulunmakla kar payına ilişkin davalı itirazları yerinde görülmemiştir. Ayrıca davacı vekilinin beyan ettiği 161.518,73 TL ticari kar ise yine 26.11.2020 tarihli itirazında belirttiği gibi düzeltme beyanı ile oluşturulmuş olup bu beyan ise davalının mali müşavirlik görevi sona ermesinden sonra ve hesabı devir etmeden bir gün önce beyan edilmiş ve 2016 yılı genel kurulunda görüşülmemiş olmakla hükme esas alınması mümkün olmamıştır.
Müdürlük ücreti ile ilgili değerlendirme: TTK nın 616/1-f bendine göre genel kurulun yetkileri arasındadır. Sözleşmede hüküm bulunması gerekmez, ancak hüküm olabilir şirketin niteliğine, büyüklüğüne, faaliyet alanına ve ekonomik durumuna göre münasip bir ücret ödenmelidir. Dosya kapsamından şirket sözleşmesinde bu konuda hüküm bulunmadığı 25.03.2016 tarihli genel kurul kararı ile ücret ödenmesinin kararlaştırıldığı, öncesinde alınmış bir genel kurul kararının bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu halde 25.03.2016 tarihi ile davalının ortaklıktan ayrıldığı 05.04.2016 tarihleri arasında müdürlük ücreti tahakkuk ettirilebileceği düşünülebilir ise de 10.11.2020 tarihli bilirkişi raporundan davacı şirket ortaklarının tamamına maaş bağlandığı, davacıya müdür ücreti olarak aylık 2.000 TL, diğer ortaklara aylık 3.000 TL ödendiği anlaşılmış olmakla davacıya müdürlük görevi süresince ücret ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporlarında ödenen aylık 2.000 TL ücretin yukarıda açıklanan kıstaslara göre makul olduğu bildirilmekle, davalının ortak ve müdür olarak görev başladığı 23.05.2013 ile ortaklığının sona erdiği 05.04.2016 (davalının ortaklığı bu tarihte yapılan hisse devri ile sona ermiş olmuş olup, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edilen 22.04.2016 tarihi açıklayıcı mahiyettedir) tarihler arasında 34 ay 12 günlük ücret 68.800,00 TL olup davalının bu miktarı talep edebileceği sonucuna varılmıştır.
Mali Müşavirlik ücreti ile ilgili değerlendirme: Davalının şirketin kuruluşundan itibaren Ağustos 2016 tarihine kadar yaklaşık 39 ay şirketin mali müşavirliğini yaptığı dosya kapsamı ile sabittir. 3568 Sayılı Yasa ve İlgili Çalışma Esasları Düzenleyen Yönetmeliğe göre meslek mensupları… limited şirketi yönetim kurulu ve başkanlığı görevinde bulunamaz hükmü bulunmasına rağmen davalının şirketi temsil ve ilzam yetkisine haiz müdürlük görevini yapmış ise de bu husus alacağın varlığına etkili olmayıp davalının disiplin yönünden sorumluluğuna etki edeceği kanaatine varılmıştır. Nitekim Samsun Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının 19.12.2019 tarihli kararı ile davalıya kınama cezası verildiği tespit edilmiştir.
Mali Müşavirlik ücretinin tespiti yönünden bilirkişi raporlarında Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkındaki Yönetmelikte yer alan hükümlere göre yapılan hesaplamada 28.861,00 TL tespit edilmiş, mahkememizce de bu bedeli davalının talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Kira bedeli ile ilgili değerlendirme: Davacı şirketin merkez adres olarak belirttiği ve beyan ettiği yerin davalının serbest muhasebecilik faaliyetini yaptığı yer olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar yazılı bir kira sözleşmesi bulunmamakla birlikte davalının 2014 yılı 4.800 TL, 2015 yılı 6.000 TL kira bedeli tahakkuku ettirdiği ve tahsil ettiği tespit edilmiş, kira bedeli olarak tahsil edilen bu meblağın dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre makul olduğu anlaşılmakla toplam 10.800 TL kira bedelini davalının talep edebileceği görülmüştür.
Huzur hakkı ile ilgili değerlendirme: TTK da Limited Şirketler yönünden huzur hakkına ilişkin bir düzenleme bulunmamakta olup TTK 644 maddesinde uygulanacak hükümler arasında Anonim Şirketlere ait 394. maddenin de bulunmadığı görülmektedir. Anonim Şirketler için yapılan kanuni düzenlemede verilecek huzur hakkının toplantı başına verileceği ifade edilmektedir. Limited Şirketler için de Şirket sözleşmesi veya genel kurul kararı ile huzur hakkı ödenmesi söz konusu olabilir. Davacı şirketin kuruluş sözleşmesinde huzur hakkına ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. 25.03.2016 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağının 8. maddesinde geçen ifade ise huzur hakkı ile ilgili değil, ücrete ilişkin olup, başkaca alınmış genel kurul kararı da bulunmamaktadır. Huzur hakkı altında ödeme yapılabilmesi için şirkette birden fazla müdürün bulunması ve bunların kurul oluşturarak belli aralıklarla toplantı yapması gerekir. Ancak dosyada bu hususta uygulanabilecek somut bir durum bulunmadığı dolayısıyla huzur hakkı ödemesi şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Nitekim 01.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda da aynı hususlar tespit edilmiş, önceki bilirkişi raporunda huzur hakkına ilişkin kabuller, yasal düzenleme ve dosyaya yansıyan bilgi ve belgeler kapsamında yerinde görülmemiştir.
Böylece yukarıda izah edildiği üzere davalının davacı şirket hesabından 187.279,21 TL çektiği, SGK primleri gecikme zammı 5.034,75 TL, SGK asgari ücret desteğinden yararlanılamaması sebebi ile 14.385,60 TL zarara uğrattığı sonuç olarak davalının uhdesinde toplam 206.699,56 TL para olduğu, davalının 7.484,78 TL kar payı hakkı, 68.800,00 TL müdürlük ücreti, 28.861,00 TL mali müşavirlik ücreti ve 10.800,00 TL kira bedeli olmak üzere toplam 115.945,78 TL mahsubu gereken alacağı bulunduğu, kalan 90.753,78 TL nin ise davacı şirketin zararı olduğu anlaşılmakla yapılan ıslahta nazara alınarak bu miktarın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davalının şirketin kuruluşundan itibaren ortak ve yöneticisi olması sebebiyle TTK 553 ve devamı maddeleri gereği sorumluluğunun bulunduğu, yöneticilikten ayrıldığı tarihten mali müşavirliği bıraktığı tarih arasındaki davalı ile olan hukuki ilişkisinin de vekalet yahut hizmet sözleşmesi olabileceği, bu dönemdeki zararlardan sorumlu olduğu gibi hizmeti karşılığı ücretlerin mahsubunun gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesi ile ibra edildiğini ileri sürmüş gerçekten 25.06.2016 tarihli genel kurulda 7. madde ile Müdür/Müdürler Kurulunun ibra edildiği hükme bağlanmış ise de Genel Kurul Toplantı tutanağından anlaşılacağı üzere hiçbir mali bilançonun, finansal tablonun tartışılmadığı görülmekle ibranın geçersiz olduğu sonucuna varılmış, davalı hakkında ceza yargılamasının karar tarihi itibari devam ettiği anlaşılmış ise de dosya içeriğinden davalının yargılanma sebebinin şirkete ait bir kısım defter ve belgelerin iade edilmeme sebebine dayandığı, doğrudan iş bu dosya ile ilgisinin bulunmadığı, bekletici mesele yapılmasının gerekmediği anlaşılmış aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile
90.753,78 TL nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
2-Alınması gerekli 6.199,39 TL harçtan 170,78 TL peşin harç ve 1.540,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.488,61 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına.
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.571,61 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
5-Davacı tarafça başlangıçta ödenen 35,90 TL başvuru harcı, 170,78 TL peşin harç, 5,20 vekalet harcı, 59,10 TL tedbir talebi harcı, 1.540,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.810,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
6-Davacı tarafça yapılan 3.000 TL bilirkişi ücreti ve 217,75 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.217,75 TL yargılama giderinden kabul/red oranına göre hesaplanan 2.920,23 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına.
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
8-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2021

Başkan
✍ e-imzalıdır
Üye
✍ e-imzalıdır
Üye
✍ e-imzalıdır
Katip
✍ e-imzalıdır