Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/548 E. 2019/214 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/548 Esas – 2019/214
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/548 Esas
KARAR NO : 2019/214 Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2017
KARAR TARİHİ : 05/03/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 28/05/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 05/04/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … şubesinden 19/11/2007 tarihinde yapılan genel kredi sözleşmesi uyarınca ticari kredi kullanmış olduğunu, Rekabet Kurulu tarafından davalı bankanın da içinde yer aldığı 12 banka için 08/03/2013 tarihinde ” mevduat, kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğunun belirlendiği ” ifade edilerek, bu tespit sonucunda 12 bankaya toplam 1.116,957.468,00 TL idari para cezası kesildiğini, Rekabet Kurulu’ nun konuya ilişkin 08/03/2013 tarihli kararında 12 bankanın 21/08/2007 ile 22/09/2011 tarihleri arasında kartel oluşturduğu tespit edildiği, bankalarca kurul kararına karşı idari iptal davası açılarak yapılan itirazın Ankara 2. idari mahkemesi tarafından rededildiği, müvekkilinin kullanmış olduğu ticari kredinin geri ödemesinde sıkıntıya düşmesi sebebiyle kendisine çekilen ihtarnameden sonra icra takibine uğratılmış ve davalı bankaya 6. icra müdürlüğünün 2009/11302 esas sayılı icra dosyası kapsamında borcunu ödeyerek sona erdirdiğini, bu şekilde davacı müvekkil banka kredi borcunu bankaca ilk ödeme planında belirlenen tutardan da fazlasıyla ödediğini, herhalukarda belirlenen fazla faiz gereğince müvekkinin maddi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, davacının kullandığı krediye tatbik edilen fazla faiz oranına göre zararın tespit edilerek tespit edilecek zararın üç katı tutarındaki tazminatın ( tam ve belirlenebilir hale gelmesinden sonra artırılmak üzere 100,00 TL ) zarar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili 05/05/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; işbu davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesinin olduğunu, yetkili mahkemenin de gökevsizlik itirazları saklı kalmak kaydıyla … Mahkemeleri olduğunu, dava konusu olayda müvekkil bankanın davacıyı zarara uğratan herhangi bir hukuka aykırı fiili olmadığını, davacının herhangi bir zararının olmadığını sözde zararın varlığının ıspatlanamadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde sunduğu 19/11/2007 tarihli 100.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesinin Genel Kredi Sözleşmesinin bir suretini sunduğu görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesi ekinde Rekabet Kurulunun ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir kısım kararlarını ibraz ettiği görülmüştür.
… yazılan yazıya cevap verildiği, davacı …’nın 19/11/2007 tarihinden sonra kullanmış olduğu bireysel kredi bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Samsun 1. Tüketici Mahkemesi’nin 2017/99 Esas 2017/488 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın gönderildiği, Mahkememizin 2017/548 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Davacı vekili 21/07/2017 havale tarihli adli yardım talepli dilekçe sunmuştur.
… Mecidiyeköy Şubesinden 19/11/2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin onaylı suretinin gönderildiği görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na yazılan müzekkereye cevaben 14/08/2017 tarihli yazı ile 2000 yılı Aralık ayından itibaren kamu bankalarınca, 2012 yılı Temmuz ayından itibaren ise tüm bankalarca Türk Lirası üzerinden kullandırılan kredilere fiilen uygulanan azami faiz oranlarının banka nezdinde mevcut olmadığı, faiz oranlarının bankalardan istenmesi gerektiği bildirilmiştir.
Samsun SGK’ya yazılan yazıya 17/11/2017 tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde davacı …’nın 2017 yılı Aralık ayı maaşını gösterir yazının gönderildiği, 30/11/2017 tarihli yazı ekinde ise maaş bilgileri ve maaş bordrosunun gönderildiği görülmüştür.
Gazi Polis Merkezi Amirliğinden davacı … hakkında yapılan ekonomik sosyal duruşma araştırmasına ilişkin tutanağın gönderildiği görülmüştür.
Dereli Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğüne yazılan yazıya 20/11/2017 tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde … kayıtlı taşınmazlara ait 9 sayfa tapu kaydı gönderilmiştir.
Yapılan araştırmalar neticesinde Mahkememizin 02/01/2018 tarihli ara kararı ile davacı tarafın Adli Yardım talebinin reddine karar verilmiştir.
… yazılan yazıya 07/02/2018 tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde 2007 yılında kredilere uygulanan faiz bilgilerini gösterir bilgilerin yer aldığın 1 adet CD’nin gönderildiği görülmüştür.
…’ye yazılan yazıya 06/02/2018 tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde 2007 yılı faiz oranlarını gösterir listenin gönderildiği görülmüştür.
… A.Ş’ye yazılan yazıya 07/02/2018 tarihli yazı ile standart bir kesinti bulunmadığı, kredi tutarı işlem tarihi, piyasa koşulları gibiçok sayıda faktörün etkisiyle belirlendiği ve bu nedenle emsal teşkil edecek bir işlem bulunmadığından bahisle cevap verilmiştir.

… Şubesine yazılan yazıya 14/02/2018 tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde 2007 yılı faiz oranlarını gösterir listenin gönderildiği görülmüştür.
… Şubesine yazılan yazıya 13/02/2018 tarihli yazı ile belirtilen döneme ait herhangi bir kredi ve faiz oranı bulunmadığından bahisle cevap verilmiştir.
… Şubesi’ne yazılan yazıya 12/02/2018 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
…’ye yazılan yazıya 19/02/2018 tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde 2007 yılı faiz- oran tablolarının gönderildiği görülmüştür.
… yazılan müzekkereye cevaben 25/11/2016 havale tarihli yazı ekinde kredi kullandırım evrakları, ödeme planı ve sözleşmeler gönderilmiştir.
Bankacı bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi 19/11/2018 havale tarihli bilirkişi raporunu ibraz etmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekili 07/12/2018 havale tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz etmiştir.
Dava, rekabet ihlalinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı tarafından davalı … Şubesinden 19/11/2007 tarihinde kredi kullanıldığı, Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararıyla 12 bankanın kredi, mevduat ve kredi kartlarında birlikte fiyat tespit etmek suretiyle Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanuna aykırı davrandığının tespit edildiği ve davalının da aralarında bulunduğu 12 banka hakkında idari para cezası kesildiği, idari para cezasının iptali için açılan dava sonunda Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/128 Esas, 2014/1397 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın Danıştay 13. Dairesi’nin 2015/2889 Esas 2015/4610 Karar sayılı ilamıyla onandığı, ancak tashihi karar sürecinin henüz tamamlanmadığı yani kararın kesinleşmediği, davalı bankanın da Rekabet Kurumu kararında geçen bankalardan olduğu, bu nedenle davacının zarara uğradığından bahisle davalının davacıya vermiş olduğu zararının üç katının HMK’nın 107. Maddesine göre 100,00 TL’sinin davalıdan tahsili için eldeki dava açılmıştır.
Dava ve cevap dilekçelerine göre dosyadaki uyuşmazlık Mahkememizin görevli olup olmadığı, yetkili olup olmadığı, davacının taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve davacının ticari kredi kullandığı tarihlerde davalı bankanın diğer bankalarla kartel oluşturarak yüksek faiz oranı belirlemek suretiyle davacının zararına sebebiyet verip vermediği, varsa davacının tazminat miktarı noktalarında toplanmıştır.
Eldeki dava Tüketici Mahkemesinde açılmış olup Mahkememize görevsizlik kararı verilmiştir. Dosyadan aldırılan bilirkişi raporunda davacı tarafından çekilen kredinin genel kredi sözleşmesine dayalı kullandırılan ticari kredi olduğu belirtilmekle Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu kredinin davalı … Şubesinden çekilmiş olması sebebiyle HMK’nın 14/1 maddesine göre davalının yetki ilk itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu ile ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Ancak eylem niteliği itibari ile haksız fiil olduğundan eldeki davada haksız fiilin tabi olduğu zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. Buna göre tazminat davasının, TBK’nın 72. maddesi gereği zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde 10 yıl içinde açılması gerekmektedir. 10 yıllık zamanaşımı süresinin haksız fiilin sona erdiği tarihten itibaren, 2 yıllık sürenin ise Rekabet Kurumu’nun kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlaması gerekmektedir. Danıştay 13. Dairesi’nin 2015/2889 Esas 2015/4610 Karar sayılı kararı incelenmiş, davacı banka tarafından Rekabet Kurumu aleyhine idari para cezasının iptali talebiyle açılan Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/128 Esas, 2014/1397 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmakla dava tarihine göre 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığı değerlendirilmekle davalının zamanaşımı defi de yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşme örnekleri, ihlal tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve diğer bankaların faiz oranlarına ilişkin bilgiler ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
Davanın dayanağını oluşturan Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı incelendiğinde aralarında davalı bankanında yer aldığı 12 bankanın 21/08/2007 – 22/09/2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik fiyat tespit etmek amacıyla uzlaşma tesis ettikleri ve uzlaşma kapsamında gerçekleştirdikleri anlaşma veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesini ihlal ettikleri bu sebeple aynı yasanın 16. maddesine istinaden kararda geçen 12 bankaya idari para cezası verildiği, banka tarafından İdari Yargı’da açılan davanın Danıştay 13. HD tarafından reddedildiği ve halen tashihi karar aşamasında olduğu ve halen kesinleşmediği tespit edilmiştir.
Mahkememizce öncelikle davacının kullandığı kredilerin tarihleri ve niteliği itibari ile Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararı kapsamında olup olmadığının tespiti yönünden banka kayıtları da incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır. Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 19/11/2018 havale tarihli raporda; davacının davalı bankadan 19/11/2007 tarihinde ticari nitelikli kredi kullandığı, Rekabet Kurulu kararında davalı bankanın ihlalde bulunduğu tarih aralığının 10/06/2010- 30/03/2011 olarak belirlendiği, dolayısıyla davacı tarafından kullanılan kredinin ihlal tarihleri arasında çekildiği, tazminat şartlarının oluşmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Sonuç olarak Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarihli kararının sonuç kısmında kredi türü yönünden bir ayrım yapılmadan 12 bankayla ilgili rekabetin ihlal edildiği sonucuna varıldığı belirtilmiş ise de bilirkişi raporunda da izah edildiği üzere kararın içeriğinden davalı hakkında dava konusu olan ticari kredilere ilişkin ihlalin 10/06/2010- 30/03/2011 tarihleri arası olarak belirlendiği, davacı tarafından kredi çekilme tarihinin ihlal tarihlerinden çok önceki tarih olması sebebiyle eldeki davaya konu tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarına itibar edilmemiş, belirlemeler karşısında idari para cezasının iptaline yönelik açılan davanın sonucunun ve kesinleşmesinin beklenmesinde yarar bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması ve belirsiz alacak davalarında kanun yoluna başvurmanın kamu düzenine ilişkin sayılması sebebiyle davacı yönünden kanun yolu açık olarak hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40-TL red harcından peşin alınan 31,40-TL karar ilam harcının mahsubu ile bakiye 13,00-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından Adli Müzaharet kararının verildiği 25/10/2018 tarihinden önce yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-Dosyanın 25/10/2018 tarihinden itibaren adli yardımlı olması nedeniyle suç üstü ödeneğinden karşılanan 400,00TL bilirkişi ücreti, 28,00TL tebligat ücreti olmak üzere toplam 428,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5- Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 05/03/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.