Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/551 E. 2019/390 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/551 Esas – 2019/390
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/551 Esas
KARAR NO : 2019/390Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ :
DAVALI : 3- …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2017
KARAR TARİHİ : 25/04/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 25/05/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … adlı kişi ile 24/08/2015 tarihli sipariş formu adı altında sözleşme yaptıklarını, iş bu sözleşme ile ilgili olan tüm ödemelerin kendi tarafından yapıldığını, sözleşmeye göre 5.000,00 TL nin 24/08/2016 tarihinde makbuz karşılığında ödendiğini, davalı … ile yapılan watsup görüşmelerinin mevcut olduğunu, Samsun C.Başsavcılığının 2016/34506 soruşturma sayılı dosyasında kayıtların aynı olduğunun tespit edildiğini, … adına … bankasına Çarşamba … bankasından (ATM) den 5.000,00 TL para yatırdığını, bu sözleşmeye dayalı olarak kendisine verdiği senede ilişkin son ödeme olduğunu, tüm sözleşmeleri ve anlaşmayı davalı … adlı kişi ile yaptığını, bunun dışında hiç kimse ile muhatap olmadığını, en son ilave işler dediği iş ile alakalı 200 Euro parayı kendisi işyerinde yokken büro çalışanı … adlı gence verip yaptığı telefon görüşmesi ile karşılıklı helalleşip ayrıldıklarını ancak 8 Haziran 2016 tarihinde de whatsap’tan hesabın sonlandırılmadığını 4.500,00 TL borcunun olduğunu bu parayı getirdiğinde senedi alabileceğininin yazıldığını, kendisinin kabul etmemesi üzerine 10.000,00 TL üzerinden hakkında icra takibi yapıldığını belirterek, dava konusu senedin borçlusu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin 30/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde açıklamış olduğu olaylar ve ticari ilişki ile müvekkilinin açılan iş bu dava ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, yine davacı ile diğer davalılar arasında vuku bulan ihtilafardan açılan iş bu davadan müvekkilinin haberi dahi olmadığını, müvekkilinin tüm bu olaylardan habersiz olduğunu iyi niyetli 3.kişi konumunda ve bu davaya haberi dahi olmadan kötü niyetle davaya dahil olduğunu, davacı tarafın hernekadar senet borcunu ifa ettiğinden bahisle menfi tespit davası açtığını kambiyo evrakının gerek ön silsilesinde gerek ciro silsilesinde borcun tamamen ya da kısmen ifa edildiğine ilişkin açık bir emare yada ciro bulunmadığını, senette bedelinin tahsil olduğuna dair tahsil ibaresi de şerh düşülmediğini, davacı …’ in davanın konusunu teşkil eden kambiyo evrakını müvekkilinin …’ ın muvazaalı olarak aldığını ve tahsilini sağlamayı amaçladığını ve böylece kötü niyetli olarak hareket ettiğini iddia ettiğini, davalı müvekkili …’ın diğer davalı …’ in sahibi olduğu … isimli ev dekorasyon firması ile 15/06/2016 tarihinde karşılıklı olarak ev tamirat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin içeriğinden görüleceği gibi yüklenici firma müvekkili davalının talep ettiği işleri yapmayı kabul ettiğini ve taraflar arasında yapılacak işlerin bedelinin de 14.000,00 TL olarak belirlendiğini, davalı müvekkilinin bu sözleşmenin düzenlenmesi ile diğer davalı asıl yüklenici …’ e nakden 10.000,00 TL ödediğini, bu nedenlerle; davacı tarafın açtığı somut davanın reddine, davacı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yapılacak yargılama giderleri ve mahkeme vekalet ücretinin karşı tarafa yülketilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’in 30/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu senette kendisinin hiçbir şekilde gerçek ya da tüzel kişiliğinin adı geçmediğini, ihtilaf konusu senetle hukuki olarak hiçbir bağlantısının olmadığını ayrıca senette taraf olmadığı için hukuki olarak da kişiliği olmadığını, davacı …’ in kendi sorumlusu olduğu … isimli şirketin müşterisi olduğunu, kendisi ile sadece mesul müdür olarak iletişim ve irtibat sağladığını, davacının kendisini davaya dahil etmesinin hukuka aykırı bir durum olduğunu, hakkında açılan davanın öncelikle esasa girilmeden husumet ve ehliyet yönünden reddine karar verilmesini, bu talebi uygun görülmez ise davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını, davalının kötü niyetli hareketinden dolayı %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ in 31/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı …’in şirketinin sorumlu müdürü olduğunu, her türlü sözleşmeyi imzalamaya tahsilatı yapmaya yetkili kişi olduğunu, davacı ile şerket arasında 32.500,00 TL ev restorasyon yapım hususunda anlaştıklarını ancak iş bu yapılacak ev tadilat işlerinin 2 ayrı olarak anlaşılmış olduğunu, ilk yapılan işler için 20.000,00 TL lik sözleşme yapıldığını, diğer ek işler için de ayrıca sözleşme tazmin edilmediğini, bunun nedeninin de davacı tarafın şirketin müşterisi olduğunu, dava konusu senetin ilk yapılan işler karşılığı anlaşılan 20.000,00 TL lik sözleşmenin 10.000,00 TL sinin ödenmesi için alınmış olduğunu, diğer kalan 10.000,00 TL lik kısımda davacı tarafından 5.000,00 TL si makbuz karşılığı elden alındığını ve diğer 5.000,00 TL nin de bankadan havale yoluyla alındığını, davacı taraf senet borcu için şirkete hiçbir ödeme yapmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olarak tarafına açmış olduğu haksız ve sübut bulmayan iş bu mesnetsiz dava sebebiyle dava konusunun %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 13/02/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalıların cevap dilekçelerini kabul etmediklerini, kendisinin dava konusu senet karşılığının ödendiğini, bahsi geçen senedin muvazaalı bir şekilde devredildiğini davalıların hep birlikte hareket edip haksız kazanç temin etme arzusu içinde olduklarını, bu nedenlerle haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Senet fotokipisi, 24/08/2015 tarihli sipariş formu ekinde tahsilat makbuzu, watsap konuşma çıktıları dava dilekçesi ekinde dosyamız arasına alınmıştır.
Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2016/177618 esas sayılı takip dosyası, Samsun C.Başsavcılığının 2016/34506 soruşturma sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamından, davalı tarafından davacı aleyhine Samsun 9.İcra Müdürlüğü’nün 2016/177618 sayılı dosyası üzerinden alacaklısı …, borçlular …, … adlarına 10.000,00 TL asıl alacak, 302,60 TL işlemiş faiz, 30.00,00 komisyon olmak üzere toplam 10.332,60 TL üzerinden 25/08/2015 tanzim tarihli 30/07/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Samsun 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/05/2017 tarih 2017/7 esas 2017/261 karar sayılı görevsizlik kararı verilmiş olup 24/06/2017 tarihinde kesinleştiği ve mahkememize tevzii edildiği anlaşılmıştır.
Samsun C.Başsavcılığının 2016/34506 soruşturma sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden gönderildiği, müştekinin …, şüphelilerin …, …, suç tarihinin 04/11/2016 ve suçun dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik, bedelsiz senedi kullanma suçu olduğu anlaşılmıştır.
… Bankasının 20/03/2018 tarih ve 07/05/2018 tarihli yazıları ekinde işlem dekontlarının gönderildiği anlaşılmıştır.
Ordu Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 13/07/2017 tarihli yazıları ile; …’ in açık ceza infaz kurumunda silahla tehdit suçundan Samsun 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/5470 esas 2015/24 karar sayılı ilamı ile 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükümlü bulunmukta iken 07/03/2016 tarihinde uyap dosyasının kapatılarak bakiye cezasının infazı için Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne sevk edildiği, müddetname ve denetimli serbestlik evraklarının yazı ekinde gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 20/06/2018 havale tarihli dilekçesi ekinde yemin metni hazırlandığı, mahkememizce 02/07/2018 tarihinde yemin metni hazırlandğıı ve yemin metninin davalılara tebliğ edildiği, mahkememizin 25/04/2019 tarihli duruşmasına katılan davalı …’ “Bana sorulan sorulara gerçeğe uygun cevap vereceğime, hiçbir şey saklamayacağıma namusum şerefim ve kutsal saydığım tüm inanç ve değerler üzerine yemin ederim dedi. Devamla, davaya konu olan ve bana sorulan 25/08/2015 keşide tarihli 30/07/2016 vadeli 10.000,00TL bedelli senedi davacıdan tahsil etmedim, … Bankasından gönderilen 5.000 TL senede ilişkin son ödeme değildir, senet bedelini ben veya benim adıma … tarafından tahsil edilmemiştir, bu nedenle senette unutulmamıştır, davacının bana 10.000 TL bedelli senetten dolayı halen borcu vardır” şeklinde beyanda bulunmuş ve yemini yaptırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda; davacı, davalılardan … ile 24/08/2015 tarihli sipariş formu adı altında sözleşme yaptıklarını, iş bu sözleşme ile ilgili olan tüm ödemelerin yapıldığını, 10.000,00 TL senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, davalı … ise davacı ile 20.000,00 TL lik sözleşme yapıldığını, sözleşmenin 10.000,00 TL lik kısımının davacı tarafından 5.000,00 TL si makbuz karşılığı elden alındığını ve diğer 5.000,00 TL nin de bankadan havale yoluyla alındığını, davacı tarafından senet borcu için hiçbir ödeme yapmadığını beyan ettiği, dava, İİK 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, dava konusu senet, kambiyo senedi niteliğinde olması nedeniyle sebepten mücerret olup, borçlu bulunmadığını ispat yükü davacı borçluya ait olduğu, davacı borçlu bulunmadığını ancak yazılı delillerle ispatlayabileceğinden davacı davalı …’e yemin teklifinde bulunduğu, davalının da ; ” davaya konu olan ve bana sorulan 25/08/2015 keşide tarihli 30/07/2016 vadeli 10.000,00TL bedelli senedi davacıdan tahsil etmedim, … Bankasından gönderilen 5.000 TL senede ilişkin son ödeme değildir, senet bedelini ben veya benim adıma … tarafından tahsil edilmemiştir, bu nedenle senette unutulmamıştır, davacının bana 10.000 TL bedelli senetten dolayı halen borcu vardır ” şeklinde yemin ederek davacının iddiasını ispat edemediği anlaşılmıştır.
Takip konusu yapılan kambiyo senedinin keşidecisinin davacı, lehtarının davalı …, 30/07/2016 ödeme günlü, 25/08/2015 düzenleme tarihli 10.000 TL bedelli olduğu ve senedin davalı …’a ciro edildiği anlaşılmış olup, davacının senedin bedelsiz kaldığı yönündeki bedelsizlik def’i mutlak def’ilerden olmayıp nispi def’i niteliğinde olduğundan çeke ciro yoluyla hamil olan iyi niyetli kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, davalı …’ın keşideci ile lehdar arasındaki ilişkiyi ve bedelsizliği bildiğini ve keşideci aleyhine kötü niyetli iktisap ettiğini davacı tarafından ispatlanması gerektiği, bu kapsamda davacı da davalı …’ a yemin teklifinde bulunduğu, davalının da; “davaya konu olan ve bana sorulan 25/08/2015 keşide tarihli 30/07/2016 vadeli 10.000,00TL bedelli senedi … e vermiş olduğum peşinatın iadesi olarak teslim aldım, senedi almam gerçek bir borca karşılıktır, senedi danışıklı olarak teslim almadım’ şeklinde yemin ederek davacının ispat yükünü yerine getiremeyerek iddiasını ispat edemediği anlaşılmıştır. Dava, İİK 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğundan, dava konusu senette davalı …’in taraf olmadığı anlaşılmış olup, HMK 114/1-d maddesine göre husumet ehliyetininde dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiği anlaşıldığından davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine, İİK 72/4 maddesine göre ” Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez” hükmü nedeni ile takip nedeniyle alacaklı olan ve ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunan davalı … olduğundan davalı …’ın tazminat talebinin kabulü ile asıl alacak miktarı olan 10.000 TL nin %20 si oranında tazminatının davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, davalılar … ve …’in tazminat talepleri yönünden koşulları oluşmadığından taleplerinin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davanın
1.Davanın davalılar … ve … yönünden esastan REDDİNE,
Davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
Asıl alacak miktarı olan 10.000 TL nin %20 si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
Davalılar … ve …’in kötü niyet tazminatı yönünden koşulları oluşmadığından reddine,
2.Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 126,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince ret sebebi her davalı yönünden farklı olduğundan davalılar lehine ayrı ayrı 2.725,00- er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
5.Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
6.Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzünde tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi.25/04/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza