Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/773 E. 2019/116 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/773 Esas – 2019/116
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/773
KARAR NO : 2019/116

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 3- …
4-… ….
DAVA TARİHİ : 06/10/2017
KARAR TARİHİ : 06/02/2019
KARAR YAZ.TAR.: 11/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 06/10/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … ile davalı … … arasında imzalanan 01/08/2013 tarihli KGS uyarınca davalı asıl borçluya krediler kullandırıldığını, diğer davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, ödemelerin aksaması üzerine asıl borçlu ve davalılara Beşiktaş 26. Noterliğinin 12/05/2015 tarih 11335 yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibinde, yetkiye ve borca itiraz ederek takibi durdurduklarını belirterek, açıklanan nedenlerle Samsun 9.İcra Müdürlüğü’nün 2017/320 esas sayılı dava dosyasına yapılan yetkiye borca ve ferilerine itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine itiraz edilen miktarın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligata rağmen cevabi beyanda bulunmadıkları, yargılamaya katılmadıkları görülmüştür.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde Beşiktaş 26.Noterliği’nin 12/05/2015 tarihli 11335 yevmiye nolu ihtarname suretini, Kredi Genel Sözleşmesi suretini ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Davacı banka şubesinden 01/08/2013 tarihli KGS örneği, hesap hareketleri, ihtarname örneği, geri ödeme planı, eş rızası belgeleri, akdi ve temerrüt faizine ilişkin banka kayıt ve belgeleri ibraz edilmiştir.
Kredi Genel Sözleşmesi incelendiğinde; … ile … …. arasında 01/08/2013 tarihinde 1.500.000,00TL’lik ticari kredi limiti açıldığı, …, … ve …’in Kredi Genel Sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla 3.750.000,00TL limitli imzaladıkları anlaşılmıştır.
Samsun 9.İcra Müdürlüğü’nün 2017/320 esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; alacaklının …, borçluların … …., …, … ve … olduğu, 364.642,05 TL İşlemiş Faiz, 18.232,10TL %0,00 Bsmv, 846,27 TL masraf olmak üzere toplam 383.720,42 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, davalı/borçluların 16/01/2017 tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca, tüm faiz ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi … 28/03/2018 tarihinde rapor sunduğu, bilirkişi raporunun sonuca ulaşmadığından 22/05/2018 tarihinde ek rapor alındığı, ek raporda eksiklik olduğu görülmekle tekrar 02/07/2018 tarihli bu kez Emekli Bankacı Bilirkişi …’den yeni bir rapor alınmış, bu rapora karşı davacı vekili 23/07/2018 tarihinde itiraz etmiş, davalılar ise rapora karşı itirazda bulunmamıştır. Bilirkişi raporuna karşı davacı vekilinin itirazı üzerine aynı bilirkişiden 19/11/2018 tarihli ek rapor alınmış, raporda sonuç olarak; alacak tutarının 164.902,87 TL İşlemiş faiz, 8.245,14 TL Bsmv olmak üzere toplam 173.148,01 TL şeklinde olduğu bildirilmiştir. Davacı bankaca takip talebinde asıl alacak talep edilmediğinden takip sonrası faiz talebinde bulunamayacağı, davalılardan talep edilen 170.549,35TL likit alacaklara ilişkin %20 icra inkar tazminatının mahkemenin takdirinde bulunduğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Bu rapora karşı davacı vekili 26/12/2018 tarihli beyan/itiraz dilekçesi vermiş, davalılara raporun tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde herhangi bir itiraz dilekçesi vermedikleri görülmüş, bunun üzerine davalılara sözlü yargılama duruşma günü tebligatı çıkarılmış, tebliğ tarihinden sonra bir kısım davalılar vekili tarafından vekaletname ibraz edilmiş, sözlü duruşma günü için mazeret dilekçesi sunulmuştur.
Dava, banka kredi sözleşmesine dayalı ilamsız takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; davacı bankanın … ile davalı/borçlu … … arasında 01/08/2013 tarihli 1.500.000,00TL bedelli KGS’nin bulunduğu, diğer borçluların işbu KGS’yi bağımsız müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, bu sözleşmeye istinaden kredilerin kullandırıldığı, borcun zamanında ödenmemesi üzerine davalılara Beşiktaş 26. Noterliğinin 12/05/2015 tarih 11335 yevmiyeli ihtarnamesi keşide edilerek hesabın kat edildiği ve 02/01/2017 tarihi itibariyle toplam 383.720,42 TL alacağın tahsili için Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2017/320 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı/borçlulara 11/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçluların 16/01/2017 tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca, tüm faiz ve ferilerine itiraz ettiği, davacının da 1 yıllık yasal süre içerisinde takibin devamını sağlamak için işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olmakla, öncelikle bu itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalıların yetki itirazı “takibe açıldığı icra müdürlüğünün yetkisi yönünden itiraz ediyoruz” şeklinde olup, yetkili icra dairesi gösterilmemiştir. Bu durumda HMK’nun 18.maddesine uygun bir yetki itirazından bahsetmek mümkün değildir. Öte yandan takibin dayanağı 01/08/2013 tarihli KGS’nin 19.maddesinde yetkili mahkeme ve icra daireleri olarak Kastamonu ve Samsun Mahkemesi ile icra daireleri gösterilmiştir. HMK’nun 17.maddesi gereği birden fazla icra dairesinin yetki olarak gösterilmesi mümkündür. Bu halde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça takip sadece sözleşme ile belirlenen icra dairesinde yapılabilir. Davacı ile davalı asıl borçlu şirket arasındaki sözleşme ticari nitelikte olup TTK’nun 7.maddesindeki teselsül maddesi gereği diğer davalı gerçek kişileri de bağlayıcı nitelikte olduğundan yetki sözleşmesi ile diğer davalılar da bağlı olup, davacının tercih ettiği Samsun icra dairesi yetkili olmadığından icra dairesinin yetkisine itirazın reddi gerekmiştir.
01/08/2013 tarihli KGS tarihi itibarıyla kefaletin geçerliliği TBK’nun 583. ve devamı maddelerindeki şartların varlığına bağlıdır. Buna göre kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve kefalet tarihi ve kefalet türünün belirtilmiş olması gerekmektedir. Yine TBK 584.maddesine göre de eş ancak diğerinin yazılı rızası ile kefili olabilir. Ancak 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile yapılan değişiklikle ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ortak yada yöneticisi tarafından verilecek kefaletlerde eş rızası aranmayacağı hükmü getirilmiştir.
Dosya kapsamından kefillerden davalı …’ın eşinin sözleşme tarihi öncesi öldüğü, tekrar evlendiğine ilişkin kayıt bulunmadığı, davalı … ve …’nın eşlerine ait rıza belgesinin de dosyada bulunduğu, davalı …’in aynı zamanda şirket ortakları olduğu, böylece kefaletlerin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Samsun 9.İcra Müdürlüğü’nün 2017/320 esas sayılı dosyasında davalılar hakkında işlemiş faiz, bsmv ve masraf yönünden takip yapılmıştır. Asıl alacak yönünden yapılan bir takip yoktur. Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 19/11/2018 tarihli Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen ek rapor hükme esas alınmıştır. Bu rapor, aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 02/07/2018 tarihli rapor ve tüm dosya kapsamına göre takibin dayanağının 01/08/2013 tarihli 1.500.000,00TL bedelli KGS olduğu, asıl borçlunun davalı şirket olup, diğer borçluların kefil olduğu, kefalet limitlerinin ayrı ayrı 3.750.000,00TL olup, sözleşme kapsamında … 899 nolu kredinin kullandırıldığı, geri ödemelerdeki aksaklıklar sebebiyle hesabın 11/05/2015 tarihi itibarıyla kat edildiği 01/06/2015 tarihli protokol ile kalan alacak bakiyesi olan 1.658,920,00TL üzerinden yeniden yapılandırıldığı ancak potokolün 5.maddesi gereği iptal edildiği, Beşiktaş 26.Noterliğinden gönderilen hesap kat ihtarnamesinin davalı şirketi 27/05/2015, diğer davalılara 16/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 1 günlük süre nazara alınarak davalı şirketin 29/05/2015 tarihinde, diğer davalıların 18/05/2015 tarihinde temerrütlerinin gerçekleştiği, sözleşmenin 12.maddesine göre akdi faiz oranının %15,48, temerrüt faiz oranının ise %39 olduğu tespit edilmiştir.
Hükme esas alınan 19/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda öncelikle davalı … …. yönünden takip tarihi itibarıyla alacak miktarı tespit edilmiş, yapılan tahsilatlar mahsup edildikten sonra ve taleple bağlı kalınmak suretiyle işlemiş faiz 164.902,87 TL , bsmv 8.245,14TL olarak tespit edilmiştir. Diğer davalılar kefil olup kefalet limitinin 3.750.000,00TL olduğu, dolayısıyla tespit edilen borcun kefalet limiti kapsamında kalması sebebiyle alacağın tamamından sorumlu olmaları gerektiği anlaşılmış, yapılan ihtar masrafı da eklendiğinde alacak miktarının 164.902,87 TL işlemiş faiz, 8.245,14TL bsmv ve 846,27TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 173.994,28TL olduğu ve davalıların tamamının bu miktardan sorumlu olması gerektiği kanaatine varılmış, alacağın ihtar masrafı dışında kalan likit kabul edilen 173.148,01TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Takip talebinde asıl alacak talebi bulunmadığından ve davacı vekilinin son celsedeki beyanı da nazara alınarak asıl alacağa uygulanacak faiz ve gider vergisi yönünden ise hüküm kurulmamıştır.
Dosyadaki 28/03/2018 havale tarihli raporda faiz ve bsmv miktarı tespit edilmemiş, aynı bilirkişiden alınan 22/05/2018 tarihli ek raporda da sonuca ulaşılmadığından bu raporlar hükme esas alınmamıştır.
Davacı banka tarafından akdi faiz oranının %26 olarak kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de davalıların imzası bulunan geri ödeme planından aylık akdi faiz oranının %1,29, yıllık %15,48 olduğu anlaşılmış, her iki bilirkişi raporunda da aynı husus tespit edilmiş olduğundan davacı banka vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmemiş, davalıların raporlara karşı itirazları olmadığı anlaşılmıştır.
Son celse öncesi bir kısım davalılar vekili tarafından vekaletname ibraz edilerek mazeret dilekçesi sunulmuş ise de, yeni duruşma günü bildirilmesi için masrafın bulunmaması, davacı vekilinin de masraf vermeye muvaffakat etmemesi sebebiyle mazeretin reddine karar verilmiştir. Davalılara hükme esas alınan ek bilirkişi raporu usulüne uygun tebliğ edilmiş, ibraz edilmeden itiraz süresi geçtikten sonra bir kısım davalılar adına vekaletname sunulmuş ise de vekaletnamenin sunulma tarihinden önce tüm davalılara sözlü yargılama duruşma günü de usulüne uygun tebliğ edildiğinden bu gerekçe ile de bir kısım davalılar vekilinin mazereti yerinde görülmemiş, vekaletname ibrazından önce tüm davalılar sözlü yargılama duruşma gününden haberdar edildiğinden yargılamaya devam edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-164.902,87 TL işlemiş faiz alacağı, 8.245,14 TL Bsmv, 846,27TL masraf olmak üzere toplam 173.994,28TL alacak hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına, fazla talebin reddine,
2-Likit kabul edilen 173.148,01TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 11.885,55 TL harçtan, peşin alınan 4.634,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.251,16 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta ödenen 31,40 TL başvuru harcı ile 4.634,39 TL peşin yatırılan karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 4.665,79 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık AAÜT uyarınca hesaplanan 16.390,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen kısım üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık AAÜT uyarınca hesaplanan 18.534,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ya verilmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen 354,80 TL posta masrafı ve 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.204,80 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 546,30TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
9-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgiliye iadesine.
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/02/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip