Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/214 E. 2019/406 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/214 Esas – 2019/406
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/214
KARAR NO : 2019/406

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/03/2018
KARAR TARİHİ : 30/04/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih, 13-13/198-100 sayılı kararına dayanılarak davalının da içinde bulunduğu toplam 12 bankanın oluşturduğu kartelin yol açtığı rekabet ihlalinden kaynaklanan ve müvekkilin uğradığı zararın tespit edilmesi, davalının hukuka aykırı eylemi zarara sebebiyet verdiğini, davalı tarafın ihlali gerçekleştirdiğinin Rekabet Kurulu Kararı ile sabit olduğunu, hukuka aykırı eylem ile zarar arasında illiyet bağı olduğunu, davalının hukuka aykırı eylemde bulunmasının kusur şartını oluşturduğunu,4057 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 57. ve 58. maddesine dayanılarak tespit edilen fazlaya ilişkin hak ve alacakları ile dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.000 TL zararın üç katının haksız fiilin gerçekleştiği andan itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tazmini ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesinin gerektiğini, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında aralarında müvekkilin de bulunduğu 12 bankaya % 3 ila %1.5 arasında değişen oranlarda idari para cezası verdiğini, dava dilekçesinin usulüne uygun olarak düzenlenmediğini, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının RKHK m.58/II kapsamında, zararın üç katı tutarında tazminat talep ettiğini,üç katı oranında tazminat talep imkanının 58/II. Maddeye göre yalnızca rakip firmalara tanınmış bir hak olduğunu, davacının hak sahibi olmayan bir konuda talepte bulunamayacağı dikkate alındığında, davacının iş bu davayı konu talep bakımından aktif husumet ehliyetinin de bulunmadığının görüldüğü, bankalarının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, Rekabet Kurulunun Bankaları hakkında yürüttüğü soruşturmanın kamu mevduatına yönelik olması sebebiyle davacının krediden kaynaklanan tazminat talebi bakımından Bankalarına husumet yöneltemeyeceğini, davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, davanın husumet nedeniyle reddine, usule ilişkin itirazlarının kabul edilmemesi halinde davanın esasa ilişkin savunmaları doğrultusunda reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :
1-Rekabet Kurumunun 26/04/2018 tarih 7788 sayılı yazısı ile Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih 13-13/198-100 sayılı kurul kararı örneği celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
2-24/10/2018 tarihli bankacı bilirkişi raporunda özetle; dava konusu olan olaya dayanak teşkil eden Rekabet Kurulu Kararı incelendiğinde ticari kredilere ilişkin herhangi bir tespite rastlanılmadığı, kurul kararına konu kredilerin tütekici kredisi olduğu, ticari kredileri kapsamadığı, davacının davasına konu kredilerin ise ticari kredi oldukları, davacının iş bu ticari krediler yönünden de herhangi bir zararına rastlanılmadığının belirtildiği görülmüştür.
3-Tüm dosya kapsamı ve sair belgeler
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKÇE:
Dava, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli kararı sebebi ile davacı şirketin davalı bankadan kullandığı kredi kapsamında uğradığı zararın tazminine ilişkin açılmış alacak davasıdır.
Dava ve cevap dilekçelerine göre dosyadaki uyuşmazlık Rekabet kurulunun 08/03/2013 tarihli kararı sebebi ile davacı şirketin davalı bankadan kullanmış olduğu kredinin faizinin kötüye kullanılmış olmasının belirlenmiş olması ve bundan dolayı davacı tarafın uğramış olduğu zararın tazmini noktalarında toplanmıştır.
Davalı … Bankasından davacının kullanmış olduğu krediye ilişkin ayrıntılı hesap dökümü ve kredi sözleşmelerinin örnekleri celp edilmiştir.
Davaya konu tarihlerdeki kredilere uygulanan faiz oranları ile bu oranların neye göre belirlendiği ve bankaların merkez bankasınca belirlenen faiz oranlarına uyma zorunluluğu olup olmadığı hususunda Merkez Bankasına müzekkere yazıldığı müzekkereye cevap verildiği görülmüştür.
Davanın dayanağını oluşturun Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı incelendiğinde; aralarında davalı bankanında yer aldığı 12 bankanın 21/08/2007 – 22/09/2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik fiyat tespit etmek amacıyla uzlaşma tesis ettikleri ve uzlaşma kapsamında gerçekleştirdikleri anlaşma veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesini ihlal ettikleri, bu sebeple aynı yasanın 16. maddesine istinaden kararda geçen 12 bankaya idari para cezası verildiği anlaşılmaktadır. Davalı banka anılan karar lehine İdari Yargı’da dava açmış, Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/136 Esas 2014/1396 Karar sayılı ilamıyla dava reddedilmiş, temyiz üzerine Danıştay 13. HD’nin 2015/3038 Esas 2015/4613 Karar sayılı ilamıyla kararın onandığı ancak bu karara karşıda karar düzeltme yoluna gidildiği, bu konuda henüz karar verilmediği, dolayısıyla İdari Yargı yönünden kesinleşmiş bir kararın bulunmadığı görülmektedir.
Mahkememizce öncelikle davacının kullandığı kredilerin tarihleri ve niteliği itibari ile Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı kapsamında olup olmadığının tespiti yönünde banka kayıtları da incelenerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 24/10/2018 havale tarihli raporu incelendiğinde; dava konusu olan olaya dayanak teşkil eden Rekabet Kurulu Kararı incelendiğinde ticari kredilere ilişkin herhangi bir tespite rastlanılmadığı, kurul kararına konu kredilerin tütekici kredisi olduğu, ticari kredileri kapsamadığı, davacının davasına konu kredilerin ise ticari kredi oldukları, davacının iş bu ticari krediler yönünden de herhangi bir zararına rastlanılmadığının belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna davacı vekili itiraz etmiş ise de itirazın somut bir gerekçesinin bulunmadığı mahkememizce yeni rapor alınması yoluna gidilmemiş, bu şekilde sabit olmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu ile ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Ancak eylem niteliği itibari ile haksız fiil olduğundan haksız fiilin tabi olduğu zamanaşımı süresine tabi olmalıdır. Buna göre alacak davasının, dava tarihine göre TBK’nun 72. maddesi gereği zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve herhalde 10 yıl içinde açılması gerekmektedir. 10 yıllık zamanaşımı süresinin haksız fiilin sona erdiği tarihten itibaren yani 22/09/2011 tarihinden itibaren, iki yıllık sürenin ise Rekabet Kurumu’nun kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlaması gerekmektedir. Rekabet Kurumu’nun kararı henüz kesinleşmediğinden, dava tarihi nazara alındığında 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığı tespit edilmiştir.
Her ne kadar İdari Yargı sürecinin kesinleşmediğinden bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de kararımızın gerekçesi nazara alındığında bekletici mesele yapılması gerekmemiş, bu şekilde davalı tarafın usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş, aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 119,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 75,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
5-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
6-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.

Dair, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzünde verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.30/04/2019

Katip
¸

Hakim
¸

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-imza ile imzalanmıştır.