Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/699 E. 2022/194 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/699 Esas – 2022/194
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/699 Esas
KARAR NO : 2022/194

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1- …
2- … KOLL. ŞTİ.
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2017
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 19/03/2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davacı … tarafından, davalı aleyhine, Samsun 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/9806 Esas sayılı takip dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiğini ve davalı şirket adına kayıtlı gemi hakkında seferden men kararı alındığını, davalının takibe konu borç tutarını ödediğini ancak hemen akabinde Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/412 Esas sayılı dosyasından istirdat isteminde bulunduğunu, davanın kabul ile sonuçlandığını ve fakat temyiz aşaması tamamlanmadığından kesinleşmediğini, bu davadan sonra davalının geminin bağlı kaldığı süre zarfında zarar oluştuğu iddiası ile Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/696 Esas sayılı davasında maddi tazminat talep ettiğini, ancak davanın ret ile sonuçlandığını ve bu haliyle istinaftan geçtiğini, fakat temyiz edildiğini ve henüz kesinleşmediğini, davalı şirket tarafından açılan mezkur davalar sebebiyle Terme ilçesinde elli yılı aşkın süredir faaliyette bulunan davacı şirket ile davalının itibarının zedelendiğini ve yine bu suretle maddi ve manevi zarara uğradıklarını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 1.000-TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davalının yerleşim yerine göre İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, manevi tazminat talebinin bölünemeyeceğini ve bu tür davaların kısmi dava şeklinde açılamayacağını, davalının hukuk düzenince tanınan sınırlar dahilinde dava açtığını ve istirdat davasının kabul ile sonuçlandığını, 2016/696 Esas sayılı davada ret kararı verilmiş ve karar bu haliyle istinaf mahkemesinden geçmiş ise de temyiz edildiğin, maddi ve manevi zarar tazmin koşullarının oluşmadığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/412 Esas sayılı dava dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: (davalı) … ve Deniz İnş. ve Tic. San. A.Ş. tarafından (davacılar) … ve … Koll. Şti. aleyhine açılan Samsun 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/9806 Esas sayılı takip dosyasına ödenen tutarın iadesi istemine dayalı istirdat davasının kabul ile sonuçlandığını ancak temyizde bozulduğu, esasın 2018/611 sırasına kaydedilen davada bu kez her iki davalı yönünden ret kararı verildiği ve kararın derecattan geçerek 08.09.2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/696 Esas sayılı dava dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: (davalı) … ve Deniz İnş. ve Tic. San. A.Ş. tarafından (davacılar) … ve … Koll. Şti. aleyhine açılan haksız fiilden kaynaklı tazminat davasının ret ile sonuçlandığı ve kararın derecattan geçerek 04.02.2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Dava, tacirler arasındaki haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Burada öncelikle, davalı vekilinin yetki ilk itirazı incelenecek, akabinde davanın esasına yönelik değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Dava dilekçesinde ileri sürülen maddi vakıalardan anlaşıldığı üzere, davanın hukuki sebebi haksız fiildir (TBK m. 49 ve 58) ve yetkili mahkemenin 6100 s. HMK’nın haksız fiilden doğan davalarda yetkiyi düzenleyen 16.maddesine göre belirlenmelidir. Buna göre, haksız fiilden doğan davalarda, davalının yerleşim yeri mahkemesinin yanında haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Somut olayda; davacı, haksız fiil olarak aleyhine ikame edilen mahkememizin 2015/412 ve 2016/696 Esas sayılı dava dosyalarına dayanmış olup, haksız fiilin işlendiği yer Samsun’dur ve davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; davalı vekilinin yetki ilk itirazı yerinde değildir.
Davacılar vekili, davalı şirket tarafından müvekkili davacılar aleyhine açılan istirdat istemine ilişkin mahkememizin 2015/412 Esas ve maddi tazminat istemine ilişkin 2016/696 Esas sayılı davası sebebiyle zarara uğradığını ileri sürüp maddi (her bir davacı yönünden 50-TL) ve manevi (her bir davacı yönünden 450-TL) tazminat isteminde bulunmuştur.
6098 s. TBK’nın 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Yine, Kanun’un “zararın ve kusurun ispatı” başlıklı 50. maddesinde; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü amirdir.
Somut olayda; davalı tarafından açılan her iki davanın ret ile sonuçlanmış ve derecattan geçerek kesinleşmiş olmasına göre, davacı şirketin haksız davalara maruz kaldığı ve bu suretle maddi zarara uğradığı düşünülebilir ise de, bu yöndeki iddiayı yani açılan davalar sebebiyle davacı şirketin zarara uğradığını ispat yükü davacıdadır; ancak davacı zarar şeklini ve kapsamını ortaya koyamamış, ticari defterlerin incelenmesi için 15.11.2021 tarihli duruşmada ara karar tesis edilip ihtarda bulunulmasına rağmen ihtar gereğini yerine getirmemiş ve delil avansını depo etmemiştir. Banka kayıtlarına delil olarak dayanmadığından bu yönde bir inceleme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, maddi tazminat koşullarının davacı şirket yönünden gerçekleşmediği değerlendirilmiş, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı …’un ise, davacı şirketle ilgisinin bulunmadığı ve açılan her iki davada kendisine takip alacaklısı olması hasebiyle husumet tevcih edildiği anlaşılmış, onun tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Bu sebeplerle, maddi tazminat yönünden davanın her iki davacı bakımından reddine karar verilmiş, davacıların ihtiyari dava arkadaşı oldukları gözetilerek davalı yararına her bir davacı yönünden ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
6098 S. TBK’nun “kişilik hakkının zedelenmesi” başlıklı 58. maddesine göre; “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.”
Somut olayda; davacıların, davalı tarafından açılan haksız davalara maruz kalmış olmaları hasebiyle kişilik haklarının zedelendiği ve bu suretle zarara uğradıkları sabittir. Buna göre, manevi zararın tazmini gereklidir ve talep edilen tazminat miktarına göre talebin bütünüyle kabulü yerinde olacaktır. Bu sebeplerle, manevi tazminat talepleri kabul edilmiş, ihtiyari dava arkadaşı oldukları gözetilip davacılar lehine ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Maddi Tazminat davası hakkında olmak üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca her bir davacıdan alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile her bir davacı yönünden hesaplanan bakiye 49,30-TL’nin davacılardan ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
i-50-TL vekalet ücretinin davacı … Kollektif Şirketi … ve Ortakları’dan alınarak davalıya verilmesine,
ii-50-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
B-Manevi Tazminat davası hakkında olmak üzere;
1-Davanın KABULÜNE;
i-450-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … Kollektif Şirketi … ve Ortakları’na verilmesine,
ii-450-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli toplam 161,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 62,80-TL’nin mahsubu ile bakiye 98,60-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılarca ödenen 62,80-TL’nin davalıdan alınarak davacılara paylaştırılmasına,
4-Davacılar, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
i-450-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … Kollektif Şirketi … ve Ortakları’na verilmesine,
ii-450-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
C-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 21/02/2022
Katip 156883