Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/872 E. 2021/107 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/872 Esas – 2021/107
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/872 Esas
KARAR NO : 2021/107

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/10/2010
KARAR TARİHİ : 15/02/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 15/03/2021

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacının 10.07.2010 tarihli sözleşme ile davalı şirkete ait hastane kafeteryasını aylık 1.500 TL kira bedeli karşılığında 10.08.2010-10.08.2013 tarihleri arasında işletilmesi hakkını devraldığını ve hazırlıklar yaptığını, ancak davalının 05.08.2010 tarihinde fesih ihbarı isimli bir belgeyi müvekkiline imzalattığını ve davalı ile yapılan 10.07.2010 tarihli kafeterya işletme sözleşmesinin hiçbir yasal gerekçeye dayanmadan tek taraflı olarak haksız ve mesnetsiz olarak feshedildiğini, bu sebeple yapılan masraflar, işin kaybedilmesi ve başka bir iş ve sözleşme tekliflerinin geri çevrilmiş olması sebebiyle  uğradıkları zarar ile mahrum kalınan 3 yıllık kazanç ve yoksun kalınan kar miktarlarına mukabil fazlaya dair tüm dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL  maddi tazminatın fesih ihbarının taraflarına tebliğ edildiği tarih olan 05.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek tiraci faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesini istemiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Taraflar arasındaki sözleşmenin bir işletme sözleşmesi olduğunu, henüz yürürlüğe girmeden ve davacı tarafa yer teslimi yapılmadan dona erdiğini, davacı tarafla yapılan işletme sözleşmesinin tamamen haklı nedenlerle sona erdirildiğini,  kafeteryanın işletilmesinin de özel bir titizlik istediğini, davacı ile yapılan görüşmelerde bu ilkelerde bir mutabakat sağlanamadığı için  sözleşmenin yürürlüğe girmeden haklı sebeplerle fesih edilmek durumunda kalındığını, davacı tarafa söz konusu kafeterya ile ilgili yer teslimi yapılmadığından bir faaliyetinin söz konusu olmadığını, bu sebeple sözleşmeden  kaynaklanan bir zararın söz konusu olmadığını, belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davacı asil, bozmadan önceki karar duruşmasında, fiili zarara ilişkin bir talepleri bulunmadığını ve tek taleplerinin kar kâr kaybına ilişkin olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizin 07.03.2013 tarih ve 347/105 sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kâr kaybına ilişkin olmak üzere 10.000 TL’nin 05.08.2010 tarihinde itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine karar Yargıtay 6. HD.nin 05.11.2014 tarih ve 433/11912 sayılı ilamı ile bozulmuştur. Dosya mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydedilmiş ve bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce alınan 26.02.2018 tarihli raporda özetle: Davacının başka bir işyeri kiralayıp benzer bir nitelikte iş kurması için gereken makul sürenin 6 ay olduğu ve bir yıllık yoksun kalınan kârın 6.133,26-TL tutarında olmasına göre 6 aylık kâr yoksunluğunun 3.066,63-TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine mahkememizce aynı heyetten alınan ek raporda özetle: Kök raporun düzenlenmesine emsal alınan kafeteryanın bulunduğu hastane kapasitesinin dava konusu hastane kapasitesinden daha büyük olduğunun anlaşıldığı ve tedavi edilen hasta sayısına göre düzeltme yapıldığı ve 6 aylık kâr yoksunluğunun 9.974,14-TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine bu kez Yeminli Mali Müşavir ve Gayrimenkul Kiralama Konusunda Uzman Emlakçı bilirkişiden alınan raporda özetle: Davacının başka bir işyeri kiralayıp benzer bir nitelikte iş kurması için gereken makul sürenin 4 ay olduğu, davalı şirkete ait Atasam Hastanesi kafeteryasını 10.08.2010-31.01.2013 tarihleri arasında işleten şirkete, Medical Park Hastanesi kafeteryasını işleten şirkete ve Büyük Anadolu Hastanesinin kafeteryasını işleten gerçek kişiye ait 2010 yılı vergi kayıtlarının, mezkur hastanelerdeki işaret edilen dönemlere ait hasta ve personel sayısı ile birlikte değerlendirildiği, genel ortalama kişi başı kârlılık hesabı yapılarak kafeteryaları işleten her bir müteşebbisin kişi başı kârlılık tutarının