Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/530 E. 2019/356 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/530 Esas – 2019/356
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/530
KARAR NO : 2019/356

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-… –
2-…
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2014
KARAR TARİHİ : 10/04/2019
KAR. YAZIM TARİHİ : 22/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 17/04/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; … ile asıl borçlu … …. arasında 23/06/2010 tarihli GKS imzalandığını, müvekkili …’ın işbu kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, yine … ile … …. arasında 13/06/2012 tarihli GKS imzalandığını, müvekkili Ramazan Sünnetçinin de işbu kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, asıl borçlunun kredilerin tamamının geri ödemesini zamanında yapmaması üzerine, asıl borçlu ve tüm kefiller aleyhine Samsun 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1412, 2013/1413, 2013/1414 Esas Samsun 6.İcra Müdürlüğünün 2013/1169 Esas ve 2013/1170 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, iş bu dosyalardan ana dosyanın Samsun 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1412 Es. Sayılı dosyası olduğunu, toplam alacağın 413.383,42 TL olduğunu, iş borca mahsuben kefiller bir kısım ödeme yaptığını ve bakiye borcun 230.157,90 TL kaldığını, davalının kalan borç için ödeme taahhütnamesi verdiğini ve tamamını ödeyerek borcu sona erdirdiğini, bundan sonra müşterek müteselsil kefillerin her birine payı oranında rücu edilebileceğini, alacaklı ile davalı arasında Samsun 5. Noterliğinin 12/03/2014 tarih ve 6175 yevmiye nolu alacağın temliki sözleşmesi yapılarak icra dosyalarının davalıya devredildiğini, ancak yapılan sözleşmenin kanunun emredici hükümlerine aykırı olup, geçersiz olduğunu, davalının icra dosyasında hem alacaklı hem borçlu olmasının mümkün olmadığını, müşterek ve müteselsil kefillerin birbirlerine payları oranında rücu edebileceklerini beyanla Samsun 5. Noterliğinin 12/03/2014 tarih ve 6175 yevmiye nolu alacağın temliki sözleşmesinin geçersizliği (iptali), bu temlik sözleşmesine binaen Samsun 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1412, 2013/1413 Esas, Samsun 6.İcra Müdürlüğünün 2013/1169 Esas ve 2013/1170 Esas sayılı dosyaları ile borçlu olmadığının tespitine, aksi kanaat halinde temlik sözleşmesinin geçersizliğine (iptali ile) davalının davacıdan rücu edebileceği kısmın tespiti ile geri kalan kısım üzerinden Samsun 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1412, 2013/1413 Esas, Samsun 6.İcra Müdürlüğünün 2013/1169 Esas ve 2013/1170 Esas sayılı dosyalarından borçlu olmadığının tespitine ve takiplerin durdurulması yahut tahsil edilecek meblağların bloke edilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 16/05/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın dayanağı olan vakıaların haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı asillerin ve davalının kredi sözleşmesine kefil olduklarını, haciz tehditi altında kalmış olan davalının mevcut mal varlığının eksiltmek suretiyle alacaklı banka ile anlaştığını ve bu anlaşma doğrultusunda dosya borcunu ödediğini, ödeme sonrasında ve ödeme karşılığında da dava dışı Halk Bankası A.Ş. tarafından mevcut açık icra dosyalarındaki alacak hakkının davacı asile temlik edildiğini, noterde yapılan resmi temlik sözleşmesi ile davacı asilin dava dışı bankanın başlatmış olduğu icra takiplerinde alacaklı sıfatına kavuştuğunu, ortada ödenmiş bir alacağın söz konusu olmayıp, temlik sözleşmesinin iptalinin mümkün olmadığını, sözleşmede temlikin ivazsız olmadığını, bilakis ivazlı olması karşısında iptali isteminin yerinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizin 2014/222 Esas 2015/134 Karar sayılı 18/02/2015 tarihli kararıyla Görevsizlik kararı verilerek dosyanın süresinde başvurulması halinde Samsun Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, davalı vekili tarafından temyiz edilen bu karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/12105 Esas 2016/3342 Karar sayılı 29/02/2016 tarihli ilamıyla mahkememizin görevli olduğu gerekçesiyle kaldırılarak dosya tekrar mahkememize geri gönderilmiş, Mahkememizin 2016/530 Esas sırasına kaydı yapılan dava dosyasının yargılamasına devam olunmuştur.
