Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/664 E. 2022/383 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/664 Esas – 2022/383
T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/664 Esas
KARAR NO : 2022/383

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2015
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 15/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ….’nin 5015 sayılı kanun ve ilgili mevzuat kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ nun tanzim ettiği ”Dağıtıcı Lisansı” kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet göstermekte olup, bu faaliyeti çerçevesinde bizzat belirlediği noktalarda, kendi marka ve logosu altında, … standartlarında kurulacak akaryakıt istasyonlarında akaryakıt , LPG ve madeni yağ satış faaliyetini gerçekleştirmekte olduğunu, müvekkili şirket faaliyetleri kapsamında , davalı şirket …. ile 20.09.2010 tarihli ”Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi” imzalamak suretiyle davalıya 5 yıl süreli bayilik hakkı ve söz konusu taşınmaz üzerinde müvekkili … lehine 24/09/2010 tarihinden itibaren geçerli 5 yıl süreli, ilgili tapuda intifa hakkı tesis olunduğunu belirterek, davaya konu olan … ili, … ilçesi , … köyü, … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde akaryakıt ve satış istasyonunun bulunduğu mahalde davalı şirket tarafından akaryakıt bayilik sözleşmesine ve hukuka aykırı tutumlar sergilenmesi ve davalı şirketin aciz halinde bulunması nedeniyle müvekkili şirketin daha fazla zarara uğramaması için söz konusu akaryakıt istasyonunun intifa süresi sonuna kadar işletilmek üzere dava sonuçlanıncaya kadar yediemin sıfatıyla müvekkili şirkete teslim edilmesine veya davalı şirketin davaya konu olan taşınmaz üzerindeki istasyonu dava sonuçlanıncaya kadar işletmemesi yönünde … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/10 D.İş sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararının devamına, müvekkilinin her türlü fazlaya ilişkin tüm dava, tazminat ve alacak hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle … ili, … ilçesi … köyü … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt ve satış istasyonunun bulunduğu taşınmaz yönünden müdahalenin meni ile kal’ine müvekkili şirketin şimdilik uğramış olduğu zarar ziyanının tazmini yönünden fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL bedelin davalı yandan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmazın 3. kişiye satılmış olduğunu, davalının hali hazırda malik olmadığını, eldeki dava bakımından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın öncelikle husumetten reddi gerektiğini, ayrıca davalıya ait emtiaların güvenli bir şekilde depoya kaldırıldığını, bu hususta davacıya ihtarname çekildiğini, bu nedenle de davanın esastan reddi gerektiğini, davanın esasını çözümleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, itirazlarının üzerine ihtiyati tedbir kararı kaldırılması gerektiğini beyanla, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini ve davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin, … ili, … ilçesi … köyü … ada … parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının, hizmet bedeli faturalarının, 20/09/2010 tarihli satış taahhütnamesinin, fesih ihtarının, bayilik protokolünün sunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunduğu, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi sundukları anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ticari defterlerinin yerinde incelenmesi talepli ve bekletici mesele ile ihtiyati tedbire yönelik ayrı ayrı beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
… Tapu Müdürlüğüne, … Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazılara cevap verildiği anlaşılmıştır.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/134 Esas 2014/272 Karar sayılı 17/06/2014 tarihli ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği, Mahkememizin 2014/1153 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2014/1153 Esas 2014/347 Karar sayılı 30/09/2014 tarihli ilamı ile karşı görevsizlik verilerek, görevli mahkemenin … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, Yargıtay 20. H.D.’nin 03/07/2015 tarihli 2015/1112 Esas 2015/6869 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin 2015/664 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin delil dilekçesi ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/47 Talimat dosyası ile bilirkişilere tevdi edildiği, bilirkişilerin 31/08/2016 havale tarihli raporlarını ibraz ettikleri, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki taleplerini açıklar beyan dilekçesi ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/122 Talimat dosyası ile bilirkişilere tevdi edildiği, bilirkişilerin 04/05/2018 tarihli raporunu ibraz ettikleri, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ticari defterlerin yerinde incelenmesi talepli dilekçesini sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/64 Talimat dosyası ile bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 22/05/2019 tarihli raporunu ibraz ettiği, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
… Tapu Müdürlüğüne, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2014/1379 Esas 2015/699 Karar sayılı 16/09/2015 sayılı ilamının dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin davalı hakkında açılan ihya dava dosyasını bildirir beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2021/207 Esas sayılı dosyasının gerekçeli kararı ile kesinleşme şerhinin dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının bilirkişilere tevdi edildiği, bilirkişilerin 10/02/2022 tarihli bilirkişi raporunu ibraz ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin Mahkememizin 16/12/2021 tarihli ara kararları gereği beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşınmaza müdahalenin men’i ile kal’i, uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında imzalanan 20/09/2010 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi çerçevesinde davalıya 5 yıl süre ile bayilik verildiği, ayrıca sözleşme tarihinde davalıya ait olan taşınmaz üzerinde davacı şirkete 5 yıl süre ile intifa hakkı tesisi gerçekleştirildiği, davalı şirketin sözleşme hükümlerine ve taraflar arasında imzalanan 20/09/2010 tarihli taahhütname hükümlerine aykırı hareket ettiği, istasyondaki kurumsal ekipmanların sökülerek davacı şirketin zarara uğratılması üzerine davacı şirket tarafından 06/03/2014 tarihinde bayilik sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedildiği iddiası, intifa hakkı kapsamında müdahalenin men’i ve kal’i ile 10.000,00 TL üzerinden tazminat talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davalı şirketin unvan değişikliğine giderek “….” unvanı yerine “İflas Halinde ….” unvanını aldığı, davalı hakkında mahkememizin 16.09.2015 tarih 2014/1379 E 2015/699 K sayılı kararı ile iflasına ve yine mahkememizin 28.12.2016 tarih 2016/590 E ve 2016/868 K sayılı kararı ile İİK 254 maddesi gereğince iflasın kapatılmasına karar verildiği, akabinde davacı yanın talebi üzerine mahkememizin 2021/207 Esas 2021/276 Karar Sayılı kararı ile davalı şirketin ihyasına karar verilerek dava ehliyetinin ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket cevap dilekçesinde istasyona konu taşınmazı sattığını, dava tarihi itibariyle taşınmazın maliki olmadığını, husumetin kendisine yöneltilemeyeceğini ileri sürmüştür. Davaya konu taşınmaza ait tapu kayıtları ilgili tapu müdürlüğünden celbedilmiş, incelenmesinde; davaya konu taşınmaz üzerinde davacı lehine 24/09/2010 tarihinde 5 yıl süre ile irtifak hakkı tesis edildiği, taşınmazın 28/02/2014 tarihinde tam hisse ile dava dışı ….’ne devredildiği, üçüncü kişi malik tarafından davalı şirketin tahliyesi amacıyla ihtar çekildiği, davalı şirketin dava tarihi itibariyle davaya konu taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. TMK’nun 803. maddesi gereği intifa hakkı sahibi, hakkın konusu olan malı zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma yetkilerine sahip olup, davacının dava tarihi itibariyle aktif husumetinin bulunduğu, ancak davalı şirketin dava tarihi itibariyle pasif husumetinin bulunmadığı anlaşılmış, kaldı ki karar tarihi itibariyle intifa hakkının da süresinin dolmuş olduğu hususları birlikte değerlendirilmiş, davacı tarafın taşınmaza müdahalenin men’i ve kal’i talepleri yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi içerisinde haklı sebeple sözleşmenin erken feshine dayalı kar kaybının bulunduğu, ayrıca kurumsal kimlik ürünleri, akaryakıt pompaları, kompresör, dalgıç pompa vs. ekipmanlar ile bunların sökülüp başkaca bir yere montajı nedeni ile de zarar doğacağı belirtilmiş, davacı vekiline taleplerini somutlaştırması için verilen süre içerisinde sunulan 30/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde her ne kadar dava dilekçesi içeriğinde kimlik ve ekipmanlardan bunların sökülmesinden kaynaklı davacı şirketin zararı olacağı belirtilmiş ise de davalı şirketin sözleşmeyi haksız feshetmesi karşısında müvekkil şirkette oluşacak zararları ifade etmek istedikleri, bu kapsamda davada yalnızca fesih tarihi ile intifa hakkı tarihi arasında meydana gelen kar kaybının talep edildiği açıkça belirtilmiş olup, mahkememizce yalnızca söz konusu talep bakımından değerlendirme yapılmıştır.
Burada öncelikle yapılan feshin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı yanca cevap dilekçesinde; taşınmazın sözleşme süresi içerisinde dava dışı üçüncü kişiye satıldığı, kendilerince taşınmazın tahliye edildiği, davacı şirkete ait kurumsal kimlik, pompa vs. gibi bir takım emtiaların taşınmazdan sökülerek depoya kaldırıldığı beyan edilmiş, … 3. Noterliğinden çekilen 03/03/2014 tarihli 5034 yevmiye numaralı ihtarname ile bu husus açıkça ifade edilerek emtiaların depodan alınması istenmiş, davacı şirketin İstanbul 8. Noterliğinin 06/03/2014 tarihli 4546 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki bayilik sözleşmesini feshettiğini bildirdiği anlaşılmıştır. Şu halde tüm dosya kapsamından somut olayda davalı şirketin intifa hakkı sahibi konumundaki davacının emtialarını taşınmazdan rızası ve bilgisi bulunmadan sökmek suretiyle taraflar arasındaki 20/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesine aykırı hareket ettiği, davacı şirketin feshinin sözleşmenin 45.maddesi çerçevesinde haklı olduğu kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK’nın 112. maddesi gereği “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür”. Zararın tazmin edilebilmesi için de borçlunun ayrıca TBK’nun 117. maddesi uyarınca temerrüde düşürülmesi gerekmektedir. Karşılıklı borç yükleyen sürekli edimli sözleşmelerde haklı fesih hallerinde müspet zarar kapsamındaki kar kaybının istenebilecek olması ve davacının fesih ihtarı ile ayrıca borçluyu temerrüde düşürmüş olması hususları dikkate alınarak ticari defterler incelenmek suretiyle zarar hesaplaması yapılması amacıyla Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, bir mali müşavir bilirkişiden alınan 22/05/2019 havale tarihli raporda özetle; davacının ibraz olunan ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu, davacının sözleşme süresi boyunca brüt satış karı esas alındığında 923.948,25 TL kar kaybı olduğu, faaliyet karı esas alınacak ise 7.508,89 TL kar kaybı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava dilekçesindeki beyanlar dikkate alınarak alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmış, dosya bu kez bir mali müşavir, bir makine mühendisi ve bir inşaat mühendisine tevdi edilmiş, düzenlenen 09/02/2022 tarihli raporda özetle; davacının sözleşme fesih tarihinden sözleşme bitiş tarihine kadar 346.897,10 TL brüt satış kar kaybı bulunduğu, sözleşme fesih tarihine kadar 75.086,12 TL kar kaybı bulunduğu tespit ve kanaati bildirilmiştir. Rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı taraflarca itiraz dilekçesi sunulmadığı, davacı vekilinin 01/03/2022 tarihli dilekçesi ile talep edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin talep edildiği bildirilmiş, raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacının talebi ile bağlı kalınarak 10.000,00 TL kar kaybı talebi çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacı şirketin müdahalenin men’i ve kal istemine ilişkin taleplerinin pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine,
2-10.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL karar ilam harcından peşin alınan 170,80 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 512,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
…-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 170,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından ödenen 6.500,00 TL bilirkişi gideri, 2.672,35 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 9.172,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.07/04/2022

Katip
¸

Hakim
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.