belirlendiği ve 3 hastane kafeteryasının kârlılık hesabına göre kişi başına ortalama kârlılık tutarının 0,0455-TL olarak saptandığı, davalı şirkete ait Atasam Hastanesinin yıllık ortalama hasta ve çalışan sayısının 55270 kişi olup ortalama kişi başına kârlılık tutarına göre elde edilebilecek yıllık kârın 2.514,78-TL olduğu, aylık mahrum kalınan kârın 209,56-TL olmasına göre 4 aylık mahrum kalınan kârın 838,24-TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, kiraya verenin kusuru nedeniyle kiralananın kullanılmasının imkansız hale gelmesi sonucunda oluşan kazanç kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 10.08.2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamakta olup, sözleşme taşınmazın davacıya tesliminden önce davalı tarafından feshedilmiştir. Buna göre, davacı başka bir yeri kiralayıp benzer bir iş kurmak için geçecek süredeki kazanç kaybını isteme hakkına sahiptir. Somut olayda, mahkememizce bozmadan sonra alınan ilk kök raporda bu sürenin 6 ay olduğu kabul ile değerlendirme yapılmış ise de bilirkişi heyetinde bu süreyi belirleyecek uzmanlık alanına sahip bilirkişi yoktur. Oysa 05.01.2021 tarihli ikinci kök raporda emlakçı bilirkişi, benzer şartları haiz iş yerinin 1,5-2 ay içinde bulunabileceğini ve işyerinin yaklaşık 2 ay içinde faaliyete hazır hale getirilebileceğini belirtmiş ve makul süre 4 ay olarak belirlenmiştir. Yapılan tespitin, hüküm kurmaya elverişli olduğu mahkememizce de kabul görmüş, davacının başka bir yeri kiralayıp benzer bir iş kurmak için geçecek makul sürenin 4 ay olduğu kabulü ile değerlendirme yapılmıştır.
Davacının kâr kaybı istemine gelince; bozmadan sonra alınan ilk kök raporda bir yıllık yoksun kalınan kârın 6.133,26-TL ve 6 aylık kâr yoksunluğunun 3.066,63-TL olduğu; ek raporda ise, kök raporun düzenlenmesine emsal alınan kafeteryanın bulunduğu MedicalPark Hastanesi kapasitesinin dava konusu Atasam Hastanesi’nin kapasitesinden daha fazla olduğu ve tedavi edilen hasta sayısına göre değerlendirme yapıldığında 6 aylık kâr yoksunluğunun 9.974,14-TL olduğu belirtilmiştir. Oysa, 05.01.2021 tarihli ikinci kök raporda, Atasam Hastanesi, Medical Park Hastanesi ve Büyük Anadolu Hastanesi kafeteryalarının kârlılık hesabına göre kişi başına ortalama kârlılık tutarının 0,0455-TL olduğu, davalı şirkete ait Atasam Hastanesinin yıllık ortalama hasta ve çalışan sayısının 55270 kişi olup ortalama kişi başına kârlılık tutarına göre elde edilebilecek yıllık kârın 2.514,78-TL olduğu, aylık mahrum kalınan kârın 209,56-TL olmasına göre 4 aylık mahrum kalınan kârın 838,24-TL olduğu belirtilmiştir.
Görülüyor ki, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için emsal alınan hastane kafeteryalarının kişi başına ortalama kârlılık tutarına göre (0,0455-TL) değerlendirme yapılmalı ve sözleşmeye konu kafeteryanın bulunduğu Atasam Hastanesinin yıllık ortalama hasta ve çalışan sayısı (55.270 kişi) nazara alınarak yıllık ve akabinde 4 aylık kâr yoksunluğu belirlenmelidir. Buna göre, 1 yıllık kâr (55.270 kişi x 0,0455-TL) 2.514,78-TL ve davacının 4 aylık kâr yoksunluğu 838,24-TL’dir.
Bu sebeplerle, davacının 4 aylık kazanç kaybının 838,24-TL olduğu değerlendirilmiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bozmadan önceki kararda faiz başlangıcı 05.08.2010 olarak alınmış ve buna yönelik temyiz isteminde bulunulmamış olmasına göre, aynı tarihten itibaren faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 838,24-TL’nin 05.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile bakiye 89,20-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.498,75-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 293,27-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 294-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 269,35-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 838,24-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m. 13/3’e göre belirlenen 838,24-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı asil ile davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı yönünden 6100 sayılı HMK m. 341/2 gereğince KESİN, davacı yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
15/02/2021
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.