Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/949 E. 2019/509 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/949 Esas – 2019/509
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/949
KARAR NO : 2019/509

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 23/05/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 17/06/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine Mahkememizin 2017/930 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davada tefrik kararı verilmesi üzerine mevcut esasa kayıt edilen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; rekabet kurulu tarafından bazı bankaların 8 Mart 2013 tarihinde kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin davalı bankalardan bu tarihler arasında kredi kullandığını, kartel faizi sebebiyle zarara uğradığını belirterek, davalı bankaların 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 tarihleri arasında kartel faizi uygulamak suretiyle müvekkiline vermiş olduğu zararın 3 katının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 4 banka için 1.000TL’şer olmak üzere toplamda 4.000TL’sinin tarafına ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile diğer davalı bankalar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu kredinin ticari kredi olduğunu, müvekkili banka hakkında rekabet kurulu kararında iş bu kredi türlerine ilişkin hüküm bulunmadığını, davacının müvekkili bankadan muhtelif tarihlerde kredi kullandığını, davacının kartel sebebiyle zarar görmediğini belirtmiş, zamanaşımı ve usule itirazının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
DELİLLER;
Mahkememizin 2017/930 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davada tefrik kararı verilmesi üzerine dosya mevcut esasa kayıt edilmiştir.
Rekabet Kurumu Hukuk Müşavirliği’nin 14/12/2017 tarihli yazı cevabında Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarihli 13-13/198-100 sayılı kararı gönderilmiştir.
… ‘nın 29/12/2017 tarihli yazı cevabında davacının kredilerini 2011 yılında kapattığı belirtilerek temin edilen 21/08/2007, 22/09/2011 tarihleri arası kredi bilgileri, hesap özetleri, ödeme planı ve dekontlar gönderilmiştir.
Bankacı bilirkişi …’ten 20/03/2019 havale tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Danıştay 13. Daire Başkanlığı’nın 08/02/2019 tarihli yazı cevabında Dairelerinin 2015/2445 Esas 2015/4605 Karar sayılı 16/12/2015 tarihli kararlarının karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine 2016/4058 Esasa kayıt edildiği, derdest olduğu belirtilmiş, kararın bir örneği gönderilmiştir.
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, rekabet ihlalinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı tarafından davalı bankadan ticari nitelikli krediler kullanıldığı, Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararıyla 12 bankanın kredi, mevduat ve kredi kartlarında birlikte fiyat tespit etmek suretiyle Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanuna aykırı davrandığının tespit edildiği ve davalının da aralarında bulunduğu 12 banka hakkında idari para cezası kesildiği, idari para cezasının iptali için açılan dava sonunda Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/119 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verildiği, kararın Danıştay 13. Dairesi’nin 2015/2445 Esas 2015/4605 Karar sayılı ilamıyla onandığı, ancak karar düzeltme sürecinin henüz tamamlanmadığı yani kararın kesinleşmediği, davalı bankanın da Rekabet Kurumu kararında geçen bankalardan olduğu, bu nedenle davacının zarara uğradığından bahisle davalının davacıya vermiş olduğu zararının üç katının HMK’nın 107. Maddesine göre 100,00 TL’sinin davalıdan tahsili için eldeki dava açılmıştır.
Dava ve cevap dilekçelerine göre dosyadaki uyuşmazlık davacının taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve davacının ticari kredi kullandığı tarihlerde davalı bankanın diğer bankalarla kartel oluşturarak yüksek faiz oranı belirlemek suretiyle davacının zararına sebebiyet verip vermediği, varsa davacının tazminat miktarı noktalarında toplanmıştır.
Dava konusu ile ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Ancak eylem niteliği itibari ile haksız fiil olduğundan eldeki davada haksız fiilin tabi olduğu zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. Buna göre tazminat davasının, TBK’nın 72. maddesi gereği zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde 10 yıl içinde açılması gerekmektedir. 10 yıllık zamanaşımı süresinin haksız fiilin sona erdiği tarihten itibaren, 2 yıllık sürenin ise Rekabet Kurumu’nun kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlaması gerekmektedir. Danıştay 13. Dairesi’nin 2015/2445 Esas 2015/4605 Karar sayılı kararı incelenmiş, davacı banka tarafından Rekabet Kurumu aleyhine idari para cezasının iptali talebiyle açılan Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/119 Esas, 2014/1580 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmakla dava tarihine göre 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığı değerlendirilmekle davalının zamanaşımı defi de yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafından kullanılan kredilere ilişkin belgeler, Rekabet Kurulu Kararı ve dayanılan diğer deliller toplanmıştır.
Davanın dayanağını oluşturan Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı incelendiğinde aralarında davalı bankanında yer aldığı 12 bankanın 21/08/2007 – 22/09/2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik fiyat tespit etmek amacıyla uzlaşma tesis ettikleri ve uzlaşma kapsamında gerçekleştirdikleri anlaşma veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesini ihlal ettikleri bu sebeple aynı yasanın 16. maddesine istinaden kararda geçen 12 bankaya idari para cezası verildiği, banka tarafından İdari Yargı’da açılan davanın Danıştay 13. HD tarafından reddedildiği ve halen tashihi karar aşamasında olduğu ve derdest olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce öncelikle davacının kullandığı kredilerin tarihleri ve niteliği itibari ile Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı kapsamında olup olmadığının tespiti yönünden banka kayıtları da incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır. Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 20/03/2019 havale tarihli raporda; davacının davalı bankadan 2007 ve 2011 yılları arasında 02/10/2007 tarihinde jest kredisi, 01/01/2011 tarihinde 2 ayrı işletme ihtiyaç kredisi, 21/07/2011 tarihinde işletme ihtiyaç kredisi olmak üzere ticari nitelikli kredi kullandığı, diğer bankaların faiz oranları ile karşılaştırıldığında davalı bankanın uyguladığı faiz oranının ortalama altında olduğu ve davalı bankanın uyguladığı faiz oranını rekabet kurallarına aykırılık oluşturmadığı, Rekabet Kurulu kararının 40-44 sayfasındaki tabloda yer alan kredi fiyat artışı yapan bankalar arasında yer almadığı, davalı banka için kesilen idari para cezasının mevduat fiyatlamasıyla ilgili olduğu, tazminat şartlarının oluşmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Sonuç olarak Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararının sonuç kısmında kredi türü yönünden bir ayrım yapılmadan 12 bankayla ilgili rekabetin ihlal edildiği sonucuna varıldığı belirtilmiş ise de bilirkişi raporunda da izah edildiği üzere Rekabet Kurulu kararının içeriğinden davalı hakkında dava konusu olan ticari kredilere ilişkin ihlal yönünden bir tespit ve ticari krediler yönünden idari para cezasının uygulandığının anlaşılaamadığı, davalı banka hakkındaki tespitin kamu mevduatlarına yönelik olduğu, davaya konu tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarına itibar edilmemiş, belirlemeler karşısında idari para cezasının iptaline yönelik açılan davanın sonucunun ve kesinleşmesinin beklenmesinde yarar bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması ve belirsiz alacak davalarında kanun yoluna başvurmanın kamu düzenine ilişkin sayılması sebebiyle davacı yönünden kanun yolu açık olarak hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 6,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.23/05/2019
Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.