Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/502 E. 2022/46 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/502 Esas – 2022/46
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/502 Esas
KARAR NO : 2022/46

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2017
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu ve bakiye alacağının tahsili için davacının Samsun 9. İcra Dairesi’ninEsas sayılı takip dosyası üzerinden davalı aleyhine takibe giriştiğini, ancak takibin itiraz üzerine durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Samsun 9. İcra Dairesi’nin Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: Takip alacaklısı davacı tarafından takip borçlusu davalı aleyhine, “cari hesap alacağı” açıklaması ile 174.029,81-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği, ancak süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Tarafların Ba ve BS formları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce alınan 30.07.2018 tarihli kök rapor ile 09.07.2019 tarihli ek raporda özetle: Davacının 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerine göre, davalıdan, takip tarihi itibariyle 174.029,81-TL alacaklı olduğu ve davalı adına düzenlenen faturaların davacının Ba formalarında yer aldığı mütala edilmiştir.
Mahkememizce başka bir bilirkişiden alınan 16.10.2019 tarihli raporda özetle: Davalının 2016 ilâ 2018 yılı ticari defterlerinin de incelendiği, davalı tarafından davacıya verilen toplam tutarı 449.920-TL olan çeklerin davalıya iade edildiğinin ispat edilmesi durumunda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 174.029,81-TL tutarında alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, davalı aleyhine başlatılan Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16195 Esas sayılı takip dosyasındaki 125.000-TL tutarındaki çekin zaten davacı tarafından mahsup edilerek davamıza konu takibe girişildiği ve bu çek hakkındaki takibin davamıza konu takipteki tutara bir etkisinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin dava tarihinden sonra da devam ettiği ve davacının hesap sonu itibariyle alacak tutarının (449.920-TL – 338.768,67-TL) 111.151,33-TL olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce ayını bilirkişiden alınan 30.01.2020 tarihli ek raporda özetle: Ticari defterlerine göre davalının takip tarihi itibariyle davacında 272.240,19-TL alacaklı olduğu, ancak toplam tutarı 449.920-TL olan çeklerin davalıya iade edildiğinin ispat edilmesi durumunda davacının alacaklı hale geleceği ve takip tarihi itibariyle alacağının (449.920-TL – 272.240,19-TL) 177.679,81-TL olacağı, cari hesapta takip tarihi ile dava tarihi arasında bir hareketlilik yaşanmadığı mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan 16.10.2019 tarihli kök rapor ile 30.01.2020 tarihli ek raporda karşılıksız olabileceği ifade edilen 8 adet çekin akıbeti muhatap bankalardan sorulmuş olup, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce ayını bilirkişiden alınan 11.20.2021 tarihli 2. ek raporda özetle: Davacının takip tarihi itibariyle alacak tutarının 174.029,81-TL olduğu, ancak takipten önce ödendiği anlaşılan 2 adet çek bedelinin karşılıksız çıktığı anlaşılan 6 adet çekten ayrıştırılması durumunda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 117.029,81-TL (174.029,81-TL – 57.000-TL) talep edebileceği, taraflar arasındaki ilişkinin davadan sonra da devam etmiş olup, kendi defterlerine göre davalının toplam 897.610,94-TL tutarında mal satın aldığı ve davacıya 1.074,163,43-TL tutarında ödeme yaptığı, buna göre davacının alacağı kalmadığı ve davalının 59.522,68-TL alacaklı hale geldiği mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, satış sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden doğan borcun bakiyesinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptalini talep etmiş, davalı vekili ise davanın reddini dilemiştir.
Dava dilekçesinde taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu ifade edilmiş ise de; cari hesap sözleşmesi 6102 s. TTK’nın 89. maddesinde, iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanmayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise, önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümler uygulanmaz. Buna göre, eldeki davada, taraflar arasında TTK’da belirtildiği şekilde bir cari hesap sözleşmesi yoktur ve taraflar arasındaki ilişki, açık hesap ilişkisidir. Buna göre ve Yargıtay HGK’nun 25.04.2018 tarih ve 19-903/974 sayılı kararında da belirtildiği üzere, yalnızca taraflar arasındaki açık hesap ilişkisi kapsamında değerlendirme yapılmalı ve davacının ticari defterlerinde kayıtlı faturaların davalının defterlerinde de kayıtlı olup olmadığına bakılarak sonuca gidilmelidir.
Toplanan delillerden; tarafların mal alış-verişi konusundaki defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve Ba / Bs formlarının birbiriyle örtüştüğü, davacının defterinde kayıtlı faturaların davalının da defterinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, toplam tutarı 449.920-TL olan 8 adet çekin takip tarihi itibariyle ödenip ödenmediği, yani karşılıksız olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Nitekim, davacı vekili bu 8 adet çekin karşılıksız olduğu düşüncesiyle 174.029,81-TL üzerinden takibe girişmiş, mahkememizce alınan 16.10.2019 tarihli raporda da toplam tutarı 449.920-TL olan çeklerin davalıya iade edildiğinin ispatı halinde davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarının 174.029,81-TL olduğu ifade edilmiştir. Öyleyse, bu 8 adet çek akıbetinin gerçekte ne olduğu önem arz etmektedir.
Mahkememizce muhatap bankalardan yapılan araştırmadan;…. bedelli çekin, … bedelli çekin, …bedelli çekin, …TL bedelli çekin, YapıKredi’ye ait 8919216 numaralı 65.000-TL bedelli çekin ve ….-TL bedelli çekin karşılıksız çıktığı; …. numaralı 32.000-TL bedelli çekin önce karşılıksız çıktığı, ancak sonrasında düzeltme hakkının kullanılması ile takipten önce 27.04.2016 tarihinde ödendiği, yine ….bedelli çekin önce karşılıksız çıktığı, ancak sonrasında düzeltme hakkının kullanılması ile takipten önce …tarihinde ödendiği anlaşılmıştır. Yani, bu 8 adet çekten toplam tutarı 57.000-TL olan 2’si takipten önce ödenmiş olup, davacının takip tarihi itibariyle alacağı (174.029,81-TL-57.000-TL) 117.029,81-TL’dir. Nitekim, 11.10.2021 tarihli 2. ek raporda takipten önce ödenen ve toplam tutarı 57.000-TL olan 2 adet çekin karşılıksız çıktığı anlaşılan 6 adet çekten dışlanması sonucuna göre, davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarının 117.029,81-TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı yan, Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı takip dosyasına konu 125.000-TL tutarındaki çeki takip tarihi itibariyle ödendi kabul edilerek 174.029,81-TL üzerinden takibe girişmiş ise de, takip tarihinden sonraki defter kayıtlarından bu çekin de karşılıksız çıktığı anlaşılmaktadır. Ancak, bu çek hakkında Ankara …İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasından 3. kişiler tarafından takip başlatılıp bu çek ödendiğinden ve esasında işbu dava dosyamızda takip tarihi itibariyle hesaplama yapılıp, taraflar arasında bu yönde bir uyuşmazlık bulunmadığından, bu çek ile ilgili ayrıca bir değerlendirme yapılmasına gerek yoktur.
Taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinin takipten ve dahi davadan sonra da devam ettiği her iki tarafın defterlerinden anlaşılmış ve davalı defterlerine göre devam eden ilişki kapsamında davalının 59.522,68-TL alacaklı hale geldiği 11.10.2021 tarihli 2. ek rapordan anlaşılmış ise de; takipten sonra ve davadan önceki dönemde ödeme yapılmadığı ve taraflar arasında mal alış-verişi bulunmadığı saptanmış olup, davanın açıldığı tarihteki durum nazara alınarak ve itirazın iptali davalarındaki takiple sıkı sıkıya bağlılık ilkesine riayet edilerek değerlendirme yapıldığında, davadan sonraki mal alış-verişi ile ödemelerin işbu davanın konusu olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Yoksa, kendi defterlerine göre davalının, takip tarihi itibariyle borçlu değil, alacaklı olduğu kabul edilecektir ki, bu durum her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir usul prensibine aykırı sonuçlar doğuracaktır. Buna göre, davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmeli ve fazlaya ilişkin istem reddedilmelidir.
Bu sebeplerle, takibin 117.029,81-TL yönünden yerinde olduğu değerlendirilmiş, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Faturaya bağlı alacağın likit olduğu düşüncesi ile davacı yararına %20 oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
i-…Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile 117.029,81-TL üzerinden ve bu miktara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İİK’nın 67. maddesi uyarınca 23.405,96-TL tutarında icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 7.994,30-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.101,85-TL’nin mahsubu ile bakiye 5.892,45-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından ödenen 2.101,85-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 2.266,85-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 1.524,38-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 15.067-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 8.210-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 17/01/2022

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.