Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/119 E. 2019/359 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/119 Esas – 2019/359
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/119
KARAR NO : 2019/359

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2019
KAR. YAZIM TARİHİ : 15/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 14/01/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı borçlu …. arasında imzalanmış ticari vasıflı 4 adet genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi uyarınca şirkete taksitli ticari kredi, borçlu cari hesap, ticari kredili mevduat hesabı, teminat mektubu, gayri nakdi çek kredileri kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine Gümüşhacıköy Noterliğinin 09/09/2015 tarih ve 3277 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen borçlular tarafından ödeme yapılmaması üzerine Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2015/96271 Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, ayrıca alacağa dair mahkememizin 14/12/2015 tarih, 2015/1420 D.iş – 2015/1421 Karar sayısıyla ihtiyati haciz kararı alındığını, icra müdürlüğünce ödeme emrinin tebliği üzerine boçluların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalılardan … ve …’ın takipteki tüm alacak olan 640.885,25TL ye takip ferilerine, faiz oranına ve yetkiye yapmış oldukları itirzalarının, …’ın takipte sorumlu tutulduğu 25.000,00TL ye takip ferilerine, faiz oranına ve yetkiye dair yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili 05/02/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine yapılan ihtiyati hacze ve asıl borç, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine karşı itiraz ettiklerini ve yetki yönünden yaptıkları itirazlarını tekrarladıklarını, yetkili yer icra müdürlüğünün Amasya Gümüşhacıköy olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, müvekkillerinin kefaletinin çok eski tarihli genel kredi sözleşmesine dayandığını ve kefalet limitinin çok düşük olduğunu, borcun ise yeni tarihli olan müvekkillerinin kefaletinin bulunmadığı sözleşmeye dayandığını, davaya konu sözleşmelerin tarafına tebliğ edilmemiş olduğundan davanın esastan reddini, ayrıca davacı bankanın kötü niyetli olması sebebiyle %20 oraında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
Davacı vekili 29/02/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davaya konu takipteki alacağın takip taleplerinde kredilerin isimleri yazı olmak kaydıyla sayıldığını, takip alacağının kaynağının açık ve net olduğunu, imza tarihleri itibariyle TBK yürürlükte olmadığını ve dolayısıyla istikrarlı Yargıtay kararları uyarınca TBK’dan daha önce imzalanmış sözleşmeye uygulanması imkanı bulunmadığını, sözleşmeden de anlaşılacağı üzere açık yetki sözleşmesi mevcut olduğunu ve Samsun İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, anılan sözleşmelerin ticari nitelikte ve süresiz sözleşmeler olduğunu, borç sıfırlansa bile tekrardan kredi kullandırılarak riskin ortaya çıkmas halinde kefalet sorumluluğunun devam edeceğini, kaldı ki sözleşmenin 70 maddesinde 818 sayılı BK nun 493 ve 494 maddeleri hükmündeki kefaletten kurtulma imkanı veren haklardan davalı tarafça vazgeçilmiş olduğunu, bu hükümlerin emredici nitelikte olmadığından kefaletten rücu edilmeyeceği, bu yönteki haklardan feragat edildiği karşısında kişilerin sorumluluğunun aynen geçerli olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
Davalılar vekili 14/03/2016 havale tarihli 2. cevap dilekçesinde özetle; yetkiye itirazlarını tekrarladıklarını, 28/11/2013- 25/02/2014-25/07/2014 tarihli sözleşmelere dayalı olarak müvekkillerinin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, yapılan hacizden dolayı müvekkillerinin mağdur olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
Toplanan deliller, dellilerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde; …, … ve …’ın icra takibine yaptıkları itiraz dilekçeleri, takip talebi, ihtarname, 25/07/2014 -28/11/2013- 12/11/2010-19/04/2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri örneklerinin sunulduğu görülmüştür.
Samsun 9 İcra Müdürlüğü’nün 2015/96271 Esas sayılı dosyası celb edilmiş, davalılar vekili, 28/12/2016 havale tarihli beyan dilekçesi ekinde, teminat ipotek belgeleri, kredi dekontları, 2013 yılı öncesi kapanan kredi dekonlarının bir örneğini ibraz etmiş, ayrıca davalı vekili 12/07/2016 tarihli delil dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Davacılar vekili gayri nakdi alacak yönünden teminat mektubu örneği ve çeklerin listesini ibraz etmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra bankacı bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmış, bankacı bilirkişi İfaket Sibel Dilmaçlı tarafından 07/02/2017 tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulmuş, rapora karşı davalılar vekili 02/03/2017 havale tarihli itiraz dilekçesini ibraz etmiş, davalı tarafın itirazları yerinde görülmekle, dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilemiş, bilirkişi heyeti 02/08/2017 havale tarihli raporunu ibraz etmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalılar vekili 21/08/2017 havale tarihli rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizin 2016/47 Esas 2017/966 Karar sayılı 25/10/2017 tarihli kararıyla 525.888,21 TL asıl alacak, 64.231,19 TL işlemiş faiz, 3.211,55 TL BSMV olmak üzere toplam 593.330,95 TL alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalılar vekili tarafından 12/12/2017 tarihinde istinaf edilen bu karar Samsun BAM 3.Hukuk Dairesinin 2018/53 Esas 2018/140 Karar sayılı 12/02/2018 tarihli kararıyla ”HMK’nun 353/1-a-6 maddesi nazara alınarak, davalıların sorunlu olduğu kredi sözleşmelerin 2007 ve 2010 tarihli sözleşmeler olması nedeniyle, bu sözleşmelerden kaynaklı kullandırılan kredilerin tespit edilerek ve ödeme savunması üzerinde durularak bilirkişi kurulundan ek rapor veya içinde banka kredi sözleşmeleri konusunda uzman kişilerden oluşacak yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle kaldırılarak mahkememize geri gönderilmiş, mahkememizin 2018/119 Esas sırasına kaydı yapılan dava dosyasının yargılamasına devam olunmuştur.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı gereğince bankacı bilirkişiler … 03/01/2019 tarihli rapor aldırılmış, davalı vekili tarafından bilirkişi heyeti raporuna karşı 24/01/2019 havale tarihli itiraz dilekçesi, davacı vekilinin 18/01/2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunduğu, tarafların beyan itirazları doğrultusunda aynı heyetten 11/02/2019 tarihli ek raporun alındığı, davacı vekili tarafından ek rapora karşı beyan, davalı vekili tarafından ek rapora karşı itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.

Davacı vekili tarafından 03/04/2019 tarihli beyan dilekçesiyle davaya konu kredilerin ilk kullanım tarihleri bildirilmiş, bunun üzerine aynı heyetten 05/04/2019 havale tarihli 2.ek bilirkişi raporunun alındığı anlaşılmıştır.
Dava, Genel Kredi Sözleşmelerine dayalı yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından davacı banka tarafından davalılar aleyhine Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2015/96271 sayılı dosyası ile sözleşme, ihtarname ve hesap özetine dayalı olarak 14/12/2015 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, davalıların süresi içerisinde icra dairesinin yetkisine ve alacak ile fer’ilerine itiraz ettikleri, takibin durduğu, davacı tarafın ise takibin devamını sağlamak için iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
İcra dosyasından takibin dayanağı olarak banka ile imzalanan sözleşmeler, ihtarnameler ve hesap özetlerinin gösterildiği görülmektedir. Dosyaya ise 4 adet sözleşme ibraz edilmiş olup, 19/11/2007 tarihi sözleşmenin davacı bankanın Gümüşhacıköy şubesi ile dava dışı … … Ltd. Şti arasında yapıldığı, davalı Murat ve Hanife nin müşterek ve müteselsil borçlu olduğu, sözleşmede sonraki tarihlerde limit artırımlarının yapıldığı, sözleşmenin 86 maddesinde Samsun İcra Dairesi ve Mahkemelerinin yetkili olarak gösterildiği, 12/11/2010 tarihli sözleşmede ise davalılar … ve … ın müşterek ve müteselsilen kefil oldukları, Samsun Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkisine ilişkin yetki şartının bulunduğu, 28/11/2013 tarihli ve 25/07/2014 tarihli sözleşmede ise davalıların kefaletlerinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
İcra dosyasında davalı …’a çıkartılmış ödeme emri gözükmemektedir. Davalı …’a çıkarılan ödeme emri 23/12/2015 tarihinde, davalı …’a çıkarılan ödeme emri ise 28/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalılar vekili … yönünden 04/01/2016, … yönünden 29/12/2015, … yönünden 30/12/2015 tarihli yetkiye, borca ve ferilerine itiraz dilekçesi vermiştir. Davalılar … ve …’a yapılan tebligat tarihine göre itirazın süresinde olduğu, davalı …’a henüz tebligat yapılmadığı bildirilerek itiraz dilekçesi verildiği anlaşılmakla bu itirazın da süresinde kabulü gerekmiş, davanın da yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalıların imzası olduğu ve sorumlu oldukları sözleşmeler 12/11/2010 ve 19/11/2007 tarihli olup, bu sözleşmelerde Samsun İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki şartı bulunmaktadır. Sözleşmelerin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı HMUK’a uygun yetki sözleşmesi olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK nun 17 maddesine göre ise yetki sözleşmesi yalnızca tacirler arasında yapılabilir. Davacı ve davalı da tacir olup, davalılar ise ticari nitelikteki krediyi müteselsil kefil müşterek borçlu olarak imzalamış olmakla, yetki şartının bu kişileri de bağlayıcı olacağı anlaşılmakla mahkememiz yetkisine ve icra dairesinin yetkisine yapılan itirazların reddi gerekmiştir. (Yargıtay 19. HD’nin 03/11/2016 tarih 2016/11445 Esas 2016/14276 Karar sayılı ilamı)
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak mahkememizce davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Samsun BAM 3. Hukuk Dairesinin 12/12/2018 tarihli kararıyla davalıların sorumlu olduğu kredi sözleşmelerinin 2007 ve 2010 tarihli sözleşmeler olması sebebiyle bu sözleşmelerden kaynaklı kredilerin tespit edilerek ve ödeme savunması üzerinde durularak yeni rapor yada ek rapor alınması gerektiğinden bahisle mahkememiz kararı kaldırılmış, mahkememizce önceki bilirkişi heyetinden raporlar alınmış, davacı vekili de kredilerin kullanım tarihlerini bildirmiştir.
Bİlirkişi raporlarından ve dosya kapsamından davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında 19/11/2007, 12/11/2010, 28/11/2013 ve 25/07/2014 tarihli GNGKS sözleşmelerinin bulunduğu, davalıların bu sözleşmelerden 19/11/2007 ve 12/11/2010 tarihli olanlarında imzalarının bulunduğu, bu sözleşmeler kapsamında … nolu aylık eşit taksitli ticari kredi, … nolu ticari kredili mevduat hesabı kredisi, … nolu BCH kredisi kullandırıldığı, … nolu teminat mektubu verildiği, ayrıca banka sorumluluk tutarlarına ödenen çeklerden kaynaklanan alacak nedeniyle henüz nakde dönüşmeyen gayrinakdi çek kredisi alacağın bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir. Yine davacı vekilinin 03/04/2019 tarihli dilekçesinden … nolu kredinin ilk kullandırım tarihinin 25/07/2014, … nolu kredinin açılış tarihinin 05/03/2015, … nolu kredili mevduat hesabının açılış tarihinin 19/11/2007 olduğu, … nolu teminat mektubunun 17/04/2014 tarihinde verildiği, 12/06/2015 tarihinde tazmin edildiği anlaşılmaktadır.
Kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarında verilen kredilerin dayanağının 19/11/2007 tarihli GNGNKS ve yapılan limit artışları olduğu belirtilmiş, 25/07/2014 tarihinde kullandırılan kredinin kullanım tarihini kapsayan yeni kredi sözleşmeleri bulunması sebebiyle bu krediden sorumlu tutulup tutulmama yönünden alternatifli rapor hazırlanmıştır. Gerçekten … nolu ticari taksitli kredi, … nolu BCH kredisi ve … teminat mektubu kredisinin ilk kullanım tarihleri nazara alındığında, bu tarihleri kapsar şekilde dosyada 28/11/2013 ve 25/07/2014 tarihli iki ayrı kredi sözleşmesi daha mevcut olup, bu sözleşmelerde ise davalıların imzası yoktur. Takip talebi incelendiğinde davalılar dışında imzalarının bulunmadığı diğer sözleşmedeki kefillere de birlikte takip yapıldığı görüldüğü gibi, … nolu kredinin geri ödeme planında davalı kefillerin değil, diğer sözleşmelerde imzası bulunan kefillerin imzasının bulunduğu görülmektedir. Tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde … nolu, … nolu ve … nolu kredilerden dolayı davalıların sorumlu olmadığı gibi ödenen çek bedellerinin de tazmin tarihleri nazara alındığında yine davalıların imzası bulunmayan kredi sözleşmeleri zamanında tazmin edildikleri anlaşılmakla bu bedelden de sorumlu olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Çek depo bedeli yönünden ise davalıların sorumlu olduğu 19/11/2007 ve 12/11/2010 tarihli sözleşmelerde kefillerin sorumluluğuna ilişkin açık bir hükme rastlanmadığından bu kısım yönünden davanın reddi gerekmiştir. (Yargıtay 19 HD’nin 2015/13111 Esas – 1783 Karar sayılı ilamı)
… nolu kredili mevduat hesabının açılış tarihi ise 19/11/2007 olup, bu tarihli kredi sözleşmesinde davalıların kefil olarak imzaları bulunduğundan sorumlulukları mevcut olduğu kanaatine varılmış, bilirkişi heyetinin hazırladığı 03/01/2019 tarihli rapor temerrüt tarihi, faiz oranları ve yapılan hesaplamalar yönünden dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, 24.494,56 TL asıl alacak, 1.704,66 TL işlemiş faiz ve 85,53 TL BSMV olmak üzere toplam 26.284,45 TL’ye hükmetmek gerekmiştir.
Her ne kadar bilirkişi rapor ve ek raporlarında kredilerin 19/11/2007 tarihli sözleşme ve bunun limit arttırımlarından kaynaklandığı, borcun sıfırlanmasının kefalet sözleşmesini sona erdiği anlamına gelmeyeceği hususları dile getirilmiş ise de, Samsun BAM 3. H.D.’nin kaldırma kararında 2007 ve 2010 tarihli sözleşmeler sebebiyle kullandırılan kredilerin tespitinin istendiği, davacı vekili tarafından ibraz edilen 03/04/2019 tarihli yazıda da kredilerin ilk kullandırım tarihlerinin açıkça bildirildiği, bu tarihlerde yeni sözleşmelerin bulunması, bu sözleşmelerde davalıların imzasının olmaması ve takibin tüm sözleşmelerde imzası bulunan kefillere yönelik olarak ayrım yapılmaksızın yapılmış olması karşısında davalıların yalnızca imzaları bulunan sözleşme sebebiyle verildiği kabul edilen … nolu krediden sorumlu olmaları gerektiği anlaşılmakla rapora kısmen itibar edilmemiş, talebin bir kısmı reddedilmiş ise de, kötüniyet tazminata karar verebilmek için davacının haksız ve kötüniyetli olmasının gerektiği, kötüniyetli olduğuna dair dosyada yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin de reddi gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-… nolu Ticari Kredili Mevduat hesabı sebebiyle 24.494,56 TL asıl alacak, 1.704,66 TL işlemiş faiz, 85,23 TL BSMV olmak üzere toplam 26.284,45 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına, fazla taleplerin reddine,
2-Asıl alacağın takip tarihi sonrası %54 temerrüt faizi ve faizin %5’i gider vergisi uygulanmasına,
3-Toplam alacak 26.284,45 TL likit kabul edilmekle %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Çek depo bedeli talebinin reddine,
5-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
6-Alınması gerekli 1.795,49 TL harcın peşin alınan 7.890,69 TL ve icra dosyasından alınan 3.054,03 TL harç olmak üzere toplam 10.944,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla yatan 9.149,23-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı kendisvini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 3.154,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.

8-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 38.534,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine.

9-Davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 222,00 TL, bilirkişi ücreti 2.500,00 TL olmak üzere toplam 2.722,00 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 111,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafça sarf edilen posta masrafı 46,45 TL yargılama giderinden red oranına göre hesaplanan 44,54 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı tarafça yatırılan 7.890,69 TL peşin harç ve icra dosyasından alınan 3.054,03 TL harç olmak üzere toplam 10.944,72 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
13-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/04/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip