Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/484 E. 2022/434 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/484 Esas – 2022/434
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/484 Esas
KARAR NO : 2022/434

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/05/2017
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 22/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17/05/2015 tarihinde … önünden banketten yararlanmak suretiyle yaya olarak ilerlerken plakasını görmediği bir aracın müvekkiline çarpıp kaçtığını, müvekkilinin kaza tarihinde 19 yaşında olduğunu ve güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, kaza sebebiyle Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Gazi Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü, kaza sonrası müvekkilinin malül kaldığını ve çalışma hayatının bittiğini, 19/01/2017 tarihide davalı güvence hesabına başvuru yapıldığını, güvence hesabının 23/02/2017 tarihli ve 2017/4528 sayılı yazısında müvekkilinin 6/8 oranında asli kusurlu bulunduğunu ve 11.560 TL tazminat ödenmesine karar verildiğini, ancak müvekkilinin kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kimliği belirsiz araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, güvence hesabı tarafından alınan aktüer bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerini ve itiraz edildiğini, ancak kusur oranında ve tazminat miktarında değişiklik yapılmadığını beyanla, kusur oranının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesine, daha sonra artırılmak üzere şimdilik 12.000,00 TL tazminatın güvence hesabına başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili kuruma başvurulduğunu, aktüer bilirkişi raporuna göre 11.560,00 TL hesaplama yapıldığını, ödeme yapılabilmesi için davacı yandan ibraname talep edildiğini ancak davacı yanın cevap verilmeksizin iş bu davayı açtığını, 11.560,00 TL’nin üzerindeki tutarı kabul etmediklerini, davaya konu kazaya ilişkin kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacının başvuru tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olup ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini beyanla, davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, engelli sağlık kurulu raporunun, güvence hesabı cevabi yazılarının ve vekaletnamenin sunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunduğu, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderildiği ve 15/03/2018 tarihli raporun dosyamıza gönderdiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının Omü Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine gönderildiği ve 15/05/2018 tarihli raporun dosyamıza gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının İstanbul Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu’na gönderildiği, raporun dosyamıza ibraz edildiği, davacı vekili ile davalı vekilinin ayrı ayrı beyan ve itiraz dilekçesi sundukları anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının Adli Tıp Kurumuna tekrar gönderildiği, 17/06/2019 tarihli raporun dosyamıza ibraz edildiği, davacı vekili ile davalı vekilinin ayrı ayrı beyan ve itiraz dilekçesi sundukları anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının bilirkişi Burcu Işıtan Satar’a gönderildiği, bilirkişinin 13/07/202 tarihli raporunu dosyamıza ibraz ettiği, davalı vekili ile davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı ayrı ayrı beyan ve itiraz dilekçesi sundukları anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 23/09/2020 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, davalı vekilinin ıslaha karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Samsun CBS’na, Samsun SGK’ya, İlkadım SGK’ya yazılan yazıya cevap verildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının önceki bilirkişiye ek rapor için tevdi edildiği, bilirkişinin 20/01/2021 tarihli ek raporunu ibraz ettiği, davacı vekili ile davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı ayrı ayrı beyan ve itiraz dilekçesi sundukları anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 26/10/2021 tarihli raporunu ibraz ettiği, davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının önceki aktüer bilirkişiye ek rapor için tevdi edildiği, bilirkişinin 03/03/2022 tarihli ek raporunu ibraz ettiği, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının 17/05/2015 tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan yaralanmasına dayalı maddi zararının tazminini talep etmiş, maddi tazminat hakkındaki talep miktarını bedel artırım dilekçesi ile artırmıştır. Davalı ise davanın reddini istemişlerdir.
Toplanan delillerden; 17/05/2015 tarihinde olay yerini terk etmesi sebebi ile sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın yaya konumundaki davacı Uğur Yağmur’a çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, düzenlenen kaza tespit tutanağında kaza yerini terk eden ve plakası alınamayan araç sürücüsünün KTK’nun 54/a maddesi olan “araçların sağından veya banketlerden yararlanmak suretiyle geçmek yasaktır” kuralını ihlal ettiği, davacı yanın ise kural ihlalinin olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kusur tespiti amacıyla Ankara ATK’ya gönderilmiş olup, düzenlenen 15/03/2018 tarihli raporda; kimliği tespit edilemeyen sürücünün %100 kusurlu olduğu, davacı yaya Uğur Yağmur’un ise kusursuz olduğu görüş ve kanaati bildirilmiş, rapor tüm dosya kapsamına uygun bulunmuştur.
Davacının maluliyetinin tespiti amacıyla dosya OMÜ’yi gönderilmiş ise de, düzenlenen raporun mevzuata uygun olmadığı, istenilen heyet teşkilinin sağlanmaksızın ve kullanılan yönetmelik belirtilmeksizin rapor düzenlendiği, raporun bu hali ile denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı değerlendirilmiş, dosya maluliyet tespiti için ATK’ya gönderilmiştir.
Düzenlenen 05/10/2018 tarihli ATK maluliyet raporunda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınmak suretiyle davacının sürekli maluliyetinin %3,3 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizce her ne kadar kaza tarihi dikkate alınarak Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde rapor düzenlenmesi gerektiğinden bahisle yeni rapor için dosya ATK’ya gönderilmiş ise de, kazanın 17/05/2015 tarihinde meydana geldiği, söz konusu tarih itibariyle Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nin uygulanması gerektiği anlaşılmış olup, sehven belirlenen yönetmelik çerçevesinde alınan 12/04/2019 tarihli raporun hükme esas alınamayacağı değerlendirilmiştir. Maluliyet raporunun, kaza tarihine göre Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmesi gerekli ise de, bu Yönetmeliğin eki % 60 oranındaki maluliyeti belirleme üzerine kurulu olduğundan ve % 60’ın altı ve üstü konusunda bir düzenleme içermediğinden bir önceki yönetmelik olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmelidir. Buna göre, düzenlenen 05/10/2018 tarihli rapor hüküm kurmaya elverişli olup, davacının % 3,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği tespitlerini içerir rapor nazara alınarak sonuca gidilmelidir.
Yapılan belirlemeler akabinde dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 13/07/2020 kök rapor ile 20/01/2021 tarihli ek raporun PMF yaşam tablosu kullanılarak düzenlendiği, Yargıtay’ın güncel kararları çerçevesinde PMF yaşam tablosu kullanılarak alınan raporların hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeni ile dosya bu kez TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak hesaplama yapılması amacıyla yeni bir aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 26/10/2021 tarihli rapor uyarınca davacının 9.402,96 TL geçici iş göremezlik zararının, 52.264,69 TL sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu tespit edilmiştir.
Rapor tarihi sonrası yeni asgari ücretin belirlenmesi ve resmi gazetede yayımlanması sonrası davacı vekilince güncel asgari ücret üzerinden ek rapor talep edilmiş olmakla, dosya ek rapor düzenlenmesi amacıyla aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 03/03/2022 tarihli ek raporda; davacının 9.402,96 TL geçici iş göremezlik zararının, 78.505,57 TL sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu tespit edilmiştir. Ek rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince sunulan rapora karşı itiraz dilekçesindeki iddiaların dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmakla düzenlenen ek raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilmiş, davacı yanın 23/09/2020 tarihli ıslah delikçesinde talebini 48.065,70 TL’ye yükselttiği, davalı vekilince zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ise de, mevzuat gereği uygulanacak olan 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin eldeki dava yönünden dolmadığı anlaşılmakla, talep çerçevesinde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilince her ne kadar 29/07/2020 tarihli dilekçe içerisinde ödeme yapıldığı ifade edilmiş ise de, dosya içerisine herhangi bir ödeme belgesi sunulmaması ve cevap dilekçesinde ödeme hususunda anlaşma sağlanamadığının ifade edilmiş olması karşısında ödeme yapıldığı hususunun ispatlanamadığı kabul edilmiştir.
Dava dilekçesi ekinde yer alan tebliğ mazbatası uyarınca başvuru dilekçesinin davalı kuruma 23/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda temerrüt oluştuğundan 03/02/2017 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE, 48.065,70 TL tazminatın 03/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabı’ndan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.283,37 TL karar ilam harcından peşin alınan 40,99 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 3.242,38 TL’nin davalı Güvence Hesabı’ndan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 123,19 TL ıslah harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 40,99 TL’nin davalı Güvence Hesabı’ndan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 337,35 TL tebligat ve posta gideri, 2.276,50 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.613,85 TL yargılama giderinin davalı Güvence Hesabı’ndan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 7.048,54 TL vekalet ücretinin davalı Güvence Hesabı’ndan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının sarfı ettiği yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.14/04/2022

Katip
¸

Hakim
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.