Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/470 E. 2019/217 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/470 Esas – 2019/217
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/470
KARAR NO : 2019/217

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : ….
DAVA : Kayıt-Kabul
DAVA TARİHİ : 01/08/2007
KARAR TARİHİ : 06/03/2019
KAR. YAZIM TARİHİ : 11/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının (dönüşmekle kayıt-kabul) yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2006 yılı ihtiyacı için 22/02/2006 tarihinde 4734 ve 4735 sayılı Kamu İhale Yasası ve Kamu İhale Sözleşmeleri Yasası hükümlerine göre açık ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda 40.000 kg kalorifer yakıtının alımı için …. ile 23/03/2006 tarih 2391 sayılı sözleşme imzaladığını, müvekkilinin partiler halinde 33480 kg yakıt satın aldığını, bakiye 6.520 kg yakıt teslim edilmediğinden 28/12/2006 tarih ve 12018 sayılı yazıyla ihtar edilerek malın teslim edilmesini teslim edilmediği taktirde sözleşme hükümlerine göre işlem yapılacağının bildirildiğini, ihtara rağmen herhangi bir mal teslimi yapılmadığını, 4734 sayılı yasa kapsamında doğrudan teslim usulüyle alındığını ve 6520 kg yakıt için 7.145,92 TL ödendiğini, sözleşmeye göre mal teslim edilseydi 6.415,68 TL ödeneceğini, bu nedenle müvekkili idarenin 861,68 TL zarara uğradığını, bununla ilgili Samsun C.Başsavcılığınca davalı şirket hakkında soruşturma yürütüldüğünü, davalı firmanın teslim ettiği depolarında bulunan 14560 kg kalorifer yakıtından alınan örnekten yapılan analizde TS 2177 feul oil kalorifer yakıtı standardına uygun olmadığının tespit edildiğinin bildirildiğini, bu rapora göre standarda uygun olmayan yakıtın iadesi ve bedelinin de iadesinin talep edildiğini ancak sözleşme hükmü yerine getirilmediğini, bunun üzerine müvekkili idare tarafından sözleşmenin fesih edildiğini ve toplam 1.990,91 TL alacaklarının doğduğu tarihten işleyecek %25 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 14.560 kg standardına uygun kalorifer yakıtının davalı tarafından müvekkiline teslimine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı müflis şirket yetkilisi 21/08/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 6.520 kg yakıtı teslim edemediğinin doğru olduğunu, fiyat farkının, analiz bedelinin, karşılanmayan teminat miktarının borcu olduğunu ancak hileli veya bozuk yakıt iddiasını kabul etmediğini bildirmiş, müflis şirket vekili 22/08/2007 tarihli cevap dilekçesinde öncelikle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının temin edilemeyen yakıtı başka yerden temin etmek suretiyle oluşan farkı talep etmesinin yerinde olmadığını, bahsi geçen yakıtın davacı İdare yetkililerince gerekli kontrollerin yapılarak teslim alındığını, yapılan analizinde uygun olmadığını, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Davacı vekili 23/10/2007 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının görev itirazının yerinde olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Müflis şirket vekili 06/11/2007 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; görev itirazını tekrarladıklarını, davacının dava dilekçesinde dava konusunu 1.890,91 TL alacağın tahsili ve 14.560 kg standartlara uygun yakıtın tesliminden ibaret olduğunu ancak cevaba cevap dilekçesinde 14.560 kg yakıtın bedelinin 17.415,98 TL olduğundan bahis ile görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan ettiğini, davacının dava konusunu bu şekilde değiştirmesine muvafakat etmediklerini, davacı tarafından yapılan tebligatların usulune uygun yapılmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Toplanan deliller, delillerin değerlendirilmesi ve tartışılması;
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ekinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kimya Bölümünden alınan 29/12/2006 tarihli analiz raporunu, davalı ile aralarında imzalanan 23/06/2006 tarihli kalorifer yakıtı satın alınmasına ilişkin birim fiyat sözleşme örneğini, sözleşmenin feshine ilişkin 11/04/2007 tarihli yazı örneğini, davalıya gönderilen ihtarname suretlerini, davalıya yapılan ödemelere ilişkin fatura suretlerini ibraz etmiştir.
Davacı vekili 27/11/2007 tarihli delil dilekçesi ekinde; Akaryakıt Alım İhalesi Tip İdare Şartnamesi örneğini, teslim edilmeyen yakıt yerine alınan yakıta ilişkin birim fiyat ve ödeme belge ile vs. belge örneklerini ibraz etmiştir.
Samsun Ticaret ve Sanayi Odasının 19/02/2013 tarihli cevabi yazısından davalı ….’nin ünvanının 19/09/2012 tarihinde yapılan işlemle …. Olarak değiştirildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili 09/05/2014 tarihli dilekçesiyle müvekkili hakkında Samsun 1. İcra Müdürlüğünün 2013/1 İflas sayılı dosyası ile iflas masası kurulduğunun bildirildiği, Samsun 1. İcra Dairesinin 19/12/2014 tarihli yazısından davalının Samsun 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/09/2013 tarih 2013/368 Esas ve 2013/411 Karar sayılı ilamı ile borca batık olması nedeniyle iflasına iflasın 25/09/2013 tarihi saat:11:20 itibariyle açılmasına karar verildiğini, karar kesinleşmediğinden alacaklılar toplantısının yapılamadığını, 04/04/2014 tarihinde yapılan 1. Alacaklılar toplantısında alacaklılarca iflas idaresine aday gösterilmediğinden İİK’nun 222.maddesine göre ikinci alacaklılar toplantısına kadar masayı idareye iflas dairesinin temsil etmesine karar verildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Talimatla Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinden Mali Müşavir …, Uzman Denetçi … ve Uzman …’tan alınan 09/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; teslim edilmeyen 6.520 kg yakıt sebebiyle davacı idarenin uğradığı somut zarar tutarı olan 861,68 TL’nin sözleşmenin feshi nedeniyle hesaplanan 566,64 TL gecikme cezasının, kesin teminat farkı olarak hesaplanan 208,50 TL olmak üzere toplam 1.636,82 TL’nin davacının davalıdan talep edebileceğini, bu tutarın 1.070,18 TL’lik kısmı için 02/05/2007 tarihinden başlamak üzere yıllık %13,50 oranında faiz hesaplanması gerektiğini, 566,64 TL’lik kısmının zaten gecikme cezası niteliğinde olduğundan bu tutara ayrıca temerrüt faizi hesaplanamayacağını, davacı idarenin diğer taleplerinin taraflar arasındaki sözleşmeye ve hakkaniyete uygun olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş, davacı tarafından 01/07/2015 havale tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınan 11/01/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: davalı tarafça kök raporlarına karşı somut bir itiraz ileri sürülmediğini, davacı tarafın itirazlarının ise kök raporlarında izah edildiği üzere yerinde olmadığını, kök raporlarında vardıkları kanaatlerinde bir değişiklik olmadığının bildirildiği görülmüş, davacı vekili 24/02/2016 tarihli dilekçesiyle bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
İflas İdaresi tarafından 18/03/2016 tarihli yazıyla ikinci alacaklılar toplantısının yapıldığını bildirmiş, ekinde ikinci alacaklılar toplantı tutanağı, faaliyet raporu, alacak kaydına ilişkin alınan karar, alacaklının alacağı ile ilgili tanzim edilen ek sıra cetvelinin gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili 21/02/2018 havale tarihli dilekçesiyle dava konusu olarak gösterilen 14.560 kg kalorifer yakıtı bedelinin günümüz piyasa araştırmalarına göre toplam 43.542,262 TL olarak belirlendiğini bildirmiş, 15/03/2018 tarihli dilekçe ile ise teslim edilmeyen 14.560 kg kalorifer yakıtının o günkü rayiç bedelinin 17.415,98 TL olduğunu beyan etmiştir.
Samsun Vergi Mahkemesinin 2009/198 Esas 2009/577 Karar sayılı ilamından bir örnek dosya arasına alınmış, kararın Danıştay 3. Dairesi tarafından onandığı, tashihi karar talebinin de reddedilerek kesinleştiği görülmüştür.
Samsun 1.AĞCM’nin 2013/289 Esas 2014/75 Karar sayılı ilamının Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından bozulduğu, dosyanın 2018/665 Esasa kaydedildiği ve derdest olduğu anlaşılmış, son celse sonucunun beklenmesine/kesinleşmesine yönelik ara kararlardan vazgeçilmiştir.
Hesap bilirkişisi Beyhan Özer’den alınan 30/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının davacıya teslim etmediği 6520 kg yakıt bedeline ilişkin olarak davacının uğradığı zarar miktarının 861,68 TL olup, bu miktarın 02/05/2007-25/09/2013 tarihleri arası yıllık %25 oranı üzerinden işlemiş faiz miktarının 1.379,87 TL olduğunu, davacının kesin teminat farkından kaynaklanan zararının miktarının 208,50 TL olup bu miktarın 02/05/2007-25/09/2013 tarihleri arası yıllık %25 üzerinden işlemiş faiz miktarı 333,89 TL olduğunu, davacının haklı sebeple davalı yanla yapılan sözleşmeyi fesih etmesinden kaynaklanan gecikme cezasının miktarının 566,64 TL olup, bu alacağın nedeni faiz olduğundan tekrar faiz işletilemeyeceğini, davacının davadan evvel yaptığı 354 TL analiz rapor ücretinin faiz miktarının 02/05/2007-25/09/2013 dönemi 566,88 TL 02/05/2007-25/09/2013 tarihleri arası yıllık 204,08 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Peşin harç eksiklikleri davacı vekili tarafından 27/11/2007 tarihli makbuzla tamamlanmıştır.
Dava, İİK 235 maddesine dayanan kayıt-kabul davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; davacı ile müflis şirket arasında 22/02/2006 tarihinde 4734 ve 4735 sayılı Kamu İhale Yasası ve Kamu İhale Sözleşmeleri Yasası hükümlerine göre açık ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda 40.000 kg kalorifer yakıtının alımı için 23/03/2006 tarih 2391 sayılı sözleşme imzaladığı, müflis şirketin sözleşme gereğince teslim etmesi gereken yakıtlardan 6520 kg yakıtı teslim etmediği ve teslim edilen 14560 kg yakıtın ise TS 2177 feul oil kalorifer yakıtı standardına uygun olmadığı, davacının teslim edilmeyen 6520 kg yakıt yerine dışarıdan doğrudan temin yoluyla temin ettiği yakıt sebebiyle doğan fiyat farkı, gecikme cezası, kesin teminat farkı ile 14560 kg yakıtın standartlara uygun olmadığına ilişkin analiz ücreti bedeli toplamı 1.990,91 TL’nin davalıdan tahsili ile standartlara uygun 14560 kg kalorifer yakıtının teslimini talep ve dava ettiği anlaşılmaktadır.
Müflis şirketin yargılama aşamasında mahkememizin 25/09/2013 tarih 2013/368 Esas 2013/411 Karar sayılı ilamıyla iflasına karar verildiği ve İflas masasının oluşturulduğu, iflas müdürlüğünce temsil edildiği görülmekle davaya İİK 235 maddesi anlamında kayıt-kabul davası olarak devam edilmesi gerekmiştir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2012/2576 Esas 2012/4886 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere kayıt-kabul davaları iflastan önce müflisten alacaklı olanların yani iflas alacaklılarının alacaklarını masaya kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK 235 maddesinden alan davalardır.
Öte yandan İİK 195.maddesi gereğince iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp belirlenmesi gerekmektedir. Kural olarak iflasın açılmasıyla ipotekle temin edilen alacaklar hariç diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılması gerekir.
Yargılama aşamasında iflasa karar verilmekle, Samsun 1. İcra Dairesinin 2013/1 İflas (yeni esas Samsun İcra Dairesinin 2018/4 İflas) iflas masası oluşturulmuş, 13/11/2014 tarihinde yapılan 2.alacaklılar toplantısında davacı şirketin alacağının kabul edilmediği anlaşılmış, İflas İdaresi tarafından alacak nizalı olarak kabul edilerek 4.sıraya kaydedilmiş, sıra cetvelinin kesinleştiği tespit edilmiştir. İflas İdaresi tarafından sıracetveline yapılan kayıt kesinleşmiş ise de, alacağın iflastan önce doğmakla birlikte nizalı alacak olarak kabul edildiğinden alacağın doğup doğmadığının ve miktarının tespiti gerekmektedir (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2012/4233 Esas 2012/6890 Karar sayılı ilamı).
Davacı tarafın alacağının dayanağı müflis şirketle yapılan kalorifer akaryakıtı teslimine ilişkin sözleşme olup, 6.250 kg yakıtın teslim edilmediği dosya kapsamı ve müflis şirket temsilcisinin yazılı beyanı ile sabittir. Teslim edilmeyen yakıt yerine yapılan sözleşme ile 30/01/2007 tarihli fatura ile yeniden yakıt alındığı ve bu sebeple 861,68 TL İdarenin zararının oluştuğu görülmektedir.
Davacı ile müflis şirket arasındaki sözleşmenin 17.maddesinde işin zamanında bitirilmemesi, mal teslim edilmemesi halinde her geçen gün %0,06 oranında gecikme cezası kesileceği hükmü bulunduğundan 09/06/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre (23,61 TLx24) 566,64 TL gecikme cezası hesaplanmıştır. Yine sözleşme hükümlerine göre 208,50 TL kesin teminat farkı bulunduğu da hem dava dilekçesinden hemde 09/06/2015 tarihli rapordan tespit edilmiştir.
Davacının talep ettiği analiz ücreti 354,00 TL yönünden yapılan incelemede Üniversitede yapılan tahlile konu numunenin malın İdareye teslimi sırasında değil Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin ardından davacı İdarenin yakıt deposundan mevcut olan yakıttan ve davalı ve müflis şirket temsilcisinin bulunmadığı bir anda alınarak analiz yaptırıldığı, sözleşmenin 35 ve 37.maddeleride nazara alındığında yapılan analizin usulune uygun olmadığı, nitekim İflas İdaresinin bu hususta ayrıntılı itirazlarının bulunduğu bu şekilde 354,00 TL analiz ücretinin talep edilemeyeceği kanaatine varılmış, 09/06/2015 tarihli raporun bu kısmı hüküm kurmaya elverişli yasal ve yeterli görülmüştür.
Davacı tarafından müflis şirkete sözleşmenin 29/01/2007 tarihinde fesih edildiğine ilişkin yazı 21/04/2007 tarihinde tebliğ edilmiş, 10 günlük ödeme süresi geçtikten sonra müflis şirketin 02/05/2007 tarihinde temerrüde düştüğü tespit edilmiştir. İİK 195.maddesi gereği kabul edilen fiyat farkı, kesin teminat farkı ve gecikme cezasının temerrüt tarihinden müflis şirketin iflas tarihi olan 25/09/2013 tarihleri arasında taraflar tacir olmakla yürürlükte bulunan avans faiz hükümlerine göre işlemiş faiz hesabı yaptırılması gerekmiş, 30/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının ödediği fiyat farkı olan 861,68 TL’nin işlemiş faizinin 1.379,87 TL olduğu, kesin teminat farkı 208,50 TL’nin işlemiş faizinin ise 333,89 TL olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda gecikme cezası 566,64 TL yönünden işlemiş faiz hesabı yapılmamış ise de, bu kısım üzerinde de işlemiş faiz hesabının yapılması gerektiği anlaşılmakla, süre x miktar x faiz oranı (02/05/2007-25/09/2013 arası 2338 gün x 566,64 x 25=920,00 TL) formülüyle işlemiş faiz 920,00 TL olarak tespit edilmiş, bu bedelinde kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Böylece teslimi yapılmayan 6.250 kg yakıt sebebiyle fiyat farkı 861,68 TL ile faizi 1.379,87 TL, kesin teminat farkı 208,50 TL ile faizi 333,89 TL, gecikme cezası 566,64 TL ile faizi 920,00 TL olmak üzere toplam 4.270,50 TL’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne, analiz ücreti 354,00 TL yönünden talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın teslim edilen ancak standartlara uygun olmadığı iddia edilen 14.560 kg kalorifer yakıtının teslimine ilişkin talebi yönünden yapılan incelemede; 09/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere taraflar arasındaki sözleşmenin 35.maddesinde muayenelerin akaryakıt boşaltılırken alınacağının düzenlenmesi, TSE’nin petrol sıvılarından elden numune alınmasına ilişkin standardına da aykırılık olmakla davacı İdarenin yakıtın tesliminden sonraki bir tarihte TSE standartlarına da uygun olmayan şekilde numune almasının sözleşmenin 35.maddesine uygun olmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 37.maddesinde ise ”yüklenicinin teslim ettiği malzemenin hileli olmasından veya malın teknik gereklerine uygun imal edilmemiş olmasından dolayı zarar ve kayıplar oluştuğu taktirde bu zarar ve kayıpların yükleniciye tamamlattırılacağı veya ödetileceği” şeklinde düzenleme mevcuttur. Düzenlemeye göre hileli veya standarda uygun olmayan yakıt sebebiyle davacı İdarenin bir zararı veya kaybı ortaya çıktığı taktirde bu zarar veya kaybın müflis şirket tarafından karşılanması gerekmektedir. 09/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda bu zararların standarda uygun olmayan yakıtın kalorifer sisteminde yol açtığı hasarlar, alınan yakıtın kış boyunca ısınma ihtiyacını karşılaması gerekirken standarda uygun olmaması sebebiyle bunu karşılayamadığına ilişkin somut zararlar olduğu tespiti yapılmıştır. Dosya kapsamından ise davacı İdare tarafından bu yönde somut bir zarar veya kayıp oluştuğuna dair bir delil ibraz edilmemiştir. Söz konusu yakıtın İdarece kullanılmış olduğu da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşme hükümlerine uygun olarak malın teslimi sırasında numune alınmadığından ve yapılan analizin TSE standartlarına uygun olmadığı gibi somut bir zarar veyahut kayıp oluştuğuna dair delilde sunulmadığı ve yakıtında kullanılarak tüketildiği anlaşılmakla aynen teslimine yönelik davacı talebinin ise reddi gerekmiştir.
Mahkememizin 25/06/2008 tarihli celsesinde Samsun 1.AĞCM’nin 2007/65 Esas sayılı dosyasının beklenmesine karar verilmiş, sonraki celselerde aynı şekilde ceza dosyasının sonuçlanması beklenmiş ise de, en son 1 AĞCM’nin 2013/289 Esas 2014/75 Karar sayılı ilamı Yargıtay 5.Ceza Dairesinin 05/04/2018 tarihli ilamı ile bozulmuş, yeni esasa kaydedilen 2018/665 Esas sayılı dosyanın derdest olduğu ve son celse tutanağına göre henüz bozma ilamına uyma/direnme kararının verilmediği ve davanın niteliği, sanık sayısının fazlalığı ve bozma ilamı içeriğine göre yargılamanın uzunca bir süre daha devam edeceği anlaşılmaktadır. Esasen TBK’nun 74.maddesine göre hukuk hakimi ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz, ancak tespit edilen maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayıcı olacaktır.
Davacı İdarenin 6.250 kg yakıtın teslim edilmemesiyle ilgili talepleri yönünden ceza mahkemesinin bekletici mesele yapılmasının gerekmediği açıktır. Zira burada tamamen sözleşme hükümlerinin uygulanması söz konusudur. Müflis şirket yetkilisi dahi bu kısma ilişkin taleplere itiraz etmemiştir. Davacı İdarenin 14560 kg yakıtın teslimine yönelik talepleriyle ilgili olarak da yine sözleşmenin 35.maddesi hükmü gözetildiğinden davacı İdarenin akaryakıt boşaltılırken numune almadığı gibi yani analiz yapılan numunenin yakıtın boşaltılması sırasında alınan numune olmadığı gibi yapılan tahlilinde TSE standartlarına uygun yapılmadığı gerekçesiyle bu kısım yönünden talebin reddine karar verildiğinden, ceza mahkemesince verilecek beraat veya mahkumiyet kararının bir etkisi söz konusu değildir. Ceza mahkemesindeki yargılamada alınan numunelerin TSE standartlarına uygun olduğu kabul edilse dahi sözleşmenin 35.maddesi gereği numune zamanının akaryakıtın boşaltılması sırasında alınması gerektiğinden, yine sözleşme hükümlerine aykırılık söz konusu olduğundan 1 AĞCM’nin 2018/665 Esas sayılı dosyasının beklenmesinin verilecek karara etkisi olmayacağı kanaatine varılarak beklenmesi/kesinleşmesi yönelik ara karardan vazgeçilmesi gerekmiştir.
Yargılama aşamasında görev itirazı olmuş ise de, dava değerinin standartlara uygun olmayan 14560 kg yakıt bedeli 17.415,98 TL ile 1.990,91 TL’nin toplamı olan 19.406,89 TL’den ibaret olması karşısında dava tarihine göre ve tarafların tacir olması sebebiyle mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmış, davacı vekili peşin harç eksikliği tamamlatılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-Teslim edilmeyen yakıt sebebiyle hesaplanan 861,68 TL ile hesaplanan faizi 1.379,87 TL, kesin teminat farkı 208,50 TL ile faizi 333,89 TL, gecikme cezası 566,64 TL ile faizi 920,00 TL olmak üzere toplam 4.270,50 TL’nin … iflas masasına (Samsun 1. İcra Müdürlüğü 2013/1 iflas iken kapanmakla Samsun İcra Müdürlüğünün 2018/4 İflas) kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli maktu 44,40 TL harcın peşin alınan 26,90 TL ve ıslahla alınan 236,00 TL harç olmak üzere toplam 262,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla yatan 218,50 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen maktu 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
4-Davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 237,05 TL, talimat masrafı 1.228,30 TL ve bilirkişi ücreti 350,00 TL olmak üzere toplam 1.815,35 TL’den kabul ve red oranına göre hesaplanan 399,47 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve iflas idaresi memurunun yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren 10 gün içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/03/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip