Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/433 E. 2021/498 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/433 Esas – 2021/498
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/433 Esas
KARAR NO : 2021/498

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : …

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili şirketi … tarihinden bu yana temsil ve ilzama yetkili tek kişinin … isimli kişi olduğunu ve şirketin davalı bankanın … Şubesi’nde mevduatı bulunduğunu, davalı bankanın şirket ortaklarından …’na … ilâ … yıllarında bir kısmı nakit verilmek ve bir kısmı onun talimatı ile üçüncü kişilere havale/eft yapılmak suretiyle ödendiğini, …’na ödenen tutarların iadesi için davalıya … ve … tarihlerinde iki ayrı ihtar çekildiğini ancak davalının iadeye yanaşmadığını, böyle olunca davalı aleyhine Samsun … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası üzerinden takibe girişildiğini ancak takibin itiraz üzerine durduğunu, oysa davalının yetkisiz kişiye ödeme yapmak suretiyle davacıya borçlandığını beyanla, 61.405-TL’nin paranın hesaptan çekildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve davalının %40 oranında icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … havale tarihli dilekçesi ile süre uzatım talebinde bulunmuş ve mahkememizin … tarihli dilekçesi ile davalıya 20 gün ek süre verilmiştir. Ancak, davalı vekili, cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
Samsun …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davacı tarafından takip borçlusu davalı aleyhine, 61.405-TL asıl alacak ve 499,65-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 61.904,65-TL üzerinden “yetkisiz kişiye ödenen paranın iadesi” açıklaması ile ilamsız takibe girişildiği, takip borçlusu davalının süresinde ileri sürdüğü itirazları üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirkete ait sicil kayıtları … Ticaret Sicili Memurluğu’ndan celp edilmiş olup, incelenmesinden: Davacı şirketin … tarihinde sicili tescil edilmek suretiyle kurulduğu ve ilk yetkili temsilcinin … olduğu, …’ın …. tarihine kadar devam eden yetkisinin …’nın yetkili temsilci seçilmesi ile sona erdiği ve …’nın yetkisinin de …. tarihine kadar devam ettiği, bu tarihte …’ın temsilci olarak seçildiği ve yetkisinin …. tarihine kadar devam ettiği, bu tarihte …’ın 20 yılı süreyle münferiden temsille yetkilendirildiği, …. tarihinde şirket unvanının değiştiği ve şimdiki halini aldığı, … tarihinde …’ın temsil yetkisinin sona erip …’nun temsilci olarak seçildiği, şirketin ticaret sicil kaydının TTK’nun Geçici 7.maddesine istinaden … tarihinde re’sen terkin edildiği, ancak şirketin … … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E…. sayılı kararı ile ihyasına karar verildiği görülmüştür.
… … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E…. sayılı dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Davacı … tarafından, … Ticaret Sicili Müdürlüğü aleyhine, TTK’nun Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen (davacı) … ihyası talebi ile açılan ihya davasının kabul ile sonuçlandığı ve kararın … tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
… … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E…. sayılı dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Davacı … tarafından davalı … ile … aleyhine, “…’ın şirket müdürlüğünden alınarak …’nun şirket müdürü olarak atanmasına ilişkin … tarihli kararının iptaline” yönelik dava açıldığı ve davanın kabul ile sonuçlanıp, kararın … tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
… … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: …’nun suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan yargılandığı davada, …, … ve …’nın müşteki olduğu, sanık hakkındaki ilk kararın Yargıtayca bozulduğu ve ikinci kararın da ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulduğu, dosyanın mahkememiz karar tarihi itibariyle derdest olduğu görülmüştür.
Dava, bankacılık sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı banka nezdindeki hesabından yetkisiz kişilere yapılan ödemelerin iadesine yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise davaya cevap vermemek suretiyle davayı inkar etmiştir.
Dava dilekçesinin konu kısmında, davanın “itirazın iptali davası” olduğu belirtilmiş, ancak netice-i talep kısmında “alacak” isteminde bulunulup, “davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesi” istenmiştir. Gerek ön inceleme aşamasında ve gerekse safahatta davanın itirazın iptali davası olduğu kabulü ile tahkikat yürütülmüş, davacı vekili hüküm celsesinde “davanın itirazın iptali davası olduğunu” açık bir biçimde ifade etmiştir. Hal böyle olunca, dava dilekçesinin netice-i talep kısmında, sanki alacak davası açılmış gibi istemde bulunulmuş ise de, “davanın itirazın iptali davası şeklinde açıldığı” kabul edilmiş, “itirazın iptali davası kurallarına göre” değerlendirme yapılmıştır.
Davanın ikamesinden yaklaşık 1 ay sonra, … tarihinde, …, mahkememize bir dilekçe ibraz etmiş ve ortaklar kurulunun … tescil tarihli kararı ile şirketin yetkili temsilcisi seçildiğini belirtip, davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. İmza sirküsü ile karar defter örneğini de dilekçesi ekinde ibraz etmiştir. Ancak, davacı şirket vekili, … tarihli dilekçesi ile, …’nun şirket müdürü olarak seçildiğine ilişkin kararın sahte ve geçersiz olduğunu ve bu konuda adli makamlara şikayette bulunduklarını belirtmiş, feragatin geçerli olmadığını beyan etmiştir. Nitekim, … tarafından, …’nun şirket müdürü olarak atanmasına ilişkin … tarihli kararın iptaline yönelik açılan dava kabul edilmiş ve karar 17.02.2021 tarihinde kesinleşmiştir. Yani, …’nun şirket müdürü olarak atanmasına ilişkin … tescil tarihli karar, … … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E…. sayılı kabul kararı ile makable şamil olarak ortadan kalkmıştır. Buna göre, …’nun feragat beyanı hükümsüzdür ve … … tarihi itibariyle şirketi temsil ve ilzama yetkili tek kişidir.
Toplanan delillerden; davalı bankanın, …’na, …. tarihinde 16.000-TL, … tarihinde 20.290-TL, …. tarihinde 10.000-TL, …. tarihinde 8.1120-TL ve …. tarihinde 10.500-TL olmak üzere toplam 54.900-TL ödeme yaptığı, ayrıca …’nun talimatı üzerine …. tarihinde … şirketine 800-TL, …. tarihinde … şirketine 3.547-TL, …. tarihinde …. şirketine 658-TL ve …. tarihinde …. isimli kişiye 1.500-TL olmak üzere toplam 6.505-TL havale/eft yaptığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere, …’na ve onun talimatı ile üçüncü kişilere 61.405-TL ödeme yapılmıştır.
Davalı banka, … tarihli cevabi yazısında, …’na şirketin %80 hissesine sahip ortağı olması sebebiyle ödeme yapıldığı ve yine aynı sebebe istinaden onun talimatı üzere üçüncü kişilere para gönderildiği bildirmiştir. Davacı vekili de, müvekkili şirketin mezkur işlemlerin yapıldığı tarih itibariyle yetkili temsilcisinin … olduğunu ve onun talimatı olmadan yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu, bu sebeple ödemelerin davacıya iade edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
İade iddiasına konu işlemlerin yapıldığı tarih itibariyle şirketin tek yetkili temsilci … olduğuna göre, bankadaki mevduatla ilgili işlem yapma yetkisi de sadece bu kişiye aittir. Şirket ana sözleşmesinde şirketi temsil ve idare edecek kişinin GK tarafından seçilecek müdürler olduğu açıkça belirtilmiş olup, ortağın şirketten para çekme konusunda salahiyeti ve bankanın temsilci sıfatı bulunmayan şirket ortağına ödeme yapma konusunda yetkisi ve akdi bir yükümlülüğü yoktur. Başka bir deyişle, …’na şirket hisselerinin çoğuna sahip olduğu gerekçesi ile ödeme yapılmasının hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. O halde, 61.405-TL’nin davacı şirkete iadesi gerekmektedir.
Takipten önce çekilen ihtarlarla temerrüt gerçekleştiğine göre davacının takipteki işlemiş faiz talebi yerindedir, ancak salt asıl alacak için itirazın iptali talep edilmiş ve dava değeri de asıl alacak olarak gösterilmiş olduğundan, asıl alacak tutarı üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmelidir.
Kısa kararda, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek faiz konusunda bir karar verilmemiştir, ancak bu eksikliğin HMK’nun 305/A maddesi uyarınca tamamlanabilecek eksikliklerden olduğu değerlendirilmiş ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilecek şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı bankanın, üçüncü kişiye ne miktarda ödeme yaptığı daha takibin başında bilinmekte olup, taraflar arasında ödeme tutarının ne kadar olduğu konusunda bir niza yoktur. İhtilaf, ödeme yapılan kişinin bu konuda salahiyetinin olup olmadığı ve davalı bankanın da şirket ortağına ödeme yapma yetkisinin ya da bu konuda akdi bir yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Buna göre, alacak likittir ve takip … tarihinde başlatıldığına göre hüküm altına alınan alacağın %40’ı oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmelidir.
Bu sebeplerle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Samsun … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin 61.405-TL üzerinden ve bu miktara takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına,
2-İİK’nın 67. maddesi gereğince 24.562-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.194,57-TL karar ve ilam harcından peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.282,67-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.186,22-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 8.782-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı…

Katip …
¸

Hakim …
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.