Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/930 E. 2019/225 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/930 Esas – 2019/225
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLET ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/930
KARAR NO : 2019/225
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : ….
VEKİLİ :
DAVALI : ….
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/11/2017
KARAR TARİHİ : 08/03/2019
KARAR YAZIM T. : 15/03/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 30/11/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle;davalı bankanın 21/08/2007 ve 22/09/2011 arasında kartel faizi uygulamak suretiyle davacıya vermiş olduğu zararın 3 katının fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’sinin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 19/12/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle;bankacılık pazarında faaliyet gösteren on iki adet teşebbüsün, mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettikleri iddiası ile Rekabet Kurulu tarafından soruşturma gerçekleştiğini, kurulun aralarında davalınında bulunduğu 12 bankaya %3 ila % 1,5 arasında değişen oranlarda idari para cezası verdiğini, anılan karar karşı açılan davada Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 25/12/2014 tarih ve E.2014/232, K.2014/1581 sayılı kararı ile davanın reddedildiğini, red kararının üzerine Danıştay nezdindeki kanun yolu aşamasının henüz sonuçlanmadığını, dava dilekçesinin usulüne uygun düzenlenmediğini, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının üç katı oranında tazminat talebinin yalnızca rakip firmalara tanınmış bir hak olduğunu, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini beyanla davanın görev, husumet ve zamanaşımı yönünden reddini, usule ilişkin itirazlarının kabul edilmemesi halinde davanın esasa ilişkin savunmaları yönünde reddini talep etmiş, dilekçe ekinde emsal karar örnekleri ibraz etmiştir.
Davacı vekili 17/01/2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle;Danıştay 13. Dairesi’nin 16/12/2015 tarih 2015/2624 Esas ve 2015/4608 Karar sayılı ilamı ile davalı T.C. …’nın dava dışı bazı bankalarla centilmenlik anlaşması yaparak, bankalar arası rekabeti bozucu davranışta bulunduğu ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4. Maddesini ihlal ettiği kabul edilerek, kurul tarafından verilen idari para cezasının hukuka uygun olduğuna karar verdiğini, HMK’na göre taleple bağlılık ilkesi gereği davacı taraf olarak zararlarının üç katını istemekle serbest olduklarını, davalı tarafın zamanaşımına yönelik açıklamalarını kabul etmediklerini, davacı ile davalı banka arasındaki ihtilaf yaptıkları sözleşmeden kaynaklandığını, davacının sözleşmenin tarafı olması ve tazminat taleplerininde sözleşmeden kaynaklı olması, sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflarda da zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunun bilindiğini beyanla dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Dosyanın … yönünden devam ettiği, diğer davalılar yönünden ayrılarak ayrı ayrı esaslara kayıt yapıldığı anlaşıldı.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Davalı vekili cevap dilekçesi ekinde emsal karar örnekleri ibraz etmiş, Rekabet Kurumun’dan 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararından bir suret ve işlem dosyasının …. İle ilgili kısımları celp edilmiş, davalı bankadan davacı şirketin kullandığı ticari kredilere ait Genel Ticari Kredi Sözleşme sureti, ödeme planları örneği, 01/01/2004-28/03/2018 tarihleri arası hesap haretlerini gösterir hesap ekstreleri sureti ve 15/05/2012 tarihinde kanuni takip hesaplarına intikal eden … nolu kredinin yapılandırma işlemlerine ait evrakların onaylı sureti ile kullanılan kredilere ait bilgi tablosu celp edilmiştir.
Davaya konu tarihlerdeki ticari kredi faiz oranları için tüm bankalara müzekkere yazılarak ilgili bilgi ve belgeler toplanmıştır.
Bankacı bilirkişi …’dan rapor alınmış, 13/02/2019 tarihli raporda Rekabet Kurumu kararında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz oranı belirledikleri tespit edilen kredilerin tüketici kredi olduğunu, ticari kredileri kapsamadığını, davacı şirketin zarara uğradığına dair bulguya rastlanmadığını ve herhangi bir zarar olmadığını bildirdiği görülmüş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili ve davalı vekili rapora karşı ayrı ayrı beyan/itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.

Dava, rekabet ihlali iddiasıyla açılan tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacının davalı bankanın Samsun şubesinin 39927983 nolu ticari müşterisi olup, 10/03/2004 tarihinden itibaren çeşitli tarihlerde davaya konu yapılan kredilerin kullanıldığı, Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararıyla 12 bankanın kredi ve kredi kartlarında birlikte fiyat tespit etmek suretiyle Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanuna aykırı davrandığının tespit edildiği, davalı bankanın da Rekabet Kurumu kararında geçen bankalardan olduğu bu nedenle davacının zarara uğradığından bahisle davalının davacıya vermiş olduğu zararının fazlaya dair talep ve hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’sinin davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı, Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/232 Esas 2014/1581 sayılı kararı, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşme örnekleri ihlal tarihindeki diğer bankaların faiz oranlarına ilişkin yazı cevapları ve diğer tüm deliller celp edilmiş, bankacı bilirkişiden 13/02/2019 tarihli rapor alınmıştır.
Davanın dayanağını oluşturun Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı incelendiğinde aralarında davalı bankanında yer aldığı 12 bankanın 21/08/2007 – 22/09/2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik fiyat tespit etmek amacıyla uzlaşma tesis ettikleri ve uzlaşma kapsamında gerçekleştirdikleri anlaşma veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesini ihlal ettikleri bu sebeple aynı yasanın 16. maddesine istinaden kararda geçen 12 bankaya idari para cezası verildiği anlaşılmaktadır. Davalı banka anılan kararın iptali için İdari Yargı’da dava açmış, Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/232 Esas 2014/1581 Karar sayılı ilamıyla dava reddedilmiş, temyiz üzerine Danıştay 13. Daire Başkanlığı’nın 16/12/2015 tarih 2015/2624 Esas 2015/4608 Karar sayılı ilamıyla kararın onandığı ancak bu karara karşıda karar düzeltme yoluna gidildiği, bu konuda henüz karar verilmediği, dolayısıyla İdari Yargı yönünden kesinleşmiş bir kararın bulunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce öncelikle davacının kullandığı kredilerin tarihleri ve niteliği itibari ile Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı kapsamında olup olmadığının tespiti yönünde banka kayıtları da incelenerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/02/2019 tarihli raporda da açıklandığı ve dava dilekçesi ile davacı banka tarafından gönderilen kredi sözleşmelerinden de anlaşılacağı üzere davacının davalı bankadan Rekabet Kurumu’nun ihlal tespitinde bulunduğu tarih aralığında yani 22/08/2007 – 22/09/2015 tarihleri arasında davacının, 08/07/2010 tarihinde 100.000,00 TL’lik genel ticari kredi sözleşmesi imzaladığı, 13/08/2010 tarihinde yıllık %14,4 faiz oranı ile 75.000,00 TL taksitli ticari kredi ve aynı tarihler arasında işlek kredi kullandığı anlaşılmaktadır.
Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararının sonuç kısmında kredi türü yönünden bir ayrım yapılmadan 12 bankayla ilgili rekabetin ihlal edildiği sonucuna varıldığı belirtilmiş ise de bilirkişi raporunda da izah edildiği üzere kararın içeriğinden davalı bankayla sınırlı olmak üzere yapılan incelemede davalı bankayla ilgili değerlendirmelerin bulunduğu belge 2, 6, 14, 16, 19, 20, 21 incelendiğinde tüm bulgu ve belgelerin bireysel nitelikli ürünler ile ilgili olduğu, ticari nitelikte krediler ile ilgili herhangi bir tespitin yapılmadığı görülmekle davanın reddi gerekmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz etmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere Rekabet Kurumu’nun karar içeriğinden ticari kredilerle ilgili bir ihlal tespiti yapılmadığı anlaşılmakla, raporun diğer kısımlarının sonuca etkisi olmadığı gibi itiraz dilekçesinde geçen bireysel krediler yönündende Mahkememizin görevli olmadığı, bu krediler yönünden Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu, dava dilekçesinde de bu kredilerden bahsedilmediği ticari kredilerle ilgili ihlal tespiti yapılmadığından miktara yönelik rapor alınması bu aşamada gerekmemiş, itirazlar yerinde görülmemiştir.
Dava konusu ile ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Ancak eylem niteliği itibari ile haksız fiil olduğundan haksız fiilin tabi olduğu zamanaşımı süresine tabi olmalıdır. Buna göre tazminat davasının, dava tarihine göre TBK’nun 72. maddesi gereği zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve herhalde 10 yıl içinde açılması gerekmektedir. 10 yıllık zamanaşımı süresinin haksız fiilin sona erdiği tarihten itibaren yani 22/09/2011 tarihinden itibaren, iki yıllık sürenin ise Rekabet Kurumu’nun kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlaması gerekmektedir. Rekabet Kurumu’nun kararı henüz kesinleşmediğinden, dava tarihi nazara alındığında 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığı tespit edilmiş, davalı tarafın bu yöne ilişkin savunması yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar İdari Yargı sürecinin kesinleşmediğinden bekletici mesele yapılması yönünde 09/03/2018 tarihli celsede karar verilmiş ise de bilirkişi raporu içeriğinden ticari kredilerle ilgili ihlal tespit edilmediği anlaşılmakla İdari Yargı sürecinin kesinleşmesine de genek görülmemiş, bu yöne ilişkin ara karardan vazgeçilmiş, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin bulunduğu anlaşılmakla, diğer usuli itirazlar reddedilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.Davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 10,00 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
3.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
4.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
5.Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
6.Davalı tarafından yapılan 28,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
7.Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair, karar taraf vekillerinin yüzünde tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi.08/03/2019

Katip

Hakim