Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/563 E. 2019/343 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/563 Esas – 2019/343
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/563 Esas
KARAR NO : 2019/343Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1- …
VEKİLİ :
DAVALI : 2- …
VEKİLLERİ :
DAVALI : 3- …
VEKİLİ :
DAVALI : 4- …
VEKİLİ :
İHBAR OLUNANLAR : 1-…
2-…
VEKİLİ :
3-…-..
4-…-.
5-…
VEKİLİ :

VEKİLİ :

VEKİLİ :

VEKİLİ :

VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2016
KARAR TARİHİ : 04/04/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 30/04/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 03.06.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle, davacı şirket bünyesinde faaliyet göstermekte olan … isimli hastane işletmesine Samsun ili elektrik “dağıtım” şirketi olan davalı … A.Ş tarafından sağlanan elektrik dağıtım hizmetlerinden 4100168063 abone numarası ile faydalandığını, davalılardan … Anonim Şirketi “dağıtım”; diğer davalılar ise “tedarikçi” şirketler olup; 2009 yılı Eylül ayından itibaren bugüne kadar muhtelif tarih aralıklarında davalı … A.Ş tarafından bölgede dağıtılan elektrik enerjisini davacıya tedarik ettiğini, kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli ve TRT payı adı altında haksız ve hukuka aykırı olarak faturalara eklenen bu ücretleri ve bu haksız ücretlere tahakkuk ettirilen KDV tutarlarını davalı tedarikçi şirketlere ödendiğini, haksız olarak tahsil edilen bu bedeller nedeniyle davalı tedarikçi firmalar dağıtım şirketi olan davalı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, faturalandırmalardaki kayıp kaçak bedellerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalarının kabulü ile dava konusu edilen geçmişe yönelik 10 yıldır tahsil edilmekte olan kayıp kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedelleri ile KDV ve TRT payının hesaplanmasında dava konusu bedellerin yer almadığı fatura miktarı üzerinden işlem yapılması gerekirken bu bedeller dahil edilerek yapılan hatalı hesaplamalar nedeniyle fazladan ödenmiş olan KDV ve TRT payı bedellerine karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydı ile kayıp kaçak enerji bedeli 200 TL, iletim bedeli 100 TL, dağıtım bedeli 100 TL, perakende satış hizmet bedeli 100 TL, sayaç okuma bedeli 100 TL, kayıp kaçak bedeli üzerinden alınan enerji fon bedeli 100 TL, TRT payı bedeli 100 TL, BTV bedeli 100 TL, KDV bedeli 100 TL,HMK 107 md. Şimdilik 1.000,00 TL nin davalı … ile tedarikçi şirket vasfındaki diğer davalılardan dava tarihinden itibaren işlelenecek ticari avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 05.10.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle, öncelikle dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK 119 md. ve devamı gereği eksik olan hususlarının 119/2 md. Gereğince bir haftalık kesin sürede tamamlattırılması, davanın hukuki yarar ve iyi niyet şartını taşımadığından usulden reddini, zaman aşımı itirazında bulundukları, davacı şirketin tacir olduğunu, tacir olan davacının belirsiz alacak davası açması basiretli davranma yükümü sebebiyle olanaksız olduğunu, bu sebeple davacı şirkete istirdadını talep ettiği tutarın açıklattırılarak eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini, elektrik dağıtım ve görevli tedarik şirketleri kurum tarafından belirlenen söz konusu bedelleri tüketicilerden tahsil edildiğini, mevzuat gereği uygulama bu şekilde olmakla birlikte, Kanuna eklenen hükümler ile konunun hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde düzenlenmesinin amaçlandığını, elektrik enerjisi, EPDK tarafından çerçevesi belirlenen bir tarife metodolojisi ile fiyatlandırıldığını, bu fiyatlandırmanın elektriğin üretiminden tüketimine kadar oluşan maliyetlerin bir nevi birleştirilmesi olduğunu, elektriğin üretim aşamasından nihai tüketiciye ulaştırılmasına kadar oluşan bütün maliyet kalemlerinin tarifeye yansıtılmak zorunda olduğunu, bu kapsamda davacı şirketin taleplerinin mevcut yasal düzenleme karşısında tahsil olunan bedellerin EPDK gelir ve tarife düzenlemelerine uygun olduğunu, davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından mahkememize sunulan 24.10.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacının taleplerinin hukuki bir karşılığı olmadığını reddinin gerektiğini, davacı taraf ile müvekkil şirket arasında 01.06.2012 ve 01.06.2014 tarihleri arasında elektrik satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 27. maddesine göre davanın İstanbul Mahkemeleri yerine mahkememizde ikame edilmesi nedeniyle öncelikle yetki itirazının kabulü ile davanın yetki yönünden reddini talep ettiklerini, müvekkil şirketin dağıtım şirketi olmadığını, dava konusu edilen bedellerin müvekkil şirketin uhdesinde olmadığını, müvekkil şirket ile ilgili olarak pasif husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, dava konusu edilen bedellerin EPDK tarafından bir kurul kararı olarak alındığını, müvekkil şirketin bu kurul kararına göre işlem tesis ettiği, söz konusu kurul kararının aksine davranışın müvekkil şirketi Enerji Piyasası Kanunu kapsamında sorumluluk altına sokacağını, söz konusu taleplerin zaman aşımına uğradığını, dava konusuna ilişkin olarak 17.06.2016 tarihli resmi gazetede 6719 sayılı kanunun yayınlandığını, belirtilen kanun uyarınca söz konus bedellerin talep edilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu edilen bedellerin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye, tarifelere ve tarafların iradesine uygun olduğunu, usul hukukuna ilişkin itirazlarının kabulüne, davanın tüm istemleri ile birlikte reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına dair karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Üretim A.Ş vekili 24.10.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında doğabilecek her türlü ihtilafın hallinde yetkili mahkemelerin İstanbul ili Bakırköy ilçesi Mahkemeleri olacağının belirtildiğini, Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifinin kabul edilmiş olup yasalaştırıldığını, kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları bu tariflere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağladığını, davanın belirsiz alacak davası açılmasına uygun mahiyette olmadığını, davacının kayıp kaçak bedeli ödediğine dair herhangi bir delil sunmadığını, davacının tacir olduğunu, söz konusu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğini, fatura ve içeriğini kabul ettiğini, davacının aldığı hizmetlerin bedeli ödemekle yükümlü olduğunu, davanın yetkisizlikle reddini, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından dosyamıza sunulan 03.11.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle, müvekkil şirket ile davacı arasında yapılan yetki sözleşmesi uyarınca yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğu, davanın müvekkil şirkete yöneltilmesinin hukuka aykırı olup müvekkil şirketin bu davada pasif husumet ehliyeti bulunduğunu, dava ve talep zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkil şirketin kayıp kaçak bedellerininde içerisinde yer aldığı tarifeyi değiştirmek gibi bir insiyatifinin bulunmadığını, bu kapsamda müvekkil şirket EPDK kararlarını uygulamakla mükellef olduğunu, davacının dava konusu faturalara itiraz etmediğinden ve bu nedenle içeriği kabul etmiş sayılacağından davanın reddine, harç, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Genel Müdürlüğü tarafından mahkememize sunulan 07.11.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davaya öncelilkle süre yönünden itiraz ettiklerini, iletim sistemi bedeli Elektrik Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri ve ilgili tebliğler esas alınarak Kuruluşumuzca hesaplanan iletim tarifelerinin yine anılan mevzuat gereği …’nun onayı ile ortaya çıktığından dolayı Kuruluşlarına husumet yönetilmeyeceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmışsa da, faturalarda tahsil edilen miktarlar belirli olduğundan, belirsiz alacak davasına konu edilmesinin mümkün olmadığını, davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılmalarına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın usulden, bunun kabul edilmemesi halinde esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
İhbar olunan Samsun Büyükşehir Belediyesi vekili mahkememize sunduğu 08.11.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle, belediye sınırları içinde bulunan tüm tüketicilerden İlçe Belediyelerince Elektrik Tüketim Vergisi tahsil edildiğini, müvekkili Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığının gelirleri 5393 Sayılı Belediye Kanunu ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanununda belirtildiği bu gelirler arasında Elektrik Tüketim Vergisi bulunmadığını, iş bu davada müvekkil idareye husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, müvekkil idarenin kendisince tahsil edilmeyen Elektrik Tüketim Vergisinin geri ödenmesinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı taraflar yanında fer-i müdahil olarak davaya katılmalarına karar verilerek, davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan Gelir İdaresi Başkanlığı vekili mahkememize sunduğu 11.11.2016 tarihli cevap diekçesinde özetle, idarelerine ihbar edilen davanın usul ve yasaya aykırı olup davayı kabul etmediklerini, ihbar yoluyla davaya dahil edilmelerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanuna göre, tüketiciye yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları düzenleme yetkisinin EPDK’ya görev olarak verildiğini, EPDK tarafından belirlenen oranların neler olduğu, yine uyuşmazlık konusuna esas faturalardaki alınan kayıp kaçak bedelinin hangi matrah üzerinden hesaplandığının Başkanlıklarınca bilinmediğini, dolayısıyla belirlenen bedeller üzerinden KDV alınmasının yasaya uygun olduğunu, bu itibarla idarelerine atfedilebilecek bir kusur ve sorumluluk bulunmadığından idarelerine yönlendirilen davanın esas yönünden de yasal dayanağı bulunmamakta olup, davanın reddinin gerektiğini, öncelikle idareleri yönünden davanın husumet yönünden reddine, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Deliller, delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
İçdaş Elektrik Enerjisi Toptan Satış İht. Ve İhracat A.Ş ile … Sağlık Hizm. A.Ş arasında düzenlenen elektrik satış sözleşmesinin sureti
… Samsun İl Koordinatörlüğü’nün 25.05.2017 havale tarihli yazı cevabı ekinde gönderilen tüketim ekstreleri.
23/03/2018 havale tarihli bilirkişi raporu
Dava, kayıp-kaçak bedelinin tahsiline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından davacının davalılardan elektrik hizmeti aldığı ve davacı şirketten haksız olarak tahsil olunan kayıp kaçak enerjisi bedeli 200 TL, iletim bedeli 100 TL, dağıtım bedeli 100 TL, perakende satış hizmet bedeli 100 TL, sayaç okuma bedeli 100 TL, enerji fon bedeli 100 TL, TRT payı bedeli 100 TL, BTV bedeli 100 TL ve KDV bedeli 100 TL olmak üzere şimdilik toplam 1.000-TL’nin davalı dağıtım şirketi … A.Ş ile tedarikçi şirket vasfındaki diğer davalılardan (kendi tahsil ettikleri dönemlerle sınırlı olmak kaydı ile) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava tarihinden sonra 04/06/2016 tarihinde kabul edilen 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6446 sayılı yasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 17 Haziran 2016 tarihli Resmi gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun geçici 20. maddesine göre EPDK kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmü uygulanacaktır. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik, 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.
Yürürlükteki 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. maddesi gereği bu Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda da uygulanması gerekmektedir. Bu sebeple açıklığa kavuşturulması gereken husus 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı yasanın 17/10 maddesi gereği davalı kurum tarafından yapılan tahakkukların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Mahkememizce aldırılan 23/03/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; 6446 sayılı yasayı değiştiren 6719 sayılı yasanın 21. Maddesi hükmü ile 6446 sayılı yasanın 17. Maddesine eklenen 10. fıkra gereğince dağıtım şirketleri tarafından tüketicilere gönderilen elektrik faturalarına karşı yapılan başvuru ve açılan davalarda hakem heyeti ve mahkemelerin yetkisinin iş bu faturalarda yapılan fiyatlandırmanın EPDK tarafından onaylanıp belirlenen fiyatlara uygun olup olmadığının denetlenmesi ile sınırlandırıldığı, aynı yasanın geçici 20. Maddesine göre de eldeki dava ve başvurularda da 17. Madde hükmünün uygulanması gerektiğinin açıkça belirtildiği, buna göre halen derdest olan davalarda da hakem heyeti ve mahkeme tarafından yalnızca faturadaki fiyatlandırmanın EPDK kararlarına uygun olup olmadığının denetlenme imkanının olduğu yani yalnızca yerindelik denetimi yapılacağı, içerik denetimi yapılamayacağı, davalı dağıtım şirketi tarafından davacı şirkete gönderilen elektrik faturalarındaki fiyatlandırmanın EPDK’nın onaylayıp belirlediği tarifelere uygun olduğu ve bu bağlamda davacı şirketin 4100168063 numaralı aboneliği için davalı … A.Ş’den “kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti, sayaç okuma, iletim ve dağıtım bedelleri ile TRT payı bedeli” alacağının olmadığı kanaati belirtilmiştir.

Böylece yukarıda açıklanan yasa hükümleri doğrultusunda dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa hükümleri gereği davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla (Yargıtay 3. HD’nin 08/02/2017 tarih 2016/16610 Esas 2017/1011 Karar sayılı örnek ilamı) konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda yargılamaya devam edilerek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunun tespit edilmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafa yargılama giderinin yükletilmesi gerekmektedir.(Y.3HD 2016/16610 E 2017/1011 K örnek ilamı)
Somut olayda, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin kararları gereği dava açmakta haklı olduğu, Yasa değişikliğinin 17 Haziran 2016 tarihli Resmi gazete yayımlanarak yürürlüğe girdiği, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Anılan yasa maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinde belirtilen hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre davanın görülmesi sırasında geçmişe yürür yasa gereğince davanın konusuz kalması dikkate alınarak davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmaması yanında davanın esastan kabulle sonuçlanmayıp konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmediği görülmekle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiştir.(Y.3HD 2016/16610 E 2017/1011 K sayılı örnek ilamı)
6719 sayılı yasanın iptali yönünden Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmış ve 15/02/2018 tarih ve 30333 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/150 Esas, 2017/179 Karar sayılı kararı ile 6446 sayılı yasanın 17. Maddesine eklenen 10. Fıkranın iptaline karar verilmiş ise de 21.1.2004 tarih, 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı HGK kararı gereğince Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiğinden ve aldırılan bilirkişi raporunda da davacıdan yapılan kesintilerin EPDK tarafından onaylayıp belirlenen tarifelere uygun olduğu belirtildiğinden davanın konusuz kalmış olması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL red harcından peşin alınan 29,20-TL karar ilam harcının mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 655,10 TL tebligat ve posta gideri, 450,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.105,10-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar ve ihbar olunanlar tarafından yapılan yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
6-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzünde tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi. 04/04/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza