Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/945 Esas – 2023/363
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/945
KARAR NO : 2023/363
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/11/2015
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 13/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle, 15.04.2015 tarihinde Samsun ili Çarşamba ilçesinde meydana gelen trafik kazasında davacılardan …’nin eşi, …’nın babaları, …’in hayatını kaybettiğini, müteveffanın SSK emeklisi olup, çiftçilikle uğraştığı ve çiftçilik neticesinde aylık toplam 3.000 TL nin üzerinde geliri olduğunu ve davacıların infak ve iaşesini karşıladığını, davacı …’in özürlü olup hayatı boyunca müteveffa …’in desteğine muhtaç olduğunu, bakıma muhtaç … ve … …’in tek başlarına hayatlarını ikame ettirecek durumda olmamaları nedeniyle davalı …’in müteveffanın ölümü sonrası annesi ve kardeşlerinin bakımını üstlenmek zorunda kaldığınıç beyanla davalı …’in sevk ve idaresindeki ve davalı …. adına kayıtlı, Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi davalı … Sigorta Şirketi tarafından düzenlenmiş olan … plakalı araç ile müteveffa …’in içinde yolcu olduğu … sevk ve idaresindeki davalı … adına kayıtlı, Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi … A.Ş tarafından düzenlenmiş olan … plakalı aracın neden olduğu trafik kazası sonucunda davacılardan …’nin eşi …’nın babaları …’in ölümü nedeniyle her bir davacının fazlaya ilişkin ve diğer sorumlulara karşı dava hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … için 1.000 TL, davacı … için 1.000 TL, … açısından kazanç kaybı nedeniyle 100,00 TL maddi tazminatın davalı … ve … A.Ş açısından dava tarihinden davalılar …, …., …, … açısından kaza tarihi olan 15.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek 4489 Sayılı Yasa ile değişik 3095 Sayılı Yasanın 2/2 md. Belirtilen değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan … ve … A.Ş (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) …, …, …, …’den tahsili (davacılar … … ve …’in uğramış olduğu destekten yoksun kalma zararı miktarı ve …’in kazanç kaybı nedeniyle maddi tazminatın, tüm verilerin toplanmasından sonra yapılacak hesaplama ile belirleneceğinden, maddi/destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davaları 6100 sayılı HMK’nın 107. Maddesinde düzenlenmiş bulunan belirsiz alacak davası olduğunu, davacı … için 15.000 TL, davacı … için 15.000 TL, davacı … … için 15.000 TL, … … için 15.000 TL, … için 15.000 TL, … için 15.000 TL ve … … için 20.000 TL olmak üzere toplam 110.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek 4489 Sayılı Yasa ile değişik 3095 Sayılı Yasanın 2/2. Maddesinde belirtilen değişen oranlarda avans faizi ile davalılar …, …., …, …’den tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar … ve … Şehirlerarası Hiz.Tur. İş.San.Tic.Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle, davacıların ve davalıların adresi Samsun ili olmadığı gibi haksız fiilin de Çarşamba ilçesinde meydana geldiğini, bu nedenle eldeki dava açısından Samsun mahkemelerinin yetkili bulunmadığını, yetkili mahkemenin Çarşamba veya davalıların ikametgahının bulunduğu Ünye Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu, meydana gelen kazada davalıların herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve kazanç kaybı istemli taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın haksız fiilden kaynaklanmakla birlikte ticari iş niteliği haiz bulunmadığını, davacıların avans faiz talebinin tamamen hukuka aykırı bulunduğunu, davacıların talep etmiş olduğu toplam 110.000 TL manevi tazminatın fahiş bulunduğunu, kaza karışan … plakalı aracın kaza tarihi kapsayacak şekilde … Sigorta A.Ş tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalandığını, aracın kaza tarihini kapsayacak şekilde … Sigorta A.Ş tarafından … Tüm Oto Sigorta Poliçesi (Genişletilmiş Kasko) ile sigortalandığını, aracın kaza tarihini kapsayacak şekilde … Sigorta A.Ş tarafından Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesi, … Sigorta A.Ş tarafından Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile aracın karışacağı trafik kazalarında zarar görenlerin maddi ve manevi zararlarının güvence altına alındığını beyanla davanın … Sigorta A.Ş, … Sigorta A.Ş, … Sigorta A.Ş’ye davanın ihbarını, davacıların haksız ve hukuka aykırı davasının reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle, … plakalı aracın davalı şirket tarafından 15.04.2015/2016 vadeli Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, poliçe teminatının araçta yolcu olarak taşınan biletli yolcuları kapsadığını, davacı yanın taleplerinin teminat dışı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, … plakalı aracın 22.01.2015-22.01.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortanın sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, gerçek zararın belirlenebilmesi için konusunda uzman kişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, Sgk tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin veyahut gelir bağlanıp bağlanmadığının tespitinin gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz isteminin yasaya aykırı olduğunu, söz konusu talep ile ilgili davadan önce şirkete müracaat edilmediğini, davalı şirkete aracın kusurlu bulunması ve ödeme yapmasına karar verilmesi durumunda sorumluluğun azami limit ile sınırlı olacağına, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini talep etmiştir.
İhbar olunan … Sigorta vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirket nezdinde … plakalı araca ilişkin poliçenin araçta bulunan yolcuların yolculuk boyunca karşılaştıkları kazaları teminat altına aldığını, davacının … plakalı araçta yolcu olduğunun belirtilmiş olup poliçe teminatı kapsamına girmediğini, davalı şirkete davanın ihbar edilmesinde hukuki yarar olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan Deliller,
Kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, … ve … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen poliçe örnekleri, Sigorta Bilgi Gözetim Merkezi yazı cevabı, sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, Salıpazarı İlçe Tarım Müdürlüğü yazı cevabı, Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/180 E. Sayılı dosyası, Çarşamba Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu raporu, Sigorta Tahkim Komisyonunca alınan 28.04.2017 tarihli kusur raporu, mahkememizce talimat yoluyla İstanbul Teknik Üniversitesi bilirkişi heyetinden alınan 18.01.2021 tarihli rapor, aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen rapor, ıslah dilekçesi, İstanbul Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu tarafından düzenlenen 31.03.2023 tarihli rapor, aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporlar, bedel artırım dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
Sosyal Güvenlik Kurumu yazı cevabı ile davacılara yapılmış rücuya tabi herhangi bir ödeme kaydına rastlanılmadığı, davacı … …’in 01.05.2015 tarihinden itibaren ölüm aylığı aldığı tespit edilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumundan davacı …’in işe giriş-işten ayrılış bildirgeleri ile hizmet döküm cetveli celp edilerek dosyamıza eklenmiştir.
Salıpazarı İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından davalı … hakkında yapılan araştırmada Salıpazarı ilçesinde eşi ve iki çocuğu ile kirada oturduğu, aylık ortalama 1.400 TL geliri olduğu tespit edilmiştir.
Salıpazarı İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yazı cevabı ile 1 dekar fındık bahçesinden 130 kg ve elde edilen net gelirin 1.216 TL olup, 3.202,81 m² lik fındık bahçesinden elde edilecek fındık miktarının 416,365 kg, elde edilen gelirin 3.984,61 TL olduğu bildirilmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, TBK 54 ve 56. maddelerine dayanan destekten yoksun kalma tazminatı ve yakının ölümü sebebine ilişkin manevi tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından 15/04/2015 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki davalı … adına kayıtlı … plakalı araç ile davalı … sevk ve idaresindeki davalı … İşletmeleri adına kayıtlı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazası nedeni ile … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacıların murisi …’in vefatı sebebiyle HMK 107 gereği alacağın tam ve belirlebilir hale gelmesinden sonra artırılmak üzere davacı … … için 1.000 TL, davacı … için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı … için 100 TL kazanç kaybı tazminatının, davalılar …, …, … …, … …, …, … için 15.000’er TL, davacı … … için 20.000 TL manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar … ve … vekili yetki itirazında bulunmuş olup 6100 sayılı HMK’nın 16. maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 2918 s. KTK’nın “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir. HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen anılan 16. maddesinde esasen HMK’nın 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetkinin sözkonusu olmadığı da açıktır. Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, hem bir kısım davacıların yerleşim yeri hem de bir kısım davalıların yerleşim yeriSamsun olduğuna göre davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; davalı vekilinin yetki itiraz yerinde değildir.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; Davalı … A.Ş’ye 55 EV 373 plakalı aracın Karayolu zorunlu taşıma trafik sigortacısı, davalı …’e araç sürücü, davalı … İşletmeleri San.Tic.Ltd.Şti.’ne aracın maliki/işleteni olması, davalı … A.Ş’ye … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı, davalı …’e aracın maliki olması ve davalı …’e aracın kaza tarihindeki sürücüsü olması nedeni ile husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
… A.Ş tarafından düzenlenen … plakalı araca ilişkin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 22/01/2015-22/01/2016 tarihleri arasında sakatlanma ve ölüm kişi başına 290.000 TL, sakatlanma ve ölüm kaza başında 5.220.000 TL limitle sigortalandığı anlaşılmıştır.
… Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen … plakalı araca ilişkin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigorta Poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 15/04/2015-15/04/2016 tarihleri arasında sakatlanma ve ölüm kişi başına 290.000,00 TL limit ile sigortalandığı anlaşılmıştır.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen … plakalı araca ilişkin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 11/04/2015-11/04/2016 tarihleri arasında sakatlanma ve ölüm kişi başına 290.000 TL, sakatlanma ve ölüm kaza başında 5.220.000 TL limitle sigortalandığı anlaşılmıştır.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen … plakalı araca ilişkin Karayolları Yolcu Taşıma Zorunlu Ferdi Kaza Sigorta Poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 13/04/2015-13/04/2016 tarihleri arasında sakatlanma ve ölüm kişi başına 175.000,00 TL limit ile sigortalandığı anlaşılmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi yazı cevabı ile … plakalı aracın 15/04/2015 tarihini kapsayan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına ilişkin poliçesi bulunmadığı bildirilmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi husumet itirazında bulunmuştur.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder.“
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadır. Anılan Kanun’un 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta tazminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısmı için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortasıcısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluğu esas almıştır. Karayolu Taşıma Kanunu’nun 2/3. maddesinde ise il sınırları içerisindeki taşımalar ile yüz kilometreye kadar olan şehirlerarası taşımaların düzenlenmesi il ve ilçe trafik komisyonları ile işbirliği yapılmak suretiyle ilgili valiliklere, belediye sınırları içerisindeki şehiriçi taşımalar belediyelere bu Kanuna göre düzenlenecek yönetmelik esasları dahilinde bırakılabilir şeklinde düzenleme yapılmış, nitekim davalı sigorta vekili de kazaya neden olan aracın zorunlu taşıma poliçesi yaptırması gerektiğini, poliçe yapılmaması durumunda Güvence Hesabı’ndan tazminatın tahsil edileceğini, Karayolu Taşıma Kanunu’nun 19/3. maddesine göre zararın öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanacağını, bu sorumluluk sigortası ile karşılanmayan zararlar için zorunlu mali mesuliyet sigortasına başvurulacağını savunmuştur.
Somut olayda müteveffa … … plaka sayılı araçta yolcu konumunda olup … plaka sayılı araçta yolcu değildir. Davalı … sigorta A.Ş ise … plaka sayılı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigorta Poliçesi’ni tanzim eden sigortacısı olup … plakalı aracın ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş’dir. Bu poliçe kapsamında davacıların tazminat isteme haklarının olmadığı değerlendirilmiş ve bu davalı yönünden husumet nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Burada davacının yolcu olarak bulunduğu aracın ZMMS sigortacısı olan … A.Ş’ninde pasif husumetinin olup olmadığına değinmekte fayda vardır. … plakalı araç Şehiriçi halk otobüsü olup Sigorta Bilgi ve Gözetim merkezinden gelen yazı cevabına göre kaza tarihinde zorunlu taşıma sigorta poliçesi bulunmamaktadır. Mahkememizin benzer dosyası üzerinden Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ukome’den elde edilen bilgiye göre de Samsun ilinde şehir içi taşımalarda taşıma sigortası yapma zorunluluğu bulunmamakta olup davanın ZMMS sigortacısına yöneltilmesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır.
Kusur yönünden yapılan incelemede;
Kaza tespit tutanağının incelenmesinde; sürücü … idaresindeki … plakalı otobüsün Samsun’dan Ordu istikametine seyrederken Çarşamba ilçesine geldiğinde aracının sağ ön kısmı ile üç şeritli yolun en sağ şeridinde yolcu indirme-bindirme için duraklayan … idaresindeki … plakalı otobüsün sol arka kısmına çarpması ve otobüsün savrularak çarpma noktasından 4,5 metre ilerleyerek yaya kaldırım kenarındaki yeşillik alana çıkması neticesi yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda sürücü …’in 2918 sayılı K.T.K 56/1-c maddesini (önlerinde giden araçları güvenli ve yeterli mesafeden izlememek) ihlal ettiği, diğer sürücü …’ün aynı kanunda bulunan 58. Maddeyi (yolcu indirme-bindirme kurallarına riayet etmemek) ihlal ettiği olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/180 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde, dava konusu kazaya ilişkin Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden 09.02.2016 tarihli raporda, sürücü …’in asli kusurlu olduğu, sürücü …’ün kusursuz olduğunun tespit edildiği, yapılan yargılama sonrasında 31.05.2016 tarihinde sanık …’ün beraatine, sanık …’in 21.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süre ile şoförlük mesleğinin icrasından yasaklanmasına ve bu süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verildiği görülmüştür.
Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanlığının 2017.E.10290 sayılı dosyasında dava konusu trafik kazası nedeniyle sürücülerin kusur oranlarına Karayolları Fen Heyetinde görevli bilirkişi raporunun incelenmesinde, sürücü …’in meydana gelen olayda %100 kusurlu, sürücü …’ün olayda kusursuz olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce talimat yoluyla İstanbul Teknik Üniversitesi bilirkişi heyetinden kusura ilişkin rapor alınmış, raporda özetle, dava konusu olayda davalı sürücü …’ün özel halk otobüsü cinsi otobüsü olmasına rağmen yolcuların emniyetle inip binmeleri için duraklar yapılmış olmasına rağmen yolcu almak için durak dışında aniden ve gereksiz şekilde durakladığı, arkadan gelen araçların seyir güvenliğini ve yolcuların can güvenliğini tehlikeye soktuğunu, bu nedenle …’ün olayda %25 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü … ise aracıyla seyri sırasında yola gereken dikkati vermemesi, sağ şeritte seyreden ve duraklamaya başlayan araca dikkat ederek uygun zamanda orta şeride geçmesi veya sert fren tedbiri alması gerekirken bu tedbirleri zamanında yapamadığı, yola gereken dikkati vermediğinden sağ ve orta şeridi ortalar şekilde seyredip sağ şeritte aniden duraklayan otobüsün sol arka kısımlarına çarptığı, bu nedenle davalı sürücü …’in olayda %75 kusurlu olduğu, davacıların murisi … ise … plakalı araçta yolcu olduğundan ve kazada ölümünü önlemek bakımından alabileceği bir tedbir olmadığından kendisine yüklenecek müterafik kusur oranının mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyamız İstanbul Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Heyetine tevdi edilmiş, Adli Tıp Kurumunun 31.03.2022 tarihli raporu ile davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu, davalı sürücü … ve müteveffa yolcu …’in kusursuz olduğu tespit edilmiştir.
Olayın … idaresindeki aracın yolcu indirmek için yolcu indirme yeri dışında duraklaması üzerine, aynı şeritte ve arkadan gelen …’in kullandığı aracın önündeki aracı yeterli mesafeden takip etmemesi sebebi ile öndeki araca arka taraftan çarpması şeklinde meydana geldiği, …’e kazanın meydana gelmesinde atfı kabil herhangi bir kusurun bulunmadığı kanaatine varılmış alınan 31/03/2022 tarihli rapor olayın oluşuna uygun denetime ve hüküm kurmaya elverişli çelişkiyi gidermesi nedeni ile hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamından ceza dosyasında alınan ifadeler, Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/180 esas 2016/180 sayılı karardaki kabulü, mahkememizce alınan 31/03/2022 tarihli ATK raporu dikkate alınarak kazanın gerçekleşmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü …’ün herhangi bir etkisinin olmadığı, kazanın münhasıran … plaka sayılı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği, KTK’nun 86. Maddesi gereğince işletenin sorumluluktan kurtulduğu, sigorta şirketinin sorumluluğunun kendi sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğu ve sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsünün kusursuz olduğu anlaşılmakla … plaka sayılı araç sürücüsü …, işleteni … ve aracın ZMMS sigortacısı … A.Ş bakımından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar …’in kazanın oluşumuna sebebiyet veren … plakalı aracın sürücüsü olması …’ye ise aracın işleteni olması sebebi ile tespit edilecek zarardan sorumluluk yüklenmiş ve oluşan zarar miktarının tespitine geçişmiştir.
Maddi tazminat talebine yönelik değerlendirme;
Destekten yoksun kalma tazminatı TBK’nun 53. maddesinde düzenlenmiş olup “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” ölüm halinde uğranılan zararlar arasında sayılmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; “BK’nın 45. (TBK m. 53) maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.”
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı kişi, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, bakılanın ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Somut olayda davacı … … müteveffanın eşi olup diğer davacı … ise müteveffanın oğludur. … …’in müteveffaya yakınlığı nedeni ile TRH 2010’a göre muhtemel ömür sonuna ve fakat mirasçı … …’in gerçek ölüm tarihi olan 24/09/2019 tarihine kadar desteğin yardımından faydalanacağı ve aktif dava ehliyetinin var olduğu kabul edilmiştir. Yargılama sırasında davacı … vefat ettiğinden diğer davacıların …’nin aynı zamanda mirasçıları oldukları davacı vekilince sunulan veraset ilamından görülmüş ve bu şekilde yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı …’e gelince; …’in engeli bulunduğu iddiasına ilişkin olarak davacı …’in talimat mahkemesi aracılığıyla hastaneye sevki sağlanmış, Çarşamba Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu 15.08.2018 tarihli raporu ile şahsın zihinsel engelli olduğu tespit edilmiş olup, şahsın herhangi bir işte kendi başına çalışamayacağı, geçimini sağlayamayacağı, sürekli başkasının bakımına muhtaç olmadığı, günlük ihtiyaçlarını giderebileceği kanaatine varıldığı tespit edilmiştir.
Davacının aynı zamanda Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/712 esas 2015/1243 sayılı kararı ile TMK’nun 405. Maddesi kapsamında kısıtlanarak abisi …’in vesayeti altına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan rapor ve vesayet kararının niteliği dikkate alınrak engelli çocukların ömür boyu babasının desteğine muhtaç olacakları açık olduğundan bu davacının da aktif dava ehliyetinin bulunduğu ve destek tazminatı talep edebileceği değerlendrilmiştir.
Mahkememizce aktüerya bilirkişiden alınan 26.04.2017 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle, müteveffa …’in vefat tarihi itibariyle 75 yaşında olduğu, P.M.F yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün 6 yıl 10 ay 21 gün olduğu, müteveffanın emeklilik gelir dışında çiftçilik yaparak ek gelir ettiği ileri sürülmüşse de dosya kapsamında delil bulunmadığından emsal Yargıtay kararları uyarınca net asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı ve davacı eşi … …’in destekten yoksun kalma zararının 45.350,92 TL, davacı engelli oğlu …’in destekten yoksun kalma zararının 15.116,97 TL olmak üzere toplam 60.467,89 TL olduğu, davacı …’in kazanç kaybı talebi konusunda dosya kapsamında delil bulunmadığından hesaplama yapılamadığı bildirilmiştir.
Aktüerya bilirkişiden 2018 yılı asgari ücret artışları nazara alınarak ek rapor alınmış, bilirkişi raporunda davacı eşi … …’in destekten yoksun kalma zararının 43.929,56 TL, davacı engelli oğlu …’in destekten yoksun kalma zararının 16.473,58 TL olmak üzere toplam 60.403,14 TL olduğu, davacı …’in kazanç kaybı talebi konusunda dosya kapsamında delil bulunmadığından hesaplama yapılamadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 06.12.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı … … için 43.929,56 TL, davacı … için 16.473,58 TL olmak üzere toplam 60.403,17 TL üzerinden davanın devamını talep etmiştir.
Aktüerya bilirkişiden güncel asgari ücreti tarifesi üzerinden hesaplama yapılarak 2.ek rapor alınmış, bilirkişi raporunda özetle, davacı eşi … …’in destekten yoksun kalma zararının 71.840,65 TL, davacı engelli oğlu …’in destekten yoksun kalma zararının 26.940,25 TL olmak üzere toplam 98.780,90 TL olduğu, davacı …’in kazanç kaybı talebi konusunda dosya kapsamında delil bulunmadığından hesaplama yapılamadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 21.09.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile 06/12/2018 tarihli dilekçesi ile … … için artırılan 43.929,56 TL’nin 89.003,41 TL olarak, … için artırılan 16.473,58 TL nin 33.376,28 TL olarak artırıldığı beyan etmiştir.
Aktüerya bilirkişiden güncel asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplama yapması talep edilmiş, bilirkişi 12.09.2022 tarihli 3. Ek raporu ile davacı eşi … …’in destekten yoksun kalma zararının 89.003,41 TL, davacı engelli oğlu …’in destekten yoksun kalma zararının 33.376,28 TL olmak üzere toplam 122.379,69 TL olduğu, davacı …’in kazanç kaybı talebi konusunda dosya kapsamında delil bulunmadığından hesaplama yapılamadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 24.01.2023 tarihli dilekçesi ile davacı … …’e ait veraset ilamını dosyamıza sunmuştur.
Aktüerya bilirkişiden davacı …’nin ölüm tarihi ve kazanılmış haklar dikkate alınarak yeniden hesaplama yapması talep edilmiş, bilirkişi 17.02.2023 tarihli raporu ile davacı eşi … …’in destekten yoksun kalma zararının 28.197,92 TL, davacı engelli oğlu …’in destekten yoksun kalma zararının 66.173,14 TL olmak üzere toplam 94.371,06 TL olduğu, davacı …’in kazanç kaybı talebi konusunda dosya kapsamında delil bulunmadığından hesaplama yapılamadığı bildirilmiştir.
Hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen aktüerya raporunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/22-1179 Esas 2021/1563 Karar sayılı ilamında ve Yargıtay 4. HD’nin ilamlarıyla kabul edildiği üzere bakiye yaşam sürelerinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak prograsif rant yöntemine göre hesaplama yapılmıştır. Hesaplamalar yapılırken desteğin kusurunun olmadığı kabul edilmiş, SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılmadığından bu yönden indirim yapılmamış, desteğin pasif devrede olması sebebi ile agi mahsup edilmiş asgari ücret üzerinden geliri olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca hesaplamada destek olan annenin yaşam süresi dikkate alınmış ve dul olan davacının AYİM tablosuna göre yeniden evlenme olasılığı da bulunmadığından bu yönde indirim yapılmamıştır. Davacıların talep edebileceği tazminat miktarı 17.02.2023 tarihli rapor kapsamında eş … …’in destekten yoksun kalma zararının 28.197,92 TL, oğlu …’in destekten yoksun kalma zararının 66.173,14 TL olarak tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin harç ikmaline ilişkin dilekçelerinin birinin talep artırım, birinin de ıslah dilekçesi olarak kabul edilebilmesi için davanın belirsiz alacak davası olarak açılması gereklidir. Dava dilekçesinde, davanın açıkça, belirsiz alacak davası türünde açıldığı belirtildiğinden eldeki davanın, belirsiz alacak davası olduğunun kabulü gerekir.( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/2997 Esas, 2021/331 Karar Sayılı İlamı)Her ne kadar davada ikinci kez ıslah yapıldığı savunulmuş ise de davanın belirsiz alacak davası olduğu davacı vekilince sunulan 06.12.2018 tarihli dilekçenin bedel artırım dilekçesi olduğu 21/09/2022 tarihli dilekçenin ise ıslah dilekçesi olduğu nazara alınarak bu savunma yerinde görülmemiş ıslah dilekçesi dikkate alınmıştır. Bu kapsamda17.02.2023 tarihli rapor doğrultusunda taleple bağlılık ilkesi gereğince … için 33.376,28 TL, … … için 28.197,92 TL’nin davalılar … ve … şirketinden tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Bir davadan ancak bir kez ıslah isteminde bulunabileceği dikkate alınarak davacı vekili 06.03.2023 tarihli dilekçesine itibar edilmemiştir.
Davacı İsmail yönünden kazanç kaybı istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Davacının SGK kaydında yer alan işten çıkış bildirgesinde işten çıkış sebebinin işverenin iş sözleşmesini feshi olarak göründüğü, davacının trafik kazası sebebi ile işten çıkışı arasında illiyet bağının kurulamadığı, davacının zararını gösterir delil ve belge ibraz edemediği anlaşılmakla bu yönden davalılar … ve …’den subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
TBK 56. maddesi gereği bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önüne alınarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminata karar verilirken hakimin özel halleri gözönüne alarak tespit edilecek miktar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekletirecek tazminata benzer bir ceza fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Buna göre tazminatın sınırı amacına göre belirlenebilir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 tarih 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının gerekçesinden takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden bu konudaki takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenler kararda objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat miktarının tespitinde takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik sosyal koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi, ölen ile davacıların yakınlıkları, beşeri ilişkileri gibi özellikler gözönünde tutulmalıdır.
Manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ancak davacının olay sebebiyle duyduğu acı, elem ve ızdırabın kısmende olsa giderilmesine yönelik fonksiyonu değerlendirilerek tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacı sayısının çokluğu, müteveffanın yaşı, kaza tarihindeki paranın satın alma gücü özellikle her bir davacı yönünden talep edilen talep miktarı da gözetilmek suretiyle zarar göreni zenginleştirmeyecek, zarar sorumlusunu da fakirleştirmeyecek ölçüde hak ve nesafet ölçüsünde yargılama sırasında ölen davacı … … için 17.000 TL, davacılar … için 9.000’er TL takdir etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Maddi tazminat yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
a-Davacı … için 33.376,28 TL’nin kaza tarihi olan 15/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …… Ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
b-Yargılama sırasında ölen davacı mütevvefa … … için 28.197,92 TL’nin kaza tarihi olan 15/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ilgili veraset ilamındaki payları oranında davacılara verilmesine,
c-… A.Ş, … ve … yönünden açılan davaların subut bulmadığından ayrı ayrı REDDİNE,
d-… Sigorta Şirketi yönünden açılan davanın aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
e-…’in kazanç kaybına yönelik açtığı davanın REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.206,13 TL karar ilam harcından peşin olarak alınan 382,88 TL ve ıslahla alınan toplam 2.054,10 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 1.769,15- TL’nin davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacılar tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 382,88 TL peşin harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.058,40 TL, 995,70 TL olmak üzere toplam 2.464,68 TL’nin davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
3-Davacılar tarafından ödenen 1.568,40 TL tebligat ve posta gideri, 3.050,00 TL bilirkişi gideri ve mahkememizce suç üstü ödeneğinden karşılanan ATK fatura bedeli 1.236,80 TL olmak üzere toplam 5.855,20 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 2.943,58 TL den suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.236,80 TL nin mahsubu ile bakiye 1.706,78 TLnin davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Mahkememizce suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.236,80 TL nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ilgili veraset ilamındaki payları oranında davacılara ödenmesine,
6-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e ödenmesine,
7-Davacı … … yönünden reddedilen maddi tazminat davasında davalılar … A.Ş, … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’in veraset ilamındaki payları oranında davacılardan alınarak davalılar … A.Ş, … ve …’e ödenmesine,
8-Davacı … … yönünden reddedilen maddi tazminat davasında davalı … Sigorta A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red sebebi farklı olduğundan yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’in veraset ilamındaki payları oranında davacılardan alınarak davalı … Sigorta A.Ş’ne ödenmesine,
9-Davacı … … yönünden reddedilen maddi tazminat davasında davalı …. ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red sebebi farklı olduğundan yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’in veraset ilamındaki payları oranında davacılardan alınarak davalı …. ve …’e ödenmesine,
10-Davacı … yönünden reddedilen maddi tazminat davasında davalılar … A.Ş, … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … A.Ş, … ve …’e ödenmesine,
11-Davacı … yönünden … Sigorta Şirketine yönelik reddedilen maddi tazminat davasında red sebebi farklı olduğundan davalı … Sigorta A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak … Sigorta A.Ş’ne ödenmesine,
12-Davacı … yönünden reddedilen maddi tazminat davasında davalılar … A.Ş ve … Sigorta A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … A.Ş, … Sigorta A.Ş’ye ödenmesine,
13-Davacı … yönünden reddedilen maddi tazminat davasında davalı …, … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacı İsmail Şahinden alınarak davalı davalılar …, …’e, davalılar ,……Ltd.Şti., … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak bu davalılara verilmesine,
14-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B-Manevi tazminat yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
a-Yargılama sırasında ölen davacı müteveffa … … için 17.000,00 TL, kaza tarihi olan 15/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …… Ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ilgili veraset ilamındaki payları oranında davacılara verilmesine,
b-Davacı … İçin 9.000,00 TL, davacı … İçin 9.000,00 TL, davacı … … 9.000,00 TL, … … için 9.000,00 TL, … için 9.000,00 TL, … için 9.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 15/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …. ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
c-Fazlaya ilişkin taleplerin ayrı ayrı reddine,
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.850,01 TL karar ilam harcından peşin alınan 75,91 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.774,10 TL karar ilam harcının davalılar …… ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 75,91 TL peşin harç ve 166,20 TL başvuru harcının davalılar …… ve …’den alınarak davacılara verilmesine,
3-Kabul edilen manevi tazminat davasında davacı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …. ve …’den alınarak ilgili veraset ilamındaki payları oranında davacılara verilmesine,
4-Kabul edilen manevi tazminat davasında davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00TL vekalet ücretinin davalı …. ve …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
5-Kabul edilen manevi tazminat davasında davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00TL vekalet ücretinin davalı …. ve …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
6-Kabul edilen manevi tazminat davasında davacı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00TL vekalet ücretinin davalı …. ve …’den alınarak davacı … …’e verilmesine,
7-Kabul edilen manevi tazminat davasında davacı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00TL vekalet ücretinin davalı …. ve …’den alınarak davacı … …’e verilmesine,
8-Kabul edilen manevi tazminat davasında davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00TL vekalet ücretinin davalı …. ve …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
9-Kabul edilen manevi tazminat davasında davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00TL vekalet ücretinin davalı …. ve …’den alınarak davacı …’ya verilmesine,
10-Davacı … … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalı … … Ltd. Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı alınarak davalılar … … Ltd.Şti. ve …’e verilmesine,
11-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalı … … Ltd. Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … … Ltd.Şti. ve …’e verilmesine,
12-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalı … … Ltd. Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … … Ltd.Şti. ve …’e verilmesine,
13-Davacı … … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalı … … Ltd. Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalılar … … Ltd.Şti. ve …’e verilmesine,
14-Davacı … … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalı … … Ltd. Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalılar … … Ltd.Şti. ve …’e verilmesine,
15-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalı … … Ltd. Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … … Ltd.Şti. ve …’e verilmesine,
16-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalı … … Ltd. Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … … Ltd.Şti. ve …’e verilmesine,
17-Davacı … … yönünden reddedilen manevi tazminat davası yönünden davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin ilgili veraset ilamındaki payları oranında davacılardan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
18-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
19-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
20-Davacı … … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
21-Davacı … … yönünden reddedilen manevi tazminat davası yönünden davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
22-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
23-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat davasında davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve … verilmesine,
24-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
25-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzünde diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/03/2023
Katip
¸e-imza
Hakim
¸e-imza