Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/908 E. 2021/574 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/908 Esas – 2021/574
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/908 Esas
KARAR NO : 2021/574

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : …
VEKİLİ :…
VEKİLLERİ : …
TASFİYE MEMURU; …
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZ.TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın trafik kazası yapması neticesinde araçta bulunan …’un vefat ettiğini, mirasçıları olarak eşi ve çocuklarının sigorta şirketine başvurarak kazadan haberdar ettiğini, 21/12/2011 tarihinde poliçe genel ve özel şartlarına göre tahakkuk eden tazminat tutarı olan toplam 175.000,00 TL … mirasçılarına ödeme yapıldığını, davalılardan …’nin araç maliki, … ‘ın ise araç sürücüsü olup, sürücü vefat ettiğinden davanın mirasçılarına yöneltildiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, … ve … vekilinin 04/04/2013 havale tarihli cevap dilekçelerinde özetle; HMK 119-f bendine göre iddia edilen her bir vakıanın hangi delille ispat edileceği hususunun yazılmadığını, bunun ikmalinin de mümkün olmadığını, HMK m 194/1 e göre tarafların dayandıkları vakıaları ispata elverişli bir şekilde somutlaştırmaları gerektiğini, aynı şekilde HMk m 194/1 e göre tarafların dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmelerinin zorunlu olduğunu, dava dilekçesinde bu hususların da eksik olup davanın usulden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde hukuki sebepler gösterilmediğini, davalılardan … nin araç maliki olduğunun doğru olduğunu, davalı müvekkillerin murisi …’ın araç sürücüsü olduğu iddiasının doğru olmadığını, kaza yapılmadan evvel tarafların murislerinin bir benzinlikçide durduklarını, burada bulunan görgü tanıkları aracın sürücüsünün … olduğunu beyan ettiklerini, muris …’ın araç sürücüsü olarak gösterildiğini, 2918 sayılı yasanın 84.maddesinde yer alan doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu kanaatine varılmışsa da ceza dosyalarında esas alınan kusur oranını kabul etmediklerini, davacı tarafça reeskont avans faizine hükmedilmesi istenmişse de bu hususun usul ve yasaya aykırılık teşkil etmekte olduğunu, bahse konu olayda yasal faiz istenmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddini, masraf ve vekalet ücretinin davalılara tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde Perşembe C.Başsavcılığının 2010/430 Esas -297 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ve bu dosya içinde bulunan evrak, Groupama Sigorta A.Ş’nin … plakalı araç için tanzim edilen ZMSS Sigortası Poliçesi, Sigorta Şirketinden gelen tüm evrak, Kaza Tespit Tutanağı, ibraname, diğer tüm evrak ve delilleri ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının daha önce 2012/479 esas sırasına kaydının yapıldığı, 04/04/2013 tarihinde görevsizlik kararı ile dosyanın Samsun Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek 2013/71 karar sırasına kaydının yapıldığı, davacı vekilinin temyiz dilekçesi ile dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine gönderilerek 2013/12380 esas 2013/12276 karar sırasına kaydının yapıldığı, 16/09/2013 tarihinde uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğine dair karar verildiği ve mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Canik İlçe Emniyet Müdürlüğünün 16/06/2014 tarihli yazıları ile davalı …’nin ESD araştırmasının yapıldığı anlaşılmıştır.
Yakutiye İlçe Emniyet Müdürlüğünün 19/06/2014 tarihli yazıları ile davalı …’ın ESD araştırmasının yapıldığı anlaşılmıştır.
Ordu İlçe Emniyet Müdürlüğünün 18/06/2014 tarihli yazıları ile davalı …’ın ESD araştırmasının yapıldığı anlaşılmıştır.
Groupama Sigorta AŞ’nin 09/10/2014 tarihli yazıları ile hasar dosyasının gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığı, mahallinde keşif yapılmasını ve dosyanın trafik bilirkişisine tevdi talep edilmiş olup mahkemece 06/10/2015 tarihinde keşif yapıldığı, dosyanın trafik bilirkişisi …’a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından … havale tarihli rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesince 06/10/2015 tarihinde yapılan keşifte tanıklar … ve …’ın dinlendiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 15/01/2016 havale tarihli ıslah dilekçesi sunduğu ve ekinde ıslah harcını yatırdığına dair makbuz ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, talimatımızın 2016/41 talimat sırasına kaydının yapıldığı, dosyanın İTÜ trafik kürsüsünden Doç.Dr…. ve Yüksek Makine Mühendisi … ile Nöroloji uzmanı …’e tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından 20/07/2016 tarihli rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının sigorta hukuku konusunda uzman bilirkişi …’e tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 18/07/2017 havale tarihli rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/04/2016 tarih 2016/461 esas 2016/488 karar sayılı mirasın reddine ilişkin verilen davanın kabulüne ilişkin kararın dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının aktüerya bilirkişi …’ a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 24/01/2020 tarihli rapor ve 16/06/2020 tarihli ek rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ZMMS poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacının ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı araç ile davalı … sevk ve idaresinde iken 23/05/2010 tarihinde trafik kazası meydana geldiği, araç içerisinde bulunan …’un vefatı sebebi ile davacı şirketçe mirasçılarına 175.000 TL ödeme yapıldığı, kaza sırasında sürücünün alkollü olduğunun anlaşıldığı, davacının iş bu dava ile ödediği bedeli davalılardan talep ettiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından, … plakalı aracın malikinin davalı …, trafik sigortacısının 01/09/2009-01/09/2010 tarihleri arasında davacı sigorta şirketi olduğu kazanın 23/05/2010 yani poliçe dönemi içerisinde meydana geldiği, dava konusu araç sürücüsü …’ın bilirkişi raporuna göre 320 mg/dl (3,2 promil) alkollü olduğu görülmektedir.
Öncelikle davalılar …, …, … vekilinin cevap dilekçesini ilk celse sonrasında vermiş olduğu anlaşılmış olmakla süresinde sunulmayan cevap dilekçesinde belirtilen savunmalara itibar edilemeyecekse de, olay tarihinde araç sürücüsünün … olmadığı iddiası incelendiğinde ceza soruşturması sırasında alınan raporlar, polis memurlarınca tutulan tutanaklar, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ve oluşa göre sürücünün … olduğunun kabulü gerektiği değerlendirilmiştir.
Mahkememizce keşif hususunda talimat yazıldığı, Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesince 06/10/2015 tarihinde yapılan keşif sonrasında dosyanın trafik bilirkişisi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin 16/10/2015 havale tarihli raporda özetle; kazanın oluşumunda; yaraları ve konumu dikkate alındığında sürücü koltuğunda oturan ve aracı kullanan şahsın … olabileceği ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda yer alan sürücü kural ihlallerinden kanun madde 56/1 a şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak, kanun madde 48/5 0,50 promilin üzerinde alkollü olarak otomobil kullanmak, 0,20 promil üzerinde alkollü olarak hususi otomobil dışında kalan diğer araçları kullanmak (alkollü araç kullanmak) kurallarını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, araç içerisinde bulunan ve ön yolcu koltuğunda oturduğu düşünülen diğer şahıs …’un ise kazanın oluşumunda kural ihlali ve kusurunun olmadığına dair rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Dosyada çözümlenmesi gereken sorun kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği, buradan varılacak sonuca göre davalının sigortalısı ve sürücü mirasçılarına rücu hakkının bulunup bulunmadığı ile kazanın alkolün etkisiyle gerçekleşmesinin yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kaza öncesi yürürlükte bulunan 15.08.2003 yürürlük tarihli Genel Şartların B-4/d maddesinde, herhangi bir sınırdan söz edilmeksizin sigortalının veya sürücüsünün alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından dolayı olayın meydana gelmiş olması halinde sigortacının sigortalısına rücu edebileceği öngörülmüştür. Böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü de sigortacıya düşmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında sürücünün aldığı alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin alkol dışında başkaca unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanmasının gerektiği benimsenmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/17-1199 Esas 2014/1018 Karar; Yargıtay 17 HD’nin 2018/4623 Esas 2018/11940 Karar sayılı ilam).
Mahkememizce alkolün kazaya etkisinin belirlenmesi amacıyla İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, talimatımızın 2016/41 talimat sırasına kaydının yapıldığı, dosyanın İTÜ trafik kürsüsünden Doç.Dr…. ve Yüksek Makine Mühendisi … ile Nöroloji uzmanı … tarafından 20/07/2016 tarihli rapor düzenlendiği, raporda özetle; kazanın münhasıran alkol etkisi altında meydana geldiği, olay sırasında … plaka sayılı kamyonetin sürücüsünün müteveffa …, yolcunun … olduğu, … plaka sayılı kamyonet sürücüsü müteveffa …’ın %100 oranında tamamen asli kusurlu olduğu, … plaka sayılı kamyonet yolcusu müteveffa …’un kusursuz olduğuna dair rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Şu halde kazanın salt araç sürücüsünün alkollü olması nedeni ile meydana geldiği, hasarın teminat dışında kaldığı ve ilgililere rücu edilebileceği kabul edilmiş, bundan sonra tazminat miktarının hesaplanmasına geçilmiştir.
Mahkememiz dosyasının sigorta hukuku konusunda uzman bilirkişi …’e tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 18/07/2017 havale tarihli rapor tanzim edildiği, raporda özetle; davacının TTK 1472. maddesi gereğince alacağı olan 174.593,93 TL nin ödeme tarihi olan 21/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin mümkün olduğuna dair rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davalı …’nin vefat ettiği, tüm mirasçılarının mirası reddettikleri, buna ilişkin Samsun 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/461 Esas, 2016/488 Karar sayılı ilamını sundukları anlaşılmıştır. Davalı …’nin terekesine tasfiye memuru atanması hususunda davacı vekiline yetki ve süre verildiği, Samsun 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/10 Tereke sayılı dosyası ile tasfiye memuru atanması için dava açıldığı, tasfiye memuru olarak …’in atandığı bildirilmiş, taraf teşkili bu surette sağlanmıştır.
Mahkememiz dosyasının aktüerya bilirkişi …’ a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 24/01/2020 tarihli rapor düzenlendiği, raporda özetle; …’un destekten yoklun kalma tazminatının hesaplanmasında bilinen dönem ve bilinmeyen aktif dönem muhtemel zararı hesaplanmış olduğu, buna göre bilinen dönem+bilinmeyen aktif+bilinmeyen pasif dönem toplamı 506,566,00, AYİM tablosuna göre %9 indirim yapılması sonucu 460.975,00 TL olarak hesaplanacağı, …’ un destekten yoksun kalma tazminatı bilinen dönem 2.804,00 TL olduğu, müteveffa … un geliri asgari ücretin 2,79 katı olduğuna göre 2.804,00xx2=7.823,00 TL olarak hesaplanacağı, Fulya Akyol’ un destekten yoksun kalma tazminatı bilinen dönem 2.804,00+11.303,00=14.107,00 TL olduğu, müteveffa …’un geliri asgari ücretin 2,79 katı olduğuna göre; 14.107,00×2,79=39.358,00 TL olarak hesaplanacağı, …’un destekten yoksun kalma tazminatı 2.804,00+11.303,00+23.039=37.146 TL olduğu, müteveffa …’un geliri asgari ücretin 2,79 katı olduğuna göre; 37.146×2,79=103.637,00 TL olarak hesaplanacağına dair rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Alınan raporda pay hesabının yanlış değerlendirildiğinin tespit edildiği, dosyanın bilirkişiye yeniden tevdi edilerek ek rapor tanziminin istendiği, bilirkişi tarafından 16/06/2020 tarihli ek rapor düzenlendiği, ek raporda özetle; …’un destekten yoklun kalma tazminatının hesaplanmasında bilinen dönem ve bilinmeyen aktif dönem muhtemel zararı hesaplanmış olduğu, müteveffa Cemil’ in bu dönem içerisindeki geliri asgari ücretin 2,79 katı olacağı kabul edilerek hesaplama yapıldığı, pasif döneminde ise çalışmayacağı öngörüldüğünden asgari ücretin 2,79 katı ile çarpma işlemi yapılmaksızın hesaplama yapıldığı, buna göre bilinen dönem+bilinmeyen aktif+bilinmeyen pasif dönem toplamı 482.522,00, AYİM tablosuna göre %9 indirim yapılması sonucu 439.095,00 TL olarak hesaplanacağı, …’ un destekten yoksun kalma tazminatı bilinen dönem 2.503,00 TL olduğu, müteveffa … un geliri asgari ücretin 2,79 katı olduğuna göre; 2.503,00×2,79=6.983,00 TL olarak hesaplanacağı, Fulya Akyol’ un destekten yoksun kalma tazminatı bilinen dönem 2.804,00+11.303,00=14.107,00 TL olduğu, müteveffa …’un geliri asgari ücretin 2,79 katı olduğuna göre; 12.393,00×2,79=34.576,00 TL olarak hesaplanacağı, …’un destekten yoksun kalma tazminatı 2.503,00+9.890,00+10.224+10.259=32.876,00 TL olduğu, müteveffa …’ un geliri asgari ücretin 2,79 katı olduğuna göre; 32.876,00×2,79=91.724,00 TL olarak hesaplandığı, Ünzile Yılmaz’ın destekten yoksun kalma tazminatı; bilinen dönem 2.503,00+9.890,00+10.224=22.617,00 TL olduğu, müteveffa …’ un geliri asgari ücretin 2,79 katı olduğuna göre 22.617,00×2,79=63.101,43 TL olarak hesaplanacağına dair ek rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır. Buna göre; desteğin tüm mirasçılarına ödenebilecek toplam tutarın 635.479,43 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK md. 52 de düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Desteğin, alkollü olduğunu bildiği halde … idaresindeki araca binmesinde müterafik kusurunun bulunduğu da görülmektedir. Buna göre, toplam tazminat miktarı (635.479,43-TL) üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği değerlendirilmiş ancak belirlenecek tutarın, davacı sigorta şirketi tarafından ödenen bedelden fazla olduğu anlaşıldığından davanın tam kabulüne karar verilmiştir.
Yargılama sırasında davacı vekilince 14.01.2016 tarihli dilekçe ile ıslah talebinde bulunulduğu ve dava değerini 175.000,00-TL olacak şekilde artırdığı anlaşılmıştır. Islah dilekçesinin davalı …’ye vefatından önce 22/01/2016 tarihinde, diğer davalılar vekiline 23/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekilinin ıslaha karşı zamanaşımı def’ini 05/02/2020 tarihinde ileri sürdüğü, buna göre zamanaşımı definin süresinde olmadığı anlaşılmış, zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Dava dilekçesinde her ne kadar reeskont faizi istenmiş ise de; sigortalı aracın kamyonet ancak kullanım amacının yük nakli – hususi olduğu nazara alınarak yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 175.000,00TL ‘nin 27/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 11.954,25 TL harçtan peşin alınan 148,50 TL harcın mahsubu ile bakiye; 11.805,75 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 148,50 TL peşin harç, 21,15 TL başvuru harcı, 195,40 TL keşif harcı, 100,00 TL araç ücreti, 1.190,00 TL bilirkişi ücreti, 903,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 20.575,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
6-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekili ile tasfiye memurunun yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı….

Katip …
¸

Hakim …
¸

TAVZİH ŞERHİ

Mahkememizin 30/09/2021 tarihli gerekçeli kararında her ne kadar istinaf yasa yolu açık olmak üzere hüküm kurulmuş ise de dosyanın 04/04/2013 tarihli görevsizlik kararı üzerine Yargıtay incelemesinden geçtiği anlaşılmış, HMK m.304 uyarınca söz konusu açık hata resen düzeltilerek kararın yasa yolunun “Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekili ile tasfiye memurunun yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere” şeklinde tavzihine karar verilmiştir.

Katip … Hakim …
¸ ¸