Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/591 Esas – 2022/177
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
ASIL DAVA DOSYASINDA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
2-
BİRLEŞEN DOSYA
SAMSUN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2013/517 E. 2013/379 K. Sayılı
DAVA DOSYASINDA
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
2-
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 16/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia Ve Savunmaların Özeti:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; müvekkili ile davalılar arasında 09/10/2012 tarihinde protokol ve teklif formu imzalandığını, davalılar protokolde belirtilen söz konusu 3 adet su deposunu 25/11/2012 tarihine kadar müvekkiline teslim edeceğini, müvekkilinin ise dava konusu 5 adet çeki teslim edeceğini, davalılara 20/04/2013 keşide tarihli 328113 nolu 35.000,00 TL bedelli, 20/05/2013 keşide tarihli 328114 nolu 35.000,00 TL bedelli, 15/01/2013 keşide tarihli 328110 nolu35.000,00 TL bedelli, 19/02/2013 keşide tarihli 328111 nolu 35.000,00 TL bedelli ve 20/03/2013 keşide tarihli 328112 nolu 35.000,00 TL bedelli çekleri teslim ettiğini, dava konusu çekler davalılara teslim edilmesine rağmen bugüne kadar söz konusu malların müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, davalılara edimini yerine getirmediği gibi 5 adet çeki müvekkillerine iade etmediklerini, davalıların kötüniyetini ve haksız kazanç elde etme amacında olduğunu, davalılar hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/24100 Soruşturma sayılı dosyası ile dolandırıcıklıktan soruşturma dosyası açıldığını, davalı şirket 26/12/2012 tarihli yazısında söz konusu çeklerin müvekkili tarafından anlaşmaya uygun olarak düzenlendiğini ve diğer davalıya verildiğini kabul ettiğini, aynı cevabı yazıda anlaşmaya konu ticari alışverişin gerçekleşmediğini ve söz konusu malların müvekkiline teslim edilmediğiğni, çekleri almadığını belirttiğini, davalı şirket adına düzenlenen çeklerin davalı şirketin cirosu olmadan 3. Kişilere devri mümkün olmadığından müvekkilinin 3. Kişilere karşı sorumluluğunun olmadığını belirterek, telafizi imkansız zararların doğmaması için dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız ve ya teminatlı olarak 5 adet çekin ödenmemesi , icra takibine konu olmaması, yapılacak takiplerin durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasını, dava konusu 5 adet çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesini talep ile dava etmiştir.
Dava dilekçesi tüm ekleriyle birlikte davalılara tebliğ edilmesine rağmen davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı … Ltd Şti 27/06/2015 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu teklif altındaki imzanın müvekkili şirket yetkilisi …’a ait olduğunu, davalının konu hakkındaki tek bilgisinin bu olduğunu, diğer davalı …’in protokol ve çek teslim zaptını imzaladığını ve kendisine menfaat temin ettiğini, … … davacıdan teslim almış olduğu çekler ve davacı ile arasında imzalanan sözleşmelerde sahte kaşe ve imza kullandığını, teklif dışındaki bütün belgelerdeki … … tarafından atılan imza taklidi ile atıldığını, …’in bir çok kişiyi bu şekilde mağdur ettiğini davacının mağduriyetinin giderilmesi açısından …’ın tespit ettiği dosyalara tedbirleri kabul ettiğini bildirdiğini belirtmiştir.
Samsun 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/291 esas ve 2013/379 karar sayılı dosyası eldeki asıl dava dosyası ile 05/09/2013 tarihinde birleştirilmiştir.
Birleşen 2013/517 esas sayılı dosyasında davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından müvekkil aleyhine İstanbul 21. İcra Müdürlüğünün 2013/21340 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icraya konu çekin keşide tarihi 19.02.2013 ve miktarı 35.000 TL olduğunu, müvekkil tarafından ilgili dava konusu çek hakkında Sahtekarlık ve Dolandırıcılık nedeniyle davalılar … Kompozit San. İnş Taah. Dış Tic. Ltd. Şti. ile … … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, aynı zamanda Samsun Ticaret Mahkemesi’nin 2013/ 15 (2013/ 291) Esas sayılı dosyası ile Menfi tespit ve çek iptali davası açıldığını, mahkeme talepleri doğrultusunda Teminat karşılığında çekin ödenmemesine Tedbiren karar verdiğini, dava tarihi itibariyle davalı …’ı davalı olarak gösteremediğini, ancak şu anda oluşan bu durum nedeniyle davalı … hakkında da aynı davayı açma gereği ve ilk dava dosyası ile birleştirilme talebi doğduğunu, ilk iki davalı ve diğer davalı Hüseyin’nin kötüniyetli hareket ederek haksız kazanç sağlama içersinde olduklarını, davalı Hüseyin çeki … Gıda Nakliyat San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden ciro yoluyla aldığını, davalı Hüseyin ile belirttiğimiz şirket arasında ticari ilişki olmadığı amacın davalı Hüseyin iyi niyetli hamil konumunda olmasını sağlamak olduğunu, yargılama neticesinde davalı Hüseyin’in iyiniyetli ve hukuken geçerli alacaklı olmadığı ortaya çıkacaktır. müvekkil ile ilk iki davalı arasında 09.10.2012 tarihinde protokol ve teklif formu imzalandığını, anlaşmaya göre davalılar protokolde belirtilen söz konusu 3 adet su deposunu müvekkilime teslim edeceğini, müvekkilin 5 adet çeki davalılara teslim ettiğini, dava konusu çekler davalılara teslim edilmesine rağmen bugüne kadar sözkonusu mallar müvekkilime teslim edilmediğini, davalıların müvekkil gibi çok sayıda insanı mağdur etmişlerdir. Davalı Hüseyin’in hukuken geçerli bir alacağı olmadığını, Kayıt ve defterler incelendiğinde bu durum ortaya çıkacağını, ciro silsilesindeki bozukluk,davalı şirketin davayı kabul beyanı,çekte 5 borçlu var iken sadece müvekkilin icraya verilmesi,davalı şirketin çalışanı elamanı olan davalıya çeki vermesi karşısında iddialarının yerinde olduğunu ve davalılar açıkca kötüniyetlı ve haksız kazanç sağlama çabası içinde olduklarını, öncelikle icra takibinin Tedbiren durdurulmasını ve bu dosyanın Samsun Ticaret Mahkemesi’nin 2013/291 Esas (2013/15) Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, yetki itirazının kabulü ile dosyanın asıl yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği, davacının, davalı … … ile arasındaki ticari ilişkinin ihtilaflı olduğunu iddia ettiğini, müvekkilinin ne bu ticari ilişkiye taraf olduğunu, ne de bu ilişkiden haberdar olduğunu, müvekkilinin burada yetkili ciranta ve iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu, bu nedenle davacının müvekkilinin iyi niyetinin aksini ve dava konusu bir kambiyo evrakı olduğundan; H.M.K. 200. Maddesi gereğince senede karşı senetle ispat kuralı işletilmeli ve davacının aynı kuvvette bir senetle davasını ispatlaması gerektiğini, davacının bu yönde bir delil ikame edemediğini ve iddiasını ispat edemediğini, Davacının dava dilekçesinde davalı müvekkilin cirolar ile ticari ilişkisinin bulunmadığını ve bu hususun ticari defterlerde yer almadığını iddia ettiğini, çekin bir ödeme aracı olduğunu ve aslolanın peşin satış olduğunu, alınan ürün bedelinin çekle ödenmesi olduğunu, ürünün teslimi ve bedelin ödenmesinin aynı anda gerçekleştiğini, bunun bir karine olduğunu ve bu karinenin aksinin ispatını iddia eden yani davacının ispatlaması gerektiğini ve bu ispatı ancak ve ancak H.M.K. 200. Maddesi gereğince yalnızca senetle yapabileceğini, davacının dilekçesinde davalı müvekkilin yalnız davacıya karşı icra takibi başlattığını belirttiğini, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davalı müvekkil adına tüm cirantalar aleyhine icra takibi başlatıldığını, çekin arka yüzü incelendiğinde de davacının iddialarının gerçek olmadığının ortaya çıktığını, davacının iddiasında sanki müvekkilin çeki davalı … …’ndan aldığı gibi bir algı yaratmaya çalıştığını, davalı müvekkilinin … …’nu tanımadığını, müvekkilinden önce çekin arka yüzünde 5 adet ciro olduğunu, bu nedenle müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, bu nedenlerle; öncelikle yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi hakimliğine gönderilmesini, bu talep kabul edilmediği takdirde, iyi niyetli 3. kişi konumunda olan, davacı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmayan, yasal ve doğru ciro silsilesi ile çeki elinde bulunduran müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Dava dilekçesi ekinde, Müvekkilin davalı şirkete teslim etmiş olduğu müşteri evraklarına ilişkin alındı belgelerini ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2018/121419 E. Sayılı dosyası, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/37005 Srt sayılı dosyası, Samsun 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/591 E. Sayılı dosyası, Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2018/146057 E. Sayılı dosyası Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2018/121457 E. Sayılı dosyası, Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2018/121459 E. Sayılı dosyası, Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2018/121450 E. Sayılı dosyalarının dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının mali müşavir Aslan Cesur’ a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 30/06/2014 havale tarihli rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının mali müşavir Aslan Cesur ve Adem Temiz hukukçu bilirkişi Gülay Deveci den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği ve bilirkişiler tarafından 25/02/2015 tarihli ve 13/05/2015 tarihli ek rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe
Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacının, davalılar ile arasında 09/10/2012 tarihinde protokol ve teklif formu imzalandığını, davalıların protokolde belirtilen söz konusu 3 adet su deposunu 25/11/2012 tarihine kadar davacıya teslim etmesi davacının ise bunun karşılığında davaya konu çekleri avans olarak vermesi hususunda anlaştıkları, dava konusu çeklerin davalılara teslim edilmesine rağmen bugüne kadar söz konusu malların davacıya teslim edilmediği, davalıların edimini yerine getirmediği gibi beş adet çeki müvekkillerine iade etmedikleri iddiasıyla 20/04/2013 keşide tarihli 328113 nolu 35.000,00 TL bedelli, 20/05/2013 keşide tarihli 328114 nolu 35.000,00 TL bedelli, 15/01/2013 keşide tarihli 328110 nolu35.000,00 TL bedelli, 19/02/2013 keşide tarihli 328111 nolu 35.000,00 TL bedelli ve 20/03/2013 keşide tarihli 328112 nolu 35.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti talebi ile iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Birleşen dava dosyasında ise davacı 19/02/2013 keşide tarihli 35.000,00 TL bedelli çeke dayanan İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğü’nün 2013/21340 esas sayılı dosyası sebebi ile borçlu olmadığının tespitine yönelik davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Asıl dava dosyası ile ilgili yapılan incelemede;
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıda olup kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya ait olduğundan, davacı/borçlunun senedin düzenlenmesini gerektiren bir sebep olduğunu ve fakat bu sebebin gerçekleşmediğini ya da ortadan kalktığını ispat etmesi gerekmektedir.
Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/77 esas 2015/513 karar sayılı kararı ile; Her ne kadar sanıklar … … ve … haklarında nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı 5237 sayılı TCK.nun 37/1.maddesi delaletiyle TCK.nun 158/1-h, 53. maddeleri gereğince cezalandırılmaları için kamu davası açılmış ise de, anlaşmalığın satım sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, sanıkların atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeter derecede, kesin, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediğinden CMK’nun 223/2-e maddesi gereğince atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 22/05/2014 tarihli duruşmasına katılan davacı tanığı Serhat Boy halen Kılıçoğlu Ltd. Şti de halen teknik sorumlu olarak çalıştığını, Kılıçoğlu Ltd. Şti ile davacıya ait MK Mühendislik aynı adreste faaliyet gösterdiğini, aynı şirket içinde olduğumuzdan dolayı … … devamlı Kılıçoğlu Ltd. Şti ye ve davacının firmasına geldiğinden Mehmet Kılıç ile Emka ve … … arasında yapılan protokol konusunda bilgi sahibi olduğunu, bu protokole göre davalı taraf 3 adet su deposunu davacıya teslim edeceğini, karşılığında da davacı davalıya toplam 175.000,00TL ödeyeceğini, ödeme karşılığı olmak üzere davalı tarafa 5 adet çek verildiğini, çeklerin tamamı davalı tarafa verildiği halde davalı taraf protokolün kendisine yüklediği edimini yerine getirmediğini, davalı tarafın başka şirketlerle de bu şekilde anlaşmalar yaptığını karşılığında ödemeyi aldıkları halde kendi edimlerini ifa etmediklerini de duyduğunu belirtmiştir.
Mahkememizin 22/05/2014 tarihli duruşmasına katılan davacı tanığı Ahmet Kılıç Kılıçoğlu Ltd. Şti’nin ortaklarından olduğunu, MK Mühendislik isimli firma Mehmet Kılıç a ait olup, Kılıçoğlu Ltd. Şti ile aynı adreste faaliyette bulundukları için bu nedenle MK Mühendislik adına yapılan tüm işler konusunda bilgi sahibi olduğunu, dava konusu olan protokole göre davalı taraf davacının firmasına 3 adet su deposu teslim edecek olup, davacıdan toplam 175.000,00TL ödeme alacağına ilişkin anlaşma yaptıkları halde davacının davalıya 175.000,00 TL ödemeyi her biri 35.000,00TL meblağlı olmak üzere 5 adet çeki davalı tarafa vermek suretiyle ödediği halde davalı taraf davacıya 3 adet su deposunu vermediğini, bu malzemeler gelmeyince başka bir firmaya 3 adet su deposunu yaptırmak zorunda kaldıklarını belirtmiştir.
Mahkememizin 22/05/2014 tarihli duruşmasına katılan davacı tanığı Vildan Aras Kılıçoğlu Ltd. Şti’nde muhasebeci olarak çalıştığını, davacıya ait MK Mühendislikte Kılıçoğlu ile aynı adreste faaliyet gösterdiğini, kaldı ki ben MK Mühendisliğin de muhasebeciliğini yaptığını, protokolü daha önce davalı tarafın davacıya onaylı şekilde gönderdiğini, imzalı şekilde gönderilen protokolü davacının da imzaladığını, bu protokole göre davalı tarafın davacıya 3 adet su deposu teslim edeceğini, karşılığında da davacının davalıya 175.000,00 TL ödemede bulunacağını, ödemenin 5 adet çek verilmek sureti ile yapıldığını, davalının üstüne düşen edimini yerine getirmediğini belirtmiştir.
Davanın 20/04/2013 keşide tarihli 328113 nolu 35.000,00 TL bedelli, 20/05/2013 keşide tarihli 328114 nolu 35.000,00 TL bedelli, 15/01/2013 keşide tarihli 328110 nolu35.000,00 TL bedelli, 19/02/2013 keşide tarihli 328111 nolu 35.000,00 TL bedelli ve 20/03/2013 keşide tarihli 328112 nolu 35.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olması ve ispata konu hukuki işlemlerin HMK’nun 200. Maddesinde belirtilen sınırın üzerinde olması nedeni ile her ne kadar mahkememizce tanıklar dinlenmiş ise de bu beyanlar hükme esas alınmamıştır.
Mahkememiz dosyası davacının ticari defterlerinin incelenmesi için mali müşavir Aslan Cesur’a tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından düzenlenen 30/06/2014 havale tarihli raporda özetle; davacının 2012 ve 2013 yılı yasal yevmiye, kebir ve Envanter defterlerinin yasal süresi içinde açılış kapanış tasdikinin yapılmış olduğu, 2013 yasal defter kayıtlarında dava konusu edilen çeklerin davalı Emka şirketi adına verilen siparişler ve çekler hesabına kayıt edildiği, dosya ve eki belgelere göre, menfi tespit davasına konu çekler karşılığında ticari bir ilişki olmadığı, bir sipariş almadıkları ve bu çekleri kendilerinin teslim almadıkları ve bu çekleri adına çek di en lehtar olarak ciro etmedikleri hususunda adına çek düzenlenen lehtar 1. davalı şirket yetkilisinin bu yöndeki beyanı ile davacının aynı yöndeki bu çeklerin karşılığında ticari bir ilişkinin gerçekleşmediği, bu çeklerden dolayı borçlu olmadığı beyanlarının örtüştüğü dikkate alındığında davacının dava konusu bu çeklerden dolayı borçlu olmadığına dair rapor düzenlediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı şirketin defterleri incelenememişse de gerek dosyaya sunulan beyan dilekçesi gerekse ceza dosyasında alınan davalı şirket yetkili temsilcisinin ve davalı …’in beyanından dava konusu çeklerin su deposu siparişinin bedeli karşılığında düzenlendiği ve avans olarak davalıya verildiği, davalı …”in çekleri teslim aldığı, şirket ile herhangi bir organik bağının bulunmadığı davalı şirketin davacıya su deposu siparişini teslim etmediği ve bunun uyuşmazlık konusu dahi olmadığı anlaşılmakla davalının ticari defter incelemesine gerek görülmemiştir.
Davacı defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının defterinde teslim olgusunun kayıtlı olmadığı, davalı şirkete verilen çeklerin çekler hesabına ve siparişler hesabına kayıt edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının mali müşavir Aslan Cesur ve Adem Temiz hukukçu bilirkişi Gülay Deveci den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği ve bilirkişiler tarafından 25/02/2015 tarihli ek rapor tanzim edildiği, ek raporda özetle; davalı … … ve davalı şirket arasında bir bağ tespit etmesi ve imzaların da davalı …’ e ait olması durumunda dosyadaki bilgiler doğrultusunda şirket adına imza yetkisinin … da olduğu ve … …’ nun davacı ile yaptığı ticari ilişkiye cevaz vermediği dosyadan anlaşıldığı üzere, davacının senedin verilmesine neden olan temel ilişkide taahhüt edilen mal ya da hizmetin hiç alınmaması, imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması defileri borcu ödemeden kaçınmasında haklı sebep oluşturduğu, davalı şirket ile davalı … arasında bir bağ tespit edilemez ise davalı … …’ nun çekteki imzasının sahte olduğunun anlaşmasıyla yine borçlunun borcu ödemeden kaçınmasında ve çeklerin iptalini istemesinde haklı olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığına dair ek rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının mali müşavir Aslan Cesur ve Adem Temiz hukukçu bilirkişi Gülay Deveci den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği ve bilirkişiler tarafından 13/05/2015 tarihli ek rapor tanzim edildiği, ek raporda özetle; davalı … … ve davalı şirket arasında bir bağ tespit etmesi ve imzaların da davalı … …’ na ait olması durumunda dosyadaki bilgiler doğrultusunda şirket adına imza yetkisinin … da olduğu ve … … nun davacı Mehmet Kılınç ile yaptığı ticari ilişkiye cevaz vermediği dosyadan anlaşıldığı üzere davacının senedin verilmesine neden olan temel ilişkide taahhüt edilen mal ya da hizmetin hiç alınmaması, imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması defileri borcu ödemeden kaçınmasında haklı sebep oluşturduğu, davalı şirket ile davalı … … arasında bir bağ tespit edilemez ise, davalı … …’ nun çekteki imzasının sahte olduğunun anlaşılmasıyla yine borçlunun borcu ödemeden kaçınmasında ve çeklerin iptalini istemesinde haklı olduğuna dair ek rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar mahkememiz dosyası belirtilen bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ise de HMK’nun 266. Maddesi dikkate alınarak bu raporlar hükme esas alınmamıştır.
Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/77 esas ve 2014/10346 karar sayılı dosyasında bulunan sanık … … savunmasında; … isimli Şirket ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığını, şirketin ortaklardan biri ya da yasal temsilcisi ya da çalışanı olmadığını, kendisinin sadece kendi aralarında anlaşan iki şirket arasındaki bağlantıyı sağladığını, bu olayda da Emka şirketinin ortağı olan Emre ile Samsun’da bulunan müştekinin kendi aralarında 3 adet su deposunun yapımı konusunda anlaşmayı sağladıklarını, kendisinin sadece o an Samsun’da olduğu için müşteki Mehmet Kılıç’ın sözleşme uyarınca Emka Şirketine vermeyi kabul ettiği 5 adet çeki alıp …’a vermek istediğini, …’ın ise çekteki miktarların düşük bedelli olması nedeniyle çekleri kabul etmediğini, bu çekleri bu defa bu işin yapılması için malzeme alınması sırasında ciro ederek kullandığını, çeklerden birinin ödendiğini, diğer çeklerin ise ödenmediğini, çeklerin 3 tanesinin halen kendisinde olduğunu, bir tanesinin de Samsun’da müşteki ile ciranta arasında dava konusu olduğunu, ortada dolandırıcılık suçunun söz konusu olmadığını belirttiği anlaşılmıştır.
Yine aynı dosyada bulunan davalı şirket yetkili temsilcisi … savunmasında; İstanbul ili Kartal İlçesinde su deposu imalathanesinin olduğunu, sanık … …’nun kendisinin işyeriyle hiçbir ilgisinin olmadığını, Mehmet Kılıç’ı müşterisi olması nedeniyle tanıdığını, katılan Mehmet’in kendisine su deposu siparişi vermediğini, sanık … …’nun da katılan Mehmet namına kendisine su deposu siparişi vermediğini, sanık …’ten katılan Mehmet’e su deposu vermek üzere çek almadığını, sonradan …’in katılan taraftan su deposu almak üzere bir takım çekler aldığını ancak bu çekleri depo alımında değil de kendi özel işlerinde kullandığını öğrendiğini, bu durumu hakkında Ticaret Mahkemesine dava açılınca öğrendiğini, suça konu olaylarla hiçbir ilgisinin olmadığını, suçsuz olduğunu belirttiği anlaşılmıştır.
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; davalı Emka şirket tarafından sunulan beyan dilekçesi, şirket yetkisinin ceza dosyasındaki beyanı, davacının ticari defter incelemesine ilişkin alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davalı … Kompozit San İnş Taah. Dış. Tic. Ltd. Şti’nin dava konusu çekler hakkında bilgisi olmadığını, dava konusu çekleri kendilerinin almadığını, davacıya üç adet su deposunun yapımına ilişkin teklif gönderdikleri ancak davacı ile herhangi bir sözleşme imzalamadıklarını, davacıdan sipariş almadıklarını, davacının kendilerine borcunun olmadığını beyan ettiği bu beyanın ceza dosyasında bulunan davalı …’in beyanı ile de uyumlu olduğu anlaşılmış olup bu davalı yönünden davacının dava konusu çekler kapsamında borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davalı …’in usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmayarak dava dilekçesinde belirtilen tüm hususları inkar etmiş sayılması gerektiği anlaşılmıştır.
TBK’nun 74. maddesine göre hukuk hakimi ceza hukukunu sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi beraat kararıylada bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz, ancak ceza hakiminin tespit ettiği maddi vakıalar hukuk hakimi yönünden de bağlayıcı niteliktedir.
Her ne kadar mahkememizce yukarıda belirtilen ceza dosyasının kesinleşmesi beklenilmekte ise de davalı …’in kovuşturma sırasında hakim huzurunda alınan beyanında davacı tarafından kendisine verilen çeklerin kendisinde olduğunu, çekleri ciro ederek kullandığını, üç adet çekin halen kendi zilyetliğinde bulunduğunu beyan etmesi karşısında, mahkememizce bekletici mesela yapılan ceza yargılamasının iş bu dosyaya herhangi bir katkısının olmayacağı, dosyada verilen hüküm Yargıtay’dan bozulsa dahi hakim karşısında verilen bu beyanın nahkememizce dikkate alınması gerektiği göz önüne alınarak bu ara karardan sarfı nazar edilmiş bu davalı açısından da davacının davasını ispatladığı, çeklerin bedelsiz kaldığı, davalının şirket yetkilisi olmamasına rağmen çekleri ciro ederek kullandığı kanaati ile davacının dava konusu çekler kapsamında borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava dosyası ile ilgili yapılan incelemede;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Davalı Hüseyin vekili her ne kadar yetkisizlik iddiasında bulunmuş olsa da bu itirazının süresinde olmaması nedeni ile dinlenmesi mümkün değildir.
Derdestlik, bir davanın açılmış ve halen görülmekte olduğunu ifade etmekte olup, davanın taraflarının, sebebinin yani maddi vakıaların, konusunun yani netice-i talebin aynı olması durumunda dava derdestlik dava şartı sebebiyle reddedilir (HMK m. 114/1-ı). Asıl dava dosyasındaki davalılar yönünden birleşen dosyadaki netice-i talebin ve davanın taraflarının aynı olması nedeni ile birleşen davada davalılar … ve … Ltd Şti yönünden davanın derdestlik dava şartı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Bedelsizlik iddiası, 6102 sayılı TTK’nun 687. maddesi anlamında bir “doğrudan doğruya defi”, kişisel defidir. Burada, kambiyo senedinden doğan kambiyo ilişkisi dışındaki nedenlere (temel borç ilişkisine) dayanılmaktadır. Bedelsizlik, bir kişisel defi olduğundan keşideci tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir (6102 sayılı TTK, m. 687, 659.I, 825, I). Çünkü, keşidecinin sadece lehtarla arasında bir temel borç ilişkisi vardır. Fakat borçlu, senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak koşuluyla (6102 sayılı TTK, m. 659.II, 687, 825/II) hamile karşı da bedelsizlik def’ ini ileri sürebilir.
Kambiyo taahhüdünde bulunulmasına neden olan ve temel ilişkideki asli para edimini teşkil eden “temel alacak”, o kambiyo taahhüdünün hukuki sebebini oluşturur. Ancak, kambiyo taahhüdünün geçerliliği sebebe bağlı olmadığı gibi bu senetler maddi anlamda soyut senetlerdir. Borçlu keşideci senedin iadesini lehtardan, ya da senet ciro görmüşse kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olan hamilden talep edebilir (TTK. m. 686.II) ancak senedin iadesini isteyen borçlu, her şeyden önce 687, 825.II. maddeleri gereğince hamilin bilerek borçlu zararına hareket ettiğini ispat yükü altındadır.
Birleşen davada icra takibine konu çekte ciro silsilesinin düzgün olduğu, keşideci olan davacının imzaya itirazının bulunmadığı, itirazın 1. Cirantanın edimini yerine getirmemesine ilişkin olduğu, davacının çekin bedelsiz olduğuna ilişkin bu nispi defiyi yukarıda belirtilen hukuki gerekçelerle kendisinden sonraki hamile karşı ileri sürebileceği, davalı Hüseyin’in takip konusu çeki ciro yoluyla iktisap ettiği, buna göre yetkili hamil olduğu, davacının bedelsizliğe dair defiyi 6102 sayılı TTK’nın 687. maddesi gereğince bu davalıya karşı ileri süremeyeceği, davalı yönünden çeki iktisap ederken bilerek borçlu zararına hareket ettiği yönünde iddia ve ispat bulunmadığı anlaşılmakla davalı Hüseyin yönünden açılan menfi tespit isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce13/09/2013 tarihinde icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan davalı yararına İİK’ nin 72/4. Maddesinde düzenlenen tazminatın hüküm altına alınmasına ilişkin yasal şartların iş bu dosyada oluşması nedeni ile takip konusu asıl alacağın yüzde yirmisi üzerinden tazminata karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
ASIL DAVA AÇISINDAN
1-Davanın kabulü ile; davacının 20/04/2013 keşide tarihli 35.000,00 TL bedelli 328113 seri nolu, 20/05/2013 keşide tarihli 35.000,00 TL bedelli 328114 seri nolu, 15/01/2013 keşide tarihli 35.000,00 TL bedelli 328110 seri nolu, 19/02/2013 keşide tarihli 35.000,00 TL bedelli 328111 seri nolu, 20/03/2013 keşide tarihli 35.000,00 TL bedelli 328112 seri nolu çekler yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 11.954,25 TL karar ilam harcından peşin alınan 2.988,60 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 8.965,65 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Asıl dava yönünden davacı tarafından yatırılan 2.988,60 TL peşin harç, 24,30 TL başvurma harcı, 1.650,00 TL bilirkişi ücreti, 84,40 TL yargılama gideri olmak üzere toplam; 4.747,30 TL nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 20.575,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
BİRLEŞEN DAVA AÇISINDAN
1-Davalı … yönünden açılan davanın reddine,
2-İcra dosyası kapsamında tedbir kararı bulunduğundan İİK 72/4. Madde uyarınca takdir edilen 7.000,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı Hüseyin’e verilmesine,
3-Diğer davalılar … Ltd Şti ve … … yönünden açılan davanın derdestlik dava şartı nedeni ile usulden reddine,
4-Birleşen dava yönünden; harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 478,17 TL karar ilam harcının peşin alınan 597,75 TL den mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 119,58 TL’nin davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ a ödenmesine,
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.17/02/2022
¸
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.