Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/82 E. 2019/320 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/82 Esas – 2019/320
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/82 Esas
KARAR NO : 2019/320Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 02/04/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 30/04/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında gerçekleştirilen ticaret sonrasında, müvekkilinin davalı tarafa olan borcunun 33.723,33 TL iken davalı taraf müvekkilin kendisine gerek ciro ederek gerekse doğrudan keşideci sıfatı ile vermiş olduğu bonoları bakiye olan 33.723,33 TL borç miktarını gözetmeksizin icraya koyduğunu, Samsun 9.İcra Müd. 2016/189714 E. -2017/2870 E.-2017/2872 E. sayılı dosyaları ile toplam 73.994,67 TL takip çıkışı yapıldığını, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığında davalı şirketin alacağından çok fazla bir miktarda alacağın tahsili için icra takibi başlatmış olduğu bu haliyle müvekkilin talep edilen miktarı ödeyemeyecek duruma düşürüldüğünü ve adeta müvekkilinin müflif duruma getirildiğini, davalı tarafa karşı uğranılan maddi manevi zararın tazmini haklarını saklı tutmak kaydı ile şimdilik başlatılan icra takiplerinden ötürü 33.723,33 TL nin üzerinde olan 40.271,34 TL kadar borcunun olmadığının tespitine, menfi tespitini talep etmiş oldukları miktarın %20 sinden aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatının davalı taraftan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinin HMK nın şartlarını taşımamakta olduğunu, reddi gerektiğini, davacı tarafın idialarının zamanaşımına uğradığını, davanın süresi içinde açılmadığını, bu sebeplerle reddi gerektiğini, davacı tarafın dilekçesinde müvekkili ile arasında gereçekleştirilen ticaret sonrasında 33.723,33 TL borcu olduğunu, bu miktarın üzerinde 40.271,34 TL kadar borcu olmadığının tespitini talep ettiğini, belirtilenlerin kambiyo senetleri olması dolayısıyla hukuki durumun davacı tarafın belirttiği bir biçimde tespite elverişli olmadığını, bonoda belirli bir bedel olması gerektiğini ve bunun kayıtsız ve şartsız ödeneceğinin vaadedilmiş olması gerektiğini, şarta veya temel ilişkiye bağlanmış bir ödeme vaadinin bonoyu geçersiz kılacağını, soyut kıymetli evrağın sebebini göstermediğini, yani temel ilişkiden bağımsız ve renksiz olduğunu, dayanağının bizzat kendisi olduğunu, alacaklının iddiasını yalnızca bu senede dayandırabildiğini, aksi defileri veya kanıtları önce sürme borçlunun yükümlülüğünde olduğunu, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 05/05/2016 tarih 2015/8407 esas 2016/12396 karar sayılı kararında “kambiyo senedinin ticari defterlere kaydı zorunlu olmadığı, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu, davacının söz konusu senet nedeniyle borçlu bulunmadığını kesin delille ispat yükü altında bulunduğu” belirtildiği, bu sebepten ötürü tarafların ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılsa dahi üstte belirtilen karar gereği bunun hukuken bir değeri bulunmayacağını, yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 31/01/2012 tarih 2011/7113 esas 2012/1198 karar sayılı kararında “kural olarak kambiyo senetlerinin sebepten müreccet olduğu, alacağın senette mündemiç olması sebebiyle senedi elinde bulunduran hamil tarafından talep edilmesinin mümkün olduğu” belirtildiği, gerek Yargıtay kararları gerek TTK nın ilgili hükümleri gerekse ispat kuralları gereği davacı tarafın belirtilen miktarda borcu bulunmadığını ispat etmesi gerektiğini, bu ispatın ise teslim evrakları veya ticari defterlerden meydana gelemeyeceğinin açık olduğunu, çünkü bono bir kıymetli evrak olması sebebiyle zaten sıkı şekil şartlarına sahip olduğunu ve temel ilişkiden bağımsız olduğunu, davacının iddiasını destekler geçerli deliller sunması gerektiğini, bu nedenlerle; haksız davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Samsun 9.İcra Dairesinin 2017/2870-2872 esas, 2016/189714 esas sayılı takip dosyaları, bilirkişi raporu.
Dava, İİK 72. maddesi gereği çek’e dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2017/2870 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçluların … ve …, 2.000,00 TL senet, 15,53 TL avans faizi, 117,90 TL ihtar protesto olmak üzere toplam; 2.133,52 TL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2017/2872 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçluların …, …, 3.500,00 TL senet, 27,18 TL avans faizi, 235,98 TL ihtar protesto olmak üzere toplam; 3.763,16 TL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2016/189714 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun …, …, 66.000,00 TL senet, 2.097,99 TL avans faizi olmak üzere toplam; 68.097,99 TL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının mali müşavir bilirkişi …’ e tevdii edildiği, bilirkişi tarafından 02/04/2018 havale tarihli rapor düzenlendiği, raporda özetle; davacı tarafın ticari defterlerini kanuna uygun surette tuttuğu ve lehine delil olarak kullanabileceği, 31/12/2015 tarihi itibari ile davacı taraf defter kayıtlarına göre tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden alacak ya da borçlarının bulunmadığı kaydı geçilerek hesabın kapatıldığı, icra dosyasında davalı tarafın icra takibine konu ettiği senetlerin kaydına davacı taraf ticari defterinde münhasıran rastlanamadığı, 31/12/2016 tarihi itibari ile davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre verilen sipariş avansları ile birlikte davacı tarafın davalı taraftan 442.737,84 TL alacaklı olduğu kaydı geçilerek hesabın kapatıldığı, dava dilekçesinde davacı tarafın davalı tarafa sadece 33.723,33 TL borcunun bulunduğu kabul beyanını davacı tarafın ticari defter kayıtlarının doğrulamadığına dair rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 10.Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, davalı şirketin defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın bilirkişi …’ e tevdii edildiği, bilirkişi tarafından 06/11/2018 havale tarihli rapor düzenlendiği, raporda özetle; dava konusu olan senetlerin davalı defter kayıtlarında yer aldığını, davalı şirketin 31/12/2016 tarihi sonu itibari ile 78.081,10 TL alacaklı olduğu, davalı defter kayıtlarına toplamda 71.500,00 TL olan setlerin, iade edilmiş gibi kayıt yapılmış olmasına rağmen senetler ile ilgili olarak icra takibinin yapılmış olması, senetlerin fiili olarak davalı firmada olduğunu, bu durumda davalı firmanın toplam alacak bakiyesini oluşturan 78.081,10 TL olan senetlerin iade edilmiş gibi kayıt yapılmış olmasına rağmen senetler ile ilgili olarak icra takibinin yapılmış olması, senetlerin fiili olarak davalı firmada olduğunu gösterdiğini, bu durumda davalı firmanın toplam alacak bakiyesini oluşturan 78.081,10 TL nin 71.500,00 TL si dava konusu olan senetlerden kalan 6.581,10 TL si ise açık cari hesaptan kaynaklanmakta olduğuna dair rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda; davacının, davalıya ciro ederek gerekse doğrudan keşideci sıfatı ile vermiş olduğu bonolardan dolayı 33.723,33 TL borcu bulunduğunu, 40.271,34 TL kadar borcunun olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası açtığı anlaşılmış olup, İİK 72. maddesi gereği çek’e dayalı menfi tespit davasında borçlu olmadığının ispat yükü davacı tarafta olduğu, davacı ve davalı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, davacı defterlerinin incelenmesi neticesinde; davalı tarafın icra takibine konu ettiği senetlerin kaydına davacı taraf ticari defterinde münhasıran rastlanamadığı, davacı tarafın davalı taraftan 442.737,84 TL alacaklı olduğu kaydı geçilerek hesabın kapatıldığı, davacı tarafın davalı tarafa sadece 33.723,33 TL borcunun bulunduğu kabul beyanını davacı tarafın ticari defter kayıtlarında yer almadığının anlaşıldığı, davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme de ise; dava konusu olan senetlerin davalı defter kayıtlarında yer aldığını, davalı şirketin 31/12/2016 tarihi sonu itibari ile 78.081,10 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, böylece davacının ticari defterleri ile iddiasını ispatlayamadığı gibi dava dilekçesinde delilleri arasında yemin delilini göstermediğinden, kesin delillerle ispatlanamayan davanın reddine, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmediğinden ve bu nedenle koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davanın
1.Davanın REDDİNE,
Davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40-TL karar ilam harcının peşin alınan 687,74 TL’den mahsubu ile fazla alınan 643,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 4.832,56-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzünde tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi.02/04/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza