Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/471 E. 2019/639 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/471 Esas – 2019/639
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/471 Esas
KARAR NO : 2019/639 Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2015
KARAR TARİHİ : 25/06/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 03/07/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacı …’in 2012 yılında davalı … Bankası’ndan 11.200,00-TL. Tüketici kredisi kullandığını, davalı bankanın müvekkilini arayarak toplam borcunun 13.400,00-TL. Olduğunu, bu parayı ödeyerek borcunu tamamen kapatabileceğini belirttiğini, bunun üzerine müvekkilinin 2013 yılının Nisan-Mayıs-Haziran aylarında toplam 13.400,00-TL.’nı ödediğini, ancak davalı banka tarafından Samsun 8. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6037 Esas sayılı dosyasında 30/07/2013 tarihinde müvekkiline karşı toplam alacak bedeli 10.850,80-TL. olan İlamsız İcra Takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından davalı … Bankası’na başvurulduğunu, yapılan görüşmede 1.270,00-TL. avukatlık ücretinin yatırılması halinde icra takibinin bitirileceği ve dosyanın işlemden kaldırılacağının söylendiğini, müvekkilinin aldığı bu bilgiye uygun olarak 2014 yılı Haziran ayı içinde toplam 1.270,00-TL.’nı borcu kapatmak üzere bankaya yatırdığını, ancak davalı tarafça icra dosyasının işlemden kaldırılmadığını ve icra takibine devam edildiğini, müvekkilinin davalı bankaya hiçbir borcunun kalmamış olmasına rağmen, müvekkili hakkında haciz tatbik edildiğini, haciz baskısı altında davalı banka tarafından 2015 yılının Ocak ayında 1.000,00-TL. daha tahsil edildiğini, müvekkili tarafından icra takibinin başlangıç tarihine kadar 13.400,00-TL.; icra takibinden sonra ise 2.270,00-TL. olmak üzere toplam 15.670,00-TL.’nın davalı bankaya ödenmiş olduğunu, buradan da müvekkilinin borcundan daha fazlasını kötüniyetli olarak icra takibi yapan bankaya ödediğinin anlaşıldığını, arz ve izah ettikleri nedenlerle, müvekkilinin davalı bankaya borcunun bulunmadığının tespiti ve fazla ödenen miktarın istirdadı için Mahkemeye başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek, davalarının kabulü ile, davacı müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, bankaya yapılan fazla ödemenin istirdatına, haksız ve kötüniyetli icra takibi yapan bankanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının, müvekkili bankaya Samsun 8. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6037 Esas sayılı dosyasından icra takibine konu borcunun olmadığını iddia ettiğini, davacının, müvekkili bankaya borcunun olmadığını iddia etmesinin iyiniyetle bağdaşmadığını, işbu davanın görevli Mahkemede açılmadığını, çünkü; Türk Ticaret Kanunu’nun 4/f maddesinde “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işidir.” denildiğinden bankaları adına açılmış olan davanın ticari nitelikte dava olduğunun ilgili yasa maddesi gereğince ihtilafsız olduğunu, müvekkili … Bankası’nın tacir olup, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili yasa maddelerinde de ayrıntılı bir şekilde düzenlendiği üzere bankalarının tacir olduğunun açık olduğunu, TTK.nun 4/f maddesinden de açıkça anlaşılacağı üzere bankalar tarafından Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden kullandırılan kredi borçlarına ilişkin açılan hukuk davalarının da ticari nitelikte davalar olduğunu, bu nedenlerle, işbu davaya bakmakla görevli mahkemenin SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ olduğunu, bu nedenle Görevsizlik İtirazları kapsamında görev yönünden davanın reddine ve dava dosyasının görevli Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi yönünde karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili Banka ile … arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine istinaden borçlu …’e Cari Kredi kullandırıldığını, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’ni dava dışı borçlu …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, davalının(borçlu), cari krediden kaynaklanan geri ödemelerini süresi içinde ve düzenli ödemediğinden müvekkili banka tarafından borçlulara keşide edilen Samsun 1. Noterliği’nin 31/05/2013 gün ve 8741 Yevmiye sayılı Hesap Kat İhtarnamesi’nin gönderildiğini ve hesabın kat edildiğini, ancak sözkonusu borcun borçlular tarafından ödenmediğini, ihtarnameye rağmen borçlular tarafından bankalarına olan Cari Kredi borcu ödenmediğinden davacı(borçlu) … ve dava dışı borçlu … hakkında 30/07/2013 tarihinde Samsun 8. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6037 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının asılsız ve dayanağı olmayan iddialarla icra takibini sürüncemede bırakmak için işbu davayı açtığını, dava dilekçesinde; davacının 11.200,00-TL. kredi kullandığı, kredi borcuna mahsuban Nisan-Mayıs-Haziran 2013 aylarında 13.400,00-TL. Ödeme yaptığı, hakkında Samsun 8. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6037 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildikten sonra 1.270,00-TL. daha ödeme yapması durumunda icra dosyasının işlemden kaldırılacağının iddia edildiğini, davacı tarafın, kendileri tarafından kabulü imkansız iddialarla müvekkili Banka’ya olan borçlarından kurtulmak istediğini, …’in müvekkili Banka’dan 11.200,00-TL. kredi kullandığını kabul ettiğini ancak, kredi borcunun tamamını ödemediği halde ödeme yaptığını beyan ederek müvekkili Banka hakkında Menfi Tespit davası açtığını, hatta iddiasını daha da genişleterek dosya borcundan daha fazla ödeme yaptığını iddia ederek fazla ödenen kısmın istirdatını talep ettiğini, işbu davayı açmakta davacının kötüniyetli olup, amacının borcunu ödememek adına zaman kazanmak ve çeşitli bahanelerle tahsilat sürecini uzatmak olduğunu, davacı …’in iddiasının aksine müvekkili Banka’dan kullanmış olduğu Cari Kredisine istinaden 18/04/2013 tarihinde 5.000,00-TL. ödeme yaptığını, bu tarihten sonra davacı tarafından kredi borcuna ilişkin ödeme yapılmaması üzerine anapara borç bakiyesi ve ödenmemiş faiz ve masraflarla birlikte toplam 11.061,04-TL.’nın ödenmesi yönünde kendisine 31/05/2013 tarihinde ihtarneme keşide edildiğini, ihtarname ekinde bulunan hesap özetinden de anlaşılacağı üzere davacının ödemekle yükümlü olduğu borç bakiyesinin 11.064,04-TL. olduğunu, ihtarname tebliğinden sonra … tarafından 2.000,00-TL. daha ödeme yapılmış olması nedeniyle, işbu ödeme tutarı düşüldükten sonra bakiye 9.061,14-TL. asıl alacak tutarı üzerinden icra takibine geçildiğini, yine davacının icra takibinden önce 31/05/2013 tarihinde ödediğini iddia ettiği 6.400,00-TL.’lik tutarın müvekkili Banka’nın 17/03/2015 tarihli yazısından da anlaşılacağı üzere canlı kontratın zarar kontratına aktarıldığı muhasebe dekontu olduğunu, davacı tarafından cari kredi borcuna ilişkin yapılan ödeme dekontu olmadığını, bu durumun dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları yazı ve kontrat hareketlerinden de açıkça belli olduğu gibi, mahkeme tarafından banka kayıtları üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile de anlaşılacağını, davacı hakkında Samsun 8. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6037 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildikten sonra davacının dilekçesinde de beyan ettiği gibi 2.270,00-TL. daha ödeme yaptığını, davacının iddia ettiği gibi icra takibinden önce 13.400,00-TL. ve icra takibinden sonra 2.270,00-TL. olmak üzere 15.670,00-TL. ödeme yapılmasının sözkonusu olmadığını, davacının 6.400,00-TL. tutarlı, 31/05/2013 tarih ve 197890 nolu kredi ödeme dekontunun kredi tasfiyesine ilişkin muhasebe dekontu olduğunu ve bu tarihte müvekkili bankaya bu miktarda ödeme yapmadığını bilmesine rağmen halen ödeme yaptığını iddia etmesinin oldukça düşündürücü olduğunu, bu durumda davacı tarafın ödemekle mükellef olduğu borcu ödemeyerek kendisine menfaat sağlamakta olduğunu, borçlu olmadığına dair iddiaların borçtan kurtulmak amacıyla yapıldığını, bu yönden davacının açmış olduğu haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini, davacının müvekkili bankaya borçlu olmadığının tespitine ve fazla ödenen miktarın istirdatı davasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının kendisine gönderilen ihtarname, hesap özeti ve hakkında açılan icra takibine rağmen halen borçlu olmadığını iddia etmesinin sonucunda iyi niyetli olduğunun düşünülemeyeceğini, çünkü; TMK.nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına göre; herkesin, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğunu, bir hakkın açıkça kötüyü kullanılmasını hukuk düzeninin korumadığını, davacının kötü niyetinin hukukende korunmasının mümkün olmadığını, bu durumda müvekkili bankanın tamamen iyi niyetli olup, davacı tarafın kredi borcunu ödemeyerek Banka’nın zararına sebebiyet vermekte olduğunu, İcra İflas Kanunu’nun 72/3. fıkrası gereğince açılan davanın menfi tespit davası olduğundan dolayı, davacının iddiasını ispatla davacı tarafın mükellef olduğunu, sayılan bu nedenlerle, haksız ve kötüniyetli açılan davanın reddinin gerektiğini, belirterek; öncelikle, görevsiz mahkemede açılmış olan davanın görevsizlik kararı verilerek görev yönünden reddine, haksız ve kötüniyetli açılan davanın reddine, davacı tarafın haksız ve kötüniyetli açtığı dava nedeniyle İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince %20 kötüniyet tazminatı ödemesine hükmedilmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava dilekçesi ekinde ödemeye ilişkin dekontlar sunulmuş, Samsun 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/253 E. 2015/247 K. Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, … Bankası 28.02.2012 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi, ihtarname ve hesap hareketleri dosyamız arasına alınmıştır, dosyamız bankacı bilirkişiye tevdii edilmiş bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından Samsun N. Tüketici Mahkemesine verilen dava dilekçesi ile dava konusu Samsun 8.İcra Müdürlüğü’nün 2013/6037 E. Sayılı takip dosyasında alacaklı … Bankası A.Ş vekili tarafından alacağın dayanağını oluşturan 28/02/2012 tanzim tarihli borçlular … ve müteselsil kefil … aleyhine 9.061,04 asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacının bankaya borçlu olmadığının tespiti istenmiş, Samsun 2. Tüketici Mahkemesinin 24.04.2015 tarihli 2015/76 E. 2015/423 K. Sayılı ilamı ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş ile davacı … arasında 28.02.2012 tarihli 3.000 TL tutarlı Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi imzalandığı, …’ın müteselsil kefil olarak imzaladığı görülmüştür.
Dosyamız bankacı bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi asıl rapor ve ek raporlarında sonuç olarak, davacı … hakkında yürütülen takibin yasal ve hukuka uygun olduğu, davalı … Bankası A.Ş tarafından usulüne uygun düzenlenen Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi sonucu davacı esas borçlu …’e kullandırılan ve ödenmeyen krediler ile ilgili talebinden dolayı alacaklı olduğu, icra takip tarihi olan 30/07/2013 tarihi itibariyle davacı …’den alacaklı tutarının 7.526,74 TL asıl alacak, 572,55 TL temerrüt faizi, 20,63 TL BSMV, 181,05 TL masraf olmak üzere toplam alacak tutarının 8.308,97 TL olduğu, davalı banka tarafından takip sonrası asıl alacak olarak tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar %94,50 oranında gecikme faizi ve faizin %5 i kadar gider vergisinin talep edilebileceği, davacı …’den talep edilen 8.308,97 TL alacaklara ilişkin %20 icra inkar tazminatının mahkemenin takdirinde bulunduğu bildirilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilerek, Samsun 9.İcra Müdürlüğü’nün 2015/47284 E. (Kapatılan 8.İcra Müdürlüğü’nün 2013/6037 E.) sayılı dosyasının dosya hesabı yaptırılarak dosyamız arasına alınmış ve dosyamız yeni bir bankacı bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bankacı bilirkişinin 12.09.2018 tarihli raporunda özetle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından dava dilekçesine eklenen 6.400 TL tutarlı dekontun davacının iddia ettiği gibi bir ödeme belgesi mi, yoksa davalının belirttiği gibi canlı kontratın zarar kontratına dönüştürülmesine ilişkin bir iç muhasebe dekontu mu olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre davacının kullandığı kredi nedeniyle davalıya borçlu bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, 31.05.2013 tarihli 6.400 TL tutarlı kredi ödeme/kapama dekontu yönünden yapılan değerlendirmede, davacının 18.04.2013 tarihli 5.000 TL,20.06.2013 tarihli 2.000 TL, 02.06.2014 tarihli 270,20 TL, 24.06.2014 tarihli 1.000 TL, 19.01.2015 tarihli 1.000 TL tutarındaki ödemelerine ilişkin dekont içerikleri ile ihtilafa konu 31.05.2013 tarihli 6.400 TL tutarındaki dekont içerikleri, ihtilafa konu dekont tarihi ile kat tarihinin aynı tarih olması ve söz konusu dekontun üzerinde yazılı işlem saati 03:17:12 nin olağan mesai saatleri dışında bir saat oluşu ve işlemi yapan personel karşısında sistem yazılı olduğu dikkate alındığına, ihtilafa konu 31.05.2013 tarihli 6.400 TL tutarındaki iş bu dekontun sistemsel bir dekont olduğu, davalının da belirttiği gibi, hesabın kapatılarak zarar hesabına aktarılmasına ilişkin bankanın bir iç muhakabe dekontu olduğu, yani bir ödeme dekontu olmadığı kanaatine varıldığını, takip tarihi itibariyle alacak miktarı hesaplanmış, davalı banka tarafından davacı borçlu hakkında harç alındı belgesine göre 30.07.2013 tarihinde takibe girişildiği, bu durumda 07.06.2013 temerrüt tarihinden 30.07.2013 takip tarihine kadar %94.50 oranındaki temerrüt faizinin uygulanması gerektiği, davacının takip tarihinden önce 20.06.2013 tarihinde 2.000 TL ödeme yapıldığı, buna göre davalı bankanın ödemeler mahsup edildiğinde takip tarihi itibariyle davacıdan olan alacak miktarının toplam 10.479,63 TL olduğu, davalı banka tarafından takip talebinde asıl alacak olarak 9.061,64 TL talep edildiği, taleple bağlılık ilkesi gereği iş bu bedelin esas alınması zorunlu olup buna göre davalı bankanın alacak miktarının toplam 10.264,76 TL olduğu, sonuç olarak, 31.05.2013 tarihli 6.400 TL bedelli ödeme dekontunun hesabın kapatılarak zarar hesabına dönüştürülmesine ilişkin bankanın bir iç muhasebe dekontu olduğu, diğer bir deyişle ödeme dekontu olmadığı, davalı bankanın davacıdan 30.07.2013 takip tarihi itibariyle taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.264,76 TL toplam alacağı oludğu, davacının 30.07.2013 tarihi itibariyle 586,04 TL borçlu olmadığı, davacı tarafından takipten sonra yapılan ödemelerin infazda dikkate alınması gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine, Samsun İcra Dairesinin 2015/47284 E. Sayılı yazısı ile dosyaya yapılan tahsilat makbuzları dosyamız arasına alınarak dosya ek rapor için bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bilirkişinin 20.02.2019 tarihli ek raporu ile, banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının davaya konu kredi borcu nedeniyle 31.05.2013 tarihinde yaptığı herhangi bir ödeme bulunmadığı, bu bağlamda davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 31.05.2013 tarihli 6.400 TL bedelli dekontun ödeme dekontu olmayıp, davalı bankanın canlı kredi hesabını , zarar/takip hesabına aktarmasına yönelik iç muhasebe dekontu olduğu, davacının takipten sonra ve fakat davadan önce yaptığı ödemeler mahsup edildiğinde, 19.02.2015 dava tarihi itibariyle davalı bankaya 21.916,04 TL borçlu olduğu, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin de mahsup edilmesi halinde 21.09.2015 tarihi itibariyle 9.352,95 TL borçlu olduğu, ancak hal böyle olmakla beraber davalı banka tarafından davacının kredi borcu hesabının 28.09.2015 tarihi itibariyle sıfırlanarak kapatılıp tasfiye edildiğinin belirlendiği bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı vekili tarafından müvekkilinin 2012 yılında davalı … Bankası’ndan 11.200,00-TL. Tüketici kredisi kullandığını, 13.400,00-TL yi ödeyerek borcunu tamamen kapattığı halde davalı banka tarafından Samsun 8. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6037 Esas sayılı dosyasında 30/07/2013 tarihinde davacıya karşı toplam alacak bedeli 10.850,80-TL. olan İlamsız İcra Takibi başlatıldığını, davacı tarafından icra takibinin başlangıç tarihine kadar 13.400,00-TL; icra takibinden sonra ise 2.270,00-TL. olmak üzere toplam 15.670,00-TL.’nın davalı bankaya ödenmiş olduğunu, davalı bankaya borcunun bulunmadığının tespiti ve fazla ödenen miktarın istirdadını talep ettiği anlaşılmış olup, davacının davalı bankaya borcu bulunup bulunmadığının, yapılan ödeme iddialarının tespiti bakınından dosyanın bankacı bilirkişi Bülent Köksal’ a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen hüküm vermeye elverişli raporu ile banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının davaya konu kredi borcu nedeniyle 31.05.2013 tarihinde yaptığı herhangi bir ödeme bulunmadığı, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 31.05.2013 tarihli 6.400 TL bedelli dekontun ödeme dekontu olmadığı, davalı bankanın canlı kredi hesabını, zarar/takip hesabına aktarmasına yönelik iç muhasebe dekontu olduğu, davacının takipten sonra ve fakat davadan önce yaptığı ödemeler mahsup edildiğinde, 19.02.2015 dava tarihi itibariyle davalı bankaya 21.916,04 TL borçlu olduğu, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin de mahsup edilmesi halinde 21.09.2015 tarihi itibariyle 9.352,95 TL borçlu olduğu, davalı banka tarafından davacının kredi borcu hesabının 28.09.2015 tarihi itibariyle sıfırlanarak kapatılıp tasfiye edildiğinin belirlendiği, bu haliyle davacının iddiasının aksine dava tarihi itibariyle davacının davalı bankaya borcunun olduğu anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine ve dava konusu alacak bakımından ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından ve alacaklının alacağına geç alması söz konusu olmadığından İİK 72/4 maddesindeki tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 185,30 TL harcın mahsubu ile bakiye; 140,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
5-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
6-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, karar taraf vekillerinin yüzünde tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi. 25/06/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza