Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/392 E. 2021/79 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/392 Esas – 2021/79
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/392 Esas
KARAR NO : 2021/79

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/08/2016
KARAR TARİHİ : 01/02/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 21/02/2021

Mahkememizde görülen Rücuen Tazminat davasının açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: … isimli işçinin davacı şirket ile davalı …’na karşı açtığı Samsun 1. İş Mahkemesi’nin 2014/396 Esas sayılı işçilik alacaklarından kaynaklı davanın kıdem (1.902,13-TL) ve ihbar (421,04-TL) tazminatı yönünden kabul, fazla çalışma ücreti (5.337,66-TL) ile hafta tatili ücreti (1.712,75-TL) alacağı yönünden kısmen kabul, yıllık ücretli izin alacağı yönünden ret ile sonuçlandığını ve kararın derecattan geçerek 04.11.2015 tarihinde kesinleştiğini, ilamın icrası için Samsun 2. İcra Dairesi’nin 2015/6854 Esas sayılı takip dosyasından başlatılan takipte alacaklıya fer’ileri ile birlikte toplam 14.540,01-TL ödenerek dosyanın kapatıldığını, oysa içşinin 06.01.2010-30.06.2010 tarihleri arasında …de, 10.05.2011-31.05.2012 tarihleri arasında davacı şirkette, 01.06.2012-31.12.2012 tarihleri arasında …. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığında, 01.01.2013-31.03.2013 tarihleri arasında …de, yine 0104.2013-20.04.2013 tarihleri arasında …de, 17.04.2013-15.04.2014 tarihleri arasında davacı şirkette çalıştığını ve buna göre dava dışı işçiye yapılan ödemelerden anılan şirketlerin ve ayrıca işçinin fiilen çalıştığı işyeri sahibi …’nın da sorumlu olduğunu beyanla, gerçek alacak miktarları tespit edildiğinde dava değerini artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 100-TL’nin …den, 200-TL’nin …’ndan, 100-TL’nin …den, 100-TL’nin …. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığından alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
…vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, işçilik alacaklarından kaynaklı taleplerin son alt işverene yöneltilmesi gerektiğini ve buna göre müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı … vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Haksız olan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, işçilik alacaklarından kaynaklı taleplerin son alt işverene yöneltilmesi gerektiğini ve buna göre müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı …. vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, haksız olan davanın reddi gerektiğini mahkeme aksi kanaatte ise davalının işçiyi çalıştırdığı döneme tekabül eden süre nazara alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı …. davaya cevap vermemiştir.
Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.02.2017 tarih ve 223/92 sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş ve esasın yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
Samsun 1. İş Mahkemesi’nin 2014/396 sayılı dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: Davacı … tarafından son alt işveren (davacı) …. ile … aleyhine açtığı davada 1.902,13-TL kıdem ve 421,04-TL ihbar tazminatı ile 5.337,66-TL fazla çalışma ücreti ile 1.712,75-TL hafta tatili ücretine hükmedildiği ve kararın derecattan geçerek 04.11.2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Samsun 2. İcra Dairesi’nin 2015/6854 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden; Samsun 1. İş Mahkemesi’nin 07.05.2015 tarih ve 396/487 sayılı ilamınına istinaden toplam 12.397,88-TL üzerinden ilamlı icra takibine girişildiği ve takip borçlusu (davacı) …. Tarafından 24.06.2015 tarihinde yapılan 14.540,01-TL tutarındaki ödeme ile dosyanın infazen kapatıldığı görülmüştür.
Mahkememizce alınan 07.05.2019 tarihli kök ve 11.11.2019 tarihli ek rapor ile 27.02.2020 tarihli kök rapor taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 28.10.2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile özetle: Talep miktarını alınan son bilirkişi kök raporu doğrultusunda artırdıklarını belirtmiş, 2.850,28-TL’nin …den, 2.368,97-TL’nin …’ndan, 1.175,84-TL’nin …den, 1.285,23-TL’nin …. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığından alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Dava, son alt işverenin işçiye yaptığı ödemenin asıl işeveren ile diğer alt işverenlerden rücusuna yönelik tazminat istemine ilişkindir.
Burada öncelikle davalı …. vekilinin davanı belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağına dair dava şartı itirazı incelenecek, akabinde davalı …vekili ile … vekilinin zamanaşımı def’i değerlendirilecektir.
6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107/1. maddesi; ”Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” şeklinde olup, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde açılabileceği olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davada, her bir davalının ödemekle yükümlü olduğu tutar tahkikat aşamasında alınan bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiğine göre davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı vardır ve dava şartı itirazı bu sebeple yerinde değildir.
Dava konusu alacak talebi, alt işverenler ile asıl işverenler arasındaki hizmet alımı sözleşmesine dayandığından burada uygulanacak zamanaşımı süresi TBK m. 146 gereğince on yıldır ve ödemenin yapıldığı 24.06.2014 tarihine göre dava süresinde açılmıştır. Buna göre zamanaşımı def’i yerinde değildir.
Davanın esasına gelince; hizmet alım sözleşmeleri, ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler asıl işverene karşı sorumludur. Asıl işveren tarafından bu ödemenin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. Nitekim Yargıtay 23. HD.nin 23.06.2020 tarih ve 1047/2188 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiş, bu tür davalarda hangi ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılacağı müstakar hale gelmiştir.
Somut olayda; dava dışı …’nın son alt işveren olan davacı şirket ile asıl işveren olan davalı …’na karşı Samsun 1. İş Mahkemesi’nde alacak davası açtığı ve davanın kısmen kabul-ret ile sonuçlanıp 1.902,13-TL kıdem ve 421,04-TL ihbar tazminatına ve ayrıca 5.337,66-TL fazla çalışma ile 1.712,75-TL hafta tatili ücretine hükmedildiği, kararın derecattan geçerek 04.11.2015 tarihinde kesinleştiği ve Samsun 2. İcra Dairesi’nin 2015/6854 Esas sayılı dosyasında toplam 12.397,88-TL üzerinden ilamlı icra takibine girişildiği, takip borçlusu davacı şirket tarafından 24.06.2015 tarihinde 14.540,01-TL ödeme yapılmak suretiyle dosyanın infazen kapatıldığı, iş bu davanın son alt işveren konumundaki davacı tarafından asıl işveren ile diğer alt işverenlere karşı açıldığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle kıdem tazminatına yönelik rücu talebi değerlendirilecek olursa; dava dışı işçi, davalı …de 346 gün, …. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığında 210 gün, …de 110 gün ve davacı şirkette 717 gün çalışmış olup, …ile …nin taraf olduğu sözleşmelerde kıdem tazminatı ödemesi yüklenicinin sorumluluğuna bırakılmış, davalı …. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığının taraf olduğu sözleşmede ise kıdem tazminatının kimin sorumluluğunda olduğu belirlenmemiştir. Buna göre ve yukarıda yapılan değerlendirmeler kapsamında, kıdem tazminatı olarak ödenen 1.902,13-TL’nin 475,88-TL’sinden davalı …nin, 288,83-TL’sinden …. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığının, 151,29-TL’sinden …nin ve 986,14-TL’sinden davacının sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
İhbar tazminatı, bütünüyle son alt işverenin sorumluluğunda olup, bu konuda yapılan ödemenin asıl işverenden ya da diğer alt işverenlerden talep edilmesi mümkün değildir. Buna göre, eldeki davada, son alt işveren konumundaki davacının ihbar tazminatı hakkındaki tazminat talebi yerinde değildir ve bu sebeple ihbar tazminatı için yapılan ödemenin fer’îleriyle birlikte davacı üzerinde bırakılması gerekmektedir. Bu yöne ilişkin dava bu sebeplerle reddedilmiştir.
Fazla çalışma ücretine yönelik rücu talebine gelince; her bir alt işverenin, işçiyi çalıştırdığı dönem zarfında oluşan fazla çalışma ücretinden sorumluluğu bulunmakta olup, fazla çalışma ücreti olarak ödenen miktara göre davalı …849,83-TL’den, …. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığı 555.70-TL’den, … 457,78-TL’den ve davacı şirket 3.474,35-TL’den sorumludur.
Hafta tatili ücretine yönelik rücu talebine gelince; her bir alt işverenin, işçiyi çalıştırdığı dönem zarfında oluşan hafta tatili ücretinden sorumluluğu bulunmakta olup, hafta tatili ücreti olarak ödenen miktara göre davalı …232,03-TL’den, …. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığı 192,87-TL’den, … 155,84-TL’den ve davacı şirket 1.132,01-TL’den sorumludur.
Yargılama giderleri yönünden yapılan ödemeye yönelik rücu talebine gelince; ödenen toplam yargılama giderinden tarafların sorumlu olduğu tutarın, her bir alt işverenin sorumlu olduğu diğer alacak kalemleri toplamına göre belirlenmesi gerekmekte olup, yargılama gideri olarak ödenen toplam 5.166,43-TL’nin 1.292,54-TL’sinden davalı …nin, 784,49-TL’sinden …. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığının, 410,93-TL’sinden …nin ve 2.678,47-TL’sinden davacı şirketin sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca;
i-Davalı …nin, 475,88-TL kıdem tazminatı, 849,83-TL fazla çalışma ücreti, 232,03-TL hafta tatili ücreti ve 1.292,54-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.850,28-TL’den,
ii-…. ile …nin oluşturduğu iş ortaklığının, 288,83-TL kıdem tazminatı, 555,70-TL fazla çalışma ücreti, 192,87-TL hafta tatili ücreti ve 784,49-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.821,89-TL’den (taleple bağlı kalınarak 1.285,23-TL’ye hükmedilmiştir).
iii-…nin, 151,29-TL kıdem tazminatı, 457,78-TL fazla çalışma ücreti, 155,84-TL hafta tatili ücreti ve 410,93-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.175,84-TL’den,
iv-Davacının, 986,14-TL kıdem tazminatı, 421,04-TL ihbar tazminatı, 3.474,35-TL fazla çalışma ücreti, 1.132,01-TL hafta tatili ücreti ve 2.678,47-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 8.692,01-TL’den sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Asıl işveren konumundaki … ile alt işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinde yer alan hükümler ve ayrıca kıdem tazminatı ile ücret alacaklarının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yüklenicilerin sorumlu olduğuna ilişkin yerleşik içtihatlar gereğince davalı lkadım Belediye Başkanlığı hakkındaki dava reddedilmiştir.
Bu sebeplerle, davanın kısmen kabul-reddine karar varilmiş, davalılar arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nazara alınarak davacı yararına her bir davalı yönünden ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davayı vekil marifetiyle takip eden davalı … yararına da reddedilen miktara göre vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
i-2.850,28-TL’nin dava tarihinden (01.08.2016) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …den alınarak davacıya verilmesine,
ii-1.285,23-TL’nin dava tarihinden (01.08.2016) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ….den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
iii-1.175,84-TL’nin dava tarihinden (01.08.2016) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …den alınarak davacıya verilmesine,
iv-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 362,81-TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslahta alınan 155,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 210,61-TL’nin;
i-113,02-TL’nin davalı …den,
ii-50,96-TL’nin davalı ….den müştereken ve müteselsilen,
iii-46,62-TL’nin davalı …den,
Alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 155,20-TL’nin;
i-83,28-TL’nin davalı …den,
ii-37,55-TL’nin davalı ….den müştereken ve müteselsilen,
iii-34,35-TL’nin davalı …den,
Alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.654,50-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 1.144,17-TL’nin;
i-613,99-TL’nin davalı …den,
ii-276,84-TL’nin davalı ….den müştereken ve müteselsilen,
iii-253,27-TL’nin davalı …den,
Alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
i-2.850,28-TL vekalet ücretinin davalı …den alınarak davacıya verilmesine,
ii-1.285,23-TL vekalet ücretinin davalı ….den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
iii-1.175,84-TL vekalet ücretinin davalı …den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 2.368,97-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin, cüzi miktarlar olduğundan takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda 6100 sayılı HMK m. 341/2 gereğince KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 01/02/2021
Katip 156883
¸e-imzalıdır

Hakim 153082
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.