Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/513 E. 2019/623 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/513 Esas – 2019/623
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/513 Esas
KARAR NO : 2019/623 Karar

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/06/2019
KARARIN YAZ. TARİH : 05/07/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı …. vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket ile davalı yapı kooperatifi …’de kayıtlı olan gayrimenkul inşaat yapımına ilişkin olarak sözleşme yapmış olup davalı kooperatif müvekkil şirkete iş bu hizmet dolayısıyla ödemesi gereken bedellerin bir kısmını ödemediğini, müvekkil şirket ve davalı kooperatif 03.06.2003 tarihli aralarında imzalamış oldukları ve sureti dava dilekçesine ekli olarak sunulmuş olan ara hesap ödeme protokolü gereğince müvekkil müteahhit şirketin kooperatiften 340.000 TL alacaklı olduğu ve bu bedelin haziran 2003 tarihinden başlayarak 28 ayda eşit miktarlarda ödeneceğine ilşikin olarak anlaşmış olup yine aynı protokol gereğince ödenmeyen her aylık bedel için tarafların %30 gecikme zammı uygulanacağını kabul ettiklerini, tarafların 26.04.2004 tarihinde tekrar bir araya geldiklerini ve 03.06.2003 tarihindeki protokole ek bir protokol daha tanzim ettiklerini, bu ek protokole göre ise daha önce yapılan hesapta çıkan miktar olan 340.000 TL ye ek olarak 156.079 TL daha davalı kooperatifin davacı müvekkile ödeyeceğine dair anlaştıklarını, bu miktara ilişkin olarak ödemelerde Nisan 2004 tarihinde başlayarak Aralık 2005 yılına kadar 21 eşit taksit halinde ödeneğinin taraflarca kararlaştırıldığını, davacı müvekkilin tüm yükümlülüklerini uyduğunu ve inşaatı gereken süre içerisinde ve şartlarına uygun olarak tamamladığını, davalı kooperatifin yükümlülüklerine tam olarak uymayarak her iki protokol toplam değerine isabet eden miktarı tam olarak ödemediğini, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 7.000 TL bedelin işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı kooperatiften alınarak davacı şirkete verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili …. vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile davacı arasında ileriki aşamalarda sunacakları protokol, sözleşme, ibranamelerle de görüleceği üzere müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacıya verilmiş olan tüm şahsi senetlerin ödendiği ve tarafların karşılıklı olarak ibralaştıkları, kaldı ki geç ödemeden dolayı herhangi bir tazminatın söz konusu olsa bile bunu senedi geç ödeyen kooperatif üyesinden alınması gerektiği, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, müvekkili ile davalı müteahhit şirket arasındaki yapıma ilişkin anlaşma ve protokollerin son tarihi 2004 yılı olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan son protokolün tarihi 2004 olup bu tarihten itibaren 21 ay sonra tüm ödemelerin biteceğinin kararlaştırıldığı, bu sürenin sonunda 2006 yılına rastladığı, davacının açtığı iş bu davanın 2008 yılında açıldığını, aradan 2 yıldan fazla uzun zaman geçtikten sonra dava açılarak hakkın kötüye kullanıldığı, davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
Mahkememizin birleşen 2009/208 E. Sayılı dava dosyasında özetle, davacı müvekkil şirketin davalı kooperatife Samsun 4.İcra Müdürlüğü’nün 2008/1016 esas numaralı takip dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, davalı kooperatifin yasal süresi içerisinde Samsun 2.İcra Hukuk Mahkemesine itirazda bulunulduğunu, yapılan yargılama neticesinde Samsun 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/503 sayılı kararıyla takibe konu senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğini taraflar arasında hak edişler neticesinde seneden düzenlendiğini ve bu nedenlerle kendisinin dar yetkili olduğunu belirterek takibin iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından 2009/6834 numaralı kararıyla onaylanmak sureti ile kesinleştiği, müvekkil şirket ile kooperatif arasında yapılmış olan işler dolayısıyla tahakkuk ettirilmiş ve taraflarca kabul edilip imza altına alınan hak edişlerin mevcut olduğu, iş bu davanın bahsi geçen yapılan işlere ilişkin imzalanmış olan 01.11.2006 tarihli hak ediş dolayısı ile olduğu, yine müvekkil şirketin bahsi geçen hak edişe istinaden davalı kooperatife hak ediş miktarınca 01.12.2006 tarihinde fatura tanzim etmiş olup davalıya teslim ettiğini, yapılacak bilirkişi incelemesinde çıkacak miktara göre fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 7.000 TL alacağın davalı kooperatiften alınarak müvekkil şirkete verilmesini yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen 2009/208 E. Sayılı dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın temelini oluşturan senedin tanzim tarihinde ve fatura tarihlerinde müvekkilinin tasfiye halinde olup, sıfatı “…” olduğu, oysa davaya temel teşkil eden senette borçlu olarak …. Yazdığını, dolayısıyla senedni müvekkil kooperatifin tasfiye haline girmesinden önce vad ve tanzim tarihlerinin boş olarak verildiği, tarihlerin sonradan davacı tarafından yazıldığı, zira gerçekten tanzim tarihinde düzenlenmiş olsa, müvekkilinin sıfatının doğru yazılması gerektiği, senette imzası olan yetkililerin tanzim tarihinden önceki yetkililer olup, tanzim tarihindeki yetkililer olup, tanzim tarihindeki yetkililerin başka olduğunu, bu durumda senedin teminat senedi olup taraflarına iade edilmediğini doğruladığını, Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/79 E. Sayılı dosyası, daacı delillerinden olan Samsun 2.İHM’nin 2008/201 E. Sayılı dosyasının delillerinden olduğu, dolayısyla iş bu dava dosyası için delil teşkil ettiği, dosyanın taraflarından temyiz edilmiş olup, Yargıtay’da olduğu, mahkemenizin 2008/79 E. Sayılı dosyasının Yargıtay’dan dönüşünün beklenmesini talep ettiklerini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde 26.04.2004 ve 03.06.2003 tarihli protokol suretleri sunulmuştur.
Dosyamız mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş, alınan bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporları dosyamıza eklenmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkin olup, davacı kooperatiften 03.06.2003 tarihli protokol gereğince alacaklı olduğunu belirterek bunun tahsilihi talep etmekte, davalı ise bedelin ödendiğini iddia etmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, 09.12.2009 tarihli 2008/79 E. 2009/375 K. Sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz talebi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 17.10.2011 tarih 2010/1040 E. 2011/5980 K. Sayılı ilamı ile davalı kooperatif vekilinin protokollerde belirtilen alacak miktarları için davacı şirkete senetler verildiği savunmasına karşı davacı şirket vekili tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, bu durumda tarafların tüm delilleri toplanıp, defterleri üzerinde inceleme yapılmadan ve davalı kooperatifin borca karşılık senetler verilmesi savunması üzerinde durulmadan yazılı şekilde, borç miktarının ihtilafsız olması ve davaya konu yapılan alacak miktarının az olması gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 02.02.2012 tarihli celsesinde usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyma karar verilmiştir.
Mahkememizin 2009/208 E. sayılı dosyasında mahkememizin 2011/423 (bozma öncesi 2008/79 E.) sayılı dosyası ile aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunması nedeniyle birleştirme karar verilmiş, mahkememizin iş bu dosyası ile yargılamaya devam edilmiştir.
Dosyamız davacı ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi 03.07.2012 tarihli raporunda özetle, davacı ….’nin tutmakla zorunlu olduğu 2003-2005-2006-2007-2008 yıllarına ait yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerinin yasal süresi içerisinde açılış tasdiklerinin yapıldığı ancak kapanış tasdiklerinin yapılmadığının tespit edildiğini, davalı …’nin tutmakla zorunlu olduğu 2003-2004-2005-2006-2007 takvim yıllarına ait Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter Defterlerinin yasal süresi içerisinde açılış tasdiklerinin yapıldığı ancak kapanış tasdiklerinin yapılmadığının tespit edilmiştir.Taraflar arasında yapılan protokoller çerçevesinde hazırlanan taksitlendirme planı üzerinden eksik ödenen senet tutarlarına %30 oranında uygulanan gecikme farkının yeniden hesaplandığı ve davacı şirketin davalı kooperatiften, 45.514,00 TL ana para, + 36.513,00 TL gecikme bedeli =82.027,00 TL toplam alacağı bulunduğunun tespit edildiğini bildirmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmesi için dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişinin 14.02.2013 tarihli ek raporunda özetle, gecikme bedeli hesabının protokolde belirtilen taksit sürelerinde ödenmeyen taksitlerin kalan kısmı üzerinden hesaplandığı, taraflar arasında yapılan protokoller çerçevesinde hazırlanan taksitlendirme planı üzerinden eksik ödenen senet tutarlarına %30 oranında uygulanan gecikme bedeli yeniden hesaplanmış ve davacı şirketin davalı kooperatiften,45.514,00 TL ana para+ 36.513,00 TL gecikme bedeli = 82.027,00 TL toplam alacağı bulunduğu, senetlerden kalan ana para borcunu teşkil eden 45.514,00 TL tutarın tarafların aralarında yapmış oldukları protokolün 2.sahifesinde ödenmeyen ve ödenecek senetlerin listesi yapılmış olup bu tutarın ana paraya isabet eden senet olduğu ve söz konusu bu senetlerin ödenip ödenmediğinin dava dosyasına sunulan evraklar üzerinden tespit edilemediği bildirilmiştir.
Mahkememizce … hesabınadn tahsil edilen senetlere ait liste temin edilerek dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi 25.08.2014 tarihli raporu ile vadesi gelmeyen ve vadesi gelip de ödenmediği bildirilen senetlerin ihtarname tarihi olan 11.03.2006 tarihinden sonra ödenmiş olup olmadığının … kayıtları üzerinden incelendiği ve banka yazısında yapılan ödemelerin ihtarname tarihinden önceki dönemlere isabet ettiği bu sebepten ana para borç miktarlarından herhangi bir değişiklik olmadığının görüldüğünü, taraflar arasında yapılan protokoller çerçevsinde hazırlanan taksitlendirme planı üzerinden eksik ödenen senet tutarlarına %30 oranında uygulanan gecikme bedelinin yeniden hesaplandığı ve davacı şirketin davalı kooperatiften 45.514,00 TL ana para, 36.513,00 gecikme bedeli toplam 82.027,00 TL alacağı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Dosyamız Borçlar Hukuku alanında uzman bir bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi 07.07.2015 tarihli raporunda özetle, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı borç doğuran sözleşmelerden olup tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu, MK’nın 6. Maddesine göre herkesin iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükünün yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat kültesinin ise iş sahibine düştüğünü, taraflar arasında imzalanan 03.06.2003 tarihli ara hesap ödeme protokolü ve 26.04.2004 tarihli ara ödeme protokolüne ek protokolün 3. Maddesi uyarınca kooperatifin müteahhit firmaya olan ödenmeyen borç haricinde, ilave işlerden dolayı 159.079,00 TL alacağı olduğu belirtilmiş olup, kooperatifin bu ek protokolün yapıldığı tarihte kooperatif üyelerinin müteahhit firmaya verilen senetlerin bazılarının ödenmediğinden haberdar olduğunun açık olduğu, 3. Madde uyarınca da bu ödemeleri takip sorumluluğunun kooperatife bırakıldığını, bu konuda yapılan protokollere taraf sıfatıyla imza attığını, bu takip sorumluluğu karşısında davalı kooperatifin ödenmeyen üye senetlerinin üyelerden tahsil edilmesi şeklinde savunmaya yapılamayacağı, davacı tarafından 11.03.2006 tarihinde davalı kooperatife vadesi geçen senetler ve geç ödemelerin bildirildiği, davacı müteahhit firmanın üzerine düşen bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalı kooperatifin de ödenmeyen senet için üyelerine ödenmesi yönünden yaptırımlar uygulaması ve ödemeyi sağlaması ve Kooperatifler Kanunu gereğince aidat ödemeyen üyelere uygulanan hukuki yaptırımları yürürlüğe koymasının gerektiğini, davalı kooperatifin mali hesap bilirkişisi tarafından hesaplanan ve ödenmeyen ve geç ödenen senet bedelleri kadar miktardan sorumlu olduğu görüş ve kanaatinde olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi 22.01.2018 tarihli ek raporunda özetle, gecikme bedeli hesabı protokolde belirtilen taksit sürelerinde ödenmeyen taksitlerin kalan kısmı üzerinden hesaplandığı, vadesi gelmeyen ve vadesi gelip de ödenmediği bildirilen senetlerin ihtarname tarihi olan 11.03.2006 tarihinden sonra ödenmiş olup olmadığı … kayıtları üzerinden incelendiği ve banka yazısında yapılan ödemelerin ihtarname tarihinden önceki dönemlere isabet ettiği bu sebepten ana para borç miktarında herhangi bir değişiklik olmadığı, taraflar arasında yapılan protokoller çerçevesinde hazırlanan taksitlendirme planı üzerinden eksik ödenen senet tutarlarına %30 oranında uygulanan gecikme bedelinin yeniden hesaplandığı ve davacı şirketin davalı kooperatiften 45.514,00 TL ana para+ 36.513,00 TL gecikme bedeli =82.027,00 TL toplam alacağı bulunduğu, birleştirilen dava dosyasında dava konusu edilen 15.08.2007 vade tarihli 150.000 TL lik senetin düzenlendiği tarih ve vade tarihi itibariyle dikkate alınarak değerlendirildiğinde davalı kooperatifin tasfiyeye girdiği tarih itibariyle önceden düzenlenmiş ve teminat senedi olarak verildiğinin anlaşıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi 13.09.2018 tarihli ek raporunda özetle, davacı ve davalı taraın resmi defterlerini mahkemeye sunmadığı için davacı şirket tarafından düzenlenen 01.11.2016tarihli hakediş belgesindeki alacağın mevcut olup olmadığı, dava konusu senedin tarafların resmi defter kayıtlarında kayıt altına alınıp alınmadığı alındı sie nasıl bir şekilde kayıt edildiği (teminat senedi olarak mı yoksa borç karşılığı senet olarak mı) tespit edilemediğini, birleştirilen dava dosyasında dava konusu edilen 15.08.2007 vade tarihli 150.000 TL lik senetin düzenlendiği tarih ve vade tarihi itibariyle dikkate alınarak değerlendirildiğinde davalı kooperatifin tasfiyeye girdiği tarih itibariyle önceden düzenlenmiş ve teminat senedi olarak verildiğinin anlaşıldığını, taraflar arasında yapılan protokoller çerçevesinde hazırlanan taksitlendirme planı üzerinden eksik ödenen senet tutarlarına %30 oranında uygulanan gecikme bedelinin yeniden hesaplandığı ve davacı şirketin davalı kooperatiften 45.514,00 TL ana para+ 36.513,00 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 82.027,00 TL alacağının bulunduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 14.05.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, bilirkişi raporunda 82.027,00 TL alacak tespit edildiğinden davalarını 75.027,00 TL ıslah ettiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili 21.05.2018 tarihli ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesinde, ıslah talebinin zamanaşımı nedeni ile reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda; taraflar arasında … parselde bulunan taşınmazlarda inşaat yapımına ilişkin olarak sözleşme imzalandığı bu sözleşme gereğince müteahhit olan davacı tarafça bir kısım inşaatların yapıldığı ve fakat davalı kooperatif tarafından inşaatlara ilişkin ödemelerin yapılmaması üzerine taraflar arasında 03/06/2003 tarihli ve 26/04/2004 tarihli ek protokol düzenlendiğini, davacının edimini yerine getirdiğini ancak davalı kooperatifin yükümlülüklerine tam olarak uymayarak her iki protokol toplam değerine isabet eden miktarı tam olarak ödemediğini, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 7.000 TL bedelin işleyecek yasal faiziyle tahsili talebinde bulunduğu, mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak Mali Müşavir bilirkişiden ve Borçlar Hukukunda uzman bilirkişilerden raporlar alınmış ve taraflar arasında yapılan protokoller çerçevesinde hazırlanan taksitlendirme planı üzerinden eksik ödenen senet tutarlarına %30 oranında uygulanan gecekmi bedeli hesaplattırılmış ve davacı şirketin davalı kooperatiften 45.514,00 TL ana para, 36.513,00 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 82.027,00 TL toplam alacağının belirlendiği, davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebinin arttırmış ise de kural olarak ıslahın yargılama bitinceye kadar yapılması mümkün ise de (04.02.1948 günlü, 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre) hükmün Yargıtay tarafından bozulmasından sonra ıslahın söz konusu olamayacağından ıslahla arttırılan meblağ dikkate alınmayarak dava değeri olan 7.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesi yönünde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin birleştirilen 2009/208 E. Sayılı dosyası ile taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında hak ediş alacağına teminat olarak alınan kambiyo senedinden dolayı açılan alacak davası olduğu birleşen dosya ile mahkememiz esas dosyanın aynı sebebe dayalı olup taraflarının aynı olması nedeni ile derderstlik nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Asıl davanın KABULÜ ile
7.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Birleşen 2009/208 E. Sayılı dosyanın derdestlik nedeni ile usulden reddine,
Asıl dava dosyası yönünden,
2-Alınması gereken 478,17 TL harçtan peşin alınan 94,50 TL ve ıslah harcı olarak alınan 1.281,27 TL harcın mahsubu ile bakiye; 898,10 TL harcın harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan bozma öncesi yapılan 122,00 TL yargılama gideri ile bozma sonrası tebligat, posta ve bilirkişi masrafı olarak yapılan 1.564,00 TL olmak üzere toplam; 1.686,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafca yapılan yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
Birleşen 2009/208 E. Sayılı dosya yönünden,
6-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 94,50 TL harcın mahsubu ile bakiye; 50,10 TL harcın harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
10-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, karar taraf vekillerinin yüzünde tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi.20/06/2019

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza