Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/501 E. 2020/569 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/501 Esas – 2020/569
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/501 Esas
KARAR NO : 2020/569

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ : – İstasyon Mah. Abdülhakhamit Cad. Türkyılmaz Apt.No:24 Kat:3 Dai:5 İlkadım/ SAMSUN
DAVALI : 1- … – Samsun Şubesi Otagar Samsun Merkez/ SAMSUN
VEKİLİ :…
DAVALI : 2- …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/06/2017
KARAR TARİHİ : 01/10/2020
KARARIN YAZ. TARİH : 15/10/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ;
Davacı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; 25.06.2016 başlangıç tarihli Acente 325428 no.lu … Aracılık Hizmetleri A.Ş. tarafından düzenlenen 290224715 poliçe no.lu zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan … Seyahat Organizasyon ve Ticaret A.Ş.’ye ait … plakalı Samsun’dan Burdur’a gitmekte olan yolcu otobüsünün 09.12.2016 tarihinde saat 07.15 sıralarında Sandıklı Keçiborlu yolu 33 +800 km de önde giden araca çarpması sonucu meydana gelen çift taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında otobüste yolcu olarak seyahat eden müvekkili … yaralanarak Lomber Vertebra kırığı nedeniyle … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde ilk tedavisi yapıldığını, daha sonra … Hizmetleri Kurumu Samsun ili Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği … tedavisinin devam ettiğini, tedavi sonucunda 28.02.2017 başlangıç tarihli rapor müvekkile verildiğini, raporda, 28.02.2017 tarihinden itibaren 30 gün istirahat sonunda çalışabileceğinin kayıt altına alındığını, TTK m. 914/1’e göre yolcuları gidecekleri yere sağ ve sağlıklı olarak ulaştırma yükümlülüğü’ KTK m. 7/1 ile genişletilerek ‘ rahat ve güvenli bir yolculuk yapılmasını sağlayacak önlemleri alma’ yükümlülüğü eklendiğini, böylece yolcu bir kazaya uğramamış olsa bile, yolculuğun herhangi bir nedenle kötü geçmesinden taşımacı sorumlu tutulduğunu, taşımacının, yolcuların kazaya uğramaları durumunda bundan doğacak zararları ödediklerini, bu zararlar içerisinde yolcunun yaralanması durumunda uğradıkları zararlara karşılık geçici veya sürekli işgöremezlik zararlarının tazmininin de mevcut olduğunu, taşımacı veya işletenin ‘ geçici işgöremezlik ’ zararlarından sorumlu olduklarına ve sigortacı da bu sorumluluğu belli bir oranda üzerine almış bulunduğuna göre, kaza geçiren yolcunun iyileşme süresi içeresindeki ‘kazanç kayıplarından’ veya her türlü maddi zararlarından sigortacının da sorumlu olduğunu ve bu tür tazminat isteklerini yerine getirmek zorunda olduğunu, Yargıtay 11. HD. 13.07.2006 tarih 2005/7645 E. 2006/8319 K. sayılı kararında da ‘ Trafik kazası sonucu uğranılan maddi zarar sebebiyle, kişinin işinden ve gücünden kaldığı süre içinde oluşan gelir kayıplarından zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sorumludur’ denildiğini, yolcu taşıma ve motorlu araç işletilmesi tehlikeli bir iş olduğunu, zarar görenin, zarara kimin görevini ihmal ederek yol açtığını arama yükümlülüğü olmayan sorumluluk türü olduğunu, tehlike sorumluluğunda neticede zararın meydana gelmesinde ister motorlu aracın hatalı kullanımı, ister makinenin arızası sebep olsun zarar gören açısından değişen bir durum olmadığını, çünkü tehlike sorumluluğunun kabulünde zarar bir haksızlığın değil bir kazanın yol açtığı görüşünün kabul edildiğini, tehlike sorumluluğunun oluşması için zarar ve illiyet bağının yeterli olduğunu, zarar verenin kusuru aranmayacağını, 2918 sayılı KTK da kural olarak araç işletenin sorumluluğunu tehlike sorumluluğu olarak kabul ettiğini, KTK 85. maddesinde ‘Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.’ denildiğini, tehlike sorumluluğu özel bir tehlikenin varlığı ve meydana gelmesi durumunda söz konusu olan bir sorumluluk türü olduğunu, bu sigorta meblağ sigortası niteliğinde olmayıp zarar sigortası niteliğinde olduğunu, sigorta şirketinin taraflarına ödenecek olan gerçek zarar davacının vücut bütünlüğü kaybı oranı değil, çalışma gücünün azalması yani geçici işgöremezlik durumundaki gerçek maddi zarar olduğunu, müvekkilinin maruz kaldığı trafik kazası sonucu Lomber Vertebra kırığı nedeniyle aylarca acı ve ızdırap içinde hastanelerde tedavi gördüğünü, işlerinden uzak kaldığını, kaza mahallinden Samsun’a Samsun’dan hastanelere gidiş geliş için masraflar yaptığını, uğramış olduğu maddi kayıpların yanında manevi acı ve ızdırap nedeniyle 6098 Sayılı T.B.K.54 ve 56. Maddeleri uyarınca maddi ve manevi tazminat talep zorunlu ololduğunu belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere HMK 107 madde uyarınca; müvekkilinin 4 ay tedavi süresince çalışamamasından ve tedavi için hastanelere gidiş geliş nedeniyle yaptığı masraflardan dolayı uğramış olduğu 4000.-TL maddi, 10.000.-TL manevi zararının olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Türk Sigorta Şirketi vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu’na göre zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğunu, TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerin uygulanamabilmesi için genel şartlarda düzenlenmeyen bir husus olması gerektiğini, davacı yanın talep etmiş olduğu tazminatlara ilişkin düzenlemelerin Trafik Sigortası Genel Şartları’nda açıkça düzenlenmiş olduğundan genel şartlarda bulunan usul ve esaslara uyulması gerektiğini, Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğunu, söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulandığını, ayrıca KTK md.97 gereği, sigorta şirketine dava açmanın ön koşulu, sigorta şirketine hesaba esas tüm belgeler ile başvuru yapılması olduğundan; bahsi geçen koşulun da yerine getirilmemiş olması karşısında esasa girilmeksizin davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, … plakalı araç, sigortacı şirket tarafından tanzim edilen, 25.06.2017- 2018 vadeli 290224715 poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davaya konu kaza neticesinde davacı …’in müvekkili şirkete başvurarak tazminat talebinde bulunduğunu ancak davacı yanın meslekten kazanma gücü kaybı yaşamadığının02.01.2017 tarihli Sağlık Kurulu raporuyla tespit edildiğini, trafik sigortacısının işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğundan somut olayda zararın bulunmaması karşısında, müvekkili şirketin de sorumluluğunun olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesi söz konusu olmadığından davanın reddine gerektiğini, Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı maddesinde de belirtildiği üzere manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak Trafik Poliçesi’nde teminat bulunmadığını, bu nedenle manevi tazminat talepleri yönünden müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu belirterek, KTK md.97 gereği; dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeksizin davanın reddine, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığından reddine, tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığından reddine, davacı yanın meslekte kazanma gücü kaybı yaşamadığından reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Seyahat organizasyon ve ticaret A.Ş. vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; kahkemece kusur incelemesi yapılmamasını talep ettiklerini, ceza dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılması gerektiğini, işbu davanın trafik kazasından ve haksız eylemden kaynaklanan maddi- manevi tazminat talebine ilişkin açıldığını, aynı haksız fiilden dolayı açılmış olan belirtilen dinar cumhuriyet başsavcılığı 2016/2299 soruşturma numaralı ceza soruşturmasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, takdir edilecek manevi tazminat miktan felaketi özendirir hale getirmemesi, bir tarafı zenginleştirici nitelikte olması gerektiğini, yine oluşan zarar ile orantılı nispette olması gerektiğini, Yargıtay kararından da açıkça anlaşılacağı üzere manevi tazminatın zenginleşme aıacı olmayacak şekilde olay nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesini sağlayıcı nitelikte olması gerektiğini, zira M.K 4-maddesinde takdir hakkının kullanılmasının söz konusu olduğu durumlarda hakimin hak ve nefaset kurallarını gözeterek hüküm kurması gerektiğini, bu nedenle davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilecek ise dahi tazminat miktarının felaketi özenir hak getirmemesi ilkesi dikkate alınmak suretiyle cüz-ı bir tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, davacının davaya konu kaza nedeni ile sigorta şirkederinden ve sosyal güvenlik kurumlarından ödeme almış olması ihtimalinin olduğunu, herhangi bir kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için manevi tazminata hak kazandığını kabul edersek dahi, davacının aldığı ödemelerin takdiri, kanaati etkileyeceğini de kabul etmek gerektiğini, söz konusu manevi tazminat istemine konu kazayı yapan … plakalı aracın dosya davalısı … ‘den 284362914 poliçe numaralı, 25.06.2016 – 25.06.2017 tarihlerini kapsayan Artan Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, esasen işbu davalı şirkete davacı tarafça ek dava açılarak bu dava ile birleştirme talep edilmesi gerektiğini, kendilerinin ise olası manevi tazminat kararını poliçedeki limitlerle karşılamak yükümlülüğünde olan aynı zamanda maddi tazminat yönünden davalı olan sigorta şirketine bu hususun da ihbarı talep ettiklerini belirterek, davanın manevi tazminat yönünden, … plakalı aracın 284362914 poliçe numarası ile Attan Mali Sorumluluk Sigortacısı olan ve poliçe limiti dahilinde manevi tazminatı karşılaması gereken davalı … ihbarına ve sigorta poliçesinin celbine, müvekkili şirket yönünden davanın reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı vekili 17/01/2020 tarihli dilekçesi ile talebini bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
Davalı Anadolu Sigorta A.Ş vekili tarafından 18/08/2020 havale tarihli dilekçe ile davacı ile sulh olduklarını belirterek, vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiş, ekinde ibraname ve sulh anlaşmasını ibraz etmiştir.
Mahkememizin 01/10/2020 tarihli celsesinde davacı vekili ” maddi tazminat yönünden davalı sigorta şirketi ile anlaştık, maddi tazminat ve manevi tazminat açısından tüm davalılar yönünden dava konusuz kalmıştır, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuş, davalı … vekili ” biz de vazgeçmeyi kabul ediyoruz, herhangi bir yargılama ve vekalet ücreti talebimiz yoktur, karar verilsin ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Feragat’ın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 vd. maddeleri gereğince davaya son veren tek taraflı usul işlemlerinden olduğu veçhile, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, feragat edildiğinden davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin ve ıslahla alınan 468,25TL harçtan mahsubu ile bakiye 413,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri ve vekalet ücreti bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak davacı tarafa iadesine.
Dair, davacı vekili ile davalı Metro vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.01/10/2020

Katip
¸e-imza

Hakim