Toplanan deliller, dellilerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Samsun 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1412 (yeni esas Samsun 9.İcra 2017/31161), 2013/1413 (yeni esas Samsun 9.İcra 2017/31162), 2013/1414 (yeni esas Samsun 9.İcra 2017/31163), Samsun 6.İcra Müdürlüğü’nün 2013/1169 (yeni esas Samsun 9.İcra 2016/67401), 2013/1170 (yeni esas Samsun 9.İcra 2016/67402) sayılı dosyalarının suretleri dosya arasına getirtilmiş, … A.Ş’den davaya konu 13/06/2012 ve 23/06/2010 tarihli GKS’lerin tamamı dosya arasına celp edilmiş, yine … 25/10/2016 tarihli yazısı ekinde ödemelere ilişkin hesap ekstreleri de gönderilmiştir.
Davacılar vekili 04/05/2018 havale tarihli dilekçesi ekinde Samsun 5. Noterliğinin 09/01/2013 tarih 867 nolu ihtarnamenin tebliğ şerhli örneğini ve 03/05/2018 tarih 0252510 sıra nolu noterlik makbuzunu ibraz etmiştir.
… 22/05/2018 tarihli yazı ekinde faiz oranları, kullanım talimatları, ödeme planları, yapılan protokolü, 5.Noterliğin 09/01/2013 tarihli … nolu yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi, ekstreleri ve ödemeleri gönderilmiştir.
Mahkememizin 09/03/2017 tarihli ara kararıyla davacı tarafın teminatsız olarak icra dosyasına yatan paraların alacaklıya ödenmemesi için talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin teminat alınması gerektiğinden reddine karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişi …’ten 28/02/2017 tarihli rapor alınmış, davacılar vekili 14/03/2017 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanda ve itirazda bulunmuş, bilirkişi … tarafından beyan itirazlar doğrultusunda 30/10/2017 havale tarihli ek rapor alınmış, bu rapora karşıda davalı vekili 20/11/2017 havale tarihli dilekçesiyle itiraz etmiştir.
Tarafların beyan ve itirazları sebebiyle talimatla Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinden Bankacı Ahmet Kurt, Öğretim Üyesi Doç.Dr. … ve Hukukçu …’dan 22/02/2018 tarihli rapor alınmış, davalı vekili tarafından 06/04/2018 havale tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi verilmiş, raporda belirtilen eksikliler … Bankasından müzekkere yazılarak istenmiş, tarafların beyan/itirazları doğrultusunda Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinden talimatla aynı heyetten 31/08/2018 tarihli bilirkişi ek bilirkişi raporu alınmış, davalı vekilince 15/10/2018 havale tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan, davacılar vekili tarafından 22/10/2018 havale tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
Alınan 1. ve 2. raporlar arasındaki kısmi çelişkiler sebebiyle bu kez mahkememizce Bankacı …, Bankacı … ve Bankacı/Hukukçu …’dan 26/02/2019 tarihli rapor aldırılmış, davacılar vekili tarafından 27/03/2019 havale tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna ve esasa karşı beyan dilekçesi sunulmuş, davalı vekilinin de 18/03/2019 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ibraz etmiştir.
Dava, temlik sözleşmesinin geçersizliğine dayanan menfi tespit talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; dava dışı … ile yine dava dışı … …. arasında 23/06/2010 ve 13/06/2010 tarihli GKS’lerin bulunduğu, davacı … ile davalının 23/06/2010 tarihli sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, davacı …’nin ise 13/06/2010 tarihli sözleşmeye müteselsil kefil olup, dava dışı banka tarafından Samsun 4. İcra Müdürlüğünün 2013/1412 Esas sayılı dosyada GKS’lere dayalı olarak davacılar ve davalı ile diğer borçlular hakkında 453.812,14 TL toplam alacak hakkında ilamsız takip, Samsun 4. İcra Müdürlüğünün 2013/1413 Esas sayılı dosyasında asıl borçlu davacı ve davalılar hakkında 453.812,14 TL toplam için aynı kredi sözleşmeleri sebebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla, Samsun 6. İcra Müdürlüğünün 2013/1169 Esas sayılı dosyasında asıl borçlu ile davacı … ile diğerleri hakkında 150.695,00 TL toplam alacak için haciz yoluyla, Samsun 6. İcra Müdürlüğünün 2013/1170 Esas sayılı dosyasıyla asıl borçlu davacı … ve davalı hakkında toplam 442.840,84 TL alacak ve Samsun 4. İcra Müdürlüğünün 2013/1414 Esas sayılı dosyasında ise dava dışı asıl borçlu şirket yönünden toplam 39.050,00 TL alacak için taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipler başlatıldığı, davalının söz konusu takipler sebebiyle toplam 713.697,68 TL nakdi ve 1.320,00 TL gayrinakdi alacak ödemesi yaparak Samsun 5. Noterliğinin 12/03/2014 tarihli 6175 yevmiye nolu temlik sözleşmesiyle alacağı devraldığı ve aynı dosyalarda davacılar hakkında takibe devam ettiği, davacıların ise işbu davayla temlik sözleşmesinin geçersiz olduğunu, aynı dosyada takibe devam edilemeyeceğini, ancak hisseleri oranında rücu edilebileceğini ileri sürerek işbu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Dosyadaki uyuşmazlığın dava dışı asıl borçlunun … Bankasından kullandığı krediler nedeniyle ne miktarda borcu olduğu, davalının yaptığı ödemenin ne kadar olduğu, Samsun 5. Noterliğinin 12/03/2014 tarihli 6175 yevmiye nolu temlik sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli değil ise davalının davacılara rücu edip edemeyeceği, rücu miktarının ne olacağı ile buna göre davacıların borçlu olup olmadıklarının ve borç miktarlarının tespitine yönelik olduğu görülmektedir.
Hükme esas alınan 26/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda da açıklandığı üzere, dava dışı borçlu ile … arasında 23/06/2010 ve 13/06/2012 tarihli GKS’lerin imzalandığı, 23/10/2016 tarihli sözleşmeye davacı … ile davalının kefil olduğu, 13/06/2012 tarihli sözleşmeye ise davacı …’nin kefil olduğu, dava dışı banka tarafından Samsun 5. Noterliğinin 09/01/2013 … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, kat tarihi itibariyle toplam borcun 413.383,42 TL nakdi kredi borcu, 26.000,00 TL gayrinakdi kredi borcu olduğunun bildirildiği, ödememe üzerine banka tarafından davacı ve davalılarında aralarında bulunduğu borçlular aleyhine Samsun 4. İcra Müdürlüğünün 2013/1412-1413-1414, 6.İcra Müdürlüğünün 2013/1169 ve 1170 sayılı dosyalarıyla takibe geçildiği, davalının 713.697,68 TL nakdi ve 1.320,00 TL gayrinakdi bedeli ödemesi üzerine dava dışı banka ile davalı arasında Samsun 5. Noterliğinin 12/03/2014 tarihli 6175 yevmiye nolu temlik sözleşmesinin yapıldığı, kullandırılan kredilerde akdi faiz oranının %17,52 temerrüt faizinin ise %72 olduğu dosya kapsamıyla sabittir.
Dava dışı banka tarafından dava dışı asıl borçlu şirkete 23/06/2010 tarihli sözleşmeye istinaden çeşitli tarihlerde kredilerin kullandırıldığı (26/02/2019 tarihli bilirkişi raporunun 6.sayfasında açıklanan), kredilerin 13/06/2012 tarihinde K-900312 hesap numarası altında toplanarak yapılandırıldığı, bu sözleşmenin 23/06/2016 tarihli sözleşmenin devamı niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. 26/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda takip tarihi itibariyle toplam alacak miktarı 414.228,38 TL asıl alacak, 24.853,70 TL işlemiş faiz, 1.242,69 TL BSMV olmak üzere toplam 440.324,77 TL olarak hesaplanmıştır. Davalı tarafından 12/02/2014 tarihinde yapılan taahhüt tarihindeki alacak miktarının tespiti için ise bulunan asıl alacağa %72 oranında temerrüt faizi uygulanarak nakdi krediler yönünden toplam alacak 811.751,79 TL olarak tespit edilmiş, ancak dava dışı banka tarafından bu bedelin taahhütnamede nakdi 809.897,19 TL, gayrinakdi ise 12.540,00 TL olarak kabul edildiği anlaşıldığı gibi, yine taahhütnamede davalıyla yapılan anlaşma gereği ve faiz indirimi sonucu borç miktarı toplam 230.157,90 TL nakdi, 2.240,00 TL gayrinakdi olarak tespit edilmiş olup, rapordaki bu hesaplamalar 31/08/2018 tarihli bilirkişi ek raporuyla da uyumlu olması sebebiyle dosya kapsamına uygun denetlenebilir nitelikte olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafından yapılan ödemeler 26/02/2019 tarihli bilirkişi raporu ile 31/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda 705.635,06 TL olarak bulunmuş, davalının kefil olması ve çek depo bedelleri yönünden kefalet sözleşmesinde açık hüküm bulunmaması sebebiyle gayrinakdi 2.240,00 TL çek depo bedelinden sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davalının ödediği miktarın 703.391,06 TL olduğu tespit edilmiştir.
12/03/2014 tarihli 6175 yevmiye nolu alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliği yönünden yapılan değerlendirmede; dava ve temlik sözleşmesi tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Yasanın 581 vd. maddelerinde kefalet sözleşmelerinin tanımı, koşulları, şekli, türleri düzenlenmiştir. TBK’nun 587.maddesine göre birden çok kişi aynı borca birlikte kefil oldukları taktirde her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için ise kefile kefil gibi sorumlu olur. Maddenin 2. fıkrasında ise ”Borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olur. Ancak, bir kefil, kendisiyle birlikte daha önce veya aynı zamanda müteselsilen yükümlü bulunan ve Türkiye’de takip edilebilen bütün kefillere karşı takibe girişilmiş olmadıkça, kendi payından fazlasını ödemekten kaçınabilir. Bir kefil, bu hakkı, diğer kefillerin kendi paylarını ödemiş veya ayni güvence sağlamış olmaları durumunda da kullanabilir. Aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Bu hak, borçluya rücudan önce de kullanılabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Yukarıdaki madde metninden de anlaşılacağı üzere adi birlikte kefalette birden fazla sayıda kefil bölünebilir nitelikteki borcun bir bölümü için kefil olmakta ve borç ödenmediği taktirde kefillerden her biri kefil olduğu bölüm için adi kefil gibi, öteki kefillere ait bölümler için kefile kefil gibi sorumlu olmaktadır. Müteselsil kefalette ise kefiller yine kendi aralarında yada asıl borçluyla birlikte zincirleme sorumluluğu taahhüt etmektedir. Birlikte zincirleme kefillerden biri borcun tümünü ödediği taktirde kendisinin sorumlu olduğu bölümler için yaptığı ödemeleri elde etmek için diğer kefillere kendi hisseleri oranında rücu edebilir ki burada iç ilişkide müteselsil değil paylı sorumluluğun esas alındığı görülmektedir. Yani borcu ödeyen birlikte müteselsil kefil aralarındaki iç ilişki gereğince diğer birlikte müteselsil kefillere kural olarak payları oranında rücu etmektedir. Ancak yasa maddesinde ”aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla” demek suretiyle müteselsil kefillerin iç ilişkide başka bir paylaşım oranında anlaşabilecekleri de kabul edilmiştir. Böyle bir anlaşmanın olmaması halinde sorumluluk eşit pay esasına göre belirlenmelidir.
Yapılan açıklamalara göre borcun tamamını ödeyen davalı … tarafından davacılara karşı ancak TBK 587.madde gereği rücu edilmesinin mümkün olduğu, alacağın temliki hükümlerine göre rücu edemeyeceği, yapılan 12/03/2014 tarih 6175 sayılı alacağın temliki sözleşmesinin bu anlamda geçerli olmadığı, esasen alacaklı ve borçlu sıfatının da birleşmesi sebebiyle de geçerli bir temlik sözleşmesi sayılamayacağı ve aynı takip dosyasında davalı tarafından davacıların takip edilemeyeceği kanaatine varılmakla temlik sözleşmesinin geçerli olmadığına hükmetmek gerekmiştir.
Davalı tarafından davacılara rücu edilebilecek alacak miktarının tespiti yönünden gerek 31/08/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda gerekse hükme esasa alınan 26/02/2019 tarihli raporda aynı yöntemle hesaplama yapılmıştır. Buna göre GKS’lere göre tüm kefillerin kefalet miktarı 4.300.000,00 TL olarak belirlenmiş, bu miktarı her bir kefilin kefalet miktarı oranlanarak davalı …’nın kefalet oranı %23,26 , davacı …’ın kefalet oranı %23,26 ve davacı …’nın kefalet oranı da %3,49 olarak bulunmuştur. Davalının yaptığı nakdi ödeme 703.391,06 TL’nin rücu oranları uygulanması sonucu davalının sorumlu olduğu miktar 188.086,76 TL olarak bulunmuş olup, toplam ödemesine göre 515.304,40 TL fazla ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Yapılan bu fazla ödeme sebebiyle davacı …’a %23,26 oranında rücu edilebilecek miktar 163.608,76 TL, davacı …’ye %3,49 oranında rücu edilebilecek miktar 24.548,34 TL olarak bulunmuştur.
Dava dışı banka tarafından aynı alacak için davacı ile davalı ile diğer borçlulara birden fazla icra dosyasıyla takip yapılmış olması sebebiyle ve davacılar arasında ihtiyati dava arkadaşlığı bulunmasına rağmen birlikte dava açılmış olması sebebiyle (başvurma harcı eksikliği tamamlatılmıştır) davalı tarafından davacılara rücu edilebilecek miktar bulunduktan sonra her bir davacı yönünden ayrı ayrı icra dosyalarında sorumlu oldukları miktarlar mahsup edilerek kalan kısımlarla sorumlu olmadıkları anlaşıldığından, her bir dosya yönünden ayrı ayrı sorumlu olmadıkları miktarlar tespit edilmiştir.
Davacılar vekili 27/03/2019 tarihli dilekçesiyle davacı …’dan tahsil edilen 155.000,00 TL’nin istirdadını talep etmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere bu davacının sorumlu olduğu miktar 163.608,76 TL olup, istirdadı talep edilen miktardan daha yüksek olduğundan yani davacı …’nın istirdadı talep edilen miktardan fazla borcu bulunduğundan yasal şartları oluşmadığı anlaşılmakla bu talebin reddi gerekmiştir.
Davacılar vekili tarafından kötüniyet tazminat talebinde bulunulmuş olup, İİK’nun 72.maddesine göre bu tazminat hakkında karar verilebilmesi için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olması gerekmektedir. Dosya kapsamından davalının yaptığı ödemeler sebebiyle dava dışı bankadan temlik almak suretiyle davacılar hakkında takibe devam ettiği, davacılara rücu edebileceği alacak miktarının bulunduğu, haksız ve kötüniyetli olduğunun açıkça anlaşılamadığı kanaatine varılarak bu talebin reddi gerekmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu alınan 27/02/2017 tarihli bilirkişi raporuyla aynı bilirkişi tarafından verilen 30/10/2017 tarihli ek rapor ile hükme esas alınan 26/02/2019 tarihli raporun temlik sözleşmesinin geçersizliği yönünden aynı sonuca ulaştığı, esasen bu hususun mahkememizce de hukuki vakıa kapsamında tespit edildiği, rücu edilebilecek miktarın 31/08/2018 tarihli rapor ile 26/02/2019 tarihli raporda aynı şekilde tespit edildiği, 27/02/2017 tarihli rapor ve bu raporun eki mahiyetindeki 30/10/2017 tarihli raporda rücu edilebilecek miktar farklı belirlenmiş ise de, birbirini doğrulayan 31/08/2018 ve 26/02/2019 tarihli raporların rücu edilebilecek miktarların tespiti yönünden hesaplama yönteminin daha doğru olduğu anlaşılmakla bu raporlara itibar edilmiş, icra dosyalarının yeni numaraları belirlenerek bu numaralarda hükümde gösterilmiş, 4.İcra Dairesinin 2013/1414 sayılı dosyasının ise davanın taraflarının bulunmadığı gibi takip konusu yapılmadığı anlaşılmıştır.
Birden fazla davacı tarafından birden fazla icra dosyası sebebiyle talepte bulunulması nedeniyle mükerrerlik olmaması bakımından davacıların borçlu olmadıkları en yüksek miktar üzerinden harcın tamamlanması gerekmiş, birden fazla davacı tek vekille temsil edildiğinden ve davacılar arasında ihtiyati dava arkadaşlığı bulunduğundan peşin harçta tamamlatılmış olmakla her bir davacı yönünden kabul edilen miktar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilirken davalı yönünden red sebebi borçlu oldukları miktarın tespiti olup, ortak olmakla avukatlık ücret tarifesi 3/2 madde gereği davalı yönünden her bir davacının sorumlu olduğu miktar belirlenerek tek vekalet ücretine hükmedilmiş, davalı tarafın itirazlarının dosya kapsamı, alınan raporlar kapsamında yerinde olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-Samsun 5. Noterliğinin 12/03/2014 tarih 6175 yevmiye nolu ”alacak temlik sözleşmesinin” geçersizliğine,
2-Davalının, davacı …’a rücu edebileceği alacak miktarının 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1412 (9.İcra Müdürlüğünün 2017/31161), 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1413 (9.İcra Müdürlüğünün 2017/31162), 6.İcra Müdürlüğünün 2013/1170 (9.İcra Müdürlüğünün 2016/67402) dosyalarından toplam 163.608,76 TL olduğunun tespitine,
3-Davalının, davacı …’ye rücu edebilecek alacak miktarının 6.İcra Müdürlüğünün 2013/1169 (9.İcra Müdürlüğünün 2016/67401), 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1413 (9.İcra Müdürlüğünün 2017/31162), 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1412 (9.İcra Müdürlüğünün 2017/31161) dosyalarından toplam 24.548,34 TL olduğunun tespitine,
4-Davacı …’ın 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1412 (9.İcra Müdürlüğünün 2017/31161) dosyasından 290.203,38 TL, 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1413 (9.İcra Müdürlüğünün 2017/31162) dosyasından 290.203,38 TL, 6.İcra Müdürlüğünün 2013/1170 (9.İcra Müdürlüğünün 2016/67402) dosyasından 279.232,08 TL borçlu olmadığının tespitine,
5-Davacı …’nin 6.İcra Müdürlüğünün 2013/1169 (9.İcra Müdürlüğünün 2016/67401) dosyasından 126.146,66 TL, 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1413 (9.İcra Müdürlüğünün 2017/31162) dosyasından 429.263,80 TL, 4.İcra Müdürlüğünün 2013/1412 (9.İcra Müdürlüğünün 2017/31161) dosyasından 134.901,66 TL borçlu olmadığının tespitine,
6-Davacı …’ın istirdat talebinin reddine,
7-Davacıların tazminat talebinin reddine,
8-Tahsilde tekerrür oluşturulmamasına,
9-Alınması gerekli 29.323,01 TL harçtan peşin alınan 7.750,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.573,01 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-a)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 23.362,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
11)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 31.121,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
12-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve red sebebi davacılar yönünden ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 15.767,00 TL vekalet ücretinin (davalı … 2.946,00 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davacılardan davalıya verilmesine.
13-Davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 269,00 TL, bilirkişi masrafı 1.900,00 TL olmak üzere toplam 2.169,00 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 2.051,67 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
14-Davalı tarafça sarf edilen posta masrafı 120,85 TL, talimat ve bilirkişi masrafı 2.100,00 TL olmak üzere toplam 2.220,85 TL yargılama giderinden red oranına göre hesaplanan 120,13 TL’nin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
15-Davacılar tarafından yatırılan 7.750,00 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
16-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
17-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/04/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip