Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/174 E. 2023/302 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/174 Esas – 2023/302
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/174 Esas
KARAR NO : 2023/302

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 07/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; taraflar arasında 17/05/2015 tarihli sözleşme akdedildiği, müvekkilinin sözleşme bedelini davalıya ödediğini, ancak davalı tarafın sözleşme yükümlülüklerini ihlal ettiğini, eksik kalan iş nedeni ile davalının 32.977,15 TL bedeli iade ettiği, bundan dolayı müvekkilinin 87.000 TL maddi zararı olduğu, davalının müvekkilinin uğradığı zararı ödemeye yanaşmadığı, bu nedenle 87.000 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın yasal şartların mevcut olması halinde ancak anılan 32.977,15 TL karşılığı malzemeler ile yapılacak işi bir başkasına daha yüksek bedel ile yaptırmasından doğan zararını isteyebileceğini, talep hakkının da olmadığını, yine davanın reddi gerektiği yönündeki savunmasının baki olmakla, sözleşmesinin feshinden itibaren aynı işin aynı koşullarda başka bir yükleniciye yaptırılması halinde uğranılan zararın talep edilebilmesi için iş sahibinin sözleşmesinin yapıldığı tarihte başka bir yüklenici ile daha elverişli bir sözleşme yapma imkanını kaçırdığını da ispat etmesi gerektiğini, davacı yanın 10/05/2016 tarihinde 3. bir kişi ile imzalandığını iddia ettiği yeni sözleşme kapsamında bu yeni yükleniciye 120.000,00 TL ödendiğini iddia etmiş ve buna ilişkin dosyaya fatura sunulmuş ise de istendiği zaman istenen miktarda düzenlenebilecek olan faturaların iş bu davada delil niteliği bulunmadığını, müvekkil tarafından ifası teklif edilip davacı tarafından kabul edilmeyen bar ve kahvaltı salonu kurulum işi için 17/05/2015 tarihli sözleşmede 32.725,00 TL bedel biçildiğini, buna ilişkin kullanılacak malzemeler ve bedelleri de dosyaya sunulmuş olduğunu, davacının aynı işi aynı koşullarda başka bir yükleniciye 120.000 TL bedelle yaptırdığı iddiası arz ettikleri de dikkate alındığında davacının iş bu davaya iyi niyetli olmadığını göstermeye yetmekte olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin bir örneği, banka dekont örnekleri, çek fotokopileri, davacının üçüncü şahıs şirketle imzaladığı sözleşme aslı, Yargıtay 2013/13-694 Esas, 2013/963 Karar sayılı örnek ilamları dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin 2016/534 esas 2017/1020 Karar sayılı 09/11/2017 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin 25/12/2017 tarihli istinaf talebi üzerine dosya istinaf’a gönderilmiş, Samsun 3. Hukuk Dairesinin 2018/168 Esas 2018/281 Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, Mahkememizin iş bu esas sırasına kayıt edilmiştir.
Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/149 Talimat sayılı dosyasından refakate mali müşavir ve mimar bilirkişiden oluşan heyet ile mahallinde keşif yaptırılmış, keşif sonrası bilirkişi heyeti tarafından 29/03/2019 havale tarihli rapor sunulmuştur.
Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/376 Talimat sayılı dosyasında 05/01/2022 tarihinde refakate mimar bilirkişi ile makine mühendisi alınarak mahallinde keşif yaptırılmış, keşif sonrası bilirkişi heyeti tarafından 07/03/2022 tarihli kök rapor ve 26/07/2022 tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Mahkememizce İnşaat Mühendisi ve Makine Mühendisi bilirkişiden oluşan heyetten 24/11/2022 tarihli kök rapor ve 06/02/2023 havale tarihli ek rapor aldırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden davalı tarafından yerine getirilmeyen edim nedeni ile oluşan zararın tahsili amacıyla açılan alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; davacı ile davalı şirket arasında 17/05/2015 tarihli sözleşme imzalandığı, davalı şirket tarafından bu sözleşme gereği yerine getirilmesi gereken edimlerin yerine getirilmediği, davacının eksik işleri başka şirkete yaptırmak sureti ile büyük zarara uğradığından bahisle, davacının uğradığı zararın karşılanması amacıyla iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde edimin yerine getirilmemiş olması nedeni ile uğradığı zararın tazminini talep etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşme her ne kadar “satış sözleşmesi” olarak akdedilmiş ise de, içeriğinde bir kısım malzemelerin imalatının davalıya ait olduğu, yine cihazların montajı ve çalıştırılmasının davalıya ait olduğu görülmekle sözleşmenin karma sözleşme niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir.
Davalı vekilince sunulan süre uzatım dilekçesinde zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ise de, sözleşme tarihinin 17/05/2015 olduğu, dava tarihinin ise 18/05/2016 olduğu, TBK’nın 146. ve 147/6. maddeleri gereği zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, davalı yanın zamanaşımı def’ine itibar edilmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 125. maddesinde “Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.” hükmü düzenlenmiştir. İkinci fıkrada düzenlenen seçimlik hak kapsamında istenebilecek zarar müspet (olumlu) zarardır. Müspet zarar ise edimin ifa ile sonuçlanması halinde alacaklının malvarlığının ulaşması gereken değer ile mevcut değer arasındaki farktır. Burada sözleşme ortadan kalkmamakta, edime ilişkin talep hakkının yerini müspet zarar almaktadır (Öztürk/Gözütok, Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, 3. Bası, s.450). Müspet zararın hesaplanmasında taraflar arasındaki sözleşme bedeli ile üçüncü kişi ile imzalanan sözleşme bedeli arasındaki fark esas alınmaktadır.
Alacaklının TBK’nın 125. maddesindeki seçimlik haklarını kullanabilmesi kural olarak TBK’nın 123. maddesi gereği borçluya süre vermesine bağlıdır. Ancak TBK’nın 124.maddesinde, borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa süre verilmesine gerek olmadığı düzenlenmiştir.
Eldeki davada, taraflar arasında 17/05/2015 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 2. maddesinde malzemelerin teslim tarihinin sipariş tarihinden itibaren 30 iş günü olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmış, taraflar arasındaki ilişkinin kurulduğu sözleşme tarihinin sipariş tarihi olarak alınması gerektiği değerlendirilmiş, verilen sürenin belirli vade olarak kabul edilmesi gerekmiştir. Diğer yandan davalı şirketin davacı yana sözleşme bedelinin bir kısmını yaklaşık 1 yıl sonra iki parça halinde 2016 Şubat ayında iade etmiş olması da nazara alındığında, artık TBK’nın 124. maddesi ve dürüstlük kuralı uyarınca TBK’nın 123. maddesi gereği süre vermenin etkisiz olacağı anlaşılmış, davacının TBK’nın 125/2 kapsamında talepte bulunabileceği kabul edilmiştir (Kuru, Baki; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2020, s. 542).
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde her ne kadar davacı yanın bar ve kahvaltı salonu kurulumundan herhangi bir sebep bildirmeksizin dönüldüğü ifade edilmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda yazılı sözleşme ilişkisinin varlığı karşısında sözleşmedeki hakkından davacı tarafından vazgeçildiğine ilişkin yazılı bir delil dosyaya sunulamamış olduğundan davalı yanın işbu savunmalarına itibar edilmemiştir. Davalının yemin delili bulunmadığından mahkemece hatırlatılamamıştır.
Mahkememizce yerinde keşif yapılarak eksik işlerin hesaplanması konusunda Midyat Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, alınan 01/04/2019 tarihli raporda özetle; davalı yanın davacı tarafa 164.000 TL bedelli fatura düzenlediği, bunun karşılığında 2 adet çek ve 50.000 TL olmak üzere toplam 200.000 TL ödeme yapıldığı, fatura ve ödemelerin davacı defterinde kayıtlı olduğu, dosyada EK-5 olarak belirtilen Midyat Teras başlığı altında para iadesi yapılan ürünlerin birim fiyatları ile belirtildiği, davacının 3.kişiye ekstra işlemler yaptırdığı, Ek-5 listesinde belirtilen ürünlerin piyasa rayicinin KDV hariç 55.600,00 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin yeterli şekilde teşekkül etmediği, raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla dosya bu kez yeni bir bilirkişi heyetine verilmiş, alınan 07/03/2022 tarihli raporda özetle; bar ve kahvaltı salonu işinin kapsamının sözleşmede açıkça belirtilmediği, yine davacı tarafından üçüncü kişiye yaptırılan işlemin neler olduğunun dosyaya sunulan 120.000,00 TL’lik faturada belirtilmediği, yapılan keşif akabinde otelde hali hazırda bulunan ekipman ve malzemeler tek tek belirtilmek suretiyle sözleşme tarihi olan Mayıs 2015 yılında rayiç değerin 53.611 TL olacağı, dava tarihi olan Haziran 2016 tarihinde ise rayiç değerin 57.409 TL olacağı, işin piyasada başkalarına yaptırılması halinde ise sözleşme tarihi olan Mayıs 2015 yılında değerin 63.716 TL olacağı, dava tarihi olan Haziran 2016 tarihinde ise değerin 68.230 TL olacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir. Davalı vekilince keşif sırasında tespit edilen bir takım ürünlerin sözleşme ile yüklenilmediği yönüne itiraz edilmiştir. Ayrıca raporda dava tarihi esas alınarak rayiç belirlenmiş olması, piyasa rayici ile başkasına yaptırılma bedelinin ayrı ayrı ve farklı belirtilmiş olması karşısında raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmış, dosya önceki bilirkişilere verilmiş, alınan 26/07/2022 tarihli raporda taraflar arasında kararlaştırılan “bar ve kahvaltı salonu kurulumu” işinin içeriğinin sözleşmede açıkça belirtilmemiş olması nedeni ile tespit edilemediği, kök raporda keşif sırasında mahalde mevcut olan ve üçüncü kişiye yaptırılan ürünler nazara alınarak hesaplama yapıldığının belirtildiği, ancak tarihlerde hata yapıldığından bahisle bu kez sözleşme tarihi ile dava tarihi esas alınarak yine piyasa rayiç bedeli ile başkaca kişilere yaptırılması hali ayrı düzenlenmiştir.
Raporun bu şekilde dosya kapsamına ve hükme elverişli olmadığı anlaşılmış, bu kez yeni bir bilirkişi heyetinden 24/11/2022 tarihli rapor aldırılmış olup, raporda özetle; dosya içerisinde yer alan iade edilen bedele ilişkin sunulan Ek-5 Midyat Teras başlıklı liste nazara alınarak değerlendirme yapıldığı, keşif mahallinde bulunan ve hesaplaması yapılan 3 adet malzemenin sözleşmede kararlaştırılmadığı anlaşılmakla hesaplamaya dahil edilmediği, sözleşme tarihi olan 17/05/2015 tarihinde iade içeriğinde bildirilen ürünlerin rayiç bedelinin 39.359,88 TL olduğu, işin üçüncü kişiye yaptırıldığı tarih olan 10/05/2016 tarihinde rayiç bedelinin 41.890,47 TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora, tespit edilen ürünlere ve bedele itiraz edilmediği görülmüş, davalı vekilince makul sürenin 2016 Mayıs değil 2016 Mart olması gerektiği itirazı ileri sürülmüştür.
Taraflarca itiraza uğramayan Ek-5 iade içeriğindeki ürünlerin rapora eksik yansıtıldığı anlaşılmakla, davalı yanın itirazları da nazara alınarak ek rapor düzenlenmesi hususunda dosya önceki bilirkişilere tevdi edilmiş, 06/02/2023 tarihli ek raporda; eksik kalan emtialar tespit edilerek, davalı tarafça tamamlanmayan bar ve kahvaltı salonu işinin 1 aylık sürede tamamlatılabileceği, bu nedenle Mart 2016 tarihinin makul süre olacağı değerlendirilerek seçenekli hesaplama yapılmış, teklif alınan 01/11/2022 tarihi TÜFE’ye oranlanmış, alınan tekliler listelenerek eksik işlerin 01/11/2022 tarihi itibariyle ortalama 190.721,12 TL, sözleşme tarihi olan 17/05/2015 tarihi itibariyle 45.783,56 TL, makul süre olan 01/03/2016 tarihi itibariyle 48.274,95 TL ve üçüncü kişiye yaptırılan tarih olan 10/06/2016 tarihi itibariyle 48.727,15 TL olduğu tespit edilmiş, ödenen bedel işbu tespit edilen miktarlardan mahsup edilerek hesaplama yapılmıştır.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora itiraz edilmiştir. Davacı vekilinin itirazları yerinde görülmemiş, davalı vekilince sunulan 20/02/2023 tarihli itiraz dilekçesinde ileri sürülen hususlar incelendiğinde; 24/11/2022 tarihli kök rapor ile 06/02/2023 tarihli ek rapordaki rayiç bedel farklılığının kök raporda sehven nazara alınmayan 3 adet ürünün ek rapora eklenmesinden kaynaklandığı, 06/02/2023 tarihli ek raporda yer alan iki tabloda farklı gösterilen 01/11/2022 rayiç değer miktarının ikinci tabloda 12-13-14 sıra nolu ürünlerin bedellerinde sehven kaydırma yapılmasından kaynaklandığı, kök rapor ve ek rapor birlikte değerlendirildiğinde ek rapordaki tablo 1’de gösterilen 01/11/2022 tarihli rayiç bedel tespitinin dikkate alınması gerektiği, bu kapsamda güncelleme katsayıları dikkate alınarak mahkememizce yeniden hesaplama yapılabileceği anlaşılmış, ikinci bir ek rapor alınması gerekli görülmemiştir. Her ne kadar iki farklı heyetten alınan raporlar arasında bedel yönünden farklılık bulunduğu düşünülebilir ise de, raporlarda esas alınan rayiç bedel tarihlerinin farklı olduğu, ilk heyet raporunda ortalama alınmaksızın bedel tespitleri yapıldığı anlaşılmış bu kapsamda esasen raporlar arasında hükme etki edebilecek çelişki bulunmadığı değerlendirilmiştir.
HMK’nın 25, 190 ve TMK 6. maddeleri nazara alınarak, taraflar arasında imzalanan 17/05/2015 tarihli sözleşmede bar ve kahvaltı salonu içeriğinin detaylarının açıkça belirlenmediği, davalı yanın hali hazırda otelde olan ve 3.kişiye yaptırılan bir kısım ürünleri kabul etmediği, davacı tarafın yapılmayan iş bedeli olarak 32.977,15 TL’yi kabul ettiği ve dosyaya sunulan EK-5 Midyat Teras listesinde yer alan ürünlere ve rapordaki tespite açıkça itiraz etmediği nazara alındığında 06/02/2023 tarihli raporda eksik yapılan malzemelere ilişkin tespitin taraflar arasında yapılmayan işler olarak kabul edilmesi gerektiği ve bedelinin de davalı tarafça iade edilen ve davacı tarafça kabul edilen 32.977,15 TL olması gerektiği kabul edilmelidir. Zira davacı dava dışı üçüncü kişiye yaptırdığı tüm ürünlerin davalı tarafından sözleşme ile yüklenildiğini ispatlayamadığı gibi, dava dilekçesinde iade almış olduğu bedelin eksik olduğu ve daha fazla iade yapılması gerektiği hususunda bir iddiada da bulunmamıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; davalı tarafça sözleşme kapsamında üstenilen bar ve kahvaltı salonu işinin yerine getirilmediği, davalı yanın bedelin ilgili kısmını iade ettiği tarih nazara alındığında 06/02/2023 tarihli ek raporda belirlenen Mart 2016 tarihinin makul yapım süresi olarak dikkate alınması gerektiği, 01/06/2019 tarihinde eksik kalan işlerin rayiç bedelinin (176.291,92*0,253118) 44.622,63 TL olacağı, bu kapsamda davacının davalı taraftan müspet zarar olarak (44.622,63 – 32.977,15) 11.645,48 TL talepte bulunabileceği değerlendirilmiş, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacının temerrüde ilişkin ihtarı bulunmaması ve davalı yanın 24/02/2016 tarihinde işin yapılmayacağına dair bedeli iade etmesi nazara alınarak faizin 24/02/2016 tarihinden itibaren istenebileceği anlaşılmış, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 11.645,48 TL’nin 24/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 795,50 TL karar ilam harcın peşin alınan 1.485,75 TL’den mahsubu ile bakiye 690,25 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 795,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 12.329,65 TL tebligat ve posta gideri, 1.210,60 TL keşif harcı, 200,00 TL araç ücreti, 6.500,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 20.240,25 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 2.709,28 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 12.056,72 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalı yönünden HMK 341/4 maddesi gereği KESİN, davacı yönünden kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.09/03/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.